Harexis Glady Hekate'nin Çocuğu
Mesaj Sayısı : 4 Kayıt tarihi : 26/05/11
| Konu: Harexis Glady Perş. Mayıs 26, 2011 7:42 am | |
| Üzerine çöken ağırlık havanın neminden olmalıydı. Can sıkıntısı iliklerine kadar işlerken bunu belli etmedi cübbesinin altında kalan gözlerinde. Ağır adımlar birbirini izliyor ve gittikçe dikleşen dağ sırtına çıkmayı daha da zor hale getiriyordu. Üzerine bastığı, sonbahar rüzgarlarıyla sallanan sararmış otlar, ağaçsız zeminde haşırdıyor, Harexis'in gözlerini diktiği zeminde biraz da olsa rahatlık sağlıyorlardı. Görevin zorluğunu umursamıyor olmasına karşın yıllar sonra dahi içini kemiren bir sıkıntı baş göstermişti hedefine yaklaştıkça. Yapacağı şey kolay olmayacaktı, yine de gerekli iksirlerin, tozların hepsini hazırlamış ve büyülerin hepsini son bir kez içinden tekrarlamıştı, hazırdı. Bu görev için New York'tan çıkıp Hyperborea kıyılarına kadar bir gemiyle gelmiş, bu sırada kendisinden nefret eden büyük ablası Kirke'ye uğrayarak onu biraz daha çılgına çevirmişti. Büyü alanında annesiyle beraber çalışmış olan Harexis kısa süre önce yeni büyülere imza atmaya ve Kirke'nin ününü geride bırakmaya başlamış, ardından çetin bir savaş sonunda Kirke'yi yenilgiye uğratarak ona üstünlüğünü kanıtlamıştı. Bu denli büyük bir büyücü olmak büyük görevlere sebebiyet veriyordu ne yazık ki...
Harexis uzakta ''akşam kızlarının bahçesi''ni görebiliyordu. Hesperidlerin ve korkunç ejderha Ladon'un koruduğu altın elmalardan bir tane alıp Olimpos'a götürmekti görevi. Bu görevde izlenmeyecek kadar güvenilirliğini kanıtlaması çok uzun sürmüştü ve nihayet çabaları bi meyve verecekti. Altın elmayı alıp yedikten sonra ölümsüzlüğe kavuşacak ve güçleri sayesinde o da bir tanrı olacaktı. Zamanla Olimpos'un on iki tahtından birine dahi oturabilirdi... Bakışlarını koca yol boyunca ikinci kaldırışıydı bu, elmaların bulunduğu bahçeyi görmek için. İlk kaldırışı ablasının onu karşısında gördüğüne yüzüne hakim olan ifadenin keyfini sürmek istemesinden kaynaklanıyordu. Kararmakta olan havada gözleri parladı Harexis'in. Üzerinde çalıştığı onlarca büyü ve kazandığı güç ona bu ifadeyi güçlendirmesi için yardımcı olmuştu. Yine de bu Harexis'in doğuştan sahip olduğu bir yetenekti. Büyü kullanacağı zaman istediğinde bir trans haline girer ve gücünü katlardı. Bu trans sırasında göz bebekleri tamamen kaybolur, gözleri beyaza döner ve ışık saçardı. Elma bahçesine girdiğinde hala bu haldeydi. Bunu uzun süre kullanmak onu yorsa da Ladon'un şakası yoktu. Yüzlerce başıyla çevik hareketler yapabildiği için gerekli savunma büyüsünü yapmaya zamanı kalmayacağını düşünen Harexis bahçeye girmeden önce bu yüzden yeteneğini aktif hale getirmişti.
Birkaç adım sonra karşısına Hesperidlerin üçü de dikildi. Sorgulayan gözlerle Harexis'in yüzüne bakıyor, dudaklarını oynatmıyorlardı. Yüzlerine babalarının büyük titanlığının haşmeti güzellik olarak aksetmişti. Atlas'ın üç bakire kızı sonunda konuştu. ''Yanlış yoldasın yabancı. Burası Hesperid bahçeleridir. Geri dön!'' Harexis bakışlarını kızlara doğrulttu. Bir şeyi sonradan farketmenin yüzlerinde oluşturduğu şaşkınlıkla üçü de gerilediler. Harexis'in, ününün buraya gelmesine ilişkin gururlu gülümsemesi cübbesinin karaltısında görünmüyordu. Yüzünü biraz daha kaldırdığında batmakta olan güneşin koyu kızıl ışığı yüzüne vurdu. Artık gülümsemesi görünebiliyordu. Canlıların psikolojisiyle oynamayı seven Harexis hınzır gülümsemesini biraz daha çarpıklaştırdı ve çevresindeki auraya karanlık ve güçlü bir hava yaydı. Kızların tepkisi onu normal bir zamanda gülmekten öldürebilirdi ama şu an durum ciddiydi ve konsantrasyonunu bozmanın hiç zamanı değildi. Yine de kızların arkalarını dönüp koşturarak Ladon'u uyandırmaya gidişlerine Olimpos'taki tahtından çok gülecekti. Az sonra bir böğürme sesi, ardından hızla sürünerek yaklaşan koca bir karaltı göründü. İşte başlıyordu...
Saldırı çok beklenmedik ve ani gelmişti. Ladon'un yüz başından biri toprağın altından çıkarak saldırdı. Refleks olarak geliştirdiği savunma büyüsü olmasaydı Harexis o anda bir çerez gibi yutulacaktı. Savunma büyüsünün etkisiyle havaya zıplarken siyah cübbesinin başlığı açıldı. Sarı uzun saçları havada dalgalandı ve gözlerindeki parlaklık daha da arttı. Şimdi saldırma sırası ondaydı. Hafif bir şekilde yere inip cübbesinin iç ceplerinden birinden mor bir toz çıkardı. İki avcuyla tuttuğu tozu çevresinde bir kere döndürürken sihirli kelimeleri fısıldadı. ''Lafo flammesia''... Koca bir ateş topu Harexis'in elinden çıkarak Ladon'a çarptı. Ladon ateşi dişleriyle yardı ve iki parça halinde dağıttığını düşünerek ileri atıldı. İki parçaya ayrılmış olan ateş topları sanki kendi benlikleriyle hareket ediyormuşçasına saldıran kafaya çarptılar tekrar. Bunların Ladon'un canını acıtmayacağını biliyordu Harexis, nitekim dikkatini dağıtıyordu ve onun tek ihtiyacı olan da buydu. Cübbesinin yanında taşıdığı çantaya elini atıp bir tutam soğuk ve ölü yılanı kavrayabilecek kadar zaman bulabilmişti ateş topları sayesinde. Topları kendi yönettiği için geri çekti ve dağıttı. Ani geri çekiliş karşısında bir an afallayan Ladon Harexis'in eline tuttuğu kesik başa dikkat etmeden saldırdı. Yirmi kadar başıyla aynı anda farklı yerlerden hızla büyücünün üzerine atılırken büyücü soğuk kanlılıkla yaklaşmasını bekliyordu. Biraz daha... Ve yeterince yaklaşınca Medusa'nın başını kaldırdı. Ejderha için artık çok geçti. Bedeni önce kasıldı ardından ağır ağır taşa dönüşmeye başladı. Tamamen bir heykele dönüşmesi birkaç saniyede gerçekleşmişti.
Harexis'in gözleri tekrar normale döndü ve halsizlikle birkaç adım sendeledi. Ardından sırtını dikleştirdi ve altı mor gözlerle elma ağacına doğru ilerledi. Atlas'ın kızları dehşet içinde onu izliyorlardı. Ladon'u yenen birine karşı hiç bir şanslarının olmadığını bildikleri için çaresizlik içinde yanlızca izlemekle yetiniyor, hiçbir şey yapamıyorlardı. Harexis nihayet elma ağacına ulaştı ve sarkmış dalların birinden altın bir elma kopardı. Ölümsüzlük ellerinde duruyordu, geleceği, amaçları... Gözlerine delice bir parlaklık çöktü... Tüm hayatını bir işe adamış, sonunda bunu başarmış olan kişinin gözlerinde olacak cinsten bir parlaklık. Elmayı elinde evirip çevirdikten sonra ağır ağır araladığı ağzına götürdü ve ısırdı... | |
|
Athena Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Mesaj Sayısı : 5210 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Harexis Glady Perş. Mayıs 26, 2011 9:19 am | |
| Rp puanı: 95, tebrikler.
/Admin. | |
|