Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Temizlik Rp'si - 13 | |
|
+3Katherine M. von Dorff Rafael Luther Cornelia Fackrell 7 posters | Yazar | Mesaj |
---|
Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Temizlik Rp'si - 13 Salı Mayıs 31, 2011 12:24 am | |
| Saatin sessiz kulübede çınlayan sesi beni uykumdan uyandırmakta yetmişti. Gözlerim kapalı bir şekilde yanımda duran masanın üzerinde duran saati ararken son anda yere düşmekten kurtuldum. Dengemi bulup sonunda saati kapattığımda kendi kendime söyleniyordum. Gece çok geç yatmıştım ve bu kadar erken kalkınca ister istemez sersem gibi oluyordum. Sessizliğin verdiği huzur ile üzerimdeki yorgunluğu bir kenara bıraktım. Bugün yapılacak listemde ilk sırada temizlik vardı. Bu sefer kahvaltı etmeden temizliğe başlayacak, bulduğum kardeşlerimi de temizliğe yardım etmeleri için ikna edecektim. Gözlerimi ovuşturarak gözlerimi araladım ve yatağımdan yavaşça kalktım. Odama kısaca göz attığımda kardeşim Rose dikkatimi çekmişti. Bugün o da kamptaydı ve beni bu çok mutlu ediyordu. Yatağımdan kalkıp Rose’nin başına giderek “Hadi kardeşim kalk.” diye seslendim. Ama yerinden kıpırdadığı bile yoktu. Sesimi bu sefer yükseltsemde sadece yatakta dönmekle yetinmişti. Anlaşılan Rose gibi tüm kardeşleriminde uyanmaya niyeti yoktu. Odadan çıkarken kapıyı açık bıraktım ve diğer kardeşlerimin yanına indim. Hepsinin uyanması için bir şok etkisi yaratmak istiyordum. Derin nefes aldıktan sonra “Uyanın!” diye bağırarak kulübede deprem yarattım. Bu sefer yapabildiğim en büyük depremlerden birini yapmış, hatta Xavier’i yataktan düşürmüştüm. Onun düşmesiyle ben kahkaha atarken, Rose odadan koşarak yanıma geldi ve o da gülmeye başladı. Diğer kardeşleriminde seslerini duyuyordum, hatta Xavier’in kızgın sesi kendine çok iyi geldiğini belli ediyordu. Sonunda gülmemi durdurduğum sırada Rose “Lia hayırdır yeni uyandırma yöntemleri mi bulmaya başladın ben yokken?” dedi kıkırdayarak. Onun gülmesi üzerine bende hem gülüp, hemde cevapladım. “Hayır kardeşim ama siz bu kadar ağır uyurken bende yeni yöntemler bulsam fena olmaz gibi gözüküyor.” Bu sözüm üzerine diğer kardeşlerimden mırıldanmalar yükselmeye başladı.
Xavier’in kızgın bir şekilde bana doğru geldiğini gördüğümde hızlıca kendimi toparladım ve kulübedeki dikkatleri üzerime çekerek “Bugün hatırlarsanız temizlik günüydü kardeşlerim. Kimse kaçmayacak ve bana temizlikte yardım edecek. Yoksa bu sefer cezanız baya bir ağır olur.” dedim hepsini incelerken. Bazıları sıkılmış bir tavırla bana bakarken, diğerleri beni haklı buluyor gibiydi. Temizlik malzemelerinin bulunduğu dolabımıza yöneldiğimde Rose’de benimle beraber malzemeleri almak için geldiğini fark ettim. Suya gerek olmadığı için sadece bez ve diğer malzemeleri alıyorduk. Malzemeleri salona getirdiğimizde kardeşlerime göz attım. Üçüde gözlerini benden kaçırıyordu. “April mutfak senin, Bells banya sana kaldı. Xavier sende çalışma odasına. Ben burayı temizlerim, işim bitincede odamızı temizlemeye yardıma gelirim.” dedim Rose’ye. O da tamam anlamında başını sallarken hemen işe başlamak üzere pencerelere doğru ilerledim. Perdeleri yerinden çıkarırken hala Bells ile Xavier’in gitmediklerini fark ederek “E hadi ama, daha ne bekliyorsunuz ki?” diyerek kızgın bir bakış attım. İkiside istemeyerek olsa da yerlerine giderken, kapının açılmasıyla kapının çalınması ile kapıya döndüm. Bu kadar erken gelecek bir arkadaşımız olduğunu sanmıyordum. Merakla kapıya doğru ilerlerken umarım kötü bir şey değildir diye geçiriyordum içimden. Kapıyı açtığımda karşımdaki melezi hiç görmediğimi fark ettim. Kolundaki çantayı gördüğümde yeni kardeşim olduğunu anlamam çok da zor olmamıştı. İçeri girmesini işaret ederken perdeyi bıraktığım yerden aldım ve “Hoş geldin kardeşim, ben Cornelia.” diyerek banyoya doğru ilerledim. Perdeyi yere bıraktığımda diğer kardeşleriminde yeni gelenin başına toplandığını görerek sıkıntıyla iç çektim. Yeni kardeşimizin gelmesi iyi bir şey olmasına karşın, bugün bu temizlik çok zor bitecek gibi gözüküyordu. | |
| | | Rafael Luther Poseidon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 77 Kayıt tarihi : 01/05/11
| Konu: Geri: Temizlik Rp'si - 13 Salı Mayıs 31, 2011 7:46 am | |
| Kamp’a yeni gelmiştim. Pek zaman geçmemişti fakat birkaç arkadaş edinmeyi başarmıştım. Daha hangi tanrının çocuğu olduğum belli olmadığı için Hermes Kulübesi’ndeydim. Bundan sıkıntı çekmiyordum fakat hoşuma da gitmiyordu hani. Onlara karşı kendimi bir yük gibi hissediyordum. Bir an önce kimin çocuğu olduğum bulunsun diye dua bile ediyordum. Kamp’ta dolaşıyordum her zaman olduğu gibi. Yeni geldiğim için pek arkadaşım yoktu. Bu yüzden yalnız takılıyordum. Umarım ileriki zamanlarda böyle olmazdı. Herkesle iyi dost olur, onlarla iyi vakit geçirirdim. Kendimle konuşmaya başlamıştım. Keşke buraya gelmeseydim. Evimde hiç de fena değilmişim yahu. Annemi özlemeye başlamıştım bile. Bana sarılmasını özlemiştim. Kokusunu özlemiştim. Yemeklerini daha çok özlemiştim. İleriye odaklanmıştım. Gözlerim hafif bulanıyordu. Bir an koşuşturan birini gördüm. Gözlerimi hafifçe kırpıştırdım. Gelenin