-Hadi kalk uyuşuk çocuk sabah oldu.
-Kalkıyorum dayı.
Cedric güne dayısının söylenmeleriyle başlamıştı. Dün gece dayısının evinde kalmıştı. Burası pekde güzel sayılabilecek bir yer değildi evde pek fazla yatak odası bulunmadığı için cedric geceyi teras katında geçirmişti. Teras katı oldukça yıkık dökük ve tozluydu. Cedric'in dayısı aslında burayı bir depo olarak kullanıyordu. Cedric kahvaltı yapmak için bir alt katta bulunan mutfağa inince dayısı aşağlayıcı bir tavırla.
-Heralde kahvaltı yapmak istemiyorsun.
Dayısı aslında Cedric'i çok seviyordu fakat kendi içinde katı kuralları ve sert bir kişiliği olduğu için bunu belli etmiyordu. Vakit geldiğinde Cedric eşyalarını alıp dayısıyla birlikte evdev dışarı çıktılar şanslarına dışarda bir taksi bekliyordu hızlı bir şekilde eşyalarını bağaja koyup taksiye bindiler. Taksici hemen arabayı çalıştırıp trafiğe karıştı Cedric kibar bir şekilde.
-Kings Cross'a lütfen.
Aradan yarım saat geçmişti uzun bir yolculuğun ardından istasyona gelmişlerdi. Cedric hemen bavullarını alıp hemen istasyona girdi dayısıda hemen onun peşinden geldi.
-Bak Cedric 9 ve 10 numaralı peronların arasındaki duvarı görüyormusun şimdi o duvardan içeri girip kırmızı renkli göz alıcı trene biniceksin çantanda yeterince galleon var paran biterse bana bir baykuş göndermen yeterli.
Cedrid dayısının sözlerini çok dikkatli dinleyip evet anlamında kafasını sallayıp dayısıyla vedalaştıktan sonra duvarın içinden geçti burası gerçekten çok göz alıcı esrarengiz bir yere benziyordu karşısındada kırmızı renkte çok güzel bir tren bulunuyordu. Cedric hiç zaman kaybetmeden trene bindi içeride boş bir vagon ararken garip görüşlü şeker satan bir kadına rastladı hızla yanına gidip eline birkaç şeker aldı ve 5 galleon vererek aramaya devam etti. Evet sonunda 4. vagonun boş olduğunu farketti hemen içeri girip bavullarını yerleştirdi cam kenarına oturup dışarıdaki büyücü adaylarına izlemeye başladı. Bir kaç dakika sonra tiren düdüğünün çalmaya başladığını farketti düdük sesini duyan herkez aceleyle trene bindi. Tren hareket etmeye başlamıştı cedric'de bir yandan şekerlerini yiyip bir yandan da manzarayı seyrediyordu .Bu şekilde geçen bir kaç saatden sonra Cedric uykuya dalmıştı. Şatoya geldiklerinde görevli gelip cedric'i uyandırdı.
-Kalkmanız lazım yolculuk bitti bayım.
Cedric hemen ayağa kalktı ve bavulları alıp kalabalığa karıştı. Cedric diğer öğrencilerle beraber büyük salona salona getirilidi burası dünyadaki en güzel yer gibi gelmişti ona. Diğer öğrencilerde masalarına oturmuş onları seyrediyordu. Profesörlerin masasının öninde bir sandalye onun üstünde eski yırtık bir şapka bulunuyordu Cedric şapkanın ne işe yaradığını anlayamamıştı.
-Şimdi parşomenden adlarını okuyacağım öğrenciler lütfen önümde gördüğünüz sandalyeye otursunlar. Seçmen Şapka binalarınıza karar verecek.
Cedric heyacandan yerinde duramıyordu. Profesör elindeki parşömeni açıp isimleri okumaya başladı. ismi okunan ilk öğrenci Anderson Draco'du.Öğrenci hemen sandalyeye oturup şapkayı başına geçirdi.Seçmen şapka biraz düşündükten sonra ''SLYTHERIN! '' diye bağırdı. Hemen ardından Slytherin masasında bulunan öğrenciler alkışlamaya başladı. Bir çok öğrenci seçildikten sonra sıra Cedric'e gelmişti. Cedric büyük bir heyecanla sandalyeye oturup Sapkasını kafasına geçirdi. Şapka Cedric'in kuağına ''İyi niyetli ve pozitif yapın seni Hufflepuff'ta mutlu eder mi dersin? Bir dene ve gör bakalım.'' diye fısıldadı.
-Hufflepuff
Hufflepuff masasında buluna öğrenciler alkışlamaya başladı cedric hemen sandalyeden kalkarak masasına doğru ilerledi.
Dip not: Birde ismimin Tordex Wortman olarak değiştirilmesini talep ediyorum. Bir rp'yi bir diğer pjo rp sitesinde kullanmıştım ama orayı bıraktım
Konu: Tordex Wortman 
Salı Mayıs 03, 2011 1:55 am
