Labirente Geçiş. ~ 57-1.

O gün üç çılgın melez buluşup çılgınca bir macera geçirmeye karar vermiştik. Zeus'un Yumruğu'nun orada buluşacak ve labirente gidecektik. Bu yolculuğumuzda bize eşlik edecek melez de Serena'ydı, bilerek onu yanımıza almıştık Era ile beraber çünkü Serena kampın en kıdemli melezlerindenmiş. Labirente de daha önce gittiğini duymuştuk, bu durumda bize yol gösterebilirdi. Ayrıca zeki bir Athena kızı, her macerada işimize yarardı. Zeus Yumruğu'na doğru ilerlerken aklımda hep labirentin görünüşüne ait düşünceler beliriyordu. Herkesin anlattığı farklıydı, biri diğerini tutmayan bu anlatışların hangisinin doğru olduğunu bile bilmiyordum oysa ki. Üzerimdeki turuncu kamp tişörtüye uyumlu olması amacıyla altıma giydiğin turuncu tayt ile Zeus Yumruğu'nun oraya varmıştım ve gelecek iki melezi daha bekliyordum. Bu maceramız gerçekten eğlence dolu olacaktı, tek kelimeyle sabırsızlanıyordum.

Labirent'e girmek ! Hayatımda yaptığım en çılgınca şey olacak ! Heyecanımı saklamak için gözlerimi kapadım ve derin nefes aldım . Heyacanım dindikten sonra yavaş yavaş eşyalarımı toparladım , labirent de işime yarayabilecek her şeyi yanıma aldım . Toparlama işini bitirdiğimde kendimi odamdan dışarı attım . Beni her zamanki gibi melez kampının güzel görüntüsü karşıladı . Bu gördüğüm son ışık olabilirdi . Aslında ışığın benim için pek bir önemi yoktu . Gerindikten sonra Zeus Yumruğuna doğru yola koyuldum . Ormanın içinden geçip bir süre sonra Zeus Yumruğuna vardığımda beni Judytte bekliyordu . Üzerinde turuncu kamp tişörtüye uyumlu bir tayt vardı . Ben ise genel macera kıyafetimi giymiştim siyah bir kot , beyaz üzerine siyah desenli bir tişört üzerine de en sevdiğim siyah ceketimi giymiştim . " Merhaba Judy ! " dedim . " Selam Era , naber ? " dedi . Hatır sorma faslı geçtikten sonra birlikte Sere'yi beklemeye başladık . O da geldikten sonra takım tamamlanmış olacak ve bizde labirente girmiş olacaktık . Hepimiz labirentten sağ kurtulabileceğimize inanıyorduk ...

Era ve Sere de Zeus'un Yumruğu'na gelince görevimize başlama zamanı geldiğini düşünüyordum, Sere de neşeyle ne zaman başlayacağımızı sorunca göz kırparak dudağımı ısırdım. "Sanırım sen bize girişi gösterdiğin zaman." dedim gülümseyerek. Sere başını salladı, güzel mavi gözleri ve uzun boyuyla önümüzde ilerlerken bir yere elini dokundurdu. Bu, Antik Yunanca Delta harfiydi. Kafamı kaşıdım, sanırım bu özel bir işaret olmalıydı. Sere'ye dönerek gülümsedim. O da anlatmaya başladı. "Ve az sonra, bu Delta harfine elimi dokundurduğum zaman labirent girişi açılacak." dedi ve bunu dedikten bir süre sonra labirentin girişini gördük. Çok heyecanlanmıştım, bu benim melez olduktan sonraki ilk keşfim olacaktı. Arkadan gelen ve meraklı gözlerle olayı izleyen Era'ya gülümsedim ve artık gitme zamanı olduğunu düşündüm. Sere labirente girerken, arkasından ben de girdim ve Era da giriş yaptıktan sonra artık bu gizemli labirentte üç melez yalnızdık.