O sabah uyanır uyanmaz üstümü değiştim ve Demir Ocağına gittim.Aklımda yeni ama çılgınca bir fikir vardı.Otomaton bir ejderha yapmak istiyordum,daha önce kampta bu tür bir ejderhanın olduğunu da duymuştum.Kendi Otomaton`um olsa ne güzel olurdu,emirlerimi yerine getirecek mekanik bir ejderha,düşündükçe bu otomaton`u yapma isteğim artıyordu.Sonunda demir ocağına geldiğimde kapıyı yavaşça araladım ve içeri göz attım,kimse yoktu.İçeri kayarcasına girdim ve masalardan birinin başına oturdum.İşim çok zordu,önce iskeleti yapmalıydım.İki metre kalınlıkta ki titanyum şeritlerden kısa süre içinde bir iskelet oluşturdum,fakat iskelet işin kolay kısmıydı.On iki kiloluk bir ilahi bronz parçası aldım ve onu ejderhanın kafası olacak şekilde oymaya başladım.Birden etrafımı bir ışık kapladı,ışık çok güçlüydü.Kapalı yerlerde hapsolma gibi bir fobim vardı bu nedenle çok korkmuştum.Ordan oraya ateş topları fırlatıyor tekmeler savuruyordum.''Sakin ol evlat'' diye bir ses duydum.Işık duvar geçmişti,bir tamirhanedeydim.Karşımda dev kaslı vücudu ve çirkin suratı ile babam Hephaistos duruyordu.Bir süre şaşınkığın ve korkunun getirdiği bir sessizlik yaşandı ama Hephaistos bu sessizliği bozdu; ''merhaba Jim''.
-''Merhaba baba''
-''Seni şu yaptığın ejderha için getirdim''
-''Demek ejderhayı biliyorsun''
-''Seni izliyordum,sana yardım etmek istedim''
-''Yapmama yardım mı edeceksin ? ''
-''Hayır,onu yapacağım''
Gözlerimi kıstım,babam benim için ejderhamı bitirecek miydi yani.Babam düşüncelerimi fark etmiş olacak ki ''hoşçakal Jim'' dedi elini sallayarak.Tekrar etrafımı ışık duvar kapladı,duvar geçtiğinde Demir Ocağındaydım.Gözlerimi ovuşturduktan sonra önümde dev otomaton bir ejderhanın yükseldiğini gördüm.Ejderha mükemmel bir biçimde oyulmuştu.''Otur'' dedim emirlerimi yerine getiriyor mu diye öğrenmek için,ejderha yere oturdu.Gülümsedim,ejderhayı küpüme koyup mutlulukla kulübeye koşmaya başladım.