Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Zorunluluk

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Allen Jacques Harth
Nyks'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Nyks'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Allen Jacques Harth


Mesaj Sayısı : 432
Kayıt tarihi : 21/02/11

Zorunluluk Empty
MesajKonu: Zorunluluk   Zorunluluk Icon_minitimePaz Haz. 05, 2011 11:23 pm

Manhattan'ın soğuk ve kasvetli havası, içinde bulunduğum duyguların mükemmel bir yansıması şeklindeydi. Kendimi bir kez daha Olimpos'un kader kapıları önünde bulmuşken, ne halt yemeye buraya geldiğimi merak ediyordum bir yandan da. Buraya neden geldiğimi bilmediğimden değil, ama 'onun' sözünü dinleyip gelmem... Başımı iki yana salladım. Melez kampında yaşadığım bazı şeyler, olaylara ve hayata farklı açılardan bakabilmeyi öğretmişti bana. Ama bu farklı bakış açısını ve onun getirdiği yumuşak başlılığı sevip sevmediğimden henüz emin değildim. Serin esen rüzgarın yüzümü usulca yalayarak aklımdaki bütün gereksiz duyguları ve düşünceleri silmesine izin verdikten sonra derin bir nefes aldım ve büyük kapılardan binaya girdim. Hiç duraksamadan direk danışmaya yöneldiğimde, 'Altı yüzüncü katın anahtarını alayım. Bekletilmeyi sevmeyen bir melezim, acele etsen iyi edersin.' dedim resepsiyonistin hiçbir soru sormasına ya da alay etmesine fırsat tanımadan. Adam şöyle bir baktı, ama etrafımdaki karanlık auradan rahatsız olmuş gibiydi. Bana küçük, kart şeklinde bir anahtar uzattıktan sonra bir eliyle binmem gereken asansörü işaret etti. Başka bir şey söylemeye tenezzül bile etmeden hızlıca asansöre doğru yürüdüm ve düğmesine bastım. Bir süre sonra altın renkli kapılar önümde açılmıştı.

Asansör hızla yukarı çıkarken aklımda binbir türlü düşünce uçuşuyordu. Tedirgin ya da huzursuzluk verici düşünceler değil de, kısa süreliğine aklımı meşgul eden düşüncelerdi bunlar daha çok. Aklımı bunlardan uzak tutmak için asansörde çaldıkları saçmasapan müziğe mırıldanarak eşlik etmeye başladım. Bir yandan da asansör içinde müzik çalmanın mantığını anlamaya çalışıyordum. İnsanlara sahte ve huzurlu bir ortam mı yaratmaya çalışıyorlardı? Fırtına öncesinde gelen huzur. Kapılar hafif bir 'ding' sesiyle açıldığında dışarı çıktım ve etrafıma bakındım. İşte, Tanrıça Nyks karşımda, New York caddelerine bakan tarafta durmuş, aşağıyı izliyordu. Geldiğimi de büyük ihtimalle görmüştü, ama ben ona doğru yürürken dönüp bakmadı. Buna aldırmamaya ve sesimi rahat tutmaya çalışarak, 'Beni çağırmışsınız.' dedim ve kollarımı kavuşturarak cevabını beklemeye başladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nyks
Tanrıça
Tanrıça
Nyks


Mesaj Sayısı : 264
Kayıt tarihi : 24/02/11

Zorunluluk Empty
MesajKonu: Geri: Zorunluluk   Zorunluluk Icon_minitimePtsi Haz. 06, 2011 9:24 am

Olimpos'a çıkan asansörün önünde endişeli bir şekilde volta atarak Allen'ı bekliyordum. Geleceğini biliyordum. İlk başta çağrıma uyup uymayacağını bile bilmiyordum. Malum, benden nefret ederdi ve zor bir çocuktu. Herhangi biri onu böyle bir yere çağıramazdı. Oysa şimdi benim çağrıma uymuş, geliyordu. Acaba ona pusula meselesinin ne kadarını söylemeliydim? Gözüm asansör kapısının üstünde, bu sorunun cevabını düşünüyordum. Bir yanım diyordu ki her şeyi anlat, bir yanım diyordu ki sadece gerekli olanı anlat. Acaba hangisini yapmalıydım?

Kara kara düşünürken asansör kapısının açıldığını ve Allen'ın karanlık aurasıyla içeriye daldığını gördüm. İçeriye dalmadan önce durup asansöre arkamı döndüm ve görmeyen gözlerle tepeden New York'a bakmaya başladım. Bedenim arkaya dönüp Allen'a bakmak için can atıyordu ama bunu yapmadım. Görünüşüme müthiş bir kayıtsızlık vermeye çalışıyordum. Sanırım bunu başarmıştım. Aramızda kısa bir sessizlik geçti.

