Happy'le Eğlenceli Bir GÜn

Bugün Artemis kulübesine ordaki en iyi arkadaşlarında biri olan Happy'İ görmeye gideccekti. Bunuhn için bir duş alıp kendine geldi. Duş almak onu rahatlatıyordu. Duştan çıkınca ıslak, sarı saçlarını hemen kuruttu. Hasta olum kulübesinde gülerce yatmak isetmiyordu Zzatem hasta olmaktanda nefret ederdi. Üstüne kırmızı bir bluzunu giyip altına en sevdiği eteğini çekti. Hergün olduğu gibi bugünde yüksek topuklu ayakkabılarını giydi. Kıyafetine uygun çantasınıda bulunca makyajını yapmaya geçti. Kıyafetine ugun, belirgin güzel bir makyaj yaptı. Bluzu kırmızı olduğu için makyajıda kırmızı ağırlıklıydı. Bugün canı saçını maşa ypmak istiyordu. Saçlarını maşa yapıp şekil verince kendine aynada baktı. Çok güzel olmuştu. Dudağına kırmızı rujunu da sürünce işte hazırdı.

Çantasını eline alınca mutfapa yöneldi. Eline aldığı kalemle masanın üstünde duran kağıda " Ben Artemis kulübesine gidiyorum. Kardeşiniz Claire. " yazdı. Kağıdı uçmasın diye sürahinin altına koyup kulübeden çıktı. Artemis kulübesine giderken yolda gördüğü melezlere selam vermeyi ihmal etmedi. Artemis kulübesinin kapısının önüne gelince durdu. Kapıyı birkaç kez ttıklatıp bekledi. Kapıyı açan Happy oldu. Onu görür görmez ona sarıldı. " Napıyorsun meleğim? " dedi. O kocaman gülümsemesini bugün de yüzünden eksik etmiyordu.

Bugün kulübeme dostlarımdan biri olan Cloş gelecekti. O Afrodit kızı olduğundan üstümü eleştirmesin diye daha özenli şeyler giydim. Bir kot etek ve bir tişört giymiştim. Ayağımda ise vazgeçilmez spor ayakkabılarım vardı. Ben ne giyeceğim sorununu atlattığım anda kapı çaldı. Koşarak aşağıya indim ve kapıyı açtım. Karşımda Cloş duruyordu. Hemen bana sarıldı ve " " Napıyorsun meleğim? " dedi. "Seni bekliyordum sen de geldiğine göre artık eğlenebiliriz.'' dedim ve onu kulübemden içeri aldım. Onu odama doğru götürdüm. Odamdan içeri girdiğinde odamı beğendiğini işaret eden sesler çıkardı. Onun bu haline güldüm. "Ne alırdınız Bayan Claire?" dedim şakayla karışık. Güldü ve "Ben bir kola alıyım." dedi. Gülümsedim ve mutfağa inip iki bardağa kola doldurdum. Odama geri döndüğümde Cloş odamı inceliyordu. Odadan içeri girdiğimde " Oyun konsolun da mı var?" dedi. "Tabi ki oynamayı sever misin?" dedim. " Çok severim yarış oyunun var mı?" dedi uzattığım bardağı eline alırken. " Evet yarış oyunum var yarışalım mı?" dedim gülümseyerek. "Olur." dedi. Oyun konsolunu çalıştırdım. En son yarış oyunu oynadığım için oyun değiştirme ile uğraşmak zorunda kalmamıştım. Konsolu çalıştırdıktan sonra kollardan birini Cloş'a fırlattım ve "Hadi yarışalım." deyip yerime oturduktan sonra oyunu başlattım.

"Hadi yarışalım."

Kollardan birini almasıyla birlikte yarıoşın başlaması bir olmuştu. Yarışın heyecanına öyle bir dalmıştı ki kolla birlikte kendide sağa sola gidiyordu. Yarış 3 turdan oluşuyordu ve ilk turu Happy'den önde bitirmişti. İkinci utur Happ öncce bitirince 3.turda acayip bir heyecan ve hırs oldu. Son anda öne geçti ve yarışı Happ'y'i yenerek bitirdi. " İşte budur. Yendimmmmmm. Oleyyyyy. " dedi. Sevinçten dört köşe olmuştu. Happy ise dahada çok hırslanmış gibiydi. " Acemi şansı işte ne olcak. Hadi gel rövanşına da seni susturatyım. "

" Yenilen pehlivan güreşe doymazmış canım. Pekala ehadi rövanş yapalım. " dedi ve kolu tekrar eline aldı. Bu yarışıda yenmek istiyordu. Happy yarışı başlarttı. Çok iyi bir başlangıç yapmıştı. İlk turu önde bitirmişti. Yine yeneceğini düşünerek seviniyor ve gülüyordu. Fakat onun beklediği gibi olmadı. Happ onu bianda sollayarak geçti. 2.tur bitti 3.tura başlandı fakat o Happy'İ geçemedi. Bırak geçmeyi yanoına bile zoyaklaşamadı. Yarış böyle bitti. Happ bu sefer resmen onu ezmişti. Gülerel " Ne oldu canım. Sustun? " dedi Happy imalı bir şekilde. " Hıh ben sen üzülme diye bilerek verdim. " desede böle olmadığını ikiside biliyordu.

Yarışı başlatmıştım. Kolu çevirerek elden geldiğince hızlı oynamaya çalışmıştım ama dikkatim dağılıyordu. Büş ilk oyunu almıştı. Ona büş lakabını takmıştım çünkü Türkiye'ye gittiğinde Büşra adını duymuştu ve bana bu adı beğendiğini belirtmişti. Ben de ona "O zaman ben sana arada Büş diyeyim." demiştim. Bunu kabul ettiğinde ona aklıma estikçe büş derdim. . Oyunu o alınca bir el daha teklif ettim. Sanki oyunu alamayacağını düşünürmüşcesine kabul etmişti. Tabi ki de alamayacaktı. Ben bu oyunda ustaydım. Ondaki acemi şansı olabilirdi ama o şans bir daha gelmezdi. 2. oyunu başlattım. İlk parkuru o almıştı ama bu bir daha olmazdı. Arabamın hızını arttırdım ve son 2 parkuru açık ara ile ben kazandım. Güldüm ve " Ne oldu canım. Sustun? " dedim. " Hıh ben sen üzülme diye bilerek verdim. " dedi ama bunun doğru olmadığını biliyorduk. Gülümsedim ve ona baktım. "Eeee şimdi ne yapmak istersin?" dedim. Elinden kolu aldım ve kolları yerine koyup konsolu kapattım. Eski yerime oturdum o ise kolasını başına dikip içti. Ben daha içmeye başlamamıştım bile. Elime bardağı aldım o ise içtiği kolayı bitirmişti. Bana baktı ve "Ooooo ne kadar da yavaş içiyorsun.Keşke kola içme yarışması olsaydı o zaman ben yenerdim." dedi gülerek. Gülümsedim ve elindeki bardağı aldım. "Bardakları bırakıp geliyorum." dedim kapıyı açarken. Odama geri döndüğümde Cloş çantasını almış ayakta beni bekliyordu. "Ne oldu?" diye sordum. o ise "Kulübeme dönmem lazım bir kaç işim vardı onları unutmuşum ama başka bir zaman bir şeyler yaparız tatlım." dedi. Gülümsedim ve "Tamam bu seferlik öyle olsun." dedim ve onu kulübemden dışarı uğurladım. Gitmeden önce ona sarıldım sonra o kulübesine doğru giderken ben de mutfağa dönüp bıraktığım bardakları yıkayıp eski yerlerine koydum.