Zell olduğunu anlayınca yüzümde gülümseme belirdi. Zell çok hızlı koşuyordu. Nefes nefese kalmıştı. Yanıma geldiğinde yorulmuştu ve “Kheiron seni çağırıyor! Kimin çocuğu olduğunu bulmuşlar!” Kulaklarıma inanamıyordum. Sonunda belli mi olmuştu yani. Bir süre sadece bakakaldım. Kendime geldiğimde koşmaya başladım. Rotam Büyük Ev’di. Zell de peşimdeydi. Benden çok merak ediyor gibiydi. Büyük Ev’in kapısına geldiğimde durdum. İçeri girmek için sabırsızlanıyordum. Zell’e dönüp “Eğlence başlasın!” dedim ve içeri girmek için yürüdüm. Kapıyı tıklattım ve içeri girdim. Kheiron Sentor görünümünde beni bekliyordu. “Ebeveynini öğrenmek için can atıyorsun değil mi?” “Tabii ki!” “O zaman nasılsın iyi misin faslını bırakıp hemen gerçeği söyleyeyim mi?” Bu çok ani olmuştu. Aslında hazır değilim, hayır söylemeyin falan demek istiyordum ama beynim kalbimi takmadı ve “Evet. Lütfen.” kelimeleri döküldü ağzımdan. Kheiron yanına gelip ellerini omzuma koydu ve “Sen, Rafael Luther. Sen, denizlerin ve depremlerin Tanrısı Poseidon’un çocuğusun!” dedi. Poseidon mu? Hani şu hayran olduğum Tanrı mı? Duyduklarıma inanamıyordum. “Po-Poseidon mu?” diyebildim sadece. “Evet. Poseidon. Hadi kulübene git de gerçek kardeşlerinle tanış.” “Peki efendim. Çok teşekkürler.” İçim içime sığmıyordu. Sevinçten uçabilirdim adeta. Yüzümde gülümseme ile dışarı çıktım. Zell heyecandan ölecek gibi duruyordu. “Nasılsın üvey kardeşim, Zellena Lamartine Ryan?” Zell üvey kardeşi duyunca gözleri fal taşı gibi açıldı ve boynuma sarıldı. Beni öldürecek gibi sıkıyordu. “Hey hey tamam bırakmazsan öleceğim.” “Ops. Tamam tamam bıraktım. Şimdi gidip eşyalarını topla da gerçek kulübene gidelim.” “Hadi bakalım.” diyerek Hermes Kulübesinin yolunu tuttum. Kulübe’nin önüne geldiğimde derin bir nefes aldım ve kapıyı açtım. İçeride kimse yoktu. Bu neredeyse hiç görülmeyen bir olaydı. Böyle olmasına açıkçası sevinmiştim. Birileriyle vedalaşmak hiç tarzım değildir. Zaten az olan eşyalarımı kısa sürede topladıktan sonra kendimi dışarı attım. Zell hala bekliyordu. “Ee gidelim mi?” Çok heyecanlıydım. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Poseidon Kulübesi’nin kapısına geldiğimde Zell’e dönüp “Sen git istersen. Yeni kardeşlerimle tanışmayı yalnız yapsam iyi olur.” dedim. Zell biraz üzüldüyse de “Seni anlıyorum. Sonra görüşürüz.” dedi ve yanımdan ayrıldı.
Derin derin nefes aldıktan sonra kapıyı tıklattım ve kapının açılmasını bekledim. Sırtımda çantayla otostopçuya benziyordum. Kapı açıldığında karşıma güzeller güzeli biri çıktı. Büyük ihtimalle kardeşim olmalıydı. Daha ağzımı açmadan “Hoş geldin kardeşim, ben Cornelia.” diyerek içeri geçti. Çok sıcak bir karşılama olmuştu hani. Beni öylece bırakıp gitmişti. Ne yapacaktım şimdi? İçeri geçmekten daha iyi fikir bulamadım. İçeri girerken etrafa göz gezdiriyordum. Poseidon 3 büyük Tanrı’dan biri olduğu için pek çocuğu olmadığını bildiğim için etrafta pek kimse yoktu fakat koşuşturma sesleri geliyordu. Kulübe çok güzeldi. Hayallerimdeki kulübelere benziyordu. Cornelia giderken bizi duyan diğer kardeşlerim yanıma gelmişti bile. Gördüğüm kadarıyla bir erkek vardı. O da bendimi. Cornelia da aramıza katıldığında herkes kendini tanıtmaya başlıyordu. “Ben Rose Denise Harris aramıza hoş geldin çaylak.” dedi biri. En deneyimlimize benziyordu. Bir diğeri “Ben Isabelle Coco Franke. Aramıza hoş geldin kardeşim.” “Ben April Diana Lancaster. Hoş geldin.” ve son olarak Cornelia araya girerek “Ben Cornelia Fackrell.” Hepsi güler yüzlüydü. İçim rahatlamıştı. Yüzümde gülümseme oluştu ve “Ben Rafael Luther. Hoş buldum. Size layık bir kardeş olmaya çalışacağım.” dedim ve hepimiz birbirimize sarıldık. Cornelia bu duruma daha fazla dayanamayacak gibiydi ve “Tamam yeter bu kadar duygusallık! Şimdi herkes temizliğe! Rafael sen benimle burayı temizleyeceksin!” Temizlik mi? Daha ilk günden mi? “A-ama ben daha yeni geldim.” “Ben yeni geldim falan dinlemem. Herkes iş başına!” Daha yeni gelmiştim ve karşı gelme gibi bir lüksüm yoktu. Hemen eşyalarımı bir yere koydum ve Cornelia’nın peşinden gittim. “Al bakalım şu bezi. Sen camları sil. Suya ihtiyacın olursa nasıl yapacağını biliyorsundur zaten.” “Tabii ki biliyorum.” dedim ve bezi aldım. Aklımda bir sürü soru vardı ve bunları sormalıydım. Kendi suyumu kendim üreterek camları silmeye başlamıştım bile. En temiz kulübe biz olmalıydık. Cesaretimi topladıktan sonra Cornelia’ya “Babamı görebilecek miyim?” “Tabii ki. O istediği zaman. İstersen seni ona götürebilirim ama bunu çok yapamam.” “Peki. Poseidon Kulübesi’nin diğer Kulübelerden farkı var mıdır?” “Evet. Diğerlerinden daha çok dikkat çekeriz.” “Neden?” “Babamız üç büyük Tanrı’dan biri olduğu için diğerlerinden daha güçlüyüzdür.” “Anladım. Sen kaç yıldır bu Kamp’tasın?” “Iı. Altı yıl.” Altı yıl mı? Bu biraz fazlaydı sanki. Acaba ben de o kadar kalabilecek miydim burada diye düşünürken temizliğe devam ettim. | |
| | | Katherine M. von Dorff Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4525 Kayıt tarihi : 05/03/11
| Konu: Geri: Temizlik Rp'si - 13 Salı Mayıs 31, 2011 10:18 am | |
