Loth.

Daemon, hışımla doğrulup etrafına baktığında güneşin doğmaya başladığını gördü. Bu saatte, bu şekilde uyanmasının tek sebebi bir kaç gündür süren ve onu etkisi altına alan kabuslardı. Bu durumdan fazlasıyla sıkılmış olsada yapabileceği hiç bir şey yoktu; rüyalarını, kabuslarını o seçemezdi. Hala yorganın içinde olan ayaklarını yere koydu ve dirseklerini, dizine yaslayıp etrafı izledi. Kulübesinde ki herkes uyuyordu. Yüzünden yere damlayan ter onun gördüğü kabustan dolayı sırılsıklam olduğunu anlatabiliyordu. Yüzünü yıkayıp tekrar yatağının başına döndüğünde kıyafetlerini hazırlayıp hızlı bir şekilde giyindi. Dışarı çıktığında henüz kimsenin etrafta olmayışından dolayı şaşırmamıştı. Bir süredir burada olsada ilk defa tek kalıyordu ve yapabilecekleri hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. En iyisi dolaşmak diye düşünüp kulübesinden fazla uzaklaşmadan gezinmeye başladı. Etrafta gezinirken bazı kulübelerden gelen seslere hiç aldırmadan yoluna devam ettiç Bir süre tanıdık yerleri gezerken bir anda Pegasus ahırının önünde buldu kendini. Koskoca melez kampında Pegasus'u olmayan sayılı kişilerdendi. Atılacağı maceralarda işine en çok yarayabilecek şeydi pegasus ama pegasus istemesinin tek amacı bu değildi. Pegasuslara karşı bir hayranlık besliyordu. Ahırdan içeri girdiğinde etrafına bakınmaya başladı. Bir çok pegasusunda kendine baktığını görebiliyordu. Biraz daha gezinmeye başladığında arka taraflarda simsiyah bir pegasus gördü. Tüyleri parıldıyor ve kanatlarını ise görkemli bir şekilde hareket ettiriyordu. İşte bu pegasus onun olmalıydı. Yanına gittiğinde biraz huysuz bir pegasus olduğunu anlayabilmişti. Pegasus kendini etrafa vuruyor ve Daemon dan kaçmaya çalışıyor gibiydi ama Daemon yanına yemek için aldığı elmasını ona ikram ettiğinde uysallaşmaya başladığını gördü. Kendine yaklaşan pegasus' u sevmeye başladı ve kulağına yaklaşıp " Senin adın bundan sonra Loth." Deyip gülümsedi. Burada daha fazla kalmak istesede dönmesi gerektiğini biliyordu. Pegasus'un parıldayan tüylerini sevdikten sonra dışarı çıkıp tekrar kulübesine doğru ilerledi ve yüzünde az önce kazanmış olduğu dostluğun verdiği sevinç vardı.