Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Dean Misha

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Dean Misha




Mesaj Sayısı : 1
Kayıt tarihi : 02/06/11

Dean Misha Empty
MesajKonu: Dean Misha   Dean Misha Icon_minitimePerş. Haz. 02, 2011 11:57 pm

Bugün Soğuk havayı iliklerimde hissedebiliyordum. Soğuk hava
tüm öfkesini adeta bizim üzerimize kusuyor gibiydi, buna rağmen bu öfkeyi hissedebiliyor. O
öfkenin sıcaklığını içinde hissedebiliyordu. Gökyüzüne baktığında ise havadaki
Güneş’in Tanrı kadar merhametsiz olduğunu görüyor ve vücudunun her bir
santiminde bu duygu kendini bozuk bir plak çalarcasına tekrar ediyordu.





Bant,Yapıştırıcı
ve uzaktan bakıldığında normal bir insanın tanımlayamayacağı türden maddelerle
yapıştırılmış cam parçalarına onun tabiriyle “Ayna” sına bakıyordu. Bu kayalar,duvarlar
ona eskimiş bir paçavra muamelesi yaparcasına onu fırlatıp atıyordu. San ki
burada Soğuk ve Öfke’den başka hiçbir duygu yoktu. Ona insanlığını hatırlatan
tek şeyse; Yeşil gözleriydi. Yeşil gözleri ona bu intikam kokan 4 duvarına
arasına sıkışmadan önce ki Ağaçları, Kuşlar… Ona hayatını hatırlatan beklide
insan olduğunu hatırlatan az şeyden biriydi.
Sağ elini hafifçe kaldırarak sakallarında gezdirmeye eline gelen her bir
tüy ona san ki bir tür haz veriyordu. Belki onu buna yapmaya iten şey sağ elindeki
çizikti, bu çizik sakallarında değdikçe tuhaf bir his kaplıyordu içini bu
esnada birden kapıları açılır, hoparlörlerden şu ses yankılanır “Havalandırma
Saati” diye bir ses yankılanır. Kuzey Rus şivesi ile “Sonunda…” diye korkutucu
bir şekilde fısıldayan adam elini sakallarından çekerek kapıya yönelir. San ki
ölecekmiş gibi üzerindeki gri tonlardaki tişört’e ve sol göğsündeki “Otto”
yazısına son kez bakıyordu. Adeta sonunda iki kere gözlerini kırparak kendine
geldiğini belli eden Otto hızlı adımlarla odasının kapısına yönelir…






***





Maddende herkes gardiyanları şüphelendirmemeye çalışarak
sinsi bir biçimde birbirlerine bakıyorlardı. Ellerindeki kazma-kürek ile
maddeni çıkarmaya devam ediyorlardı, bir yandansa Bir adamın hoş bir hanımı
süzmesi gibi birbirlerini belli etmeden süzüyorlardı. Adeta birbirlerini taciz
ediyorlardı.





Gardiyanlardan
biri sopa benzeri ama daha kalın bir şeyi sol eliyle seri bir şekilde çıkartır.
Kahverengi gözlü, kel gardiyan mahkumlardan bir tanesin seçerek kazmasını
hafifçe havaya kaldırmışken birden gardiyanın sopayla sırtına vurmasıyla
belindeki kemiklere san ki bir hançer saplanırcasına inleyerek yere düşmekten
kendini zor alıkoyar. Ama ikinci hamlenin yüzüne gelmesiyle burnundan ve
ağzından fışkıran kızıl tonlardaki kanın etrafa saçılmasıyla birlikte yere
yığılmaktan kendini alı koyamaz, gözlerinin hafifçe araladığında gardiyanın
yüzündeki kanı silip sopayla ona vurmaya başlar. Gardiyan adeta sinir krizine
girmiş genç adamı öldüresiye dövüyordur her vuruşunda daha çok zevk alıyor ve
bağırıyordu herkes ona bakıyordu. Ama bir süre sonra bu bakışların yerini
şaşkınlık almıştı; birden gardiyan sırtında korkunç bir acı hisseder. Bu
hissettiği acı daha önce yaşadıklarına benzemiyordu. Sıcaklığın yerini bir süre
sonra soğuk almaya başlar ve gözleri kanlanıp yaş fışkırarak aynı anda bıçağın
omurgasından çekilmesiyle omurga bölgesinden gelen kanla yere yığılır…ancak;
ölmemişti hala acı çekiyor inlemeler ve hatta nöbet türünde titremeler
geçiriyordu. Ona bıçağı saplayan uzun ağrımış saçları hafif dağılmış kahve
gözlü adam hafifçe eğilerek sağ kolunu adamın belindeki kemere götürür. Ve
kemerin baldır kısmındaki anahtarı sağ eliyle alarak birden ayağa kalkar.
“Evet, kardeşlerim ŞİMDİ !” diye bağırmasıyla tüm mahkumlar “Hurra !” diye
bağırmaya başlar. Bu, sırada madden bölümünün girişi oluşturan sütunlarda bunu
korkuyla izleyen 18-20 yaşlarındaki genç bir gardiyan belindeki Markov PM türü
tabancasını çıkartarak arkasını dönüp koşmaya başladığında birden uzun boylu
bir mahkuma çarpar ne yapacağını bilemeyen genç iki titreyen eliyle silahını
ona doğrultsa bile boyu 2 metreye kadar varan zebella gibi olan mahkum sağ
eliyle genç’in iki eline ağır bir tokat indirmesiyle silahını düşürür. Gardiyan
bu seferde ona yumruk atmaya çalışsa bile mahkum bundan etkilenmemiş iki eliyle
onun yakasını kavrayıp onu havaya kaldırır genç gardiyan ne yapacağını bilemez
bu sırada alarm seslerinin gelmesiyle cesaret alarak kurtulmaya çalışsa bile
mahkum ona bir kafa attıktan sonra yere fırlatır. Otto gardiyana çarpamamak
için birkaç adım zar-zor geriler. “Sergei dikkat et.” Diye bağırsa bile Sergei
Otto’nun yüzüne bile bakmadan diğer çıkışa doğru koşan mahkumların ardından
gidiyordur Otto’da hemen arkasından ona doğru koşuyordur. Bunu önemsemeden
girişten çıkışa doğru ilerlemeye başlar. Arkalarından 10’larca mahkum daha
geliyordur…Çıkış maddenle asansör arasındaki maddenin diğer kısmına gitmeyi
engelleyen demir parmaklıklardan oluşuyordu. Otto ve Sergei geldiğinde Yaşlı
adam anahtarla kilidi yeni açmıştı. Hemen herkes birbirini ezerek asansöre
doğru koşuyordu, kimse bastıkları karı yada arada kalan çelimsiz mahkumların
ezilişlerini hatta bağrışlarını bile önemsemiyordu…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

Dean Misha Empty
MesajKonu: Geri: Dean Misha   Dean Misha Icon_minitimeCuma Haz. 03, 2011 2:42 am

Olimpos'ta yalnızca site kurgusuyla alakalı olan rol oyunları puanlanır. Yeni bir rp yazmanız gerekiyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
 
Dean Misha
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: