Bu duyurudan sonra, çoğu melez sakinleşmişti. Ben ise memnun değildim. ''Haydi canım, kim bilir ne zaman gelirler! Ben Royces'umu istiyorum!'' Hem sinirli hem de şimarık bir şekilde ellerimi belime koydum. Theodor bu halime güldü sadece. ''Haydi ama Teddy, Kheiron ne zaman kötü şeyleri bize yumuşatmayarak söyledi, artık her söylediği şeyde şüpheliyim ben!'' Theodor bana ters ters baktı. ''Teddy mi?'' Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. ''Söylediklerimin içinden bir tek bunu mu yakaladın yani?'' Theodor Apollon çocuklarına özgü gülümsemesiyle gülümsedi. Babasına oldukça benziyordu bu haliyle. Tabii bunu ona söylemeyecektim. Hemen şimarırdı yoksa, onun hakkında birkaç şey duymuştum. Çoğu da Arry'dendi gerçi, onun söylediklerine göre ön yargılı davransaydım Theodor şu anda baş düşmanım olurdu tabii. Hem sevip hem nefret etmek böyle olsa gerek, onların arkadaşlıklarını hiç anlayamayacaktım. Bir kayaya oturup iç çektim. ''Böyle bekleyemem ben... Belki de Royces'u kendim bulmalıyım.'' diye geçirdim içimden. Theodor'un bana baktığını görünce pek de içimden geçirmediğimi farkettim.