Lotus Kumarhanesi'nde Görev

Nyks'in Çocuğu Mesaj Sayısı : 747 Kayıt tarihi : 27/05/11

Sabah, Hera kulübesinden Hanna'nın kapıma gelmesiyle uyandım. Beni çağırıyordu. Ne olduğunu anlamamama rağmen yanına gittim. Bana aceleyle bir şeyler anlatmaya başladı,"Reanna, Tanrıça Athena bir görevden bahsediyor. Melez mi ne kurtaracakmışız. Haydi gel, yanına gitmemiz gerek." Üstümdeki kıyafetlere baktı. Hala pijamalarımlaydım."Ya da sen en iyisi önce üstünü değiştir. Çabuk ol, bekliyorum" Hanna'nın acele ettirme çabaları içinde üstümü değiştim ve birlikte Athena'nın bizi beklediği yere gittik. Tanrıçanın yanında Kheiron da vardı. Bizi görünce Kheiron eliyle gel işareti yaptı. Yanına gittiğimizde konuşmaya başladı, "Adreanna ve Hanna. Sizi bir göreve göndereceğimizden haberdarsınızdır. Görev, Lotus Kumarhanesi'nde kalan iki melezi kurtarmak. Çok dikkatli olmanızz gerekiyor, oranın nasıl bir yer olduğunu biliyorsunuz." Demek Hanna doğru söylüyordu. Zor bir görevdi, bu kesin. Ama bunu Hanna'yla birlikte yapabilir miydik? "Doğru anladım değil mi? Hanna ve benden, Kumarhaneye gidip kurtarma operasyonu düzenlememizi istiyorsunuz?" Kheiron evet anlamında başını salladı. Bu sırada Athena söze karıştı,"Evet kızlar, kabul ediyor musunuz?" Soru aslında saçmaydı. Kabul etmeme gibi bir şansımız var mıydı ki? Hem Hanna'yı tanıdığım kadarıyla birlikte göreve çıkılabilecek birisiydi. Cevap verdim,"Ediyoruz. En azından ben ediyorum." Athena onaylarcasına bir hareket yaptı. "Hanna?" Hanna'nın da benimle aynı şeyleri düşündüğü belliydi. O da başını salladı ve Athena'ya cevap verdi,"Tabii, Tanrıçam. Ne zaman gideceğiz? Bu soruyu ise Kheiron cevapladı, "Hemen. Biraz eşya alın, kıyafet falan. Sizi burada bekliyoruz. Hanna'yla ben bu sözler üzerine kulübelerimize yöneldik. Hanna Hera kulübesine giderken ben de kendi kulübeme gidip bir çanta hazırladım. Sonra kulübedekilerle vedalaşıp Athena ve Kheiron'un bizi bekledikleri yere doğru yola koyuldum Oraya vardığımda Hanna gelmişti. Athena ve Kheiron ise Hanna'nın pegasusunu getirtmişlerdi. Birlikte göreve çıktığımız için aynı pegasusla uçmamız daha doğru bulunmuştu. Çantalarımızı alıp pegasusa bindik. Las Vegas'a gidiyorduk, hem de hiç hesapta olmayan bir görev için!

Konu: Geri: Lotus Kumarhanesi'nde Görev Çarş. Haz. 08, 2011 5:28 am

Görevi Rea'yla yapacağımı duyduğumda,sevinmiştim.Rea'yı severdim çünkü.Benim gibi agresifti.En azından anlaşabiliyorduk.Çantamı hazırlamam uzun sürmedi.Kheiron,Spencer'i ahırdan almıştı.Spencer'in ağzına çantamdan çıkardığım havucu tıktım ve Rea'yı beklemeye koyuldum.Çok uzun sürmedi.Yanımıza geldiğinde soluk soluğaydı.Koşmuş olmalıydı.Ona gülümseyip Kheiron'a döndüm. "Çok ama çok dikkatli olmalısınız.Kumarhanenin sizi yanıltmasına izin vermeyin.Kendinizi kaybetmeyin sakın!" Haklıydı.Oraya daha önce gitmemiştim ancak gidenlerden dinlemiştim.O kadar güzel bir yermiş ki,insanların aklını çelebiliyormuş.Spencer'in sırtına atlamamız ve havalanmamız bir oldu.Yüzüme çarpan ve saçlarımı havalandıran rüzgar beni rahatlatmıştı.Las Vegas o kadar da uzak sayılmazdı.Rea bir şeyler mırıldanıyordu."Zor bir görev olacak" diye bağırdım.Başını sallamakla yetindi.Spencer kişneyip duruyordu.Yorulmuş olmalıydı."Az kaldı Spencer" dedim başını okşayarak.Neredeyse gelmiştik.Uzaktan Las Vegas'ın meşhur evleri,eğlence merkezleri ve tabii kumarhaneleri belirmişti.Spencer ağır ağır tenha bir sokağa indi.Sırtından indiğimizde ikimizde esnedik.Farketmesekte yorulmuştuk.

