Myra Küçük Tanrıça
Mesaj Sayısı : 235 Kayıt tarihi : 26/03/11
| Konu: Harmonia. Paz Nis. 24, 2011 5:03 am | |
| O gün, yine kulübe liderim ve pek bir anlaştığım kardeşim Kathe, elime kamp haritası tutuşturmuştu. O da olmasa ben bütün gün evde pinekleyecek cinstendim, bu yüzden ona minettardım. Kampa yavaş yavaş alışmamı sağladığı gibi beni de borçlu duruma düşürüyordu, ta ki ben ona sırdaşım Drake'i ayarlayana dek. Gerçekten çöpçatanlığımı ben de yeni fark etmiştim, artık gelen geçen bana Afrodit kızı olmam gerektiğini söyleyip duruyordu ne var ki ben onlar kadar güzel değildim, sadece dille olmuyordu bu iş. Aynanın karşısına geçmiştim ve bugün dinlenmeyi tercih etmiştim, Long Island'a gitmek için hazırlanıyordum. Ne giyeceğim belliydi zaten, her gün giydiğim turuncu tişörtümü geçirmiştim, altıma da artık yazın geldiğini belli eder şekilde kot şortumu geçirmiştim. Düz, kızıl ve hayranlık verecek cinsteki saçlarımı saldıktan sonra parfümümü de sıkınca artık güzel bir Amphitrite kızı olduğuma kanaat getirerek odamdan dışarı çıktım. Kulübenin kapısını kapatırken tüm kardeşlerime el salladım ve artık gezme vakti olduğu kanısına vararak elimdeki haritayla beraber kıyıya doğru yürümeye başladım. Tanıdık birkaç yüzle selamlaştıktan sonra kendimi masmavi denizin gözüken ufkunun muhteşemliği içinde buldum. Şaşkınlığımı gizleyemeden gülümsedim, burası harika bir yerdi. Dinlenmenin yanı sıra bir sürü iş yapılabilirdi burada, partiler, eğlenceler... Ama gereğinden fazla sessizdi, ortalıkta tek bir melez yoktu. Gerçi ben de buraya dinlendiğim için bunu pek sorun etmemiştim, yerdeki kumullara uzandım yavaşça. Denizin sesi bana oldukça iyi geliyordu buradan bile. Deniz, kumul, güneş... Bu üç bileşen benim hayatım için gerçekten önemli bir yere sahipti. Berrak denizin dalga sesleri beni kendimden alıp götürmüştü. Tam o sırada kapadığım mavi gözlerimi açtım ve karşımda bir kadın görünce bağırdım. Biraz öteye gittim, küt küt atan kalbimin sesini dindirmeye çalıştım. Derin derin nefes alıyordum, ama kadın hala bana bakıyordu. Sarı ve uzun saçları vardı, ve deniz mavisi renginde gözleri, şu anda dikkat edemesem bile yine de oldukça hoş görünüyorlardı. Yüzünde bir gülümseme vardı, başını eğerek selam verdi. "Merhaba, ben Harmonia." Duraksadım. Bu ismi daha önce hiç duymamıştım, meleze benzemeyen bir kadınla da tanışmak isteyip istemediğimden emin değildim doğrusu. Kadın önce suratını buruşturdu, sonra da elini kaldırdı. "Beni tanımaman normal. Ben Anlayma ve Uyum Tanrıçasıyım. Buraya beni Tanrıça Amphitrite yönlendirdi." Annem, Deniz Dibi Tanrıçası. Harmonia, Anlaşma ve Uyum Tanrıçası. Kafamı anlamadığımı belli edercesine iki yana salladıktan sonra Harmonia elini açtı. "Bu yosun, yanında dursun. Bundan sonra kampa daha iyi uyum sağlayabileceksin." dedi ve bana el sallayarak bir ışık bulutuna dönüştü, kayboldu. Elimdeki yosuna baktım, içimden anneme ve Harmonia'ya teşekkür ettim.
| |
|