Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Walter

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Walter Andrews
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Walter Andrews


Mesaj Sayısı : 21
Kayıt tarihi : 29/05/11

Walter Empty
MesajKonu: Walter   Walter Icon_minitimePaz Mayıs 29, 2011 10:22 am

Ayaklarının altındaki pütürlü kumsal bitmişti. Potinleri yeniden deniz çakılları, sayısız çakıllara sürtünerek gıcırdayan çakıl taşları, gemi kurtlarının kalbura çevirdiği yitik Armada’nın tahtalarından oluşan yaş çatırtılı bir yığıntıyı çiğnemeye başladı. Nefes nefes lağım soluyan, sönmüş bir ateşin külleri altında kavrulmuş yosunlarla yer yer mezbeleliğe dönüşmüş tekinsiz kumsal, arşınlayan tabanlarını yutmaya hazırlanıyormuşçasına beklemekteydi. Sakına sakına onları kıyın kıyın geçti. Küspemsi kum hamuruna beline dek saplanmış bir bira şişesi dimdik durmaktaydı. Bir gözcü: Ürkünç bir susuzluk adası. Sahilde kırılmış çemberler; daha beride kirli şeytan işi bir ağlar dolangacı; epey ötelerde tebeşir işaretli arka kapılar ve kumsalın yukarısında bir çamaşır ipinde çarmıha gerilmiş iki gömlek. Grand Line: Yağız dümencilerle usta denizcilerin alacıkları. İnsan kavkıları.

Güney duvarının taşlarını izlerken, ayakları kum karıklarını birden çalımlı bir tartımla arşınladı. Gururla baktı onlara, istif edilmiş taştan mamut kafatasları. Denizde, kumda, taşlarda altın ışıklar. Güneş orada, ince uzun ağaçlar, limon sarısı evler;

Ceplerini boş yere karıştırdı. Yok, almamışım. Yenisini almalı.

Burun deliğinden çıkardığı sümük kurusunu bir kaya çıkıntısına özenle bıraktı. Aman sen de, kim görürse görsün.

Arkamda. Belki de birisi var.

Yüzünü omzunun üzerinden çevirip, peşini nigâh eyledi. Yelkenleri gurcatalarına haçvari istinga edilmiş, limana dönen, akıntıya karşı ağır ağır yol alan serenleri havayı yara yara ilerleyen üç direkli, sessiz bir gemi.

Ter içinde uyandı Walter. Kabusumsu bir rüya görmüştü. Son zamanlarda sürekli bu tip, soyut rüyalar görüyordu. Ve işin kötüsü bir mânâ yükleyemiyordu bu gördüklerine. Sadece belli şeyler yapıyordu. Kafasından bazı düşünceler geçiyordu. Belki bir öngörüydü bu gördükleri, belki de sadece poposu açık yatıyordu. Belki şeytanın oyunlarıydı bunlar. Ya da sadece orta kulağının yoğun titreşimden yarattığı ilüzyonlar. Ama her halükarda revir doktoruna danışmasında fayda vardı. Kadına boşu boşuna para verilmiyordu. Her ne kadar bir çok kişi tesadüfen Walter’la arkadaş olduğunu düşünüyor olsa da her şeyi en başından planlamıştı Walter. İlmek ilmek işlemişti âdeta. Yatılı okula ailesinden kurtulmaya çalıştığı için ya da başarısız/istenmeyen çocuk olduğu için gönderilmemişti, aksine hem ailesini çok seviyordu hem de gayet başarılı bir öğrenciydi. Kendi isteğiyle geziyordu bu cehennemvâri yerleri. Onun bir hayali vardı. Büyük bir hayal. Ve bu hayalini gerçekleştirmek için uzun süre ailesinden bile uzak kalabilirdi. Absürd yapısının altında gizli şeyler yatıyordu. Hayallerini neredeyse kimseye söylememişti. Tek kişi biliyordu bu emellerini. Tek kişi. Tek bir kız. -Sahi, ileride bir eşe ihtiyacı olacaktı değil mi?- . O ise zaten pek ilgilenmemişti. Ancak kızın tavrı ne olursa olsun, ne söylerse söylesin ona güveniyordu. Hangi amaçla ne yaparsa yapsın, Alice her zaman destekçisiydi Walter’ın. Bu da ona güç veriyordu.

Sofradan kalkarken sadece ahçıya teşekkür edebilmişti. Kahvaltı boyunca ne tek kelime etmiş, ne de kimsenin suratına bakmıştı. Düşünüyordu. Artık bu saatten sonra geri dönemezdi ama bir adım ileri gitmeye de korkuyordu. Peşinde sürüklediği insanları kaybetmekten korkuyordu. Gezdiği okullar boyunca bir sürü arkadaş edinmişti, bir çocuğunu adres defterine kaydetmişti, hepsiyle periyodik olarak görüşüyordu. Mutfaktan usulca çıktı ve avluya doğru ilerlemeye başladı. Bir yandan etrafı seyrediyor bir yandan dalgın dalgın yürüyordu. İleride oturan Alice’i gördüğünde dikkati bir nebze olsun toplanmıştı. Ona aşık mıydı? Hayır. Ama ilgi duymuyor değildi. En nihayetinde birine aşık olacaksa bunun için en uygun aday Alice’ti. Harikalar diyarının gezgini… Şüpheyle ona doğru ilerlemeye başladı. Eğer kendine yeterince güveni ve bilgi birikim olmasaydı bulaşmazdı Alice’a. Fakat elleri yerinde olduğu sürece kendini güvende hissediyordu. Muhtemelen Alice’de bu yüzden dokunmuyordu Walter’a. Aralarında garip bir elektrik vardı.

”Eee Alice, ikimizde şuan burada konuşuyor olmamızın bir tesadüften ibaret olmadığının farkındayız. Ne yapmayı planlıyorsun? Benimle yolun sonuna kadar gelecek misin yoksa müsait bir yerde inecek misin?” dedi hafif bir sırıtmayla. Ardından devam etti. ”Umuyorum planımın sadece “başarılı bir insan” olmaktan ya da “başkan” olmaktan ibaret olmadığının farkındasındır.” Yavaşça eğilip yanına oturdu ve o da ayaklarını dışarı saldı. ”Eğer benimle gelirsen Alice, bir devrin bitişine tanık olacaksın! Hatta bu devri bitirenlerden biri olma şansına sahip bile olabilirler. Çocuklar yüzyıllar sonra adını saygıyla anacak!”

Büyük bir heyecanla ettiği laflar sırasında Alice’in yüzünü görseydi eğer, eğer o bıkkın gözleri ve bezmiş yüz ifadesini görseydi eğer, muhtemelen susacaktı. Sonuçta dinlenmediği sürece anlatmasının bir manası yoktu. En azından Walter böyle düşünüyordu. Bu açıdan biraz takıntılıydı. Ama o uğraşıp didinirken insanların bu şekilde umursamaz olması onu rahatsız ediyordu. O okuyordu, araştırıyordu, didiniyordu. Elinden geleni yapıyordu. Hem de tüm dikkat rahatsızlıklarına rağmen. Fakat onun tüm bu uğraşlarına rağmen insanların hiç tınlamaması tamamen bir saygısızlıktı! Walter’ınsa saygısızlıklara hiçbir şekilde tahammülü yoktu.

İşte ipin ucu orada koptu. Alice o zaman aslında gerçekte düşündüğü kişi olmadığını anlattı. O zaman öğrendi bir “Melez” olduğunu. Aslında pek inandırıcı gelmemişti o an için. En nihayetinde kim inanırdı ki Yunan Tanrılarının yaşadığına, hatta bunların çocuklarının da dünya üzerinde olduğuna. Haliyle Walter’da inanmadı. İnanmış gibi yaptı. O zaman anladı kendisini dinleyen onlarca kişinin halini. Saçma sapan şeyler anlatan bir insanı dinlemek ne kadar zordu öyle? İnanmamıştı, fakat bunları bu kadar ayrıntılı olarak düşünebilen bir zihnin hafife alınamayacağını düşündü. Muhtemelen bahsettiği kampta Ölü Ozanlar Derneği tarzı bir yerdi. Ya da bir tür mitolojik LARP kulübü. Hoşuna gitmişti. Sonra sordu:
”Oraya nasıl gideceğiz”

Satir kılığına girmiş çocuklar vesaire vesaire. Bir noktadan sonra bağışıklık yapmıştı bu mitolojik safsatalar. Nasıl olsa anlatılacakların uç noktası belliydi. Yani ne kadar uydurabilirdi ki? Eli mahkumdu, eğlence arıyordu, kabul etti. Sonra gözlerini önünde akan sûni dereye dikti. Şırıl şırıl akan su. Aslında bu tarz sahte şeyleri görünce içi yanıyordu. Etrafına baktı. Ne vardı ki doğal olan çevresinde? Çimenler… Sahte. Mimariyi zaten sorma. Ağaçlar; Sonradan yetiştirme ve budama bahanesiyle kuşa çevrilmiş. Derin bir nefes aldı ve ayağa kalktı.

~

”İşte böyle başladı” diye söze başladı Walter. ”Buraya gelişim, cart curt falan böyle. İlk defa melez oluşumu öğrenişim, değişimin başlangıcı falan. Bir de niyeyse gelirken hiçbir sorun yaşamadık. Herhalde Olympos’un çöpçüsünün falan oğluyum.” büyük bir sırıtmayla… Hâla inanamamıştı bu tanrıcılık oyunlarına. Ama enteresan bir tezgah olduğu kesindi… Ve bu tezgahı çözmeden şuradan şuraya gitmeyecekti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

Walter Empty
MesajKonu: Geri: Walter   Walter Icon_minitimePaz Mayıs 29, 2011 12:47 pm

Rp puanı: 100, tebrikler.


/Admin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
 
Walter
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Essien Walter Damordivh

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: