(Öncelikle,karışmak gibi olmasın ama düelloya 2. turda başlanması gerekiyordu.Hanna hemen başlatmış,puan kırılması gerekmez mi?)
Yüzümdeki derin çizgi yüzünden inledim.Elimdeki kan midemi bulandırıyordu.Bu bile konsantremi bozmama neden oluyordu.Elimi üstüme sildim.Kanın bir bölümü üstüme geçmişti ancak kan kuruduğu için elimde de kırıntıları vardı.Kanı görmezden gerek Hanna'nın üstüne yürümeye başladım.O kadar kızmamıştım,iyileştirme iksirim vardı.Bunu en iyi arkadaşım Apollon çocuğu Ange ile yapmıştık.Apollon çocuklarının yetenekleri vardı,onlar istediği kişiyi iyileştirebiliyordu.Ancak bu kızmamı engellemiyordu.Hızla kılıcımı yüzüne savurdum.Hazırlıklıydı,kurtulmuştu.Yüzüne alaycı bir gülümseme yayılmıştı.Bu ona olan nefretimi bin kat arttırmıştı.Kardeşlerim tezavurat yapmıyorlardı çünkü,çok heyecanlıydılar.Yüzümdeki çizik onları çok üzmüştü,Hera kulübesini ise tam zıttı.Derin bir nefes aldım.Hanna beni pek fazla takmıyordu.Ancak biraz sonra bu büyük bir sorun olarak ona gelecekti.Sakince yanına yaklaştım.Hanna ne yaptığımı anlamamıştı,ancak tedbir olarak birkaç adım gerilemişti.Bir kaç dakika sakince yaklaştım,Hanna artık alışmıştı.Onu korkutmaya çalıştığımı sanıyordu.Bir adım daha yaklaştım,aramızda beş-altı adım mesafe vardı.Hanna gerilememişti.Kılıcımın uzunluğuna baktım.Eğer sertçe atarsam,Hanna da kalıcı bir yara çıkabilirdi.Normal de böyle birşey yapmak istemezdim,düşmanım bile olsa.Ancak beni çok kızdırmıştı.Sakinliğimi koruyarak hızla kılıcımı kılıcına attım.Hanna'nın kılıcı yere düşmüştü,kendisi ise şaşkınlıkla kılıcına bakıyordu.Şaşkınlığından yararlanarak ayağına tekme attım.Bu pek yaralı olmamıştı ama birkaç adım sendelemesini başarmıştım.O daha doğrulamadan bir tekme daha attım.Hanna bu sefer yerde acı ile kırvılıyordu.Yerden kılıcını aldım.İki kılıç ile üstüne yürüdüm.Yüzüne benim yüzümde ki sıyrıktan biraz büyük bir çizik attım.Bu çizik çok derin olmuştu.Hanna'nın yüzünde ki çizikten akan kanlar durmak bilmiyordu.Hanna yarasına dokunmak,derinliğini bilmek istiyordu ancak onu bir kez daha yaralamamdan korkuyordu.Vicdanlı davranıp kılıcını geri mi vermeliydim? Kahramanlar öyle yapardı ancak benim kahramanlık yapmam gerekmezdi.Bu yüzden bu kılıcı ona asla vermeyecektim.Kendisi almalıydı,tabii önce çiziğin acısı dinmeliydi. "Seni sersem,Afrodit kızına bulaşmayacaktın!" dedim,kızgınlıkla.Hanna bana bakmıyor,gökyüzüne bakıyordu.Nedenini anlamamıştım,zaten merak bile etmiyordum.Bağırdıktan sonra kılıcı ile ayağına bastırdım.Hanna'nın çığlığı etrafı sessizliğe boğmuştu.Bir kaç dakika geçtikten sonra sessizliği Afrodit kulübesinin alkışları bozdu.Kılıcı çektim de çok küçük bir çizik olduğunu farkettim.Bu,ona yapacaklarım yanında sönük kalırdı.Aklımdan bir sürü plan geçip gidiyordu.Ancak ben bana en yakın olanı seçip iki kılıç ile birlikte kolunu hedef alarak koşmaya başladım.Tam kılıcımı çekip kolunda büyük bir yara açmayı planlarken Hanna lanet kalkanı ile beni engellemişti.Bu sarsıntıdan dolayı birkaç adım sendeledim.Yine de dengemi tam olarak kaybetmiş değildim.Hanna benim bu açıklığımdan yararlanarak ağırlığını sağ bacağına vererek kalktı.Çok acı çektiği belli oluyordu.Yine de pes etmemişti.Ayrıca daha yeni başlamıştık.Neler olacağı tam olarak belli değildi.Hem iki kılıçta bendeydi.Beni yenmesi büyük bir mucize olurdu.Hanna ile daire oluşturmuştuk.Bir türlü yaklaşamıyorduk.Eğer yaklaşırsa onu tekrar yere sereceğimi tahmin edebiliyordu.Ben yaklaşırsam kılıcını elimden geri alabilirdi.Derin bir nefes aldım ve ilk hamleyi yapmasını bekledim.İnatçı olabilirdi ancak benim kadar değildi.En sonunda pes edip yanıma koşarcasına geldi.Doğru tahmin etmişti.Kılıcım ile omzuna vurdum.Yere düştü.Kalkmaya çalıştı ancak boynuna dayadığım kılıç bunu imkansız hale getiriyordu.Şimdi ne yapacağını Tanrı bilirdi. "Üzgünüm,ama bana karşı yenilmeye alıştın,senin için sorun olmaz." dedim,meydan okurcasına.Hanna'yı gittikçe daha çok kızdırıyordum.Zaten amacımda buydu.Gerçi kızsa bile bana birşey yapamazdı.