Wang Dae Bi In Hyeon
Mesaj Sayısı : 2 Kayıt tarihi : 22/04/11
| Konu: In Hyeon Cuma Nis. 22, 2011 10:04 pm | |
| İlahi Ejder Döneminin 1.Yılı İlk Mehtabın 22. Günü Zaman Hızla Akıp Geçiyordu Bense Vaktimin Geldiğini Kanımın Yavaş Yavaş Çekilmesinden Dolayı Anlıyordum. Artık Bedenim Yorgun Ve Tıpkı Kış Boyu Sallanan Yapraklar Kadar Bitkindi. İçime Doğmuştu Kötü bir şeyler Olacağı O Nedenle Ölüm Pavyonundan Geçerek Gizlice Kadın Hizmetçilerden Birine Bir Belge Vererek Başbakana İletmesini Emrettim Bu Benim Hanedanlığım Boyunca İsteyeceğim ‘’Son Arzum’’ Adlı Vasiyetnamemdi. Sonsuza Dek Kaybolan Baharı Yolcu Ettim. Kış Beni Sımsıkı Sardı. Gökten Kar Taneleri Düştü. Geçen Kış,Sadelik ve Mutluluğun Hizmetli Kadınlara Kartopu Atışını Hatırladım.Kahkahaları Ve Çığlıkları Hala Kulağımda Çınlıyordu,oysa Bedenleri Kurumuş Ağaçlara Karışıp Gitmişti.Sadelik ve Mutluluk Yoktu Artık. Hizmetkarlarımın Başına Ne Gelmişti Acaba ? Dökülen Beyaz Çiçekler Gökyüzü İle Toprak Arasına Bir Ağ Germişti,Yaşayanların Düştüğü Bir Ağ. Bundan Yirmi Beş Gün Sonra Kar Kesildi. Mutluluğun Yatağımın Ayak Ucuna Yaklaştığını Gördüm Beni Selamladı ve Ardından Bambu Flütünü Çalmaya Başladı. Kristal İnciler Parlıyordu. Ay,Yansımalarla ve Pırıltılarla Gümüş Bir Nehre Dönüştü ve Beni Alıp Götürdü. Sisli Ovalara,Işık Tarlalarına Benzeyen Bulutların Üzerinde Yeşim Taşından Saraylar Gördüm. Ertesi Sabah Gün Ağarırken,Saçımın Taranmasını ve Makyaj Yapılmasını Emrettim. Mücevherlerimin En Güzellerini Taktım, Ateş Rengi Bir Tunik İçinede Göz Alıcı Beyazlıkta Bir Elbise Giydim ve Genç Bir Kıza Kocamınkinin Yanına Dikilecek Mezar Taşımda Yer Alacak Kitabeyi Yazdırdım. Mezarımın Başında Duracak İnsanlara Kendi Klanımın İhtişamını Anlatacağım. Zengin Şehirlerini,Hızlı Atlarını Derin Ormanlarını Ve Büyülü Nehirlerini Tanıyacaklar. Sanatının Serpilişine Hayran Olacaklar, Şiirinin Şanını Anlata Anlata Bitiremeyecekler. Kitabemde Tanrılara Tapınmakla Atalarımı Kutlu Görmekle İnsanaların Yarattığı Kargaşayı Dizginlemeyi Başarmakla, Gök’ü Kutsallaştırmak ve Aydınlık Tapınağında Hüküm Sürmekle Övünüyordum. Kendimide Tasvir Ediyordum, Bütün Tanrıların Kaynağı Tek Bir Tanrının İradesine Hizmet Eden Alçakgönüllü Bir Hükümdar. Son Bir Başlangıç Olacaktı Geçici Sonsuza Dönüşecekti Gök Yüzüne Dönecektim. Ertesi Gün Güneş Yeni Doğuyorduki Odamın Sessizliği Boru ve Davul Sesleriyle Bozuldu. Rüzgar At Kişlenemelerini ve Adamların Bağırışmalarını Bana Kadar Getirdi: Oğlum Veliaht Prens Wan ve Maiyeti İmparatorluk Ormanlarında Sürek Avına Çıkmıştı. Sancaklar Rüzgarda Şaklıyordu. Av Köpekleri Ve