Kampa yeni gelmiştim. Yorgundum ve her yerim ter içindeydi. Kampa girer girmez Tanrı Hermes -yani babam- tarafından sahiplenilmiştim. Sahiplenilmiş olmaktan mutluluk duymuş ama aynı zamanda 15 yıldır ailem bildiğim kişilerin üvey olduğunu öğrenmem ile de yıkılmıştım. Kamp harika bir yere benziyordu. O insana mistik bir hava yaşatan kapısından girdiğim anda anlamıştım. Kampta tahmin etmediğim kadar çok kişi vardı. Meydana vardığımızda herkes bana bakıyordu. Bunun nedeni yanımda kıdemli bir çocuk ile kampa girmem. Ve elimde hala öldürdüğüm iblisin kanını taşıyan eski bir kılıç olması. Doğrusu kılıcı bu kadar uzun süredir elimde tuttuğumu farketmemiştim. İnsanlar bana bakarken ben hiç de istememe rağmen Yon beni onlara gösteriyor ve tanıştırıyordu. Yüzümün kızardığını hisettim. Yüzüm ejderha ateşi kadar kırmızı olmalıydı. Binbir zorluklarla selamlaşma ve tanışma faslını bitirdiken sonra Kheiron ve Yon beni Hermes Kulübesine götürdüler. İçeri girdiğimde bağırışmalar yükseldi. Bu çocukların hepsinin benim kardeşim olduğuna inanamıyordum doğrusu. Ama bu duruma çabuk alıştım. Çünkü hayatımda ilk kez bir yerde bu kadar çabuk sahipleniliyordum. Kardeşlerimin sıcak karşılamasını boşa çıkarmayarak hepsi ile selamlaşıp tanıştım. Yorgun olduğumu gördüklerinde ise gülüp odamı gösterdiler. Odama yerleştim ve yatağa uzandığım gibi uykuya daldım. Akşam olduğunda yatağımdan yavaşça kalmıştım. Yon kapımın önünde bekliyor bana binbir türlü laf edip beni dışarı çağırıyordu. Doğrusu onun burada ne kadar süre kaldığı ve çalıştığı önemli değildi. Bu sefer onu yenecektim. Bu nedele arenaya gittik. Yon ile arenada biraz dövüştük. Eski günler aklıma geldi. Bana savunma yapmayı ve saldırmayı o öğretmişti. Bir kaç hamle sonunda Her zaman ki gibi bu seferde beni alt etmişti. Yon ile dövüşmeyeli bayağı zaman olmuştu. Yon çok gelişmiş, ben ise paslanmıştım. Bir kez daha dövüştükten sonra "Bu gün ders varmıydı?" diye sordum. Yon " Var ancak daha yenisin. Boşver ve çaylaklığın tadını çıkar. Ve tavsiye , ben yokken Ares çocuklarına bulaşma" dedi. Arenadaki antrenman dövüşünden sonra kulübeme yürüdüm. Odama yavaşça çıktım ve yatağıma uzandım. Gözlerimi kapatırken burada geçireceğim günlerin ve çıkacağım maceraların hayalini kuruyordum.