| Yunan Melez Kampı'na geldiğinden beri başından geçenlere anlam veremiyordu. O kadar çok şey yaşamıştı ki artık Roma Kampı'nı bile sıkıcı bulacak hale gelmişti. Sadece moiraların zihni ile bu kadar oynamasına bozulmuşlardı. Amphitrite kızı değil de, Neptün kızı olduğunu fark ettiğinden beri çevresine öfke saçıyordu adeta. Neptün'ü sevmiyordu o. Hatta neredeyse nefret ediyordu. Ama o nefret ettiği kişi, üvey babasıyken, bir anda öz babası çıkıyordu. Üstelik bir kez plajda karşılaşmış olmalarına rağmen bunu ona açıklama zahmetine bile girmiyordu. Görüşünü bulanıklaştıran yaşları eli ile sildi. Öfkesinden ağlamak, bir Romalı'nın en son yapacağı şeydi. Elindeki valizi kaldırarak eski kulübesinin kapısına yöneldi. Kardeşlerinin şaşkın bakışları altında, onlara tek kelime veda sözcüğü söylemeden çıktı oradan. Ne yapacağını bilmeyen bir çaylak gibi davranıyordu. Deniz kabukları ile süslü kapıyı kapattıktan sonra, Neptün kulübesine baktı. Meydandan geçerken, bazı melezlerin şaşkın bakışlarının ona döndüğünü hissediyordu. Elindeki valiz ile oldukça dikkat çekiyor olmalıydı. Yine de onlara aldırmadı ve üçüncü kulübenin önünde durdu. Amphitrite Kulübesi'ne benziyordu ama onun yanında biraz daha kaba kalıyordu. Derin bir nefes aldıktan sonra kapıyı tıklattı. Bir süre kapının önünde öylece bekledi. Kapı açıldığı zaman, o kulübede en çok sevdiği kişi olan Lia duruyordu. Kız bir an ona gülümseyerek baktı. Ama Katherine'in yüzündeki ifadeyi fark ettiğinde gülümsemesi soldu. Eski sevinci yerini meraka bırakmıştı. Gözleri, kızın elindeki valize takılırken, merakı arttı. Katherine ona her şeyi açıklamak istiyordu ama herkesin gözü önünde olacak şey değildi. Bu yüzden orada dediği tek şey "İçeri girebilir miyim? Önemli." oldu.
Mavi tonları ağırlıklı kulübede ilerlerken, gözüne birkaç yeni çocuk ve ellerindeki temizlik malzemeleri takıldı. "Anlaşılan temizlik yapıyordunuz." Herkesin meraklı bakışları altında, Lia'ya odaklandı. Onu en iyi anlayacak kişinin o olduğuna emindi. "Moiralar rüyamda benimle konuştular." çevresine bakındıktan sonra iç çekti. Sevinmek ve üzülmek arasında kalmış biri gibiydi. "Roma Kampı'ndan geldiğimde, hafızam ile oynanmıştı, bu arada ben Romalı bir melezim memnun oldum." dedi birden yenilere dönerek, söyleyeceklerini geciktirmek istiyor gibiydi. "Fazla oynamışlar. Nedeni belirsiz, yani bilmiyorum ama Lia... Ben Amphitrite değil, Neptün'ün kızıymışım." onu tanıyanların yarattığı bir sessizlik oldu. Tanımayanlar ise ne olduğunu anlamaya çalışırcasına etraflarına bakınıyorlardı. Valizini yere bırakıp, yeni kardeşlerine baktı. Onların tepkisini merak ediyordu az çok. Onu kabul edecekler miydi acaba? Bilmiyordu açıkçası. Belki de etmezlerdi. Sonuçta hepsine canım cicim diye davranmamıştı Katherine. Ama tahmin ettiğinin aksine, Lia bir anda gelip ona sarıldı. Kate'in kardeşi olmasına sevinmiş gibiydi. Bu karşılamadan mutlu olan kız da gülümserken, diğer kardeşleri ile de konuştu. Bir süre çevresine baktıktan sonra eline bir bez aldı. "Asla tembel bir melez olmadım. Kulübede yeni olabilirim ama bu temizlik yapmayacağım anlamına gelmez." yüzünde bir tebessüm ile söylemişti bunları. Tam çevreyi temizleyecekken birden aklına gelen soru ile Lia'ya döndü. "Lia. Benim valizimi de yerleştirmem gerek. Odam neresi olacak?" Lia onu götürmeden önce elindeki bezi koltuğun üzerine bıraktı ve valizini eline aldı. Kendine itiraf etmek istemese de, kardeşlerine ve kulübesine çabuk alışacak gibi duruyordu. | |
| | | Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: Temizlik Rp'si - 13 Çarş. Haz. 01, 2011 10:46 am | |
| Rafael'in gelişi beni her ne kadar şaşırtsa da itiraf etmeliyim ki mutlu etmişti. Yeni bir kardeş aramıza uzun zamandır gelmiyordu. Aslında benim için sorun olmasa +da yeni bir erkek kardeş bu kadar kızın içine düştüğü için pişman olabilirdi. Bir yandan yerleri süpürürken, diğer yandan yeni gelen kardeşim Rafael'e göz attım. O da ilk başta oflayıp puflasa da sonunda bana yardım etmeye karar vermiş ve camlarla işe başlamıştı. Bu konuda da oldukça becerikli birine benziyordu. Camların eski tozlu ve kirli hallerimden eser kalmamış, şimdi şeffafmış gibi dışarıyı çok net gösteriyordu. Gülümseyerek onu izlemeyi bırakıp süpürgeyle son kez salonu süpürdükten sonra bir kenara kaldırdım. Toz bezini elime almamla kapının çalması bir oldu. Anlaşılan bugün bir türlü temizliği bitiremeyecektik. Kapıya doğru ilerlerken bana merakla bakan Rafael'e işine devam etmesini işaret ettim ve camları silmeye devam ettiğini fark edince gülümsedim. Kapıyı açtığımda karşımda Kate'yi bulunca küçük bir şoka uğradım. Onun burada ne işi vardı ki? Ufak bir sessizliğin ardından içeri geçmesini işaret ederek buraya gelmesinin nedenini anlatması için meraklı gözlerle ona baktım. Önemli dediğine göre gerçekten önemli bir şeyler olmalıydı. Kulübede kısa bir sessizlik oluşurken kardeşlerim salona gelmeye başlamıştı. Hepsi ses çıkarmadan ben ve Kate arasında gözlerini dolaştırırken, ben gözlerimi Kate'ye odaklamıştım. Sesinde anlayamadığım bir gariplik vardı, tedirgin, gergin ve çekingen gibiydi. Kate gözlerini bende odakladığında, anlatmaya başlayacağını anlayarak heyecanlandım. Heyecanımın nedeni neydi bilmiyordum ama umarım bu iyi bir şeydir diye düşünmeden de edemiyordum. "Moiralar rüyamda benimle konuştular. Roma Kampı'ndan geldiğimde, hafızam ile oynanmıştı, bu arada ben Romalı bir melezim memnun oldum." diyerek kardeşlerime döndü. Ama ben zaten bunları biliyordum, benim için bilmediğim ve Kate'yi bu kadar tedirgin eden şey önemliydi. "Fazla oynamışlar. Nedeni belirsiz, yani bilmiyorum ama Lia... Ben Amphitrite değil, Neptün'ün kızıymışım." Demesiyle sessizlik oluştu. Duyduklarıma inanamıyordum, ne yani Kate benim kardeşim miydi? Bir anlık şaşkınlığın ardından dayanamayarak Kate'ye sarıldım. Bunu duyduğuma o kadar çok sevinmiştim ki. Kampta kardeşim olmasını istediğim bir kaç kişiden biriydi ve sonunda bu isteğim gerçek olmuştu. Ben sarıldıktan sonra Kate kardeşlerimle sarılırken bende etrafa göz attım. Kulübemize bugün ne kadarda çok değişiklik oluyordu böyle. Ben mutlulukla gülümserken Kate beklemediğim bir anda "Asla tembel bir melez olmadım. Kulübede yeni olabilirim ama bu temizlik yapmayacağım anlamına gelmez." diyerek gülmemi sağladı. Sonunda kulübeme benim gibi bir kardeşim daha gelmişti. Bu laf üzerine diğer kardeşlerimde yavaş yavaş yerlerine dağılırken Kate temizliğe başlamadan "Lia. Benim valizimi de yerleştirmem gerek. Odam neresi olacak?" diye sordu. Hmm.. Neresi olabilirdi ki? April'lerin odası 4, bizimkisi 3 kişiydi. Bir süre düşündükten sonra "Rafael, sen Aprillerin odasında kal. Kate sende bizim odamıza gel." dedim gülümseyerek. Kate'i odamıza götürüp Rose'nin yatağını gösterdikten sonra, Rose ile onları bırakarak temizliğe döndüm. Rafael bana bakarken ne demek istediğini anlarcasına "Hadi sende bavulunu yerleştir kardeşim." diyerek ona odasını işaret ettim. Valizini alarak salondan çıktığında, bende bıraktığım yerden toz bezini alarak hızla tozları almaya devam ettim.
| |
| | | Luna Harrods Poseidon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 282 Kayıt tarihi : 01/05/11
| Konu: Geri: Temizlik Rp'si - 13 Cuma Haz. 03, 2011 7:14 am | |
| Kampa geleli bir gün bile olmamıştı. Akşam üstü Chelsea sayesinde Melez Kampına gelmiştim. Bir türlü kuzenim ve teyzem aklımdan çıkmıyordu. Onları şimdiden özlemeye başlamıştım. Henüz babam beni sahiplenmemişti o yüzden Hermes Kulübesinde geçirmiştim ilk gecemi. Oradakiler çok sıcak davranmıştı ilk günümde. Akşam onlarla yemek yemiştim. Yemeğimin bir kısmını tanrılara sunmuştum ki bu olayın mantığını hala kavramamıştım. Çok aç olmadığımdan bir iki lokma bir şey yiyip kulübeye gittim. Bana verilen yatağa uzandım. Olayları kafamda toplamaya çalıştım, tanrılar, melez olmak, kamp… Acaba babam kimdi? Teyzem ve kuzenim beni özlemiş midir? Bir daha onları ne zaman görürüm? Bu nasıl bir kamp?
Kafam çok karışmıştı ama buraya alışacağıma adım gibi emindim. Bütün bunları düşünürken gözlerim kapanmaya başladı. Dirensem de çabalarım sonuç vermedi, kısa süre sonra uyuya kalmıştım. İlk kez rüya görmediğim için çok mutluydum.
Saatin alarmı beni güzelim uykumdan uyandırdı. Hayatımda ilk kez sabaha kadar deliksiz uyumuştum. Saate baktım. Altıydı. Hermes kulübesine göz gezdirdim, uyanık kimse yoktu. Sessiz davranmaya özen göstermeliydim. Dünden kalma pislenen kıyafetlerimi çıkarttım üzerimden. Çantamda bulunan mavi tişörtü ve şortu giydim. Kapıyı açtım ve yavaşça kulübeden çıktım. Dışarıda kimse olmaz sanıyordum ama pek çok kişi vardı. Kimi sohbet ediyordu, kimi kılıçlarıyla uğraşıyordu, kimi de temizlik yapıyordu. Sanırım gün erken başlıyordu buralarda. Boş bulduğu bir yere oturdum ve etrafı izlemeye başladım. Çok güzel bir kız yanıma geldi. Kızın koyu, kahverengi saçları vardı, masmavi gözleri çok hoştu. Bana yeniymişim gibi –ki öyleyim- baktı.
“ Selam ben Elena. Hestia Rahibesi. Sen Luna Harrods mısın?” dedi. Kafamı salladım. “ Evet, neden ki?” dedim, doğrusu adımı nereden bildiğini meraketmiştim. “ Luna, benimle gelir misin? Kheiron seni görmek istiyor. Babanla ilgiliymiş” dedi. ‘Baba’ kelimesini duyunca hemen ayağı fırladım ve hızlı bir şekilde Büyük Eve gittik.
İçeri girdiğimde Kheiron ayakta duruyordu. Şu yarı at yarı insan olayına hala alışamamıştım. Bu yüzden bir müddet ağzım açık ona baktım. Bunu fark edince boğazını temizledi. Bende hemen “ Beni görmek istemişsiniz” dedim. Kafasını salladı. “ Öncelikle kampa tekrar hoş geldin Luna. Lafı uzatmayacağım senin ne kadar heyecanlı olduğunu görebiliyorum. Baban Poseidon. Denizlerin Tanrısı. Elena seni yeni kulübene götürecek. Eşyalarını alıp üçüncü kulübeye gidebilirsin. Aramıza hoş geldin Poseidon Kızı” dedi. Kalbim duracaktı ya da durmuştu belki de. Üç büyük tanrıdan biri olan Poseidon, en çok hayran olduğum tanrılardan biridir. Ve o benim babammış (!). inanamıyorum. Hala şaşkın şaşkın Kheiron’a bakıyordum. Elena beni dürttü “Hadi yeni kardeşlerini görme vaktin geldi” dedi. “ Tamam, hemen gidelim sabırsızlandım” dedim, sırıttı. Büyük evden dışarı çıktık. Hermes kulübesine gittik Elena ile. Giderken de bolca sohbet ettik. Evet, çenem düşmüştü. Süper bir hızla çantamı topladım. Hermes kulübesindekilere sarıldım ve Poseidon kulübesine doğru yol aldık Elena ile.
Kulübenin kapısı açıktı. “ Kardeşlerinle eğlenmene bak Luna. Tanıştığımıza çok sevindim, bir sorun olursa Hestia Kulübesine gelmen yeterli” dedi. Ona teşekkür ettim. Kısa bir an kulübenin dışına baktım. Olağanüstüydü. Derin bir nefes aldım, içeri girdim.
İçeride sarışın, çok güzel bir kız yerler siliyordu. Yanındaki erkek çocuk ise toz alıyordu. “Merhaba ben Luna.” dedim. İkisi de çok yoğundu beni fark etmemişlerdi. Bende çantamı yere bıraktım ve onlara uyum sağladım. Temizlik yapmayı severdim. Elime bezi aldım ve camları silmeye başladım. Bazı camlar fazla tozluydu. Onları temizlemek için suya ihtiyacım vardı. Poseidon kızıydım ancak su çıkartmayı bilmiyordum. Ya da çıkartabiliyor muyduk bunu da bilmiyordum. Koşarak bir kovaya su soldurdum ve geri geldim. Sanırım kız kardeşim olan sarışın kız, kan ter içinde kalmıştı. Bir kez daha v “ Merhaba” dedim ama duyamadılar beni. Bende bezi suya daldırdım ve camları silmeye başladım. Tozunu aldım, ovaladım. Sonunda sarışın kız kafasını kaldırmış olmalıydı ki bana seslendi. “ Selam. Ben Cornelia. Sen kimsin? Seni daha önce hiç görmemiştim” dedi. Elimdeki işi bırakıp ona döndüm.
“ Merhaba ben Luna. Poseidon kızıyım. Galiba kardeşinim. Buraya daha dün akşam geldim” dedim gülümseyerek. Gülümsememe karşılık vererek “ Hoş geldin kardeşim kulübemize. Madem başladım temizliğe haydi devam” dedi elime bez verirken. Şaşkın gözlerle ona bakıyordum. Elime paspas verdi. “ İş başına” dedi gülümseyerek. Sırıttım ve yerleri paspaslamaya başladım. Buraya alışacağıma artık emin gibiydim. | |
| | | Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: Temizlik Rp'si - 13 Cuma Haz. 03, 2011 10:37 am | |
| Temizliğe devam ederken birden kulübede tanımadığım bir kız görerek duraksadım. Bu da kimdi şimdi? Derin nefes alarak “Selam. Ben Cornelia. Sen kimsin? Seni daha önce hiç görmemiştim.” diyerek daldım lafa. Aslına bakarsan ne olduğunu çok rahat tahmin edebiliyordum ama birden bire aynı gün gelen üç kardeş biraz fazla gelmişti bana. Anlaşılan kulübede eğlence daha yeni başlıyordu. “Merhaba ben Luna. Poseidon kızıyım. Gakardeşinim. Buraya daha dün akşam geldim.” Evet, tahminlerimde yanılmıyordum. “Hoş geldin kardeşim kulübemize. Madem başladım temizliğe haydi devam.” diyerek eline bez verdim tozları alması için. Evet, çok kardeş kulübede çok daha iyi oluyordu ama alışkın olmadığım ve bir anda bu kadar çok kardeşimin gelmesi bana baya garip gelmişti. Etrafı süpürmeyi bırakarak önce havaya baktım ve Baba yeter artık, bir kardeş daha gelirse almayacağım ya bari tek tek yolla şunları diye geçirdim içimden. Artık ciddiydim, bir kişi bile olsa gelirse ona bunu gösterecektim. Babama ricamı (!) yolladıktan sonra odaya göz attım.
Yerler süpürülmüş ve viledalanmış, camlar silinmiş, tozlar alınmıştı. Geriye bir tek akvaryumun temizliği kalmıştı. Akvaryumu temizlemek üzere ilerlediğim sırada "Lia çabuk gel!" diye ses duydum. Başta beni çağıranın kim olduğunu anlamasam da ardından Kate olduğunu fark ederek odama doğru ilerlemeye başladım. Odamın kapısı kapalıydı, ilk başta yanlış duyduğumu düşünsemde ardından bir şey olmuş olabileceği aklıma gelerek kapıyı açtım ve içeri girdim. Keşke girmez olaydım! Kapıyı açmamla üzerime suyun dökülmesi bir olmuştu. Ah, benim bu cadı kardeşlerim! Sinirle iç çekerek gözlerimi ovuşturdum. Karşımda duran biricik (!) kardeşlerime bakarak kendimi gülümsemeye zorlayarak "Acaba bunu hangi canım kardeşim hazırladı?" diye sordum. Sesim o kadar garip çıkmıştı ki ben bile anlamamıştım. Tabi Rose ve Kate hiç durur mu hiç, ikisi birden kıkırdamaya başladılar. Bunun üzerine suya odaklanıp ikisini de ıslatmaya başladım. Hazırlıksız yakalandıkları için karşı koyamamış, aksine ıslanmalarıyla beraber çığlık atmaları bir olmuştu. Suyun onların üzerinde yarattığı şok üzerine bende gülmeden duramadım. Ta ki arkamdan bana da suyun gelmesiyle beraber. Eh, Poseidon kulübesindeyseniz ve kardeşleriniz yanınızdaysa su savaşı yapmadan bir temizliği düzgünce atlatamazdınız. Arkama döndüğümde diğer bütün kardeşlerimi görerek iç çektim. İstesem de artık engel olamazdım, bari bende biraz eğlenmeliydim. Gülümseyerek su savaşına katıldım. Bu savaş bitince, buraları temizlerken daha mutlu (!) olacaklarına emindim.
| |
| | | April Diana Lancaster Poseidon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 115 Kayıt tarihi : 23/01/11
| Konu: Geri: Temizlik Rp'si - 13 C.tesi Haz. 04, 2011 3:08 pm | |
| Lia'nın tüm kulübede adeta bir deprem etkisi yaratması üzerine diğerleri gibi ben de uyanmıştım. Ve evet, bugün kulübede temizlik yapılacağını biliyordum. Bu yüzden her ne kadar yataktan kalkmayı hiç istemesem de eğer Lia'dan azar işitmek istemiyorsam bunu yapmak zorundaydım. Yatağımdan kalkınca elimi yüzümü yıkadım ve saçımı özensizce tarayıp gevşek bir biçimde bağladım. Ne de olsa bugün kulübede olacaktım. Ayrıca fazla oyalanmamam da gerekiyordu. Banyoda işim bitince hemen salona koştum. Kardeşlerim, etraftan temizlik malzemelerini topluyorlardı. Ben de onlara ayak uydurdum ve bulduğum birkaç bezle birlikte salona, Lia'nın yanına geçtim. Diğer kardeşlerim de salona geldiğinde Lia iş bölümünü yapmaya başladı. Ben mutfağı temizleyecektim. Yanıma gerekli malzemeleri alarak vakit kaybetmeden mutfağa geçtim ve masayı toplamaya, silmeye başladım. Masadaki işim bitince elimdeki bezi yeniden ıslatarak ocağı, tezgahı vb. silmeye başladım. Son olarak dünden kalma bulaşıkları yıkayıp yerlerine dizdiğimde mutfaktaki işim bitmiş sayılırdı. Bulaşıklardan sonra ellerimi yıkarken kapının tıklatıldığını duydum ve salona geçtim. Kapının önünde bir melez duruyordu. Yeni olduğu her halinden belliydi ve çantasına bakılırsa kulübemize yeni bir kardeş gelmişti. İşte bu çok güzel bir haberdi. Zamanlaması da harikaydı doğrusu. Rose ve Bells onu karşıladıktan sonra ben de yanına giderek kendimi tanıttım. Yeni gelen kardeşimiz, yani Rafael, de kendini tanıtıkktan sonra Lia tekrar işin başına dönmemiz gerektiği konusunda bizi uyardı. Evet, haklıydı. Daha akşama kadar temizlenmesi gereken koskoca bir kulübemiz vardı. Lia'nın uyarısı üzerine tekrar mutfaktaki yerimi aldım ve bu kez camları silmeye başladım. Suya hükmedebilme gücü temizliği daha eğlenceli ve kolay hale getiriyordu. Bu yüzden de işim daha çabuk bitiyordu. Mutfakta işim bittiğinde pırıl pırıl olmuştu. Mutfağa şöyle uzaktan tatmin dolu bir bakış attıktan sonra salona geçtim. Lia, Rafael'e odasını tarif ediyordu. O sırada dikkatimi Lia'nın yanında duran bir kız çekti. Elinde bavul vardı. Demek bir kardeşimiz daha gelmişti. Ama kıza daha dikkatli bakınca onun yeni olmadığını anladım. Onunla daha önce konuşmasam da kampta görmüşlüğüm vardı. Kate'ti bu. Ancak ben onun Amphitrite kızı olduğunu sanıyordum. Öyleyse niçin bizim kulübeye elinde bir bavulla gelmişti? Bunlar aklımda bir sürü soru işaretinin oluşmasına neden olmuştu ama şimdi laklak edersem Lia bana kızabilirdi. Bu konuyu daha sonra ayrıntılı bir şekilde öğrenmek üzere aklıma not ettim ve Kate'e "Hoş geldin." diyip gülümseyerek temizliğe kaldığım yerden devam ettim. Bu defa duvarları temizliyordum. Salondaki duvarların dörtte üçünü silmeyi bitirmiştim ki kulübemizin kapısı yeniden çaldı. Lia kapıyı açıp karşısındaki kızı birkaç saniye süzdükten sonra "Selam. Ben Cornelia. Sen kimsin? Seni daha önce hiç görmemiştim." dedi. Gelen kız da kendini tanıttı. "Merhaba ben Luna. Poseidon kızıyım. Gakardeşinim. Buraya daha dün akşam geldim." Bu sözü duyduğumda ağzım açık kalmıştı. Bir günde bu kadar kardeşin kulübeye gelmesini beklemiyordum tabii ki. Lia, yeni gelen kardeşimiz Luna'ya "Hoş geldin kardeşim kulübemize. Madem başladım temizliğe haydi devam." diye karşılık verince Luna eline paspası alarak yerleri silmeye başladı. Ama bu durumdan pek de şikayetçi götünmüyordu, uyumlu bir kardeşe benziyordu.
Aradan yaklaşık yarım saat geçtiğinde duvarları silmeyi bitirmiş, biraz dinlenmek için koltuklardan birine oturmuştum. Lia da akvaryumu temizlemek üzereydi. Ona yardım etmek için ayağa kalkacağım sırada Kate'in Lia'yı çağırmasıyla Lia salondan çıktı. İlk önce bunu pek önemsemedim ama içeriden kıkırdamaların geldiğini duyunca oldukça meraklanmıştım. Luna ve Rafael de içeride neler olduğunu en az benim kadar merak ediyor gibi görünüyorlardı. Bunun üzerine kardeşlerimle kıkırdamaların geldiği odaya doğru gitmeye başladık. İçeri girdiğimizde, burada bir su savaşı olduğunu fark ettik ve birbirimize muzurca bakışlar atarak bize arkası dönük olan Lia'yı ıslatmaya başladık. Lia bize doğru döndüğünde kısa bir iç çekti ama sanırım Poseidon Kulübesi'nde bir su savaşının kaçınılmaz olduğunu o da bildiğinden su savaşına katıldı. Eğlence şimdi başlıyordu işte. | |
| | | Luna Harrods Poseidon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 282 Kayıt tarihi : 01/05/11
| Konu: Geri: Temizlik Rp'si - 13 Salı Haz. 07, 2011 5:36 am | |
| “ İş başına” dedi Cornelia. Elime paspası aldım ve süpürmeye başladım. Yerler gerçekten fazla tozluydu. biraz yorulmuştum açıkça. Mutfağa gittim. Buzdolabını açıp buz gibi suyu bardağa doldurdum ve içtim. Sırada paspaslamaya devam etmek ve ardından duvarlar vardı. Sonra yeni odama geçecektim. Suyu bitirdikten sonra orada duran kardeşim April’a verdim. Sanırım adını doğru hatırlıyordum. Kardeşlerimin adlarını karıştırmak asla istemem. Tekrar ana salona gittim. Paspaslamaya devam ettim. O sırada Cornelia da süpürmeyi bitirmiş, akvaryumu temizlemek üzereydi. Birden ”Lia çabuk gel” diye bir ses duyduk. Cornelia bir anlık tereddüt etti, ardından odasına koştu. Ardından bağırışmalar ve kıkırdamalar duyduk içeride. Açıkça olanları fazlaca merak etmiştim. İçeride olan kardeşlerimle birbirimize baktık ve sesin olduğu yere yöneldik. İçeride su savaşı yapıyorlardı. Ben, April ve Rafael birbirimize hınzırca bakışlar attık ve su çıkartmaya hazırlandık. Açıkça söylemek gerekirse bunu nasıl yapacağımı hiç bilmiyorum. Aklımdan sadece suyu geçiriyordum. Babama sessizce “ Lütfen, işe yarasın” dedim. Gözlerimi sımsıkı yumdum. Birden ellerimden su çıkmaya başladı. Bu inanılmaz bir duyguydu. Suyu kontrol edebilmek… Bunu anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalır. Ayrıca Lia da sırılsıklam olmanın şokuyla arkasına döndü. Hep beraber kahkaha atmaya başladık. Su savaşı resmen başlamıştı.
Lia, bana su attı, ben Rafael’e, Lia, Kate ve Rose’a, hepimiz Lia’ya… bu böyle bir müddet sürüp gitti. Arada yerler su olduğundan kayıp düşüyor, sonra toparlanmaya çalışıyorduk. Gülmekten karnıma ağrılar girmişti. Çok eğleniyordum kardeşlerimle. Kulübeme alışmıştım artık. Geleli bir gün bile olmasa da. Eğlenceye devam ederken gökkuşağımsı bir şey eğlencemizi bozdu. Gökkuşağının içinde bir adam belirdi. Adam hafif bir gülümsemeyle “ Merhaba çocuklarım. Luna, Kate ve Rafael hoş geldiniz” dedi. Tam Kate bir şey söyleyecekken adam yani babamız yani Poseidon “ Rose ve Cornelia. Sizi acilen görmem gerek. Hemen sarayıma gelin”dedi. Cornelia “ Temizlik bitmeden olmaz baba. Temizlik biter bitmez yanındayız” dedi. Poseidon iki kızına bakıyordu. “ Temizliğin bitmesini bekleyemem. En kısa sürede burada olun” dedi. Ve mesajımsı şey yok oldu. Rose ve Cornelia birbirlerine baktılar ve sonra Lia “ Biz gidiyoruz. Kulübeyi temizleyin, dağıtmayın. Olabildiğince kısa sürede gelmeye çalışacağız. Bakalım babamızın acil dediği şey neymiş?” dedi ve Rose ile kulübeden çıktılar. Kısa bir durgunluk yaşandı. Herkes çıt çıkatmadan kapıya bakıyordu. Sessşliği bozan kardeşimiz Kate oldu “ Hadi kardeşlerim işimizin başına.” dedi. Hepimiz yine çalışmaya devam ettik. Ancak bu kez daha zorlu olacaktı. Her taraf su olmuştu. Bir kısmımız suları temizliyordu. Ben yine eski işimin başına döndüm. Paspası alıp paspaslamaya devam ettim. Kısa sürede işim bitti. Kardeşlerime yardım etmeye gittim. Etraf hala dağınıktı. “Yardım isteyen” dedim. | |
| | | Isabelle Coco Franke Poseidon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 315 Kayıt tarihi : 01/09/10
| Konu: Geri: Temizlik Rp'si - 13 Salı Haz. 07, 2011 6:30 am | |
| Kulübede hepimizin bulunduğu ender günlerden biriydi. Yatağımda huzur içinde uyurken sarsıntılarla uyandım. Korkuyla yataktan fırlarken ayağım örtülere takıldı ve yeri boyladım. Ortalıkta koşturan kardeşleri görünce depremin sebebini anlamam çok uzun sürmedi. Yavaşca ayağa kalktım ve salona doğru Lia'nın sesini takip ettim. Depremin bitmesiyle Lia temizlik günü ilan etti. Ne güzeldi ki aynı anda kampta olduğumuz ender günlerden birinde temizlik yapacaktık.. Sevgili kardeşim hepimize iş bölümü yaptı ve şansıma banyo benimdi. Kolay olacağını düşünüyordum. Temizliği az bir hasarla atlatacağım fikrine kapılıp, sevinçle odaya kıyafetlerimi değiştirmek için geri döndüm. Beş dakika sonra pijamalarımı çıkardım, eski melez kampı tişortunu ve kısa şortumu bulduğum gibi üzerime geçirdim. Malzemeleri almış banyoya doğru giderken, kapıda elinde bavuluyla duran çocuğu farkettim. Lia yerleri silerken, kapıda duran ayakkabıları farkedince kafasını kaldırıp çocukla tanıştı. Yeni kardeş olduğunu anlar anlamaz hepimiz gidip kendimizi tanıttık. İsmi Rafael'di. Çekingendi ama şimdiden iyi anlaşacağımızı hepimiz hissetmiştik. Lia tanışma merasimini sona erdirip hepimizi işlerine geri yolladı. Ben de temizlik malzemelerini tekrar kucaklayarak banyonun yolunu tuttum. İşe duşakabin ve küvetleri ilaçlayarak temizlemeye başladım. Fırça ve eldivenlerle kolay olsa da eğilmekten belim hemen ağrımaya başlamıştı. Zar zor gerindim ve musluğa odaklanarak suyun akmasını başardım. İlaçlar suyla birlikte akıp giderken ben çoktan lavaboya geçmiştim. Aynı işlemi ona da uyguladım ve çabucak bitirdim. Lavabonun başındaki devasa aynayı sona bırakmadan sildim. Üzerinde ışıklar kırılana kadar parlattım. Yarım saatte üç bölümü bitirmiştim. Ama sonuç mükemmeldi. En sonunda tuvaletlerle karşı karşıya geldim. Açıkcası işin bu kısmını hiç düşünmemiş, gayet kolay olduğunu düşünmüştüm ama tuvaletin içini temizlemek midemi bulandırmaya yetmişti. Tiksinerek klozet kapağını kaldırdım ve nefes almadan temizlik ilaçları ne bulduysam içine boşalttım. Tamam o kadar pis değildi ama ben biraz fazla temizlik hastasıydım. Fırçayla klozetin içerisini ovalamaya başlarken, bir canavarı yenmek bile daha kolay diye söyleniyordum. İçeriden sesler gelmeye başlamıştı ve klozet tiksintim son anda işleri boşverip salona gitmemi söylüyordu ama tamamlamadan banyodan ayrılmamaya karar verdim. Klozeti temizleyebildiğim kadar temizledim. En sonunda sifonu çektim ve bir bez alıp dolapların içini ve camlarını sildim. O da bitince duvardaki fayans ve mermerleri sildim. En son yerleri paspas yaptım ve oda parfümünü sıktım. Her yer ışıl ışıl olmuştu. Temizlik malzemelerini tekrar toparlayarak dolabına yerleştirdim. Büyük bir rahatlıkla salona geri döndüğümde Lia'ya son ses ''Lia banyo tamamdııııııır!'' diye bağırındım. Bir süre kimseden cevap çıkmadı. Lia'dan ses gelmeyince salona yöneldim ve April'a baktım. ''April, Lia nerede?'' April'in arkasında Amphitrite kızı Kate'i ve tanımadığım bir kızı gördüm. ''Neler oluyor?'' diye şaşkınlıkla etrafa bakındım. April ''Babamız Lia ve Rose'u acilen yanına çağırdı Bells.'' dedi. Kate ve yanındaki kıza bakıp bana anlatmaya başladı. ''Kate bugün Poseidon kızı olduğunu öğrenmiş. Uzun bir hikayesi var. Ve bu da yeni kardeş Luna. Luna bu Isabelle, kısaca Bells. Bells bu da Luna.'' dedi Kate ve Luna'ya gülümseyerek ''Hoş geldiniz kızlar.'' dedim. Kate gülümserken Luna ''Memnun oldum Bells.'' dedi. Onlar işlerine devam ederlerken April'a dönüp ''Bari biz de kalan işleri bitirelim.'' dedim.
En son Isabelle Coco Franke tarafından Perş. Haz. 09, 2011 1:34 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
| | | Katherine M. von Dorff Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4525 Kayıt tarihi : 05/03/11
| Konu: Geri: Temizlik Rp'si - 13 Salı Haz. 07, 2011 10:18 am | |
| Kabul etmeliydi ki, Neptün'ün kızı olacağı veya kulübede bu kadar kolay kabul göreceği aklına gelmezdi. Temizliğe devam ederken, yeni odasındaki yatağını temizlemeye karar verdi ve odalarını düzenleyen Rose'a katıldı. İkisi de birbirine gülümsedikten sonra işlerine devam ettiler. Zaman ilerledikçe, sıkılmaya başladığını hissediyordu Katherine. Çoğu yeri düzenlemiş ve temizlemişlerdi, fakat Amphitrite Kulübesi'nde temizlik yaptıklarında hep eğlenecek bir şey bulurlardı. "Rose, ben çok sıkıldım. Sana bir önerim var." dedi yüzünde eğlendiğini belirten muzip bir ifade ile. Rose, odalarının penceresini silmeyi bıraktı ve önerisini dinlemek için ona döndü. Ona bir kez daha gülümsedikten sonra, aklına gelen şeyi anlatmaya başladı. "Amphitrite Kulübesi, temizlik yaptığı zaman hep eğlenmek için bir yol bulurdu. Balonlarla su fırlatmak ya da onun gibi şeyler. Diyordum ki, Poseidon çocukları olarak, bir su savaşına ne dersin?" Rose'un teklifini kabul edeceğini en başından anlamıştı. Bu yüzden kardeşi onaylayınca ona sessiz ol işareti yaptı ve aklına gelen ilk ismi söyleyerek seslendi. "Lia, çabuk gel!" bir süre kimse gelmese de en sonunda koridordan onlara doğru gelen ayak seslerini duydular. İkisi de gülmemek için kendilerini zor tutarken Lia'nın yüzüne fırlatacakları suyu hazırlamışlardı bile. Kardeşi kapıyı açıp içeri daldığı anda, Rose ile birlikte suyu onun üzerine dökülmesini sağladılar. Lia, onlara öldürecek gibi bakıp kendini gülümsemeye zorlarken "Acaba bunu hangi canım kardeşim hazırladı?" dediğinde Rose ile birlikte kıkırdamaya başlamışlardı bile. Kıkırdarken bir anda yüzüne çarpan su ile geriledi. Bunu beklemediği, her halinden belliydi. Üzerinden damlayan sulara bakarken, Lia'nın güldüğünü duydu. Anlaşılan planları işe yaramıştı. Bir süre odada durduktan sonra çıktı ve kardeşleri arasındaki su savaşına katıldı. Yaptıkları savaştan sonra, kurutmakla uğraşacakları yer umurunda bile değildi.
Su savaşından önce, kulübeye ilk gelişinde fark etmediği bir kızı gördü. Tıpkı diğerleri gibi su savaşına katılmıştı ama biraz daha acemi görünüyordu. Onlardan sonra gelen kardeşlerinden biri olabileceğini düşünerek, su savaşına devam etti. Oldukça eğlendiğini söyleyebilirdi. En azından o sıkıcı temizliğe göre bu daha iyiydi. Kulübeye geldiğinden beri Romalı olduğunu unutmuş, sadece gülümsemiş ve kendini eğlenceye vermişti. Gülümsemesini yüzünden sildirecek tek şey, İris mesajı içinde belirmiş olan babasının yüzüydü. “Merhaba çocuklarım. Luna, Kate ve Rafael hoş geldiniz.” dediğinde, ona karşılık vermek ve öfkesini göstermek için ağzını açtı. Ama onun, Katherine'i konuşturmaya niyeti yok gibiydi. Poseidon sözlerine devam ederken, suratını astı ve onu dinlemeye devam etti. “Rose ve Cornelia. Sizi acilen görmem gerek. Hemen sarayıma gelin.” Lia, “Temizlik bitmeden olmaz baba. Temizlik biter bitmez yanındayız.” dese de Poseidon buna pek aldırmıyordu anlaşılan. Gelmelerini söyledikten sonra görüntü kayboldu. Devam eden sessizlikte, kardeşlerinin gitmek için hazırlanışını izlerken öfkesini göstermek için her yolu deneyebilirdi. Ama sadece diğerlerine temizliğe dönmelerini söyledi. Salona geçip, hala temizlenmemiş akvaryumu görüp, onu temizlemeye başladı. O sırada Bells'e ait olduğunu düşündüğü sesi duydu. ''Lia banyo tamamdııııııır!'' Lia'nın burada olmadığını söylemek için bağıracağı sırada vazgeçti. Nasıl olsa kardeşi görecekti. Akvaryumu temizlemeye devam ederken, Bells'in salona girdiğini görüp akvaryumu temizlemeyi bıraktı. Adının Luna olduğunu öğrendiği yeni kardeşe ve Katherine'e bakıp şaşkın bir şekilde April'den neler olduğunu öğrendikten sonra "Hoş geldiniz kızlar.'' dedi. Katherine ona gülümsemek ile yetinirken, Luna ''Memnun oldum Bells.'' diyerek karşılık verdi. Tanışmanın bittiğini anladıktan sonra, akvaryumu temizleme işine devam etti Katherine. Onlara baktıktan sonra, temizliği bitirip bir süre aralarında yüzebileceğini düşünmeye başlamıştı bile. O sırada, kulübeye geldiğinden beri boynundan çıkarmadığı kolyesi ile oynamaya başlamıştı. İstediği deniz canlısına dönüşmek için sabırsızlanıyordu.- Spoiler:
Kısa yazdığım için üzgünüm. Şu sıralar biraz meşgulüm de. Bundan sonra daha uzun yazmaya çalışırım.^^
| |
| | | Alexandra Bethany Daniels Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1854 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Geri: Temizlik Rp'si - 13 Perş. Haz. 09, 2011 8:07 pm | |
| | |
| | | | Temizlik Rp'si - 13 | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|