Topallayarak revire yürüyordum.Kesik kesik nefes alıyordum ve sağ bacağım ile sağ kolum inanılmaz biçimde acıyordu.Gömleğim yer yer kırmızı olmuştu.Artık dayanamıyordum,canım çok acıyordu.Birden kişnemeler ve kanat sesleri duydum.Acı içinde yukarı bakınca pegasusum Çam`ı gördüm.Çam yanıma indi ve ''Ne oldu ortak,bir kaza geçirmişsin galiba'' dedi.''Tam zamanında Çam,eğil lütfen bineyim de revire götür beni''.Çam eğildi bende rahatsızlık içinde üstüne bindim,çam koşa koşa revire ilerlemeye başladı.Koşmayı çok seviyordu,at olma hayalleri kurardı çünkü.Az sonra Büyük Ev`e geldik.Çam beni indirdi,topallaya topallaya yaşlı binaya girdim.İçeride Kherion`u gördüm,tekerlekli sandalyesi üstünde masanın arkasında oturuyordu.''Düştüm,revire gelmiştimde'' dedim.''Gel,şu oda'' dedi Kherion ve bana revire kadar eşlik etti.Revirde bir satir vardı,masada oturmuş elinde bir kağıdı okuyordu.Toynağıyla yatağı işaret edince yatağa oturdum.Satir dolaba gitti ve dolaptan bir tepsi çıkardı.Tepside bir tabakta balımsı şeritler ve birde kırmızı bir sıvı dolu bir bardak uzattı.''Bunu iç ve Ambrosia ye,fena yaralanmışsın''.Teşekkür ettikten sonra tepsidekileri yedim.Şimdi kendimi çok daha iyi hissediyordum,sanki hiçbir şeyim yokmuş gibiydi.''Biraz uyursan bir şeyin kalmaz,şimdi gidebilirsin'' dedi Satir.Yerimden şaşkınlıkla karışık bir sitemle kalktım ve kulübeye gittim.Yatağıma girince anında uyudum...