Güneşin huzur verici ışınları kulübemizin üzerinde parıldamaya başladığında hepimiz ayağa kalkıp güne hazırlanmaya başlamıştık bile. Herkes bir işe girişirken ben ise odamdan dahi çıkmadan düşünüyordum. Ne zaman bir dost edinecektim? Gerçek bir dost... Belki de hayatımın sonuna kadar benim yanımda olacak bir dost. "Belki bugün, belki yarın, belki çok daha sonra... Ne fark eder ki?" Kendimi inandırmaya çalışsam da bir dosta ihtiyacım vardı. Yavaş adımlar ile kulübeden çıktım ve kampın içinde yürümeye başladım. Nereye gidecektim, nereye gidebilirdim? Hiçbir fikrim yoktu fakat biraz yürüyüş yapsam hiç fena olmayacaktı. Aniden burnuma gelen keskin bir koku ile irkildim. İşte, buldum! Bunu daha önce neden düşünememiştim ki? Yine de başımı öne eğdim ve hiç kokunun geldiği yöne sapmadan dümdüz yürümeye başladım. Adımlarım sanki bana itaat etmiyordu. "Pekala, belki bir partiye giderim. İlla ki çılgın bir melez parti düzenliyordur." Olduğum yerde durdum ve birkaç saniye soluklandım. "Hayır hayır, ilk önce bir işimi halletmem gerekiyor!" Keskin kokunun geldiği yere doğru son sürat koşmaya başladım.
Kokuların iyice keskinleştiği zaman geldiğimi anladım ve etrafıma bakındım. İşte, etrafımda onlarca pegasus duruyordu ve bugün içlerinden bir tanesi benim dostum olacaktı. "Pekala, siz mi beni seçmelisiniz? Yoksa ben mi sizi seçeceğim?" Pegasusların birkaçı kafasını kaldırıp bana baktı, sonra da tekrar başlarını eğdiler. "Ne kadar bulutlu bir gün. Böyle bir günde neden dışarı çıktım ki zaten, bir pegasus bile bulamıyorum!" dedim gökyüzüne bakarak. Ahırlardan tam çıkmak üzereydim ki gözüm bir köşeye takıldı. Her taraf bulutlu olmasına rağmen bir pegasusun bulunduğu alan ve etrafındaki birkaç metreye güneş ışıkları vuruyordu. Birden gözlerim parladı ve hemen oraya doğru koşturdum. "Apollon'un kudreti işte... Teşekkürler baba." Pegasusun yanına gittim ve başını okşamaya başladım. Pegasus benimle inanılmaz bir uyum gösteriyordu sanki. "Pekala, senin ismin Lotto olsun. Sana bu ismi niye koyduğumu bilmiyorum fakat kulağa hoş geliyor öyle değil mi?" Lotto'nun gözleri sapsarıydı ve etrafına ışık saçıyordu. Bembeyaz ve kabarık tüyleri vardı. "Pekala dostum, seninle bir maceraya çıkmak için sabırsızlanıyorum!"