Nyks'in Çocuğu Mesaj Sayısı : 747 Kayıt tarihi : 27/05/11

Zor bir yolculuktu. Pegasus sırtında uçmanın yanı sıra sabahın erken saatinde yola koyulmuş olmak da bizi yormuştu. Hanna'nın pegasusu Spencer da yorulmuş gibiydi. Hanna onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Bir süre daha uçtuktan sonra karşımızda bütün ihtişamı ile hareketli bir şehir belirdi. İşte Las Vegas! Spencer nereye gideceğini biliyormuşçasına sakin bir mahallede durdu ve pegasustan indik. Bizim inmemizle Spencer tekrar havalandı. Bu kalabalık şehirde fark edilmemesi imkansızdı, bu yüzden başka bir yere gidiyordu. İstediğimizde tekrar burada olacaktı. Hanna'ya döndüm,"Dinlenmek ister misin? Yorgunuz ikimiz de." Hanna esniyordu ama başını olumsuzca salladı,"Gerek yok. Vakit kaybetmeyelim. Şu işi bitirip kampa dönmek istiyorum." Hanna'ya hak vermiştim. Birlikte şehir merkezine doğru yürümeye başladık. Hanna yolu biliyor gibiydi. Değişik yerlerden geçtikten sonra kocaman ve gündüz vakti olmasına rağmen ışıl ışıl aydınlatılmış bir yapının önünde durduk. Hanna'ya sordum,"Lotus burası mı?" Hanna başını kaldırıp binanın üstündeki yazıyı okudu. "Öyle olmalı. Hazır mısın?" İçimden hayır diye geçirdim ama yine de gülümseyerek cevap verdim, "Ne kadar olabilirsem!" Derin bir nefes aldık ve Lotus Kumarhanesi'nin içinde bizi neyin beklediğini bilmediğimiz dünyasına doğru adım attık. Başımıza bir şey gelmemesini umuyordum!

Konu: Geri: Lotus Kumarhanesi'nde Görev Çarş. Haz. 08, 2011 5:57 am

Lotus Kumarhanesi burası olmalıydı.Okuyamıyordum.Çünkü okuduğum yazı anlamsız bir hal alıyordu.İçeriye girdiğimizde karşımıza çıkan kapı görevlisi 'Hoşgeldiniz efendim,Lotus kartı istermisiniz?'gibisinden bir şeyler dedi.Onu dinlemedik ve yolumuza devam ettik.Yapmamız gereken tek şey,melezleri buradan çıkarmaktı.Açıkçasını söylemek gerekirse Lotus dedikleri kadar vardı.Burada yaşamayı öyle çok isterdim ki? "Vay canına" dedim Rea'ya.Rea'da ışıldayan gözleriyle etrafı inceliyordu.Önümüzde duran kadını farketmemiştik bile.Kadının elinde bir tabak vardı.Tabakta garip bir rengi olan kurabiyeler vardı. "Lotus çiçeği ister miydiniz?"dedi gülümseyerek.O kadar acıkmıştım ki,hemen bir tane kaptım.Rea'da gülümseyerek bir tane aldı.Kurabiye,dilime temas ettiğinde hafızamda ki her şey silindi.Kumarhane gözüme daha güzel göründü sanki.Kurabiyenin tadı,harikaydı.Hayatımda yediğim en güzel şeydi. "Mm."dedi Rea."Harika!" Bir yandan yürüyor bir yandan da elimizde ki kurabiyeleri didikliyorduk.Kumarhanede ilerledikçe,karşımıza daha mükemmel şeyler çıktı.Lobide kocaman bir havuz vardı.Havuzun etrafındaysa, binbir çeşit oyun vardı.Rea'yla birbirimize baktık."Ah,batak var burada.Oynamadan asla gitmem" dedim.Rea "Gideceğimizi kim söyledi?"dedi kıkırdayarak.Bu bana ne kadar yanlış gelsede gülümsedim.

Nyks'in Çocuğu Mesaj Sayısı : 747 Kayıt tarihi : 27/05/11

Lotus Kumarhanesi kesinlikle harika bir yerdi. Işıl ışıl süslemeler, sıcakkanlı görevliler, yakışıklı insanlar. Neredeyse kampta bir sevgilim olduğunu unutacaktım. Bir de tabii o müthiş Lotus Çiçekleri vardı. Ağzınıza attığınız anda mutluluk veriyor, bir yandan da sanki hafızamızı siliyordu. Hanna'yla birlikte dolaşım Lotus Çiçeği yerken batak oynanan bir yer gördük. Hanna çok hevesliydi. Onu kırmadım, ben de batak severdim. Birlikte oyuna yeni başlamış gibi görünen bir grubun yanına gittik. Hanna onlara sordu,"Size katılabilir miyiz?" Oyunculardan bir erkek Hanna'ya ve bana bakıp hafifçe gülümsedi. "Memnun oluruz bayanlar!" Sevinmiştik. Hanna da çok mutlu gibiydi. Heyecanla kartlarımızı aldık ve oyuna başladık. İlk oyunu Hanna kazanmıştı. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle tebrikleri kabul ediyordu. Oyun bittikten sonra oradakilere teşekkür ettik ve bu cennet gibi yeri biraz daha dolaşmak için yürümeye koyulduk.

Konu: Geri: Lotus Kumarhanesi'nde Görev Çarş. Haz. 08, 2011 6:27 am

Batağı çok severdim gerçekten.Erkeklere hitap eden bir oyundu evet,ama babam beni çok alıştırmıştı.İlk oyunu ben kazandım.Masadaki çocuklar şaşırmışlardı.Çoğu beni tebrik etti.Tek tek teşekkür ettim hepsine.Bizi oyuna aldıkları için teşekkür ederek masadan kalktık.Etrafta garip bir şeylerin döndüğünü o zaman anlamıştım.2011 yılındaydık ama insanların çoğu çok garip giyinmişti."Hey şuna bak" dedim üzerinde garip bir abiye olan kadını göstererek.Rea'da şaşırmış gibiydi.Başını salladı."Ben şu tarafa gideceğim."dedi.Kafamı salladım ve yürümeye devam ettim.İleride ki Rolling Stone adlı oyunun yanına gittim.Çok ama çok yakışıklı bir çocuk oyunun başındaydı.Küfürler savuruyor,deli gibi ateş ediyordu.Çocuk beni fark etmiş olacak ki bakışlarını bana çevirdi. "Oynamak istiyorsan biraz beklemelisin" dedi ters ters."Hayır,sadece bu oyun kaç yapımı?" dedim.Çocuk sorduğum şeyi çok anlamsızmış gibi bana baktı ve"1974 olmalı.Geçen sene yapımı işte." Geçen sene mi? 1974 mü? Hiç bir şey demeden uzaklaştım.Gözlerimle Rea'yı taradım.Buradan hemen çıkmalıydık!

Nyks'in Çocuğu Mesaj Sayısı : 747 Kayıt tarihi : 27/05/11

Çocuğun sözleri beni de şaşırtmıştı. Sonradan aklıma geldi; Tabii ya! Meşhur Lotus çiçekleri! Hanna'nın yanına dönüp ona fısıldadım,"Hanna! Kardeşleri bulup hemen çıkmalıyız!" Hanna da durumu farketmişti. Bana işaret ettiği yöne gittim ve kardeşleri aramaya koyulduk. Onları, ya da onlar olduğunu sandığım kişileri poker masasında buldum ve Hanna'ya seslendim. Bir yandan da çocuklarla konuşuyordum."Lisa ve Eduard siz misiniz?" Erkek olan adımı nereden biliyorsun dercesine bana bakıp cevapladı. "Evet. Neden soruyorsun? Çocuklara eğilip sessizce yanıtladım,"Melez Kampı'ndan geliyoruz. Sizi buradan çıkarmakla görevlendirildik. O Lotus Çiçekleri insanı büyüleyip çıkmanızı engelliyor. Benimle gelin!" Çocukla şaşırmıştı. Lisa onayladı ve ayağa kalktı. Bir yandan da Eduard'a gelmesini işaret etti. Melezleri peşime takıp yürümeye koyuldum. Hemen Hanna'yı da alıp buradan çıkmalıydık!

