Kulübemde ki güzel bir günün ardından iyi bir uyku çekmeliydim. Bunun için yatağa uzandığımda zorla da olsa uyuyabildim. Rüyamda çiçeklerle kaplı bir yerdeydim. Yer demek yanlış olurdu , uzun ve ince bir yolun tam ortasında duruyordum. Yolunda kenarında binlerce renk ve biçimde çiçekler vardı. Hatta içlerinde daha önce görmediğim pek çok çeşitte ve muhteşem güzellikte çiçekler vardı. Yolun sadece kenarında değil, iki yanına bir çiçek bahçesini andırıyordu. Hayır , hayır andırmıyordu. Burası gerçekten bir çiçek bahçesiydi. O anda aklıma bir şey geldi. Tanrıça Persephone! Bu kadar değişik ve görülmemiş güzellikte olan çiçekler sadece annemde olabilirdi. Çiçekler bir açılıyor , bir kapanıyordu. Bazıları ışıl ışıldı, o kadar çok ışık saçıyorlardı ki onlara bakamıyordum bile. Yolun sonunda bir kadın , bana bakıyordu. Üstünde ki elbise yeşil renkteydi ve belinden kahverengi kurdeleler sarkıyordu. Sarı saçları havada rüzgar olmadığı halde hafif uçuşuyordu. Bana gülümsedi ve yanına çağırdı. Rüyada bile olsa annemle görüşmek güzel bir şeydi. Gerçi bunun bir rüyadan ibaret olmadığını biliyordum çünkü melezler normal rüyalar görmezlerdi. Annemin yanına koşar adım gittim. Bana sevecenlikle gülümsüyordu. Bir anlık şaşkınlığın ardından ''Tanrıça Persephone.'' diyebildim. Annem bana bakıp gülümsedi ve ''Hoş geldin Olivia, kızım'' dedi. Gülümseyerek,''Hoş bulduk anne, beni buraya sen mi getirdin?'' . O da gülümseyerek konuşmasını sürdürdü ''Ah, evet. Hem sana bir hoş geldin diyeyim dedim, hemde sana bir şey vermek istiyorum.'' Şaşırmıştım. Acaba ne verecekti? ''Evet anne, seni dinliyorum.'' Bana sevecenlikle gülümsedi ve ''Sana bir hoş geldin hediyesi.'' Sonra elinde beyaz, safirden zarif bir yüzük belirdi. Bir anneme bir yüzüğe bakıyordum.''Hem de seninde kendine özel bir silahın olmalı, değil mi ?'' Çok mutlu olmuştum. Annem bana bir hediye vermişti. ''Teşekkür ederim anne'' dedim kocaman bir gülümsemeyle. Sonra yüzüğün özelliklerini açıklamaya başladı,''Bu yüzüğün ortasına bastırdığında kılıç, kalkan ya da hançer olabilir. Ne istiyorsan ortasına bastırırken onu düşün.''. Sonra yüzüğü bana uzattı. '' Çok teşekkür ederim, bu muhteşem'' dedim ve yüzüğü taktım. Yüzük taktığım anda renk değiştirmeye başladı ve 15-20 saniye sonra parıltılı bir beyaz oldu. '' En güzel özelliğini unutuyordum , bunu senden başkası kullanmaya kalkarsa hiç bir işe yaramaz'' dedi ve göz kırptı. Anneme tekrar tekrar teşekkür ettikten sonra ''Hoşça kal anne, umarım yine görüşürüz.'' dedim ve yolda yürümeye başladım. Tam yolun sonuna gelmiştim ki uyandım. Kocaman bir gülümsemeyle parmağımda ki yüzüğe baktım.