Vectum ?

Yunan ortamına iyice alışmıştım. Artık bir yunanlı gibi davranmaya başlıyordum. Ayrıca Lupa'nın bana verdiği görev ile ilgili sürekli rapor yolluyordum. Yunan yaşantısını pek sevmemiştim açıkcası. Ama kıskandığım şeylerde çok fazlaydı. Hele Tanrılar çocukları ile konuşması, onlar ile ilgilenmesi yokmuydu ? Gerçekten çok kıskanıyordum. Derken aklıma süper bir fikir geldi. Nede olsa şu an beni herkez yunanlı olarak tanıyordu. Olimpos'a gidip babamı görebilirdim. Daha önce sadece bir kez konuşmuştu benim ile. Ona soracak o kadar çok sorum vardı ki. Evet, evet karar vermiştim. Olimpos'a gidiyordum. Islığımı öttürdüm. Red Mane tüm ihtişamıyla yanımda belirdi. Üstüne atladım. ''Empire State'e gidiyoruz oğlum. Olimpos'a'' dedim.

Olimpos binasının önüne geldiğimde Red Mane'ye boş bir yere inmesini söyledim. Sis yüzünden kimse bir Anormallik fark etmemişti. Binadan içeri girdim. Etrafta güvenlik yoktu. Asansöre bindim ve Olimpos'a doğru yükselmeye başladım. Sıkıntıdan patlayacaktım. Ne kadar sıkıcı bir şarkı çalıyordu böyle asansörün içinde. Nihayet gelebilmiştik. Adımı attım ve donup kaldım. Burası tanrıların mekanıydı. Roma da böyle bir şey yapsak şu an Buharlaştırılmıştık. Ne kadar katı kuralları var diye düşünmeden edemedim. Etrafta gezmeye, etrafı incelemeye başladım. Bir çiçek çok ilgimi çekmişti. Eğilip onu incelemeye başladığımda arkamda bir ses duydum '' Bir romalının burada olması sence yanlış değil mi ?'' arkamı döndüm. Karşımda duran kişi Vectum'du . Şaşkınlıktan dilimi yutmak üzereydim. Gayet nazik bir şey söylemişti bana. '' Şeyy Vectum bilmiyorum '' diyebildim. Gülümsedi. Daha dikkatli baktığımda romalı halinden farklı olduğunu gördüm. Biraz daha kısa boyluydu. Ayrıca şimdi yunan kampındaki Hephaistos çocuklarının neden benim kadar kaslı olmadığını anlayabiliyordum. '' Yunanlı halime Vectum diye hitap etmezsen sevinirim evlat. '' dedi. Şimdi bayılacaktım. Bana evlat demişti. '' Her ne kadar yunan kampında dursan da romalı olduğun her hareketinden belli. Yunanlı olsan çoktan bana baba diyordun. Ama romalı terbiyen olduğu için bunu söylemek sana ters düşüyor.Yunan kampı böyledir oğlum. Romadakınden çok daha fazla konuşuyoruz burada çocuklarımızla '' dedi. Nedenini anlayabiliyordum. '' Ne olursa olsun her zaman yanımda olduğunu hissettim. Sana minnetarım '' dedim. Gülümsedi. Çok yakında yine karşılaşacağız. Yunan kampında kendini geliştirmeye bak. Emin ol oradaki çocuklar da boş değiller. Kılıcına gelince Biraz hephaistos terbiyesi görücek '' Bu romada büyük bir onurdu. Hephaistos'un dövdüğü silahı kullanacaktım. '' Gitmem lazım efendim. Yokluğum her an hissedilebilir tamamlamam gereken bir görevim var '' dedim. Gülümsedi. Onun güldüğünü ilk kez görüyordum. Bu günü asla unutmayacaktım. Boynumda asılı duran Zırh Deşen'e baktım. Yakında Hephaistos tarafından dövülecekti. Daha çok süpriz ile karşılaşacağımın en büyük göstergesiydi bu.