Leoparlar Atların Önü Sıra Koşuyor Geyikler Çalıların Arasından Kaçmaya Çalışıyordu. Dallar Birbirine Giriyor, Kaçağı Kamçılıyor Sonra Tekrar Açılıyordu. Ağaçların Üzerindeki Karlar Birden Savrulup Uçuşuyor Sonra İnce Bir Toz Halinde Yere Düşüyordu. Nefes Almak Zorlaştı. Kalp Çatlayacak Gibi Atmaya Başladı. Derken Küçük Bir Göl Çıktı Ortaya Bir Buz Kalıbı Sonsuzluğun Aynası. ‘’Bir Hamlede Ruhum Bedenimden Ayrıldı ve Göğe Doğru Yükselmeye Başladı’’ Kadınlar Dövünerek Ağlamaya Başladılar Askerler Dörtnala Seğirttiler; Hükümdarlarına Haber Ulaştırmaya Çanlar Çalmaya Başladı Manastırlardan Dualar Yükseldi Şaşkınlık ve Acı İçinde Dokumacılar Tezgahlarını ,Tüccarlar Hesaplarını , Çiftçiler İşlerini Bıraktılar. Hepsi Elbiselerini Parçalayıp Topuzlarını Çözdüler ve Çığlıklar Atarak Ağlamaya Başladılar. Müzik Kahkaha ve Canlı Renkler Bir Gece Çin Toprağından Silindi. Atların Sırtındaki Süslü Eyerler İndirildi. Erkekler Beline Samandan Bir İp Bağladıkları Kenevir Tunikler Giydiler. Savaş Gemileri Direklerine Beyaz Sancak Çekti, Ülkenin Bütün Surlarında Matem Bayrakları Dalgalandı. Saray,Ruhun Çağrılması, Yıkama,Giydirme,Sungu,Yakarma Biraya Yatırma Gibi Yirmi Yedi Cenaze Töreninin İcra Ederken Liang Dağında Başka Bir Hazırlık Yapılıyordu. Duvar Resimleri Yeniden Boyandı Bir Gerçek Birçok Sahte Mezar Odası Düzenlendi. Yer Altındaki Geçitlerin Duvarları Köleleri Evleri Hayvanları Ve Mobilyaları Simgeleyen Üç Renkli Seramiklerle Bezendi. Bahar Geldiğinde Hazırlıklar Bitmişti. İmparatorluk Kahinlerinin Belirlediği Tarihte, Beşinci Ayda Lake Ahşaptan Gümüş Altın Ve Yeşim Taşından İç İçe Dört Kattan Oluşan Tabutum, Buzla Dolu Yüzlerce Küp Ve Çömleklerle Çevrili, Bin Askerin Çektiği Arabaya Yüklendi. Mücevhersiz Pudrasız Makyajsız Brokarsız Hükümdar,Krallar,Prensesler Devletin İleri Gelenleri Beyaz Ketenle Örtülü Arabalarına Binmiş Bütün İhtişamıyla Ağır Ağır İlerleyen Cenazemi Takip Ediyorlardı. Sarı Kumla Örtülü Yol. Orta Ova Boyunca Kıvrılarak İlerliyordu. Ay Batıyor Güneş Yükseliyordu. İmparatorluğun Dört Yanından Koşup Gelen İnsanlar Ve Cenazeye Sundukları Hediyeler Yol Boyunca Dizilmişti: Beyaz Kağıttan ve Altın Varaktan Saraylar, Atlar Hizmetkarlar Paralar Sonsuz Barışa Kadar Uzanıyordu. Gece Cenazem Geçtikten Sonra Halk Bu Sunuları Ateşe Verecek ve Gök Yüzüne Binlerce Duman Sütunu Yükselecekti. Liang Dağı ve Mazerım Uzakta Göründü Girişe Şeytanları Kaçırmak Üzere Okçu Kulesi Şeklinde İki Sütun Dikilmişti Kutsal Kent’in Kapısı Açıldı Tapınakları ve Pagodaları Göründü.Atlar Kartal Başlı Aslanlar Bakanlar Taştan Heykeller Arasından Geçerken Cenaze Arabam İmparatorluk Yolundan İlerliyordu İki Dev Yazı Sütununu Göğe Doğru Yükseliyordu Altın Tozuyla Yazıldığından Güneşte Parıldayan Birincisi, Babamın Dönemine Ait Benim Elimden Çıkma Övgü Dolu Yazılar Taşıyordu. İkincisi Henüz Bir Ayna Gibi Parlak Gelecek Nesillere Hitap Edecek Benim Yazımı Bekliyordu. Güneş Ufuktan Çekildi Gökyüzü Alçaldı Sonra Uykuya Daldı. Dağın Girişinde Karanlıklardan Esen Rüzgar Meşalelerin Ateşini Dalgalandırdı. Duvarları Kapyalan Fresklerin Üzerinde Büyük İmparatorluk Alayı Işığa Doğru İlerliyor ve Ben Ebedi Geceye İniyordum. Meşaleler Geniş Bir Odayı Aydınlattı İçeriye Elbiselerimle Mücevherlerimle Resimlerim ve El Yazılarımla Dolu Büyük Sandıklar Koyulmuştu İşçiler Gizli Vasiyetimi Yerine Getirmişler ve Duvardaki Fresklere Dürüstlük Vaizinin Mutluluk ve Sadeliğin Tanınmasını Belirtmişlerdi. Tavanda Hayvanlarım ve Hizmetkarlarım, Öteki Dünyanın Tasasızlığında Yeni Bir Hayata Başlamışlardı Bile. Tabut Sevinç Sahneleri İşlenmiş Kaymaktaşından Bir Kaidenin Üzerine Oturtulmuş Beyaz Mermerden Bir Katafalka Yerleştirildi. Din Adamları Son Dualarını Okudular ve Çekildiler. Kulakları Sağır Eden Bir Gürleme Dağı İnletti. Mezar Odasının Ağır Kapısı Kapandı Ve Öteki Ebedi Dünyanın Kapısı Açıldı.
Dağ Mezarım Ne İç SavaşlaraNe Yabancı İstilalara Şahit Oldu. Sıcağa Soğuğa ve Tufan Gibi Yağmurlara Kafa Tuttu. İnsanlar Kafalarındaki Sorulara Yanıt Bulma Ümidiyle Boşu Boşuna Ziyarete Geldiler. Düz ve Parlak Gökyüzüne Çırılçıplak Yükseliyor Böyle Yazısız Oluşunu, Alçakgönüllülüğüme Verenler de Var İnsanlar Şükran ve Şikayetlerini Yazsınlar Diye Özgür Bırakmışım. Diğerleri Bu Taşta İmparator Olmuş Bir Kadının Sınırsız Kibirini Görüyorlar: Kimse Benim Kaderimi Anlatamaz Demişim. Tanrı Beni Zamanın Dışında Tutmak İçin Ruhum Dünyaya Yayılsın Diye Böyle Vasiyetimden Mahrum Bıraktı. Ben O Kızaran Şakağıyım, Şu Sallanan Ağaç, Mırıldanan Rüzgar. Ben Hacıları Gökyüzünün Kapısına Götüren Şu Daracık Yolum Ben Kelimelerdeyim Uğultularda Gözyaşlarında. Ben Arıtan Bir Yanığım Yontan Bir Acı. Ben Mevsimleri Aşarım Yıldız Gibi Parlarım. Ben İnsanların Yüzündeki Acı Tebessümüm Ben Dağın Hoşgörülü Gülümsemesiyim Ve Ben Ben Sonsuzluk Çarkını Döndürenin Sır Dolu Gülüşü…
¨~Son~¨. | |
|
Athena Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Mesaj Sayısı : 5210 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: In Hyeon C.tesi Nis. 23, 2011 1:06 am | |
| Üzgünüm, Olimpos'ta yalnızca site kurgusuyla alakalı giriş rp'leri puanlanır. Yeni bir tane yazmanı rica edeceğim. *Avatarının 250x250 piksel boyutlarını geçmemesi gerekiyor. | |
|