Ağustos'un 12'si. Günlerden Çarşamba. Sabah güneş ışınının rahatsız edici ışıltısıyla uyandım. Hava çok sıcaktı. Hemen üstüme mayomu giyinip ve eşyalarımı hazırlayıp Hypnos kulübesine doğru yol aldım. David'le bugün plaja gidecektik. Henüz uyanmış olduğunu düşünmüyordum. Aslında hiç uyanacağını da düşünmüyordum. Zekamı çok seviyorum. Ona verdiğim hediye kol saati alarmını kendi saatimden de bir tuşa basılarak çalışabilir düzeye getirmiştim ki onun saatinin alarmı 54 desibellik bir çığlık sesiydi. Kulübeden uzaklaştım ve tuşa bastım. Kulübeden bir ses çıktı. David hemen pencereye çıkıp bana yastığını fırlattı. "Biraz uyuyamaz mıyız be!". Güldüm. Ona "Hemen hazırlan ve aşağıya in. Su perileri bizi bekliyor." Diye seslendim. David yüzündeki o aptal gülümsemeyle Odasına daldı. 5 dakika sürmeden kulübeden çıkarak yanıma geldi. Plaja kadar koştuk.
Plaj kız kaynıyordu. Su perileri, bir kaç Afrodit kızı, Palmiye nemfleri ve daha bir çok kız. Tek acayiplik Plajda bir tek ben ve David erkek olarak vardık. İki Şezlong bulduk ve havlularımızı serdik. Sonra da koşa koşa suya atladık.