Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Dillon Richard Hudson

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Dillon Richard Hudson
Hypnos'un Çocuğu
Hypnos'un Çocuğu
Dillon Richard Hudson


Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 26/04/11

Dillon Richard Hudson Empty
MesajKonu: Dillon Richard Hudson   Dillon Richard Hudson Icon_minitimeSalı Nis. 26, 2011 12:21 pm

Dillon'ın sırasında horlamaya başlamasına ramak kalmıştı ki zil -bir nevi kurtarıcı- öğretmenin sesini bastıracak kadar yüksek bir sesle çaldı. Dillon bu sesi duyar duymaz neşeyle başını sırasından kaldırdı ve yerinden kalkmaya yeltendi. Ancak Bay Carroll hala sınıftaydı ve tahtaya bir şeyler yazmakla meşguldu. Büyük olasılıkla dönem ödevleriydi. Neredeyse iki aydır bu ödevden bahsediyordu Bay Carroll. Dillon ve birkaç arkadaşı ödevi iki-üç hafta kadar geciktirmeyi başarabilseler de tamamen engelleyememişlerdi. Dillon Bay Carroll'ın tahtaya yazdığı ödevi okumak için gözlerini kıstı. İşte şu lanet disleksi yine baş gösteriyordu. Kelimeler havada uçuşuyordu. Gözlerini kapatıp bir süre ovuşturduktan sonra tekrar baktı Dillon. Sonunda okumayı başarmıştı ama şimdi hiç okumamış olmayı diliyordu. Oldukça uğraş gerektiren bir ödevdi ve Dillon bu ödevle, hatta hiçbir ödevle, hayatı boyunca uğraşmak istemiyordu. Tabii bu onun isteğine bağlı bir şey değildi. Şimdiden gerilmişti, ödevi yapmaya çalışırken çekeceği zorlukları tahmin edebiliyordu. Eğer evde ona yardım edebilecek birisi olsaydı... Ama şimdi onunla neredeyse hiç konuşmayan annesini ya da hayatında hiç tanımadığı babasını düşünmenin zamanı değildi. Boş zamanlarının çoğunda bunları düşünüyordu zaten.

İçini çekti ve kendine ödevin teslim edilmesi için üç haftaya yakın bir süre verildiğini hatırlatarak rahatlamaya çalıştı. Gerçi süre ne kadar uzun olursa olsun sonuçta bu ödevi yapmayacaktı, yapamayacaktı. O böyle derin düşüncelere dalmışken birisi Dillon'ın kapişönünü kafasına geçirerek "Hey Dillon, böyle derin derin ne düşünüyorsun?" diye sordu. Cole'dü bu. Dillon'ın sayılı yakın arkadaşlarından biri. Dillon, Cole'ün yanına gelmesiyle birlikte hemen düşüncelerini kafasından uzaklaştırdı ve o 'hiçbir şeyi takmayan' havasına bürünerek "Ben mi? Dostum, şu an düşünmemi gerektirecek hiçbir şey yok." dedi. Bunları söylerken yüzünden kendini beğenmiş gülümsemesini eksik etmiyordu. Cole, bu cevap üzerine omuzlarını silkti ve "Sanırım haklısın. Her neyse, haydi gidip Greg'i bulalım." dedi. Greg, koridorda onları bekliyordu. "Selam çocuklar!" diye seslendi. Cole ve Dillon da onu selamladıktan sonra gün içinde yapacaklarını konuşmaya başladılar. Dillon, zamanının çoğunu bu küçük arkadaş grubuyla geçirmeye çalışıyordu çünkü evdeki kasvetli, boğucu havadan hiç hoşlanmıyordu. Bu yüzden neredeyse gün boyu birlikte takılacaklardı.

Çantalar omuzlarında, her zaman oturdukları kafeye girdiler. Üçü de içecek olarak sıcak çikolata istemişti. Siparişleri gelene kadar kısaca sohbet ettiler. Dönem ödevi, kendi sohbetlerine bile konu olmuştu. Dillon sonunda dayanamadı ve "Çocuklar, şu konuyu değiştirebilir miyiz? Okulda da aynı zırvaları duymaktan bıkmadınız mı?" diye sordu. Onun bu çıkışını Greg pek hoş karşılamamıştı. "Dillon, bilmem farkında mısın ama bu, bu sene notumuzu kurtarmak için son şansımız olabilir. Eğer bu ödevden de iyi bir not almazsak sınıfı geçemeyeceğiz!" Cole araya girerek olası bir tartışmayı önlemeye çalıştı ama Dillon da Greg de kendilerini kaptırmış gibiydiler. "Hadi ama Greg! Şimdiye kadar hiçbir ödevi, sınavı vs. umursamazdın bile. Ne oldu da kıymete bindiler?" Greg dişlerini sıkarak "Belki de bu ödevin bizim için gerçekten önemli olduğunu fark etmişimdir." dedi. 'Gerçekten' sözcüğünü üstüne basa basa söylemişti. Sonra ekledi. "Belki artık sen de bu tür şeyleri dikkate almaya başlasan iyi olur." Dillon, içinde biriken bir öfkeyle ayağa kalktı ve elindeki tepsiyle masalarına yaklaşmakta olan garson kıza "İçeceklerin biri iptal." dedi sert bir sesle. Dillon kafeden çıkarken Cole arkasından bağırdı ama Dillon o sırada o denli öfkeliydi ki Cole'ün seslenişlerini duymuyordu bile. Burnundan soluyor, önüne bakmadan yürüyordu. Öyle ki son anda çekilmese bir arabanın altında kalıyordu. Nereye gittiğini bile bilmediği bir yola saptı. Asıl problem Greg'in sözleri değildi. Bunu o da biliyordu. Asıl problem kendini beğenmiş tavırlarının altına saklanarak kendi içinde yaşadığı ve kimseye açamadığı sorunlardı. Onları içinde biriktirince böyle bir anda patlamıştı işte. Şimdi düşününce, çok gereksiz bir sebep yüzünden kavga ettiklerini anlıyordu. Hayatında nadir bulunan arkadaşlarından biriyle boşu boşuna bozuşmuştu. Aslında bunu kolayca telafi edebilirdi. Ne de olsa onlar sıkı dosttu ve böyle şeyler pek sorun olmazdı. Dillon, sorunu halletmeyi kafasına koyunca geri dönmek istedi. Ama gelirken yollara dikkatle bakmadığı için nasıl geri döneceğini bilmiyordu. En iyisinin Cole'ü aramak olacağını düşündü. O, neredeyse şehrin her karış toprağını bilirdi. Cole telefonu fazla bekletmeden cevaplandırdı. Sesi endişeli geliyordu. Bunun kavgadan dolayı olduğunu düşündü. "Dillon, sen iyi misin?" Dillon "İyiyim. Yani kaybolmuş olmamın dışında." diye karşılık verdi. Cole Dillon'dan çevresini ona tarif etmesini istedi. Dillon, Cole'ün dediği gibi tarif edince Cole derin bir iç çekti. Rahatlamış gibiydi. "Şanslısın dostum." dedi Dillon daha nedenini bile soramadan "Neyse ki kampa yakın bir yerdeymişsin. Şimdi, etrafına dikkatlice bak ve Melez Kampı yazan bir tabela gördüğünde o tabelanın işaret ettiği yere gir." diye ekledi. Dillon bunlara bir anlam verememişti ama yine de şaşkınlığını "İyi de Cole, benim disleksim var. Yani tabelaları okumam çok zor." diye dile getirdi. Cole ise buna karşılık yalnızca "Etrafa dikkatli bak Dillon." demekle yetindi ve telefonu kapattı. Dillon'un kafası şu anda allak bullaktı ama bu hayatta Cole'e herkesten daha çok güveniyordu. Bu yüzden dediğini yapmaya karar verdi. Her ne kadar tabelaları okuyamayacağını bilse de gözlerini okumak için zorladı. Ama nafileydi. Sonunda biraz tenha, ormanlık bir bölgenin olduğu yere geldiğinde gözüne bir tabela çarptı. Dillon, bu tabelayı kolaylıkla okuyabiliyordu! Üstünde yazan kelimeler ise Melez Kampı'ydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

Dillon Richard Hudson Empty
MesajKonu: Geri: Dillon Richard Hudson   Dillon Richard Hudson Icon_minitimeÇarş. Nis. 27, 2011 6:23 am

Rp puanı: 95, tebrikler.


/Admin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
 
Dillon Richard Hudson
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: