Bu olayın rüya olduğunu biliyordum bu şeyler başıma çok gelirdi ve rüyalarım gerçekleşirdi.Ama bu seferki farklıydı.Bir şey tarafından kaçıyordum ne olduğunu bilmiyordum.Ama bu şey bir insan değildi bu bir canavardı.Ne olduğunu bilmiyordum ama tanıyor gibiydim.Sonunda bir yere vardım kapıda bir şey yazıyordu ama şu disleksi sorunum yüzünden hiç anlayamamıştım.Orada ne yazdığını ama oraya gidiceğimi biliyordum.Eninde sonunda.Çünkü bu orayı ilk görüşüm değildi.Eminim son görüşüm de olmicaktı.Ama artık orayı her incelememde kelimeler biraz ortaya çıkıyordu.Bu rüyamda bir kelimeyi görebilmiştim.Kampı ama ne kampı olabilirki bir sürü kamp vardı.Tekrar sahne değişti tekrar deminki yerdeydim.Canavar beni kovalarken koşuyordum kaçıyordum ama canavar benden daha hızlıydı.Ne yapıcağımı bilmeyerek bir yere saklandım ama beni bulması fazla uzun sürmezdi burdan.Yanımdan geçti etrafı kokluyordu.Tekrar devam etti yoluna biraz daha durduktan sonra ilerlemeye başladım ters yöne.Ama çok hızlıydı o da tekrar beni bulabilmişti.Bir değişiklik oldu elimde bir kılıç vardı.Bu nasıl olabilmişti anlamamıştım.Saldırmaya başladım.Ama bu konuda çok kötüydüm o yüzden. Kılıcı elimden atabilmişti.Bu nasıl bir şeydi böyle.Koşmaya başladım.Artık korkudan ne yapıcağımı bilmiyordum.Mekan olarak ise kimsenin olmadığı bir sokaktaydık.Sonunda olması gereken oldu ve beni yakaladı.Havaya kaldırdı ve sonra fırlattı.Tam fırlatırken bağırış içinde uyandım.
***
Kabustan uyandığımda saat daha 3'tü.Mutfağa doğru gidip bir bardak su içtim.Kimseyi uyandırmamaya özen gösteriyordum.Ve tekrar yatmaya koyuldum.Ama bu kabustan sonra uyuyabiliceğimi hiç sanmıyordum.O yüzden ilk rüyam gerçekleştiğinden beri tüm rüyalarımı bir deftere not alıyordum.O defteri çıkarıp yazmaya başladım.Bazı çizimlerim de vardı.Hiç olmayan şeyler.Tabi daha önce farklı canlıları da rüyamda görmüştüm ama hiç saldırı olmamıştı bana karşı.Bu canavarın da resmini çizmeye başladım.Sayfanın yanına.Sonra rüyamı yazmaya başladım.Ama pek endişeli değildim çünkü bu şeyleri daha önce görmemiştim.En azından rüyamda gördüğüm bir şekilde görmemiştim.Mesela uçan bir at görmüştüm bir ara sonra ertesi gün bir at gördüm.Yılan bir kadın görmüştüm.Sonra yerde bir yılan vardı.Bunun gibi tuhaf şeyler başıma gelmişti.Tüm rüyayı yazdıktan sonra diğer tuhaf rüyalarımı okumaya başladım.Bir sürü rüya görmüştüm.O yüzden bu ilk defterim değildi.İkinciydi.Saat 5 olmuştu artık uyumam gerekttiğine karar verdim çünkü okulum vardı.Saat 10 gibi kalktım.Diğerleri de kalkmıştı mutfağa doğru gittim ve masaya oturdum.Annemin yeni iğrenç kocası masada oturuyordu.Annemde ona hizmet ediyordu.Pislik herif onu mahvetmek istiyordum ama elimde değildi.Annem benim geldiğimi görünce
''Günaydım canım.'' dedi.
Bende ona
''Günaydın anne ve mankafa'' dedim.
Umursamamıştı bile
''Ya sanada küçük velet.'' dedi.
Sonra annem de masaya oturdu ve yemek yemeye başlamıştık.Kahvaltıdan sonra odama çıktım ve çantamı hazırlamaya başladım.Giyindikten sonra ise okula çıkmak üzere evden çıktım.Bisikletimi aldım.Ve bindim.Aslında korka korka gidiyordum okula çünkü her an rüyamın gerçekleşebiliceğinden korkuyordum.Şu rüya defterim olmasa aslında hepsini unuturdum.Aslında o defterin olması da bir işe yaramıyordu fazla çünkü disleksi sorunu yüzünden okuyamıyordum.
***
Okulun önüne bisikleti kiltledikten sonra sınıfa doğru gittim.Masaya oturdum.Yanımda bir çocuk oturuyordu.Daha bu yıl gelmişti.Yanımda oturmasına rağmen fazla konuşmuyordum onunla nedenini bilmiyordum ama biraz tuhaf görünmüştü bana sakatlığı yüzünden değildi.Ama bazen tuhaf hareketlerde bulunabiliyordu.Bir kere bir çiçekle konuştuğunu görmüştüm.Ve o her zaman yanında taşıdığı flüt çok iyi çalıyordu sanki insanı büyülüyordu ama genede tuhaf görünüyordu.Dersi dinlemiyordum.Öbür dersin gelmesini bekliyordum.Matematikten nefret ederdim ama latince dersi.O dersi çok severdim çünkü bazen yunanca yazıları okuyabildiğimi düşünüyordum.Ders gerçekten sıkıcıydı.Bütün dersi dinler gibi yapmıştım ama dinlememiştim.Latince ise çok zevkliydi her dakikasını dinliyordum.Ama tuhaf bir şey oldu rüyamda gördüğüm canavarlardan biri vardı.Her tarafında gözü olan bir şeydi.Adı Argus'muş tüm bilgilerini anlattı.Latince öğretmenim.Ders sonunda bahçeye çıktım ve defterimi de yanıma aldım.Okuyordum ki defteri okulun kendini kabadayısı diye gösterdiği küçük çete geldi
''Hey Ben ne yapıyorsun ne okuyorsun bir bakabilirmiyiz.'' diye defteri elimden aldılar ve bakmaya başladılar.Onlardan almaya çalıştım ama bir birlerine fırlatım duruyorlardı.Sonunda dayanamadım ve birinin üzerine atladım.Kendimi kontrol edemiyordum bazen.Sadece 5 kişilerdi hepsini yenmem kolay olurdu.Onunla işim bitince öbürüne yumruk attım ve hemen yere düştü.Sonra diğer 3'ü bana saldırmayı denedi ama birine dirsek atınca hemen diğer ikisi korktu ve defteri bana fırlattılar.Bende sınıfa çıkıyordum ki kimsenin olmadığı bir tuvalete girdim ama sıra arkadaşım Mark vardı kenardaki çeşmenin orda biriyle konuşuyordu ama beni fark etmedi.
''Evet kesinlikle o annesiyle konuştuk kabul etti o olduğunu ama kimin çocuğu olduğunu daha bilemiyorum.Ancak kampa geldiğinde bunu anlayabiliriz diye düşünüyorum.'' biraz sustuktan sonra devam etti.''Peki onu en kısa zamanda getiriyorum.'' dedi.
Sonra konuşması bitti hemen beni fark etmeden ordan çıktım.Kamp demişti bu nasıl olabilirdiki anlayamamıştım.Rüyamdaki kampmıydı bu.Ne yapıyordu bu çocuk cidden manyaktı.Kendi kendine üstüne üstlük bir çeşmeyle konuşuyordu.
***
Son derse kadar onu ve şu argus düşündüm ve eve gidince hocanın gösterdiği bir kaç resim vardı.Kendi çizimimle karşılaştırdım ve aynılardı.Bunu fazla düşünmemeye çalıştım.Çünkü bunun gibi bir şey daha önce başıma gelmemişti yani başıma gelicekti bu olay.O zaman anlaşılırdı her şey.Akşam olunca kapı çaldı.Bu saatte kim gelebilirdiki.Kapıyı açtım bu sıra arkadaşımdı içeri girdi.
''Amy geliyorlar kokusu diğerlerine göre çok fazla cidden kim bilmediğine eminsin değilmi bu çok önemli eğer üç büyüklerden ise gerçekten fazla olması normal.'' ne diyordu bu manyak çocuk
Cidden bilmiyorum sadece gitmeden önce kendi gerçeğini söyledi ama kim olduğunu söylemedi.''
''Tamam hemen gitmemiz gerek çocuğun çantasını hazırla hemen o pislik burdamı.'' diye sordu.
''Hayır arkadaşlarıyla çıktı.''
''O zaman kokusu daha fazla yayılıyor olmalı.'' Bu üvey babamı nerden tanıyor olabilirdiki.Anlayamamıştım.Annem odama gitti ve 10 dakika sonra elinde bir çantayla geldi ve çantayı bana verdi
''Oğlum seni çok seviyorum ama şu an gitmen gerek kendi iyiliğin için.'' dedi
''Nereye gidicem.''
''Güvenilir bir yere.Hadi çabuk gidin.''
***
Dışarı çıktık.Ne oluyordu böyle bana bir açıklama yapmalıydı.Köşeye sıkıştırdım ve
''Neler oluyor hemen bir açıklama yapıcaksın bana''
''Onu sonra yaparız minator peşimizde'' dedi.
Minatormu sonra rüyamı hatırladım.Ve canavarı tanıyordum o bir minatordu nasıl olabilirdi bu.Anlayamadım ama onu takip ediyordum.Bir ara sokağa girdik ve Mark
''Sen burda bekle bir 5 dakika hemen gelicem bir mesaj göndermeliyim''
''Tamam.'' dedim
Ve Mark gitti.Sonra fark ettim ki burası rüyamdaki yerdi.Sonra hırlama sesleri duydum.Ama o şeyi göremiyordum.İçimden bir ses sisi düşünme sadece önüne bak ve gerçekleri gör diye sesler duydum.Sonra bir şeyler oldu ve bir anda canavarı gördüm.
''Olamaz olamaz olamaz.'' diye söylenmeye başladım.
Sonra ise rüyamdaki her şey gerçekleşmeye başladı.Beni tam fırlattı
***
Mark beni tuttu bir anda ortaya çıktı.Yanlış mı görmüştüm yoksa bacakları keçimiydi.Bunun ne olduğunu biliyordum.Latince dersinden hatırladım.Bu bir satirdi artık hiç bir şeye şaşırıcak halim kalmamıştı.Beni bıraktı ve elindeki sopayla saldırmaya başladı.Ama o şeyde güçlüydü.O yüzden Mark'ı öyle bir fırlattı ki normal bir insan ölebilirdi bu atıştan sonra ama o kendini sabitleyip tekrar saldırıya geçti bunu nasıl yapabiliyordu o kadar nasıl dayanabildi sonunda minator buharlaşmaya başlamıştı.Ama son anda bana saldırdı ve ben bayıldım.
***
Uyandığımda farklı bir yerdeydim.Önümde yarı at yarı kadın bir hemşire kıyafeti giymiş biri vardı.Bana bir şey yediriyordu ama bunun ne olduğunu anlayamamıştım.Çok güzeldi.Öbür yanımda ise çok telaşlı şekilde duran Mark vardı.
''Biraz daha verin daha iyi olmalı ben çok kötü bir satirim bu ruhsatı hak etmiyorum bile.'' diyordu
''Ah tatlım biraz daha yerde yok olabilir hem sonuçta buraya sağ salim geldi değilmi.'' dedi.
Yok olmakmı bu şeymi beni yok edicekti.Bir yarım saat yada 1 saat daha burda durduktan sonra beni revirden çıkardılar.Bir kamp meydanı gibi bir yere vardıkki önümüzde bir yarı at yarı adam biri vardı.
''Selam Mark görüyorum ki görevini başarmışsın.'' dedi
Sonra bir şey oldu herkes kafamın üstüme bakıyordu.Bende yukarı baktım kafamın üstünde bir kılıç resmi vardı.parlama sönünce adam
''Ebeveynin seni sahiplendi selam sana savaş tanrısı aresin oğlu.'' dedi.
Ne babam bir tanrımıydı hadi canım bugün erşeye inanırdım ama buna asla inanmazdım.Bu mümkünmüydü ki.Her şeye inanırdım bugün ama buna asla inanamazdım.Bana her şeyi açıkladı şu yarı at olan adam adı kheiron'mu neymiş.Beni bir kulübeye koydular ve buradakilerin ares çocuğu olduğunu söylediler.Akşam amfitiyatro gibi bir yere gittik tüm kulübe ve çok eğlendim.
(Yazım yanlışları varsa kusura bakmayın klavye bozuk bazı tuşlara iyi basmıyor.)