Konu: Geri: Lotus Kumarhanesi'nde Görev Çarş. Haz. 08, 2011 6:17 pm

Rea hangi cehennemin dibindeydi.Arkamda ki kapı görevlisi peşimi bırakmıyordu."Bir sorun mu var bayan?"dedi.Hışımla arkama dönerek "Hiç bir sorun yok! İşin yok mu senin.Gitsene başımdan!"dedim bağırarak.Kapı görevlisi,bir şey söylemek istedi.Ancak lafı yarım kaldı.Gözleri bir noktaya sabitlendi.Hemen bakışlarımı baktığı yere yönelttim.Rea'ya ve endişeyle peşinden koşturan Eduard'la Lisa'ya bakıyordu.Yapacak hiç bir şeyim yoktu.Çantamı sırtımdan çekip adamın suratına gömdüm.Bütün kumarhane birbirine karıştı.İnsanlar çığlık atıyor,görevliler peşimden koşuyorlardı. "Reaa!"diye bağırdım avazım çıkana kadar.Son hızla onlara koşmaya başladım.Bu arada beni çok şaşırtan bir şey oldu.Eduard eline aldığı bir sopayla kapı görevlisini dövüyordu.Kolunu tutarak "Hey,gitmeliyiz."dedim.Hızla kapıya doğru koşmaya başladık.Arkamızdan bağırıp,küfür savuran kapı görevlilerinden nasıl kurtulacağımızı bilmiyordum.Önüme gelenin suratına çantamı geçiriyordum.Eduard ise elinde ki sopayla kafalarını darbe indiriyordu.Rea ve Lisa neredeyse kapıya ulaşmışlardı.

Nyks'in Çocuğu Mesaj Sayısı : 747 Kayıt tarihi : 27/05/11

Lisa'yı peşime taktım ve kapıya doğru koşmaya başladım. Eduard ve Hanna kendilerini idare edebileceklermiş gibi görünüyordu. Eduard nereden bulduğunu anlamadığım bir sopayla önüne gelene vuruyordu. Hanna ise artık resmen suç aletine dönüşmüş çantasını birilerinin yüzüne gömüyordu.Peşimize takılan görevlileri atlatarak kapıya vardım. Bir yandan da çantasıyla dövüşen Hanna'ya bakıyordum. Hanna! Hadi gel! Hemen kaçmamız lazım! Hanna bana bakıp onayları ama nasıl kaçacağını bilmiyor gibiydi. Yanında duran antika görünümlü abajuru işaret ettim. Anlamıştı. Abajuru aldı ve önüne gelenin kafasına geçirmeye başladı. Bir yandan da sopayla koşturan Eduard'a yetişmeye çalışıyordu. Abajur kesinlikle çantadan daha etkiliydi. Biraz sonra yanımıza varmışlardı. Korkmuş görünümlü Lisa'yı tuttum ve dışarı çektim. Sonra peşimizde olan Hanna'ya döndüm,"Eduard nerede?" Belli ki o da bilmiyordu. Yine de koşmaya devam ettik. Hanna Eduard'ın adını sesleniyordu. Dışarı çıktığımızda Eduard'ı meşhur sopasıyla birlikte duvarın kenarında otururken gördük. Hanna ona çıkıştı, Meraktan ölüyorduk! Neden erken çıktığını söylemedin? Eduard omuzlarını silkti. Lisa kardeşini yerden kaldırdı ve birlikte koşmaya devam ettik. Sonunda Spencer'ı bıraktığımız yere varmıştık. Geleceğimizi anlamışçasına oradaydı. Herkes rahatlamıştı. Sonunda kampa dönüyorduk!

-Rp Bitmiştir!-

» Kazara Lotus' ta.
» Hedef Lotus Kumarhanesi!
» Lotus
» Lotus'a Bir Gezinti
» İki Deli ve Lotus...