Pegasus ahırlarında hayran hayran pegasusları izliyordum bunlar harika şeylerdi.Sadece doğumları çok kötüydü.Ama çok güzellerdiler.İlerleyen saatlerde pegasus sahipleri pegasuslarını alıp gittiler tek bir tane pegasus kalmıştı.O da kanatları simsiyah.Vücudu gri yeşil gözlü bir pegasustu sanırım sahibi yoktu.Diğer arkadaşları da gittiği için çok mutsuz gözüküyordu."Gel bakalım buraya tatlım." dedim.Yanımda biraz küp şeker vardı.Onları vermeyi düşünüyordum bizi anlayabildiğini biliyordum."Senin sahibin varmı güzel şey seni." deyip.Küp şekerleri ona vermeye başladım.İştahla yiyordu.Ve hayır manasında bir kişnedi üzüntüyle.Başını okşuyordum o sıra."Benimde pegasusum yok.Aslında kampa daha önce gelsem belki olabilirdi ama uzun bir süre çok uzaklarda yaşadım." dedim."Ama şimdi buradayım.İstersen senin sahibin olabilirim." dedim.Sevinçle kişnemeye başladı.Sonra arkadan bir ses geldi."Dostluk kurmuşsunuzu sanırım." bu ses kardeşim hope'dan geliyordu."Evet öyle oldu." dedim."Senin pegasusunmu." dedi."Sanırım öyle." dedim."Güzel uçurabiliceksen nereye gitmen gerektiğini biliyorsun sanırım." dedi."Evet biliyorum." dedim.Ve pegasusu dışarı çıkardım."Adı ne peki." dedi hope."Güzel soru sanırım argo koyucam çok güzel bir isim." dedim.