Sonunda Allen dayanamayıp "Beni çağırmışsınız." dedi. Allen'a döndüm. Evet, onu çağırmıştım ve kuşkusuz niye onu çağırdığımı merak ediyordu.

"Evet, çağırdım." dedim her zamanki soğuk ve ince sesimle. Sesimden titremeyi ve endişeyi uzak tutmaya çalışıyordum. "Senin için çok önemli bir görevim var." dedim kayıtsız rolüme devam etmeye çalışarak. Ama bu kez sesimin titremesini fazla gizleyememiştim. Ellerim de en az sesim kadar titriyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Allen Jacques Harth
Nyks'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Nyks'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Allen Jacques Harth


Mesaj Sayısı : 432
Kayıt tarihi : 21/02/11

Zorunluluk Empty
MesajKonu: Geri: Zorunluluk   Zorunluluk Icon_minitimeÇarş. Haz. 08, 2011 1:35 am

'Senin için çok önemli bir görevim var.' Sesindeki sözüm ona kayıtsız tonu duyduğumda elimde olmadan biraz gerildiğimi hissettim, öyle ki tırnaklarım koluma gömüldü. Evet, tanrıça Nyks kendini kontrol etmeye çalışabilir ve bunda bir yere kadar başarılı olabilirdi, ama fazlasıyla gergin olduğu yine de belliydi. Bunu pek önemsemiyormuş gibi görünsem de, içimde bir yerde onun bu hali beni de huzursuz etmişti. 'Sonuçta o senin annen,' diye hatırlattı bana zihnimin derinliklerinde bir ses ve tiksintiyle yüzümü buruşturmamak için neredeyse insanüstü bir çaba sarf ettim. Sadece bir iki ay önce bu düşünce gerçekten de midemi bulandırabilirdi. Şimdi ise yapabildiğim tek şey, sesimi olabildiğince sakin ve kayıtsız tutmaya çalışarak kollarımı biraz daha sıkmak olmuştu. Kollarımdaki hissin kaybolmaya başladığını hissettim. 'Tabii ki, Tanrıça Nyks. Ne zaman isterseniz o zaman göreve çıkmaya hazırım.' Onu dikkatle süzerken bir yandan da içimde uzunca bir süredir bastırmış olduğum duygulara bir açıklık kazandırmaya çalışıyordum. Galiba hiç deneyimlemediğim bir şey olan 'anne' kavramına alışmam tahmin ettiğimden çok daha fazla zaman alacaktı. O sırada tanrıçanın tekrar konuşmaya başlayacağını görünce kendi düşüncelerimi geri plana attım ve açıklayacağı görevi merakla dinlemeye başladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nyks
Tanrıça
Tanrıça
Nyks


Mesaj Sayısı : 264
Kayıt tarihi : 24/02/11

Zorunluluk Empty
MesajKonu: Geri: Zorunluluk   Zorunluluk Icon_minitimeCuma Haz. 10, 2011 7:34 am

Olduğum yerde volta atarak görevi açıklamaya başladım. "Geçenlerde bana ait olan çok önemli bir şey çalındı. Onu birkaç gündür her yerde arıyorum ama henüz bulabilmiş değilim. Belli ki büyülü bir yerde saklı. Onu Kronos adına çalışan bir iblisin çaldığından şüpheleniyorum." Son cümlemi Allen'a duyurmak istememiştim ama olan olmuştu artık. Söyleyeceklerime dikkat etmem gerekiyordu. "Ama sadece şüpheleniyorum. Daha kimin çaldığını çözemedim. Bu arada çalınan şey bir saat. Sihirli bir saat. Ne işe yaradığını ben bile tam olarak saptayamadım." Bu yalandı. Tabii ki ne işe yaradığını biliyordum ama bunu Allen'a söyleyemezdim. Neyse ki inandırıcı bir şekilde konuşmayı başarmıştım.

"Bu arada görev sırasında daima arkanda olacağım. Biraz ayarlama yapmak gerekebilir..." Farkında olmadan az daha sesli düşünecektim ama neyse ki tam vaktinde susmayı başarmıştım. "Bir de sana görev sırasında yararlı olabilecek bir şey vermek istiyorum." Elimi siyah cüppemin içine soktum ve bir pusula çıkardım. "Adı Ομίχλη, yani Sis. Bir yolculuğa çıkacağın zaman sadece senin görebileceğin, ince, beyaz bir duman çıkarır ve gitmek istediğin yere kadar götürür. Aynı zamanda üstüne basarsan çok güçlü, hiçbir şeyin geçemeyeceği bir kalkana dönüşür." Hızla Allen'ın elini kavrayıp pusulayı eline tutuşturdum. "Görevden sonra da sende kalabilir. Hediyem olsun." dedim gülümseyerek.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Zorunluluk
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Olimpos :: Empire State Binası/Olimpos-
Buraya geçin: