Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kulübe Temizliği - Denetleme #13

Aşağa gitmek 
+6
Summer Katherine Ramsey
C. Scarlett Stanislaus
Andrea Grace Harvey
David Tyler
Serena Su Hanzadeoğlu
Lucianna Fackrell
10 posters
YazarMesaj
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimePerş. Mayıs 26, 2011 2:18 am

Küllerimizden doğarken. ~

Elimde bir şarap şişesi, bağıra çağıra şarkı söylerken kampa giriş yaptığımda, saat sabaha karşı beşti. Aksak adımlarıma ve ne halde olduğuma aldırmadan kulübemin yolunu tutarken tek istediğim, kafamdaki her şeyi silip atabilmekti. Bağıra çağıra Robyn ile Rose'in düğünündeki o şarkıyı söylüyordum. Martin'i çok özlemiştim ama bu, ona geri döneceğim anlamına gelmezdi. Bitmişti. O zamparanın tekiydi ve onunla birlikte olmaya devam edersem, daha çok gözyaşı dökecektim. Eh, şimdi de ağlıyordum, hem de delicesine. Athena çocuğu olduğunu hala unutmamış olan mantıklı tarafım, bana zamanın buna ilaç olabileceğini söylüyordu.

"I’d give my all for your love tonight
I’d give my all to have
Just one more night with you
I’d risk my life to feel
Your body next to mine
Cause I can’t go on
Living in the memory of our song
I’d give my all for your love tonight
Give my all for your love
Tonight..."


Sesim kampın ıssızlığında yankılanırken, kulübelerinin perdelerini aralamış beni dikizlemekte olan birkaç melez gözüme çarptı ve kamp meydanının ortasında yere çökerken onlara bakıp ağlamaklı bir şekilde "Ne bakıyorsunuz?" diye bağırdım. Neden bakıyorlardı? Çok mu kötü durumdaydım? Annem bana bir tanrıyla çıkmanın benim için fazla olduğunu söylediğinde, onu dinlemeliydim. Bilgelik Tanrıçası size bir şey söylüyorsa, ona kulak asmalısınız, bu kadar basit. Tabii bazen insan bazı durumlarda tek başına beynini kullanamaz. O kalp denen cehennem tazısı da işin içine girer ve her şeyi allak bullak eder. Martin'den uzak durmak, benim için imkansızla eş anlamlıydı. Ne kadar zampara olursa olsun onun da beni sevdiğini biliyordum ve bunun ikimiz için yeterli olacağını düşünüyordum ama olmadı işte, kıskançlık ve sinir tüm güzel duygularıma hakim geldi. Melez Kampı'na kalbi kırık ve bitik bir halde döndüğüm o gün, meydanda hıçkırarak ağlarken bir daha asla böyle bir duruma düşmeyeceğime dair kendime söz verdim. Başıma bundan sonra nelerin geleceği hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu ama yine de böyle indirmeyecektim duvarlarımı, bana ihtiyacı olan kişiler vardı. Sahi, ben ne kadar sorumsuz bir ablaydım? Aylar önce sessiz bir şekilde ortadan kaybolmuş ve bir daha da geri gelmemiştim. Kimseye nerede olduğum hakkında haber vermemiştim. Pat diye Rose'ların düğününde ortaya çıkıp sonra tekrar hiçliğe karışmıştım. İyi değildim, sadece aşk hayatım değil, her şey fazla gelmeye başlamıştı. Çözümü yine kaçmakta bulmuştum, ne zaman başım sıkışsa arkama dönmeden çekip giderdim zaten. Bana Zihindeşen diyorlardı. Belki de Korkak Tavuk çok daha uygun bir lakap olurdu.

Aniden omzumda hissettiğim el ile yerimden sıçradım. Arkamı döndüğümde karşılaştığım yüz bana "Korkma Lucy, benim!" dedi. Hemen yerimden sıçradım ve "Ah, Dave." dedikten sonra kardeşime sarıldım. Aylar sonra onu tekrar görmek gerçekten de iyi gelmişti. Bana şaşkın ve üzgün bir şekilde baktığı için ona 'yok bir şey' anlamında bir işaret yaptım. Az önceki çıkışım yüzünden şimdi hiçbir kulübeden dikizlenmiyordum. Bu rezilliğimi kampa unutturmak için en kısa zamanda zorlu bir rakiple düello yapmam falan gerekecekti. Düello... Bu kelimeyi özlemiş olduğumu hissediyordum. Londra'da hayat sakin ama benim için fazla monotondu. Bir de üstüme çekerek ailemin tehlike altına girmesine sebep olduğum canavarlar hiç dişime göre olmuyordu. Depresyon dönemimde kendimden çok sevdiklerime zarar vermiş olduğum, o anda kafama dank etti. Artık değişmem, silkelenip tekrar kendime gelmem gerekiyordu. Bunu başarabilirdim de, sonuçta kardeşlerim yanımdaydı. Aklıma Athena kulübesinin sıcak atmosferi geldiğinde gülümseyerek dönüp Dave'e baktım ve "Haydi gel kulübemize gidelim, kardeşlerimi çok özledim. Hem konuşacak bir sürü vaktimiz var." dedim. David'in suratına yerleşen kederli ifadenin ne anlama geldiğini anlayamamıştım, aldığım alkol nedeniyle zihnini de okuyamıyordum. Bu nedenle gidip yokluğumda nelerin değiştiğini görmem gerekiyordu. Athena kulübesine doğru attığımız her adımda, yürümek daha da zorlaşıyormuş gibi geliyordu. Orada neyle karşılaşacağımı veya nasıl karşılanacağımı kesinlikle bilmiyordum, bu belirsizlik de beni fazlasıyla üzüyordu. İlerlemeye devam ettiğimiz süre boyunca Dave sessizliğini korudu ve bu da benim iyice endişelenmeme neden oldu. Kulübeye vardığımızda, kapısının sonuna kadar açık olduğunu gördük. İçeride ışık yanmıyordu. David'e "Artık dışarı çıkarken kapıyı kapatmayı öğren." dedim laubali bir kızgınlıkla. Kulübeden içeri girip ışıkları yaktığımızda karşımda gördüğüm manzarayı, hayatım boyunca unutamayacağımdan emindim. Sere'nin evcil cehennem tazısı Bayan O'Leary, salonda bir o yana bir bu yana koşuşturup, önüne gelen her şeyi yakıp yıkıyordu. Tablo buraya kadar katlanılabilirdi lakin Bayan O'Leary'ye durmasını söyleyen kişi, vücudumdaki tüm kanın çekilmesine yol açmıştı. Sözünü dinlemediğim, kampı terk edip giderken hiçbir lafına aldırmadığım annem Bilgelik Tanrıçası Athena, şu anda salonumuzda bir cehennem tazısı kovalamaktaydı!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Serena Su Hanzadeoğlu
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Serena Su Hanzadeoğlu


Mesaj Sayısı : 4815
Kayıt tarihi : 07/09/10

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimePerş. Mayıs 26, 2011 3:38 am

Bugünlerde fazla tembellik yaptığım için kendimi suçluyordum. Yatmaktan başka ne yapıyordum ki? Ah birde şu bitmeyen ilişkilerim var. Sonunda ne yaptım biliyor musunuz? Ayrıldım! Kesinlikle buna son vermem gerekiyordu. Eh tamam iki tarafta üzüldü ancak şimdi daha iyiyiz. Hem hiçbir sevgilimle asla düşman olmadım, Xavier ile de olacağımı düşünmüyordum. Eyse bunları bir kenara atıl kulübeye dönmem gerektiğini düşünüyorum. Daha çok işim vardı. Elbiselerimi yeni makineye atmıştım. Onlar yıkanana kadarda ormanda yürüyüş yapmanın zararı olmazdı ama değil mi? Hemen ayaklarımı kampa daha yönlendirdim. Üstelik bu halime katlanamıyordum. Terden ölüyordum. Ah tanrım! Kulübemize misafir gelse kriz geçirebilirdi. Neyse ki kimseye görünmeden kulübeye varabilmiştim. Varmaz olaydım. Kulübeye adım atar atmaz karşılaştığım manzara karşısında şoka girdim. Bayan O’Leary… Ah bu canavar beni çıldırtacaktı! Her şeyi kırıp dökmüştü. Sinirden ağlayabilirdim. Bütün kulübeyi ben temizlemiştim ve… Of! Biri bu köpeği benim elimden almalıydı. ‘‘Bayan O’Leary!’’ Bir yandan bağırıyor bir yandan da peşinden koşuyordum. Yaklaşık beş dakikadır peşindeydim. Son anda yorularak onu kovalamaktan vazgeçtim. Ne yani yine ben mi toplayacaktım? Birazdan kardeşlerim gelecekti ve ben ikinci kere iş yapacaktım. Ah tanrım… Şaka mıydı bu? Biri beni şuan ki lanet kâbustan kurtarmalıydı. Ne yapabilirdim ki? Kesinlikle bu işten kaytarmalıydım. Düşün Sere düşün…

Son anda aklıma gelen fikir ile sinsice gülümsedim. Boynumda sarkan ‘Yeşil Baykuş’a baktım. Kesinlikle harika bir fikirdi. Gözlerimi kapatıp her tarafın aydınlandığını düşündüm. Bunu ilk defa deniyordum. Acaba başarabilecek miydim? Yavaş yavaş saçımın, gözlerimin, bedenimin ve üstümdeki kıyafetin büyülü olduğunu hissediyordum. Gözlerimi açtığımda boyumun epey uzun olduğunu gördüm. Sihirliydim. Gerçekten de değişmiştim. Aynanın karşısına geçince yansımama baktım. Özlemiştim elbette, canım annemi özlemiştim. Gözlerimin yavaşça dolmasına aldırış etmeden kendime gelmeye çalıştım. En duygusal anda Bayan O’Leary’nin eteğimi çekiştirmesi ile kendime geldim.
‘‘Bayan O’Leary!’’ sesim de o kadar hoştu ki… Ah her neyse… Şimdiden Bayan O’Leary’nin peşinde koşturmaya başlamıştım. Eh yorulmuyordum da, nasılsa ben bir tanrıçaydım. Sinsice güldüm. Tam o sırada kapının açılması ile kendime geldim. Dave ve Lucy’i görünce ciddiyetimi bozmadan onlara baktım. Eğlence başlıyordu!


*Üzgünüm kısa yazdım millet. Bir daha ki postu yani yarın yazacağımı upuzun yazarım artık. *-*
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
David Tyler
Athena'nın Çocuğu/Zeka ve Strateji Eğitmeni
Athena'nın Çocuğu/Zeka ve Strateji Eğitmeni
David Tyler


Mesaj Sayısı : 1997
Kayıt tarihi : 17/02/11

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimePerş. Mayıs 26, 2011 4:38 am

Şu kampta normal sakin bir şekilde uyumak yok her gece mutlaka bir şey olmak zorunda bu seferde bir sarhoş vardı.Ama bu sesi bir yerden tanıyordum.Bir şarkı söylüyordu.
"I’d give my all for your love tonight
I’d give my all to have
Just one more night with you
I’d risk my life to feel
Your body next to mine
Cause I can’t go on
Living in the memory of our song
I’d give my all for your love tonight
Give my all for your love
Tonight..."


Merak ettim ve ayakkabılarımı giyip pencereden dışarı çıktım.Ama sesin nereden geldiğini bulamıyordum.Bu ses çok ama çok tanıdıktı.Aylardır duymadığım bir sesti.Daha da yaklaştım.Ve bunun Lucy olduğunu fark ettim onu en son düğünde görmüştüm.Sonra da bir daha görmedim.Aslında ona orada da bilerek yaklaşmamıştım çünkü savaşa gitmemizi istememişti ama ben genede katılmıştım.Sözünü dinlemediğim için çok utanıyordum.Çok sarhoştu o yüzden yanına yaklaşırsam ani bir hareket yapabilirdi.O yüzden kendimi savunup onu tutmalıydım.Her zamanki gibi resimler geldi zihnime ve arkasından yaklaşıp omzuna dokundum.Tahmin ettiğim gibi yerinden sıçradı bende arkaya bir adım attım. "Korkma Lucy benim!" dedim."Ah Dave." dedi.Ve bana sarıldı.Neden geldiğini merak etmiştim.Bana yok bir şey dercesine bir hareket yaptı.Sonra yürümeye başlicakken bir kaç soru sormayı düşündüm ama "Haydi gel kulübemize gidelim, kardeşlerimi çok özledim. Hem konuşacak bir sürü vaktimiz var." dedi.Bu artık gitmicek demekti.Kulübenin önüne geldik ve kapının açık olduğunu gördük."Artık dışarı çıkarken kapıyı kapatmayı öğren." dedi.Ama ben kapıyı kullanmamıştım ki ben pencereden dışarı çıkmıştım.Genede söylemedim bunu ona.İçeri girdiğimizde ikimizin de ağzını açık bırakıcak bir şey vardı.Bayan O'Leary kulübenin içinde koşturuyor ve her şeyi mahvediyordu.Sonunda daha büyük bir sorun vardı peşindeki annemiz athenay'dı.Tamam burada neler oluyor bilmiyordum ama "Lucy tuhaf ama ben Bayan O'Leary'i durdurmanın bir yolunu biliyorum onu durdurim sende o sırada annemizle konuş.Zor görev senin ama." dedim.Lucy hala ağzı açık bekliyordu.Sonra oradan kaçıp odama gittim ve Needle'ı açtım.Sonra içeri girip Bayan O'Leary'nin oraya attım bana geri getirdi.Ve sonra üstündeki ışığı açıp."Hadi Bayan O'Leary buraya gel." diyip ışığı dışarı gönderdim o çıkınca kapıyı yüzüne kapadım kapıyı."Şimdi anne ve Lucy ben içerideyken ne konuştunuz."."Tamam David Lucy şuraya oturun." dedi.



Sere senin kullandığın renk kodunu bilmiyordum o yüzden onla yaptım #00ff00 buyurun.Birde kısa oldu öbürünü daha iyi yazarım
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimePerş. Mayıs 26, 2011 5:02 am

Birkaç kez ağzımı açıp kapatmıştım ama henüz konuşabilme evresine gelememiş bir bebek gibi tuhaf sesler çıkarmaktan daha ileri gidememiştim. Pekala, büyük ihtimalle o sırada şok geçiriyordum. İçimden kendime sakin olmamı tembihliyordum fakat bunun hiçbir işe yaramayacağı da aşikardı. David bana bir şeyler söyledi ama ne dediğini anlamadım, olaylardan ve bulunduğumuz ortamdan kopmuş olduğumu hissediyordum. Ben... İyi değildim ve içtiğim içkiler etkisini daha beter bir şekilde göstermeye başlamıştı. David bir şekilde Bayan O'Leary'yi dışarı çıkarmaya uğraşırken ben doğrudan anneme bakıyordum. Suratındaki o sert ifade, altında pek çok duygu gizliyor gibiydi. Enteresandı bu çünkü genellikle annemin mimiklerini okumakta pek başarılı olamazdım. Bir süre ne yapacağımı düşündükten sonra kendimi gülümsemeye zorlayıp elimi havaya kaldırdım ve "Hey, selam." dedim. Yapabileceğim en kötü karşılaşma konuşmasını yapmıştım ama umurumda değildi. Annem beni burada şu anda buharlaştırsa, o bile umurumda olmazdı. Martin... Ah Martin... Resmen bu genç yaşımda beni bir ölüden farksız hale getirmişti.

Tanrıça Athena sözlerim üzerine o sert ifadesini korumaya devam etti ama burada, kulübemizde olması çok garip gelmişti. Ayrıca, genellikle beni görür görmez bilmece gibi bir şeyler mırıldanıp kafamı karıştırmayı ve sinirlerimi hoplatmayı tercih ederdi, şimdiyse oldukça sessizdi. Belki de beni nasıl öldüreceğini düşünüyordu. Eh, buharlaştırmak demode olmuştu artık, yeni nesil elektro şok ölümlerini daha çok tercih ediyordu. Saçmalıyordum... Aklımdan geçen düşünceler tutarsız ve saçmaydı. Büyük ihtimalle annem şu anda benim düşüncelerimi dinleyerek eğleniyordu. Hoş, pek öyle bir ifadesi de var gibi görünmüyordu. Nedenini anlamamıştım ama bugün onda bir tuhaflık sezmiştim. Belki de alkolün etkisiydi veya uzun zamandır görmediğim için onu unutmuştum. Kaşlarımı çatıp
"Kulübemizde ne işin var, anne?" diye sordum. İşini kolaylaştırmaya çalışıyordum adeta, bekleme süresini fazla uzatmadan beni buharlaştırarak öldürmesine zemin hazırlıyordum. David geri geldiğinde onun yokluğunda ne konuştuğumuzu sordu. 'Havadan, sudan işte' tarzında saçma bir cevap vermeye hazırlandığım sırada annemin ikimize de koltukları işaret ederek oturmamızı söyledi. Midemdeki kasılma beni bunu yapmaktan alıkoyunca suratımı buruşturdum ve "Ben, bir lavaboya gidip geliyorum." dedim. Kardeşimin de annemin de suratında kınayan ifadeler vardı. Pekala, olması gerekenden fazla içiyor olabilirdim ama içmeyi seviyordum. Böyle durumlarda fazla sevmiyordum gerçi... Yüzümü yıkadıktan sonra odaları dolanarak biraz vakit geçirmeye karar verdim. Nedense annemin yanına dönmek için hiç sabırsızlanmıyordum. Girdiğim her odada, suratım iyice asılıyordu. Kulübemiz resmen çöp eve dönmüştü! Sanki uzaylılar gelip burayı istila etmişti! Bazı odalar içinde bir insan kalmıyormuş gibi derli topluydu, kışın okullarında olan kardeşlerime ait yerlerdi. Bazılarıysa çöplükten farksızdı, kampa arada uğrayan ve temizlik nedir bilmeyen kardeşlere aitlerdi. Sere'nin ve Dave'in odaları dışında hiç aktif olarak kullanıldığına dair belirtilere sahip oda yoktu. Bu... Tuhaftı. Ben giderken burada on dört kardeşim yaşıyordu. Şimdi ise, yalnızca iki kişinin kalmış olması çok tuhaftı. "Sen lider olarak onları toparlamazsan, böyle olur işte." diye kızdım kendime. Ben büyük ihtimalle bu kulübenin gördüğü en kötü ve en sorumsuz liderdim. "Sere..." diye mırıldandım. Odasından anladığım kadarıyla o şu sıralar kamptaydı ve onu çok özlemiştim. Annemi atlatıp dışarı çıkıp Sere'yi aramam gerekiyordu. O sırada, saatin sabahın altısı olduğunu fark ettim. Bu, oldukça tuhaftı. Neredeyse yarım saattir kulübedeydim, onun öncesinde de kamp meydanındaydım ve Sere'ye hiç rastlamamıştım. Kardeşim sabahları erken kalkmayı severdi ama beş, onun için bile oldukça erken bir saatti. Kaşlarımı çatarak bir süre telaşa kapılmamaya odaklandım ama fayda etmedi. Koşarak tekrar salonumuza döndüm ve konuşmakta olan annem ile Dave'e "Sere yok! Anladığım kadarıyla kayıp!" diye bağırdım. Aslında, annemin ifadesinden anladığım kadarıyla şimdi Sere'den daha önemli bir meselemiz vardı; benim ölümüm.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Serena Su Hanzadeoğlu
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Serena Su Hanzadeoğlu


Mesaj Sayısı : 4815
Kayıt tarihi : 07/09/10

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimeC.tesi Mayıs 28, 2011 1:27 am

İkisini de oturttuktan sonra ifademi korumaya çalıştım. O kadar çaresizdiler ki, yüz ifadelerinden korktuklarını anlıyordum. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Birazdan gülme krizlerine girecektim. Hala düşünürken iki kardeşin hareketlerini inceledim. Tam konuşmayı düşünürken Lucy’nin sesini işittim. ‘‘Ben, bir lavaboya gidip geliyorum.’’ Lucy’e gözlerimi kısıp baktıktan sonra lavaboya gitmesini izledim. Ne olmuştu bu kıza böyle? Kesin yine bir şeyler oluyordu. O hayatta içmezdi. Yani tamam Hades oğlu Robyn ile birlikte Harris barı açtıktan sonra biraz kendinden geçmişti ancak bu kadarda olmazdı ki. Bir şeyler dönüyordu, evet evet! Bir an keşke böyle karşılarına çıkmasaydım diye düşündüm. Şimdi belki de ona yardım edebilirdim. Ben düşünlere boğulmuşken dikkatle beni izleyen Dave’e baktım. O yeni kardeşlerimizden biriydi. Aslında kulübeye uzun süre önce gelmişti ancak son zamanlarda hiç ortaya çıkan kardeşimiz yoktu. Biraz düşündükten sonra onunla konuşmaya karar verdim. Annemin büyüleyici ses tonu ile yine etkilenmiştim. ‘‘Dave… Nasılsın oğlum?’’ Onunla normal konuşmaya çalışıyordum. Annemin hiç ‘canım oğlum, yakışıklı oldum ya da sevgili kızım’ gibi laflar ettiğini duymamıştım. Dave’de buna alışmış gibiydi. Düşüncelerini duymak isterdim ancak ilk defa annemin kılığına büründüğüm için yeteneklerini kullanamıyordum. Bunu keşfettikçe anlıyordum zaten. Kolyem ile ne kadar çok zaman geçirirsem ve kime en çok dönüşürsem rahatlıkla dönüştüğüm kişinin güçlerine sahip olabiliyordum. Ancak bu kılığa büründüğünde geçerliydi ve birde ustalığa bağlıydı. Düşündükçe moralim bozuldu. Zaten bu kolyeyi kimse bilmiyordu. O kadar nadir kişiler biliyordu ki… Belki Lucy, Lia, Rose… Diğerlerinin haberi olduğunu bile sanmıyordum.

Dave cevap verdiğinde düşüncelerimden çıktım ve onu dinlemeye başladım.
‘‘Şey… İyi Tanrıça Athena. Peki siz?’’ Dave normalde de kibar bir çocuktu ancak böyle sakin ve çekingen olmasına şaşırmıştım. Bozuntuya vermeden, gülümsemeden cevap verdim. ‘‘İyiyim Dave. Duyduğuma göre bir kızla tanışmışsın?’’ Tanrıça Athena’nın her zaman ki halleri… Bir çocukları olarak bunlara alışıktık. Aslına bakarsanız annem en çok benden çekmişti. İlk önce Zeus oğlu Leo ile çıkmıştım. O sırada annemin ne tehditler savurduğunu hatırlıyorum. Zeus’un doğru dürüst haberi bile yoktu. Daha sonra Poseidon oğlu Xavier ile tanıştım. İşte annem burada iplerini koparmıştı. Fakat fazla üzün sürmemişti. Birkaç ayrılık ve barışmadan sonra tamamen bağlarımı koparmıştım. Peki ya şimdi? Her şey karma karışıktı. Birkaç duyum almıştım ama bunlardan emin değildim. Stephan… 13 yılımı birlikte geçirdiğim çocuk. Ah tabi birde Mandy vardı. En yakın dostum. Canımdan sevdiğim dostum. Neredeydi ki o? Uzun yıllardır görmüyordum. Belki de artık onu arama vaktim gelmişti. Ama ya Stephan… O gerçekten kampta mıydı? Geçen tanıştığım bir Afrodit kızından duymuştum. Dediklerine göre tam da Stephan’ın tıpa tıp benzeri gelmiş. Tabi onlar Stephan’ı tanımıyor. Ancak tarif ettikleri gibiyse… O gerçekten de Stephan’dı! İçimi garip bir mutluluk sarmıştı. Gülümseyecektim bir an ne yaptığımı fark ettim. Hayır, sakin olmalıydım. Şuan yapmam gereken küçük bir iş vardı. Onu hallettikten hemen sonra Stephan ile ilgilenecektim. Onu çocuğu bulup, kim olduğunu soracaktım. Peki ya o’ysa ne olacaktı? Beni affedebilecek miydi? Onu bırakıp gitmenin acısı zaten kalbimi zedelemişti, peki ya affetmezse? Ah lanet olsun ki onu çok özlemiştim, hem de çok…

Tam o sırada Lucy panikleyecek salona girdi. Bu sırada Dave’in mutluluktan uçtuğunu gördüm. Cevap verip Charleen’ı tehlikeye atmak istemiyor gibiydi. Eh oda haklıydı tabi. Charleen’ı tanısaydınız eminim çok severdiniz. O da diğer Demeter çocukları gibi çok sevimliydi ve tabi yardım sever. Her neyse bir an Dave için sevinmiştim ancak her an hazırlıklı olmalıydı. Annemin baskınlarından korkmalıydık! Lucy’e döndüğümde şaşkınlıkla bize bakıyordu.
‘‘Sere yok! Anladığım kadarıyla kayıp!’’ Lucy abartıyordu ya da bu kız beni cidden özlemişti! İçimi özlem kaplamıştı fakat bakışlarımı değiştirmeden onu süzdüm. Lucy’nin içindeki tedirginliği hissediyordum. Sesimi hiç bozmadan konuşmaya başladım. ‘‘Sere kayıp değil Lucy. Büyük ihtimalle yine New York’a gitmiştir ya da kılıç dersliğindedir. Şimdi sende otur şuraya…’’ dedim ve Lucy’nin beni bekletmeden yerine geçtiğini gördüm. İkisine de uzun süre baktıktan sonra devam ettim. Bu kadar sessizlik iyi değildi. ‘‘İlk önce şunu sormak istiyorum. Bu kulübenin hali ne? Bu kampın müdiresi olarak siz diğer melezlere örnek olmalısınız! Ancak bunu da geçtim, siz annenizi bile kendinize örnek almıyorsunuz. Bu kulübeye hemen çeki düzen verilmesi gerek.’’ Bakışlarımdaki öldürücü büyüyü hissediyordum. Dave daha da korkmuş gibi biraz geri çekildi. Ben ise aldırış etmeden devam ettim. ‘‘Ah unutmadan Lucy… Seninle özel olarak konuşacağız ve elbette Dave… Ancak ilk işiniz şu bu kulübe…’’ Başlamalarını söyler gibi bir bakış attık sonra ne yapmam gerektiğini düşündüm. Belki de oturup keyifle onları izlemeliydim. Bu fazla mı saçmaydı?

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Andrea Grace Harvey
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Andrea Grace Harvey


Mesaj Sayısı : 609
Kayıt tarihi : 18/01/11

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimeC.tesi Mayıs 28, 2011 5:19 am

Uzun zaman olmuştu.Yani kamptan ayrı kalalı.Kışı Manhattan'da, üvey annemin yanında geçirmek ilk başlarda iyi bir fikir gibi gelmişti oysaki.Biraz bile olsa normal bir çocukmuş gibi davranmaya çalışarak; basit, sıkıcı bir hayat geçirmeyi denemek... Her genç gibi sabah erkenden kalkıp okula gitmek, yemekhanede kızlarla toplanıp erkekler hakkında konuşmak, belki de partilere katılıp dağıtmak... Ama herkesin garipsediği ''o'' kız olmuştum yine.Her zamanki gibi bir ucubeymişim gibi bakmıyorlardı bana belki ama yine de bu ortamlarda uyum sağlayacak kadar da mutlu olamamıştım.Birçok kişiyle tanışmış, anlaşmıştım.Ama onlarla konuşacak ortak bir dilim olmadıktan sonra ne anlamı vardı ki bir sürü arkadaşın? Olmuyordu işte, herkes gibi uyum sağlamayı başaramıyordum.Yine de iyi dayanmıştım.Yaklaşık iki ay... Kamptan uzakta, tüm kardeşlerimden, kampın heyecanlı aktivitelerinden apayrı bir hayat yaşamıştım iki aydır.Annemin yanında olduğum için mutluydum, şikayet edebileceğim onca şey olmasına rağmen susabilmeyi becerecek kadar huzurluydum da.Ama kampta özlediğim o kadar şey varken de daha fazla duramazdım burada.Üvey annemle geçirdiğim en iyi zamanı geçirmiştim belki de ama bu okul saçmalığı beni oldukça sıkmaya başlamıştı.Üvey annem kararımı duyunca hayal kırıklığına uğramış gibiydi.Onu böyle buruk bırakmak istemezdim elbette ama artık benliğime, öz yuvama dönmeliydim; Melez Kampı'na.

Manhattan'dan ayrılıp Melez Kampı'na döndüğümde saat erkendi.Sabahın altısında Melez Kampı'na giden o çalılı yolda küçük bir çocuğunki gibi tatlı bir heyecanla ilerlerken kardeşlerimin beni gördüklerinde ne tepki vereceklerini düşünüyordum.Ne de olsa benim yaklaşık iki ay sonra geleceğimi sanıyorlardı.Erken dönüşümle onları şaşırtacaktım herhalde.Her ne kadar hızlı yürümeye çabalasam da elimdeki çanta ve valizlerden hızım kesiliyordu.Yol sanki sonsuzluğa uzanıyormuş gibi uzadıkça uzarken aklımda sadece kulübemden içeri girerek hepsine tek tek sarılmak vardı.Acaba Lucy ya da Sere ne yapıyordu ? Peki ya Summer, Helen, Dave ? Onları görmek için sabırsızlanıyordum.Kahretsin ki kamptan erken ayrılışım yüzünden Rose ve Robert'ın düğününe de gidememiştim.Kim bilir ne kadar görkemli ve büyüleyici olmuştu ? Üvey annemden ayrılmanın tatlı acısını yaşarken kendimi kardeşlerimin anlatacağı haberlerle avutmaya çalışıyordum.Kavuşmanın ilk günü hep harika olur ne de olsa.

Sonunda Melez Kampı'na adım attığımda gün henüz ışımamıştı.Gökyüzü zifiri olmasa da çevredeki ince ayrıntıları seçemeyecek kadar karanlıktı.Çantaları taşımaktan ağırlaşmış kollarımı birkaç kez salladıktan sonra görmek için sabırsızlandığım Athena Kulübesi'ne doğru ilerlemeye başlamıştım.Ortalıkta hiçkimse yoktu.U şeklinde dizilmiş olan kulübelerden yalnızca bizim kulübenin ışığı açıktı.Çalışkan kardeşlerim kim bilir şimdi ne yapıyordu ? Uzaktan bakınca tam emin olamasam da kapısı açık gibi duran kulübemize yaklaştıkça adımlarımı hızlandırmaya başladım.Kapısı gerçekten de açıktı.Ürkek bir şekilde kapıyı biraz daha araladığımda içerde görmeyi hiç ama hiç ummadığım biri karşımda duruyordu.Tanrıça Athena... Lucy'i görür görmez boynuna atlamayı planlamış olsam da annemi görmenin verdiği şaşkınlıkla ne yapacağımı bilemez hale gelmiştim.Dave bıyık altından bana gülümserken ona çekingen bir şekilde el salladım.Lucy ise... Lucy garip görünüyordu, solgun demek daha doğru olurdu aslında.Beni görünce parlayan gözlerine bakarak gülümsedim ama şu anda konuşamayacak kadar çaresiz durumdaydım.'Arkanı dön ve kaç' diye düşünmeme rağmen kulübeden içeri doğru ürkekçe bir adım daha attım ve en masum ses tonumla ''Merhaba anne.'' dedim.


En son Andrea Grace Harvey tarafından Çarş. Haz. 08, 2011 11:12 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
David Tyler
Athena'nın Çocuğu/Zeka ve Strateji Eğitmeni
Athena'nın Çocuğu/Zeka ve Strateji Eğitmeni
David Tyler


Mesaj Sayısı : 1997
Kayıt tarihi : 17/02/11

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimePaz Mayıs 29, 2011 9:09 am

Ah annemiz temizlik konusunda bize emrediyordu ne kadar mutluydum anlatamam. Birden içeri birinin girdiğini gördük bu andrea’ydı. Harika kardeşler günümü neydi bugün herkes geliyorlardı. Bence kaçması gerekiyordu ama o gene de korkmadan içeri girdi tebrik etmeliydim onu tam yerimden kalkacaktım ki bir şey fark ettim annemin zırhı biraz inmişti ve bir kolye gözüküyordu. Hemen bir şeyi fark ettim gene gücüm çalışacaktı. Ve o kolyeyle ilgiliydi hepsi. Buradan kaçmam gerekiyordu. Hemen yerimden fırladım ve başka bir yere geçtim ve gücüm çalıştı. Onlarca resim vardı. Bu mitolojide geçen bir kolye değil. Serenin kolyesiydi. Ne işi vardı bunun annemde. Bu kolye istediğin şeye dönüşmeni sağlıyordu. Her şey mantıklı gelmeye başlamıştı artık. Bayan O’leary’nin peşinden koşması. Kolyeyi gördüğümü anladığında hemen aniden zırhı düzeltmesi. Ve kulübemizde durup pek o ciddi annemiz olan tanrıça gibi konuşmaması. Annemiz evdeyken serenin evde olmaması işte her şey açıktı o kadın annemiz değil. Serenaydı. Lucy’nin yanına gittim ve konuşmaya başladım. ”Lucy annemizde serenin kolyesinin olması tuhaf değimli.” dedi. ”Yeşil baykuşumu diyorsun.” dedi. ”Evet o. Fark ettin mi kulübede annemiz serenanın bayan O’leary’sini kovalıyor. Sere düne kadar burada olmasına rağmen burada yok. Ve annemizin bu kulübede olması ve bize emir vermesi. Tamam sizden eski değilim ama daha önce böyle bir şey olduğunu hiç zannetmiyorum.” dedi. Biraz düşündü ve sonra. ”Haklısın. Tamam ben sarhoşum ama ya siz birde zeki kulübe olarak geçiniyoruz aynısını andrea’ya da anlatmalıyız bunu.” dedi. Ve gitti. Bende ne yapacağımızı düşünmeye başladım. Andrea’da şaşırmış gibiydi. ”Peki ne yapacağız.” dedi. ”Benim bir planım var. Gerçek annemiz olmasa bile güçleri var. Yani tek başımıza bir şey yapamayız. Ama Bayan O’leary sahibinin önüne gidebilir. Tek çaremiz bu.” dedim. ”Peki sen içeri al.” dedi. Tamam der gibi başımı salladım ve kapıya gittim. Sonra açtım ve dışarı çıkıp. Bayan O’Learyi bulmaya başladım. Sonunda arenada buldum gene mankenleri parçalıyordu. Çağırdım ve kulübeye doğru gittik. ”Hadi tatlım git sahibini bul.” dedim. Yeri koklamaya başladı. Yavaş yavaş yürüyordu. Sonunda serenin önünde durdu ve yürümedi bir daha orada duruyordu. ”Eee… anne yada sere.” dedim. ”Tamam sizede bir şaka yapılmıyor.” dedi. Ve gerçek haline dönüşmeye başladı. Sonra lucy konuşmaya başladı. ”Tamam. Ama bir konuda haklıydı sere. Temizliğe başlamak zorundayız. Bu kulübe berbat halde. Gelen yeniler olursa onlarda katılır. dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
C. Scarlett Stanislaus
Athena'nın Çocuğu/Zeka ve Strateji Eğitmeni
Athena'nın Çocuğu/Zeka ve Strateji Eğitmeni
C. Scarlett Stanislaus


Mesaj Sayısı : 717
Kayıt tarihi : 03/03/11

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimePtsi Mayıs 30, 2011 7:40 am

Kulübede yeniydim.Ama nerede?Beni hemen güzel uykumdan uyandırdılar ve temizliğe başlamamı 'emrettiler'.Temizlik..İşte bu kelimeden gerçekten nefret ediyordum ama bundan kaytarmamın bir manası yoktu.Hemen şortumu ve üstüne de salaş askılı mor tişörtümü giydim.Salona geçince hemen bağırdım "Kokular benimdir".Eh zekiyim yani kolaydan başlamak gerekir.Zaten yeni gelmişim temizlik yapacaksam kolayı ile yaparım.Hepsi bana bakıyordu.Lucy bana döndü ve "Tamam ama tek bir kokuyu beğenmezsem bile hem seni öldürürüm hem de eşyalarının hepsini alırım" dedi.Bu sefer söylediği söz pek mantıklı değildi ama yine de ne demek istediği anlaşılıyordu.Odama gidip çantamı aldım ve selamımı vererek kulübeden dışarı çıktım.Markete doğru yürürken sürekli Bon Jovi söylüyordum.
It's my life
It's now or never
I ain't gonna live forever
I just wanna live while I'm alive
It's my life....

Markete vardım.Kapıyı ayağımla ittirerek açtım ve içeri girdim.Kokuların olduğu yere yöneldim.Bir kaç kutu menekşe,lale,gül,çikolata,vanilya ve karamel kokusu aldım (onları da teker teker sepetin içine koydum elbet). Kasaya gelince gözlerim faltaşı gibi açıldı ama karşımdaki gibi 100 gözüm olmadığı için pek etki yarattığını sanmıyorum.Adam(Bay Yüzgöz) bana baktı ve "Melez Kampı'nda yeni olduğun her halinden belli oluyor.Benden olsun bunlar" dedi adam gülümseyerek.Neyse ki yüz ağzı yokmuş eğer olsaydı çok daha beter bir görüntü çıkacağından emindim zaten.Teşekkür edip marketten çıktım ve yine şarkı söyleyerek kulübenin yolunu tuttum.Kulübeye vardım.Kapıyı çaldım.Sere açtı.Başımla selam verip içeri girdim ve aldıklarımı salondaki masanın üzerine koydum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Summer Katherine Ramsey
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Summer Katherine Ramsey


Mesaj Sayısı : 1643
Kayıt tarihi : 08/12/10

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimeSalı Mayıs 31, 2011 2:47 pm

İşte, yeniden Melez Kampı'ndaydım. İçinde bolca macera, eğlence ve adrenalin barındıran gerçek yuvamda. Yine okulu asıp kampa gelmeyi tercih etmiştim. Sanırım bunu son günlerde sıkça yapıyordum ama ne yapayım, okuldan pek hoşlanmıyordum işte. Melez Kampı bana çok daha çekici geliyordu. Hem böylelikle kardeşlerimi de görmüş oluyordum.

Kulübemize doğru yaklaşırken içimi yine o bilindik heyecan duygusu kaplamıştı. Kardeşlerimi görecek olmanın heyecanı. Belki yeni bir kardeşim daha gelmişti, kim bilir ? Böyle düşündükçe sabırsızlanıyor ve adımlarımı hızlandırıyordum. Kulübemize iyice yaklaşmıştım. Artık kardeşlerimin yüzlerini seçebiliyordum. Lucy, Dave, Sere... Ah, evet. Andrea da oradaydı. Onun kampa iki ay sonra döneceğini sanıyordum ama sanırım şehirde, Melez Kampı'nın güzellikleri olmadan yapamamıştı. Eh, haklıydı da. Burayı gördükten sonra tekrar yaşadığı yere dönmek isteyen melezler nadir oluyordu zaten. Ve orada, kulübemizin önünde bir kişi daha duruyordu. İlk önce onu tanıdık bir melez sandım ama hayır, daha önce hiç görmediğim birisiydi. Onlara biraz daha yakınlaşınca kızın gözlerindeki zeki bakıştan bir Athena çocuğu olduğunu anladım. Anlaşılan kulübemize yeni bir kardeş gelmişti. İşte bu harikaydı ! Şimdi kardeşlerimle hasret giderme vaktiydi. Sırtımdaki çantayı yere bıraktım ve kulübeye, kardeşlerime doğru koşmaya başladım. Koşarken bir yandan da sesleniyordum. "Selam Athena Kulübesi!" Sesimi duyana kadar beni henüz fark etmemiş olan kardeşlerim beni görmüş olmalıydılar. Nitekim, şimdi bana doğru geliyorlardı. Hepsine tek tek, sıkıca sarıldım. Hallerini hatırlarını sordum. Bu zamana kadar neler yaptıklarını. Pek uzun bir sohbet olmadı belki ama oldukça eğlenceli olduğumu söylemeliyim. Hele ki Sere'nin Tanrıça Athena kılığına girip Lucy ve Dave'e yaptığı şaka beni gülmekten kırıp geçirmişti. Zaten şu an kardeşlerimin yanında olmak benim mutlu olmam için başlı başına bir etkendi ve ben durumdan çok memnundum. Ta ki masanın üzerindeki kokuları görene kadar. Bu malzemeler bana temizliği hatırlatıyordu. Başka bir şey için de alınmış olabilirdi tabii ama nedense içimden bir ses kampa gelmek için yanlış bir günü seçtiğimi söylemeye başlamıştı. Bundan emin olmak için tereddütlü bakışlarımı yavaşça kardeşlerime çevirdim ve "Lütfen bana bugün kulübede temizlik olmadığını söyleyin." dedim. Ama kardeşlerimin birden kesilen mutlu kahkahaları ve mahzun bakışları düşüncelerimi doğruluyordu. Lucy'nin de "Ah, evet Summ. Sana söylemeyi unuttum. Bugün kulübe temizliğimiz var." demesiyle düşüncelerimin gerçekliği ispatlanmıştı. "Evet Summer. Ben de tam sana gelmek için ne kadar harika bir gün seçtiğini söylemek üzereydim." diye ekledi Sere. "Haklısın Sere bendeki şans kimsede yok." dedim imalı bir şekilde ve kulübeye gelirken yere attığım çantayı almak üzere ayağa kalktım. Çantamı alıp odama düzenlemeye giderken "Eh, bir yerden başlamak gerek." diye mırıldandım ve elimde sırt çantam, odama doğru ilerlemeye başladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://supernaturalrpg.yetkin-forum.com/
C. Scarlett Stanislaus
Athena'nın Çocuğu/Zeka ve Strateji Eğitmeni
Athena'nın Çocuğu/Zeka ve Strateji Eğitmeni
C. Scarlett Stanislaus


Mesaj Sayısı : 717
Kayıt tarihi : 03/03/11

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimePerş. Haz. 02, 2011 1:21 am

Kulübemiz hala tamamilen temizlenmemişti.Ben bile rahatsız olmuştum bu durumdan.Dayanamadım ve ayaklarımı sehpadan indirip odalardaki yatakların çarşaflarını teker teker değiştirmeye başladım.Sere'nin odasındaydı sıra.Kapıyı ittirerek içeri girdim.Sere çoktan toplamıştı yatağını.Çarşafları yenilemişti bile.Tam kapıyı kapatıp çıkacakken Sere seslendi "Ne oldu dağıtacak yer mi arıyorsun?"."Aksine toplamaya çalışıyorum.Birinci olmak için çalışıyoruz ya ondan.Yerinde olsam alışmazdım buna" dedim dalga geçerek.Gerçi gerçeklik payı da vardı ya neyse."Alışmak mı?Peh,sen çöplerini yere atan bir insansın Chris!Alışmak mümkün mü?" dedi ve ardından kahkaha attı.Ona kötü kötü baktım ardından gözlerimi devirerek odadan çıktım.Hala kıkırdadığını duyabiliyordum.Tipik Serena işte.Diğer odaların da çarşaflarını değiştirim yataklarını topladıktan sonra yeniden dinlenmek üzere salondaki koltuğa kendimi fırlattım ve yayıldım.Ne şans daha bir-iki saniye geçmeden Lucy Luu yanıma geldi ve "Biz bu kadar iş yaparken oturamazsın!" dedi.Tam öyle olmadığını söyleyecekken Lu bana şans tanımadan elime süpürgeyi tutuşturdu ve mutfağı işaret ederek "Süpür" dedi.Kahretsin,süpürmekten nefret ederdim.Süpürgeyle beraber salına salına mutfağa giderken Sere bana bakıp güldü.Anlaşılan bir kez de olsun böyle şeyler yapmama inanamamıştı.Eh ister inansın ister inanmasın her halükarda mutfağı süpürmem gerekecekti.Süpürgenin fişini mutfağın girişindeki prize taktım ve süpürmeye başladım.Bu ses beni mahvediyordu.Neyse ki mutfak o kadar pis değildi de işim çabuk bitti.Fakat Lu yine yanıma gelip diğer yerleri de süpürmemi söyledi.Kızgın bakışlar attım ona ama o görmezden geldi ve yanımdan ayrıldı.Sere salondayken hemen onun odasına geçtim hızlıca süpürdüm ve çıktım.Beni özellikle onun odasını süpürürken görmesini istemiyordum.Sonra en baştaki odaya girdim.Süpürmeye başladım...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
David Tyler
Athena'nın Çocuğu/Zeka ve Strateji Eğitmeni
Athena'nın Çocuğu/Zeka ve Strateji Eğitmeni
David Tyler


Mesaj Sayısı : 1997
Kayıt tarihi : 17/02/11

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimePerş. Haz. 02, 2011 3:28 am

Bir çok kardeşim temizlik için çalışıyordu bu harikaydı. Ama diğerleri de burada olsalardı daha iyi olabilirdi. Kulübenin durumu çok kötüydü. Ve bir şeyi fark ettim sabah bile olmamıştı neredeyse bunu yapabilen tek kulübe biz olmalıydık. Önce odamdan başlamaya karar verdim. En kötü orası olmalıydı. Her tarafta çalışmalar, kitaplar, kıyafetler, eşyalar vardı. İlk önce bunları toplamam gerektiğini düşündüm. Ve yerden toplamaya başladım. Çalışmalar düzensizce yerde duruyordu. Ama ilk ilgimi çeken haritam oldu. Şu an dünyayı uzaydan gösteriyordu. Pek fazla kullanılmadığında bu hale geliyordu. Kapattım ve dürüp sonsuz boşluğun içine koydum. Sonra da o çalışmaları projelerine göre toplayıp düzenlice yerlerine koydum. Bu çok zor oldu çünkü insan karıştırabiliyor bazen. Sonra kitapları teker teker topladım ve ne kitabı olduğuna bakar kitaplığıma koydum. Needle saat şeklindeydi odaya iyi bir görünüm verebilmek için onu aştım ve yatağımın başucuna koydum. Rassilon’uda açtım onu duvara falan asmadım. Yatağımın kenarındaki köşeyi kabza gibi yapmıştım onu açtım ve kılıcı oraya yerleştirdim. Kıyafetleri ise dolaba yerleştirmeye başladım. Bittiğinde oda daha boş gözüktüğü için kirliliği çok fazlaydı. O yüzden elime bir bez aldım ve ilk camları silmeye başladım.Arka tarafı temizlerken az kalsın düşüyordum sırt üstü dışarı çıkmaya çalışmakla aynı değildi bu. Daha kötüydü. O bitince yeri silmeye başladım. Çok kötü toz vardı yerde. Hapşırtıp duruyordu toz. Onu da bitirince başka ne kaldığını düşünüyordum. Çarşaflar çok kötü durumda gözüküyordu. Dolabı açtım ve temiz çarşaf yorgan çıkarıp onları serdim. Kirlileri de kirli sepetime fırlattım. Artık odamda hiçbir işim kalmamış gibiydi ama tek bir şey daha kalmıştı. Yatağın altına fırlattığım zırhımın hali çok kötüydü. Onu temizlemeye başladım. Bitince ise odadan çıktım ve orada yapılacak bir şey aradım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Justin Lanchaster
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Justin Lanchaster


Mesaj Sayısı : 36
Kayıt tarihi : 14/05/11

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimeC.tesi Haz. 04, 2011 11:48 am

Bağırış ve yüksek ayak sesleri içinde uyandım,ne oluyordu böyle.Yatağımdan kalkıp giyindim ve odadan çıktım.Herkes kulübeyi temizlemekle meşguldü.Kulübe lideri Lucy beni görünce yanıma geldi ve elime bir bez tutuşturarak camları silmemi söyledi.Temizlik mi,hayatım boyunca hiç temizlik yapmamıştım ama ne kadar zor olabilirdi ki.Hizmetçimiz Bayan Jones`un pencereleri nasıl sildiğini hatırlamaya çalıştım,çoğu zaman yanında olmazdım ama ufak bir şeyler biliyordum.İlk önce salon`un camlarından başlamaya karar verdim ve camı silmeye başladım,aynı zamanda camdan diğer kulübelerinde aynı uğraş içinde olduğunu görüyordum.Bu bir yarıştı sanırım,haliyle tüm kulübeler kazanmak istiyordu.Sonunda salonun camları bittiğinde durup bakmaya başladım,ilk defa silmeme rağmen gayet güzel görünüyordu.Şimdi odalara geçmeliydim.Odaların çoğu topluydu,zaten ben odalarda ki tek düz camları sildiğimden herhangi bir şey ifade etmiyordu.Her bir camı silmeyi bitirdiğimde salona gittim ve Lucy`i aramaya başladım.Onu bulur bulmaz camları silmeyi bitirdiğimi söyledim,bana başka bir bez verip toz almamı söyleyince tekrar salona gittim ve toz almaya başladım,toz alırken aynı anda yarışmayı kazanıp kazanamayacağımızı düşünüyordum.Salon bittiğinde odalardan birine girdim ve derin bir iç çektikten sonra toz almaya devam ettim.Aynı anda ''umarım bu temizliğe değer'' diye düşünüyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Annabel Lorianne Marlyn
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Annabel Lorianne Marlyn


Mesaj Sayısı : 71
Kayıt tarihi : 11/04/11

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimeC.tesi Haz. 04, 2011 8:33 pm

Saat sabaha karşı beş gibi falandı sanırım. Açıkçası umurum
da bile değil. Kaç gecedir bir türlü uyuyamıyordum. Çok fazla stresli ve
sinirliydim. Yatağımdan kalkıp odamın ortasında dikildim öylece. Her yer fazla
dağınık gelmişti gözüme. İlk olarak makyaj masam. Kalemler, allıklar,
fondötenler, farlar, rujlar, parlatıcılar. Ah cennet! Ama oldukça dağınık bir
cennet. Parfümlerimi kutularına koyup dolabıma kaldırdım. İçinde toka ve
takılarımın bulunduğu hasır sepetimi elime aldım ve neredeyse boşaldığını gördüm.
Ah şimdi her yerden onları arayacaktım. Yatağıma gidip yastığımın altından
pembe kurdelemi alıp sepete attım. Komodinimin üstündeki taçlarımın bazıları,
küçük yan tokalarım, saç bantlarım. Hepsi teker teker ortaya çıktı. Evet kokoş
olduğumu biliyorum!

Odanın havalanması için camları açtım. Kıyafetleri katlayıp, gardıroba
yerleştirdim. Odamda şu an tek benim vazgeçilmezim olan süslü yastıklarım
kalmıştı. Hepsini toplayıp salona inmeye karar verdim. Aklımdan yine çılgınca
fikirler geçiyordu. CD çalarıma elime alıp odamdan çıktım. Herkese biraz eğlence
gerekiyordu. Neden olmasın ki?


Kucağımda yastıklarımla büyük salonun merdivenlerinde
belirdim. Kardeşlerim aşağıda temizlik yapıyorlardı. Annemi de aşağıda görünce
hafif bir şaşkınlık ardından sevinç duydum. Daha fark edilmemiştim. O zaman
fark edilmenin zamanı geldi! Hafifçe öksürüp ayağımı yere vurdum. Hepsi birden
bana döndüler. İlk algıladığım şaşkınlık oldu. Elimde ki yastıkları görünce
olmalı. Çünkü benim yastıklarıma ne kadar değer verdiklerimi çok iyi biliyorlardı.
Lucy ve Dav kaşlarını çattı. Neler olduğunu çözmeye çalışıyorlardı. Tabi ki ilk
anlayan Chris oldu. Yüzünde şeytanca bir gülümseme belirdi ve kendimi tutamayıp
kahkaha atmaya başladım. Annem ve Chris hariç bütün kardeşlerim bize öylece
bakakaldılar. Elimde ki CD çalardan sesi dışarıya verdim. Yastıkları merdivenlerden
fırlattım. Ve eğlence başlasın!


Ay Ay Aay Ayyyyyyyyyy
Ay Ay Aay Ayyyyyyyyyy
Ay Ay Aay Ayyyyyyyyyy


Sensizlik neymiş
Tenime canıma sor
Celladım olurken
Bana son arzumu sor


Ne bir sigaram
Nede ucu yanık bir resim
Ne bir itiraf
Bileyim ki barda ben boşuna ölmedim


Tek arzum var romantik
Romantik Romantik Romantik
Romantik Romantik Romantik
Romantik bir oyun yine seninleeeeeeeeee!

Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
C. Scarlett Stanislaus
Athena'nın Çocuğu/Zeka ve Strateji Eğitmeni
Athena'nın Çocuğu/Zeka ve Strateji Eğitmeni
C. Scarlett Stanislaus


Mesaj Sayısı : 717
Kayıt tarihi : 03/03/11

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimeSalı Haz. 07, 2011 9:53 pm

Sabah sabah yorgunluktan öldüğüm yetmezmiş gibi Lucy Luu bana fazladan görevler vermişti,Sere de benim tembelliğimi bildiği için ben iş yaparken ne zaman beni görse şeytani bir şekilde gülüyordu.Sinsi değil şaytani...
Oldukça bir vakit sonra kardeşcanım,An, elinde yastıklarla aşağı geldi.Herkes tuhaf tuhaf ona bakıyordu.Ama ben ne yapacağını çoktan tahmin ettiğim için 'sinsi' bir şekilde güldüm.Yastıkları havaya fırlattı ve diğer eliyle tuttuğu müzik çaları açtı.Teoman çalmaya başladı.
Spoiler:

Teomanı severdim ama bu sabah bizim ihtiyacımız olan biraz kopmalık bir şarkıydı.Ama aşırı kopma durumu olabilirdi bu yüzden Kesha'dan seçmedim müziği.An'den müzik çaları aldım ve Rihanna'nın aşırı derecede sevdiğim bir şarkısı olan S&M 'i açtım.

Spoiler:
Şarkıyı herkes söylemeye başladı.Lucy herkese sert baktı o anda.Herkes de şarkıyı mırıldanarak söylemeye başladı ve işlerinin başına döndü.Elime bir toz bezi aldım.Etrafı silmeye başladım ardından.Etraf derken televizyon,cam vb. şeylerden bahsediyorum aldanmayın...
Sonunda kulübe kendine gelmeye başladı.Neyse ki bodrumu temizdi.Çünkü onu da baştan sona temizlersek içimzden birileri bayılabilirdi.Öhöm, o kişiler ben ve kardeşcanım oluyoruz...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Andrea Grace Harvey
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Andrea Grace Harvey


Mesaj Sayısı : 609
Kayıt tarihi : 18/01/11

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimeÇarş. Haz. 08, 2011 11:18 am

Kulübeye gelmek için yanlış bir gün seçen tek kişi ben değildim.Summer'ın da kulübeden içeri girmesi ile buna ne kadar pişman olacağını düşünmeye başlamıştım.Umduğumdan kısa süren bir hasret giderme faslından sonra Serena'nın teşkilatlandırmaları sonucunda ayağımızın tozuyla temizliğe girişmiştik.Yanımda getirdiğim çantaları odama doğru sürüklerken her ne kadar temizliğe yakalanmış olsam da burayı ne kadar sevdiğimi bir kere daha fark etmiştim.Yaklaşık iki ay olmuştu Melez Kampı'ndan ayrılalı.Odamın ne kadar kirli ve tozlu olabileceğini düşünürken ürkekçe kapı kolunu çevirdim.Gıcırdayan kapının verdiği rahatsızlıkla odadan içeri girdim.Her şey sanki tam da bıraktığım gibiydi.Düzenli ve toplu.Elimdeki çantaları odanın bir köşesine bıraktıktan sonra işaret parmağımı çalışma masamın üzerinde gezdirdim.Evet, belki düzenli ve topluydu odam.Ancak buraların tozunu almak tüm günümü alacak gibiydi.Derin bir iç çektikten sonra nereden başlamam gerektiğine karar vermeye çalışarak dolabımdan yeni çarşaf seçmeye başladım.Odayı en ince ayrıntısına kadar temizlemek iyi olurdu.Beni dinlendiren mavi renkteki çarşaflarımı çıkararak koltuğumun üzerine koydum.Öncelikle eski çarşaflarımı çıkararak kirli sepetine attım.Yavaş yavaş terlemeye başladığımı fark edince üzerimdeki ceketi çıkararak tekrar işe koyuldum.Çarşafları değiştirme işi tamamlanınca neyle devam edebileceğime bakıp yerleri süpürmenin iyi olacağını düşünerek süpürgeyi almak üzere odamdan çıktım.Çalışan süpürgenin sesinden yerini bulmak pek zor olmadı.Mutfaktan gelen ses üzerine oraya doğru ilerlerken mutfağı süpüren kişinin yeni kardeşimiz olduğunu fark ettim.Gelir gelmez temizliğe başlamamız yüzünden adını bile Serena'dan öğrenmiştim.Yüzüme yerleştirdiğim en tatlı gülümsemeyle ''Süpürgeyle işin bitti mi Chris ? '' diye sordum.Christina doğrularak ''Evet evet, bitti sayılır.'' dedi.Süpürgeyi kapatıp bana uzatırken ''Sen ...'' diye tamamlamamı beklediği bir cümleye başladı.İki elimle süpürgeyi kavrayıp ''Ben Andrea, herkes Andy der.'' dedim tebessüm ederek.Christina oldukça eğlenceli ve uyumlu bir kıza benziyordu.Henüz tam olarak tanışmamıştık ama iyi anlaşacağımıza emindim.Christina ''Peki Andy, sana kolay gelsin.'' deyince ben de tekrar odama doğru döndüm.Süpürgenin fişini prize takar takmaz temizliği hemen bitirme arzusuyla odamı süpürmeye başladım.Yatağımın altına gelinceye kadar her yeri süpürmeye özen göstermiştim.Tüm Athena kulübesi olarak kazanmak için programlanmıştık ve bu temizlik denetlemeleri kulübemiz için oldukça önemliydi.Terden sırılsıklam olmama sebep olan süpürme de bitince ardından yerleri silmeye başlamaya karar verdim.Süpürgeyi kaldırıp viledanın nerede olduğunu sormak üzere ortak salona doğru ilerlerken salondan gelen bağırışları duymamak elde değildi.Adımlarımı hızlandırarak ortak salona doğru ilerlemeye başladım.Yeni gelen kardeşlerimiz kulübeye oldukça alışmış görünüyorlardı.Bir diğer yeni kulübe üyemiz Lorianne elindeki yastıkları fırlatıyordu.Bu geleneksel temizlik sırası yastık savaşı demekti.Ah, ne kadar eğlenirdik.Yastık darbelerinden sıyrılarak merdivenlerden aşağı indiğimde üzerindeki sarhoşluğu atlmayı yeni yeni başaran Lucy'nin yanına koştum.Lucy hala geç algılıyor gibiydi.''Sanırım yeni bir savaş doğuyor.'' dediğimde kastettiğimin 'yastık savaşı' olduğunu anlamamış olacak ki ''Hı ? Ne savaşı ?'' diye sordu.Muzipçe kıkırdayarak ''Yastık savaşı tabi ki şaşkın.'' dedim.Lucy de gevrek gevrek gülerken bir anda ciddileşti ve ''Hayır hayır, bunun olmasına izin veremeyiz Andy !'' diye bağırdı.Niye bu kadar heyecanlandığını anlayamamıştım.''Ne var, alt tarafı küçük bir eğlence Lucy.'' dedim.Lucy başını iki yana hızla sallarken ''Hayır hayır, anlamıyorsun.Geçen sefer yastık savaşı yaptığımızda Sere'nin gazabına nasıl maruz kaldığımızı hatırlamıyorsun galiba.'' dedi.İşte o an aklım başıma gelmişti.''Bunu, hemen, durdurmalıyız.'' dedim olayı dramatikleştirerek.Kıkırdamamk için kendimi zor tutarken Lucy yine içindeki o yaramaz çocuğu serbest bırakmıştı.Ellerini bir silah gibi tutarak kardeşlerimizin yanına ilerlerken temizlik yaparken bile nasıl eğleneceğini bilen kardeşlere sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumu bir kere daha fark ettim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Serena Su Hanzadeoğlu
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Serena Su Hanzadeoğlu


Mesaj Sayısı : 4815
Kayıt tarihi : 07/09/10

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimePerş. Haz. 09, 2011 2:58 am

Yorulmak yok, yorulmak yok! Kardeşlerime durmadan çalışmaları için gaz veriyor bir yandan da etrafı düzeltiyordum. Her zaman ki gibi en sevdiğim işi yapıyordum tabi. Yatakları düzeltmek! Bu işi benden iyi yapanda yoktu zaten. Renk uyumlarından tutunda şekillerini bile aynı yapıyordum. Kusursuzdu hepsi! Tüm yatakları topladıktan sonra biraz uzaklaşarak yatakları tekrar inceledim. Kendimden emin bir şekilde gülümseyerek kollarımı göğsümde birleştirdim. ‘‘Ah işte bu kadar… Yine harikaydım!’’ Hızla arkamı dönerek kardeşlerimi kontrol etmeye gittim. Herkesin işini tamamlayıp biraz dinlemek istiyordum. Ses çekecek halim bile yoktu. Eğlence güzeldi fakat bu sorumluluklarımızı engellememeliydi. Annemizin çocuklarıydık ve bunu herkese göstermeliydik. Yavaş yavaş sürürken salondan gelen gürültü ile tepem attı. Hayır cidden tepem atmıştı. Yine ne yapıyordu bunlar böyle? Kapının ucundan bakınca sevgili ikizimin yastık fırlattığını gördüm. Evet biricik ikizim Asya Lorianne Hanzadeoğlu! Benden birkaç dakika büyük olmasına rağmen küçük bir çocuk gibiydi. Ardından diğer tarafta Lucy ve Andy’i fısır fısır konuşurken gördüm. Gözlerindeki endişeyi anlayınca gülümsedim. Kesinlikle bu manzarayı görmemi istemiyorlardı. Ancak yeni gelenlerinde bana karşı dikkatli olmasını hatırlayınca küçük bir azarın işe yarayabileceğini düşündüm. Kapının kenarından bakmayı kesip salona doğru birkaç adım atarak öksürdüm. Herkesin bakışları bana dönünce gözlerimi kıstım. Bir anne ya da baba gibi ellerimi arkada tutarak yürümeye başladım. Aslında etraf oldukça temiz gibiydi. Herkes işini çabucak bitirmiş sadece birkaç eksiklik kalmıştı. Sonunda dayanamadım ve başımı dikleştirerek kardeşlerime doğru döndüm.

Karşımda bana garip garip bana ikizime doğru yürüyerek konuşmaya başladım.
‘‘İlk önce sevgili ikizim Lori ve diğer yeni kardeşlerim. Beni fazla tanıyamadığınızı görüyorum. Kaldığım kulübede yani kulübemizde çılgınlıklara izin vermem! Özellikle de bu kadar önemli bir işi yaparken.’’ Cümlemin sonunda nefes aldım ve diğer kardeşim Christina’nın yanına giderken konuşmama devam ettim. ‘‘Biz annemiz yani Tanrıça Athena’yı temsil ediyoruz. Onun zeki ve bilge çocuklarıyız! Bu yüzden yaptığınız işler en az kusursuz olmalıdır. Her şey kulübemizde kusursuz olmalıdır!’’ Arkamı dönerek Andy’e baktım. ‘‘Öyle değil mi Andy?’’ Yanında duran Lucy’e başımı çevirdim ve göz kırptım. ‘‘Lucy? Ancak gördüğüm kadarıyla iyi iş çıkarmışsınız. Size küçük bir ceza vermeliyim. Küçücük bir ceza…’’ Arkamda duran kardeşlerim sessizliği bozarak sıkıldıklarını ya da korktuklarını belli ettiler. Ancak o kadarda katı değildim. Haydi ama! Şu kampın en sevdiği kıdemlilerdendim. Lütfen… Eğlenceyi kamptaki çoğu kişiden daha iyi biliyordum. Tabi her şeyin yeri ve zamanı vardı. Lucy’e doğru yürüdüm ve elindeki yastığa baktım. ‘‘Lucy, izninle yastığını alıyorum.’’ Yastığı Lucy’nin elinden çekerken dudaklarını büktü. Onunda tahmin edemeyeceği bir şey yapacaktım. Elimde duran yastığı aniden arkamdaki ikizim Lori’nin kafasına geçirdim. Birden Andy ile Lucy’nin kahkahalara boğulduğunu gördüm. Dave bile şok geçiriyor gibiydi. Asıl şoku sevgili ikizim geçiriyordu elbette. Tamam, tamam! Biraz eğlenceyi hak etmiştik. Tabi bu yastık tüylerini toplamakta gerekecekti. Ama olsun, küçük eğlencelerin küçük sorunlarını da hallederdik biz. Büyük ihtimalle kamptaki diğer melezler kulübenin etrafına dolmuştu bile…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Helen Grace Burton
Athena'nın Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Athena'nın Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Helen Grace Burton


Mesaj Sayısı : 366
Kayıt tarihi : 23/10/10

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimePerş. Haz. 09, 2011 5:22 am

New York'ta geçirdiğim güneşli bir pazar günü. Kış tatili artık bitmişti. Haziranın ilk günleriyle birlikte beni değişik hisler alıp götürüyordu. Mutluluk ve hüzün ikisini aynı anda yaşıyordum. Mutluydum, yaz gelmişti ve kampa geri dönecektim. Hüzünlüydüm çünkü koca bir kışı babamla geçirmiş olsam da bana yetmemişti. Ayrılmak çok zor geliyordu. Babam bir hafta önce Long Island için otobüs biletimi almış ve eve yollamıştı. Eve gelince kıyameti koparmıştım. Bu kadar erken ayrılmaya hazır değildim. Ama yapılacak başka bir şey yoktu ve babam haklıydı. Süreyi uzatmanın ve durumu daha çok zorlaştırmanın bir anlamı yoktu.
Babamla sabah brunch'tan sonra bütün bir günü birlikte dışarıda geçirdik. New York'taki son günümdü ve babam en sevdiğim şeyleri yapmamız için harika bir program yapmıştı. Eve mutlu bir şekilde dönerken babam tatillerde beni görmeye geleceğini ve bu senenin daha kolay geçeceğini söyledi. O bunları söylerken arabanın camından akıp giden New York'la vedalaştım.
Ertesi gün uyandığımda babam bavullarımı arabaya yerleştirmesi için resepsiyon görevlisi Josh'u çağırmıştı. Josh bavulları taşırken ben kahvaltı masasına yerleştim. Kahvaltıdan sonra da babamla otobüs garına geldik. Dokuz otobüsüyle Long Island'a gidecektim. Bir iki kişi otobüse binerken ben babama döndüm. ''Sanrım artık gitme vakti.'' Babam gülümseyerek bana sarıldı. ''Seni çok özleyeceğim Helen.'' Ah baba, böyle demene ne gerek vardı! Ağlamamak için dudaklarımı ısırarak ''Ben de seni baba.'' dedim. Sesim çatlamaya başlamadan sustum. Otobüs görevlisi Long Island yolcularına seslenirken tekrar babamla vedalaştım ve hızlıca otobüsün içine girdim. Koltuğuma oturdum ve kampı düşünmeye başladım..
Uyandığımda otobüs yavaşlamaya başlamıştı. Ormanın içinde olduğumuzu farkettim. Burası benim durağımdı. Otobüsten çıktım ve görevlinin bavulumu vermesini bekledim. Adam bavulu çıkarınca yavaş yavaş ormana doğru yürümeye başladım. Ormanın kokusunu duyar duymaz özlemim daha da arttı. Bütün yol asık olan yüzüm ormana girer girmez gülmeye başlamıştı. Bavullarımın ağırlığına bakmadan koşmaya başladım. Melez Kampı kapısından geçer geçmez hızımı daha da arttırdım. Beni görenler şaşkınlıkla bakıyorlardı. Bir kaç tanıdık melez 'Selam Helen' diye seslendi. Onlara el sallayarak koşmaya devam ettim. Sonunda U şeklinde duran kulübelerin önüne geldim. Tanrım ne kadar özlemişim, diye düşünürken Athena kulübesine doğru yürümeye devam ettim. Kulaklarım uğuldamaya başlamıştı. Merdivenlerden çıkarken kalbim küt küt atıyordu. Kapıyı açıp, içeri dalmamla 'Ben geldim millet!' cümlesi ağızıma tıkıldı kaldı. Her yerde tüyler uçuşuyordu ve herkes çığlık çığlığaydı. Ortak salon tanınmayacak haldeydi. 3. Dünya Savaşı Athena Kulübesinde çıkmış olmalı diye düşünürken şok içinde bakakaldım. Kapıda durduğum farkedilince, tanımadığım bir kaç yüz bana dönüp baktı. Onlar durunca, diğerleri de onların baktığı yere döndüler. Tüyler içinde bir yüz ''Helen!'' diye çığlığı bastı. ''Aman Tanrım! Burada ne olmuş böyle!?''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
David Tyler
Athena'nın Çocuğu/Zeka ve Strateji Eğitmeni
Athena'nın Çocuğu/Zeka ve Strateji Eğitmeni
David Tyler


Mesaj Sayısı : 1997
Kayıt tarihi : 17/02/11

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimePerş. Haz. 09, 2011 6:56 am

Yastık savaşı yine başlamıştı birde ilk geldiğimde olmuştu bu olay ve kötü sonuçlara yol açabiliyordu. Ama bu sefer işler değişikti sere de vardı bu savaşta, geçen sefer onun gazabına maruz kalmıştık şimdi maruz kalmamız gereken biri de yoktu. Genede karışmamalıydım. Birden kapıda bir ses duyuldu. Bu Helen'di tüm kardeşlerde temizlik günü gelmeye karar vermişlerdi. Acıyordum onlara. Ama genede geldikleri için seviniyordum. Yastık savaşından sıvışmanın bir yolu olmalıydı. Odama doğru gitmeye başlıyordum ki, tam kapının önünde bir yastık suratıma çarptı ve yere yığıldım. Bunu yapan tabi ki sevgili ikizim Christina'dan başkası değildi. "Bunu yapmak zorundaydın değilmi." dedim. "Hadi ama yapmama gibi bir şansım varmıy dı bu şansımı kullanmak zorundaydım." dedi. Hemen yerimden fırlayıp odama girdim ve yastığımı kaptım. Dışarı çıktığımda Christina hala oradaydı kafasına geçirdim direk yastığı ve oradan kaçtım başka bir yere doğru koştum. Ve içerideki kardeşlerimin arasına karıştım ve orada savaşa başladım bende diğer kardeşlerimle. Bazıları hala ne olduğunu anlayamamış durumdaydılar. Ama bir çoğu ise, yastıklarını eline almış ve savaşa başlamıştı. Ben de saldırmaya başlamıştım. Aslında koskoca kulübede 2 erkek olunca biz daha çok dikkat çekiyorduk ama genede vazgeçmiyordum ve saldırıyordum. Yastık mahvolmuş vaziyetteydi. Tüyleri de birinin kafasının üzerine döküp odama döndüm ve yeni bir yastık almıştım. Daha bir kaç tane yastığım vardı bunu daha yavaş vurmalı ve bunu parçalamamalıydım. İçeri geçip saldırıya devam ettim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Serena Su Hanzadeoğlu
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Serena Su Hanzadeoğlu


Mesaj Sayısı : 4815
Kayıt tarihi : 07/09/10

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimePerş. Haz. 09, 2011 8:54 pm

Yatak savaşı iyiydi ancak bu olaydan kaçmak istiyordum. Tavuğa dönüşmek istemiyordum şahsen. Birkaç bağırış sesi duyunca kafamı kapıya doğru verdim. Mavi gözleri ile etrafı şaşkınca izleyen Helen’i gördüm. Sarı saçları her zaman ki gibi dümdüz taranmış ipek gibi görünüyordu. Şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmış gibiydi. Onu gördüğüme hiç bu kadar sevinmemiştim. ‘‘Helen!’’ Çığlığım fazla duyulmasa bile Helen duymuş gibiydi. Şaşkınlığını gözleyemeden bana baktı ve konuşmaya başladı. ‘‘Aman Tanrım! Burada ne olmuş böyle!?’’ Tam o sırada Andy kafama bir yastık attı ancak Helen ile konuşmam gerektiğini düşünüyordum. Kız kardeşime sıkıca sarıldım ve kolundan tutarak odalara doğru götürdüm. Onu bu kargaşaya bulaştırmayacaktım, hayır! Sadece özlem gidermek istiyordum. Bir birkaç dakika özlem giderirken kulübenin geri kalan üyeleri bolca eğlenirdi. Eh elbette bitecekti konuşmamız, o zaman da gerçek Serena ile karşılaşacaklardı. Yine şaşırtacaktım hepsini, biliyorum!

Helen’i odalara doğru sürükleyip kapıyı kapattım ve gülümsedim. Helen hala şaşkındı.
‘‘Hey! Çok özledim seni. Hangi cehennemdeydin? Şu deli kulübe ile nasıl uğraştım biliyor musun?’’ Helen kıkırdamaya başlayınca dayanamadım ve kardeşime tekrar sarıldım. Onu fazlasıyla özlemiştim. Anlatacak o kadar çok şeyim vardı ki… Şu sevgili mevzuları, Lori ile kardeş olmam, babamın başka bir kadınla evlenmesi, birde annemin bana ceza verme ihtimali… Ah unutmadan ve bizim küçük Lucy’miz! Helen zihnimi okumuş gibi kafasını sallayarak arkasındaki yatağa oturdu. ‘‘Anlat bakalım tavşancık. Neler oluyor?’’ Üzüntü ile saçlarımı karıştırdım ve ileri geri yürümeye devam ettim. ‘‘İlk önce çok şey oldu çok! Ama galiba asıl sorunumuz Lucy. Sevgili kardeşimiz bunalıma girdi galiba… Bugün içmiş. Hem de feci bir şekilde… Galiba bütün kampa rezil olduk. Üstüne üstlük annemde bana koskocaman bir ceza verecek. Çünkü Yeşil Baykuş ile ona dönüştüm. Ah Helen her şey çok karıştı çok!’’ Helen üzüntümü dindirmek ister gibi sarıldı ve sakin olmamı söyledi. Galiba kamptan fazla bunalmıştım ha? Birkaç dakika beni mutlu etmeye çalışarak geçti.



Helen eşyalarını yerleştirirken kardeşlerime bakmam gerektiğini fark ettim. Salona doğru yavaş adımlarla ilerliyordum. Büyük ihtimalle devam ediyorlardı yastık savaşına. Kapının eşiğinde durduğumda herkesin tavuk gibi olduğunu gördüm. İşte bu cidden komikti. Elime şaklatmamla birkaç surat bana döndü.
‘‘Haydi! Bu kadar eğlence yeter, herkes işinin başına dönsün!’’ Birkaç sızlanma sesi duysam bile öldürücü bakışlarımı etrafta gezdiriyordum. Bugün bu iş bitecekti. Lucy kütüphaneye giderken, Lori ise odada ki eşyaları son bir kez kontrol edecekti. Christina ise… Ah bilmiyorum! Cidden o neredeydi? Tabi arkamdan aldığım yastık darbesi ile şoka uğradım. ‘‘Christina!’’ Arkamı döner dönmez, genç kızın muzur ifadesi ile karşılaştım. Özür diler gibi bakıyordu ancak oda kaçması gerektiğini biliyordu. Geçte kalmamıştı. Her neyse… Onunla uğraşacak durumda değildim. Eğlenceli ama yorucu bir gün… Birkaç saat sonra tüm kardeşler bitmiş haldeydi. Christina ile karşılaşmak yerine Lucy’nin yanına gittim. Yatağında uzanmıştı. Fakat soluk soluğaydı. Gülümseyerek kardeşime sarıldım. ‘‘Lucy, neler yaptın bilmiyorum ama hepsini teker teker anlatacaksın! Küçük kardeşinden asla kaçamazsın bunu biliyorsun değil mi?’’ Lucy üzüntü ile baktı fakat sonradan gülümsedi. Konuşamadığı her halinden belliydi. Yataktan kalkarak kendi yatağıma doğru ilerledim. Galiba benim için birazda olsa uyku vakti gelmişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandra Bethany Daniels
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Alexandra Bethany Daniels


Mesaj Sayısı : 1854
Kayıt tarihi : 05/09/10

Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Empty
MesajKonu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #13    Kulübe Temizliği - Denetleme #13   Icon_minitimePerş. Haz. 09, 2011 8:55 pm

Değerlendirmede.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kulübe Temizliği - Denetleme #13
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kulübe Temizliği*Denetleme 14
» Kulübe Temizliği ~ Denetleme 8
» Kulübe Temizliği ~ Denetleme 12
» Kulübe Temizliği - Denetleme #6
» Kulübe Temizliği ~ Denetleme 11

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Kulübeler :: Athena Kulübesi-
Buraya geçin: