Son günlerde kampta fazlasıyla canım sıkılıyordu. Yapacak hiçbir şey yoktu. Kardeşlerimin çoğu tatile gitmişti. Eh doğal olarak diğer melezlerde tabi… Çok nadir kişiler kamptaydı. Dersliğe ise gelen bile yoktu. Kılıç çalışmaktan, kitap okumaktan ve ders çalışmaktan sıkılmış biri olarak kendime hobi aramam gerekirdi. Son olarak birkaç yeni melezin tavsiyesi ile dersliklere göz atmaya gittim. Girmediğim derslik yoktu ki? Listeye bakarken en sondaki isim dikkatimi çekmişti. ‘Dövüş Sanatları Sınıfı’ mı? Belli ki yeni açılmıştı. Gülümseyerek ne yapacağıma karar verdim. Kesinlikle bu benim için gerekliydi. Son günlerde etrafımda oldukça dayaklık insan vardı. Büyük ihtimalle eğitmenimle de iyi anlaşırdım. Hiç zaman kaybetmeden ayaklarımı dersliğe doğru hareketlendirdim. Beş dakika sonra dersliğe varmıştım. Etrafta kimsecikler yoktu. Ne dövüş sanatını öğrenenler ne de çalışanlar… Oldukça sessiz. Bundan memnundum aslında. Sessizliği severdim. Cebimdeki mp3’ü çıkartıp kulaklıklarını taktım. En sevdiğim parçalardan birini açarak eğitmenimi beklemeye başladım. Kim olduğunu oldukça merak ediyordum.