Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kaosun Uyanışı - 3 (Kurgu 3)

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Andrea Grace Harvey
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Andrea Grace Harvey


Mesaj Sayısı : 609
Kayıt tarihi : 18/01/11

Kaosun Uyanışı - 3 (Kurgu 3) Empty
MesajKonu: Kaosun Uyanışı - 3 (Kurgu 3)   Kaosun Uyanışı - 3 (Kurgu 3) Icon_minitimePtsi Nis. 18, 2011 1:06 am

Yeni durağımız belli olmuştu.Uzun süren uğraşlarımızdan sonra İhtiyar Nereus'u yakalayabilmeyi başarmıştık.Her ne kadar bizi tatmin eden cevaplar vermese de hiç değilse gitmemiz gereken yeri net olarak belirtmişti.Zaten kaçmak için yer arayan Nereus'un gitmesine izin verdikten sonra bir süre düşünmeye başlamıştık.Acaba doğruyu mu söylüyordu, yoksa sadece kurtulmak için mi böyle demişti ? Ona inanmaktan başka çaremiz olmadığını fark edince yeni istikametimize gitmek için hazırlanmaya başladık.Pegasuslarımızla buluşacağımız araziye doğru ilerliyorduk.Demek ki yine pegasuslarla yolculuk yapacaktık.Parka varana kadar tek kelime bile bir şey dememişti Alexis.Onun bu hali hoşuma gitmiyordu.Oldukça düşünceli görünüyordu yoksa gergin mi demeliydim ? Aslında böyle olmakta haklıydı da.Benim en az on katım fazla yorulmuş olmalıydı.Ben de metrelerce koştuktan sonra bir de denize atlayıp bir balık misali yüzebilen Nereus'la mücadele verseydim bu halde olurdum.Üstüne gitmemeye karar vermiştim.Yine de bu sessizliği bozmaya çalışarak ''Yolculuğa pegasuslarla mı devam edeceğiz ? '' diye sordum.Alexis 'evet' anlamında başını sallayarak ''Kaybedecek zamanımız yok.En iyi yol pegasuslar.'' dedi.Peki anlamında göz kırptıktan sonra Alexis'in yanında yürümeye devam ettim.Pegasuslarla buluşacağımız araziye varmıştık.İkimiz de aynı anda pegasusların gelmesi için gür bir ıslık çaldık.Bunu birkaç defa daha tekrar ettikten sonra savunmasızca beklemeye başladık.Henüz bir canavar ya da herhangi bir yaratıkla karşılaşmamıştık ama kendimi tehlikede hissediyordum.Gerçi biz melezler her zaman tehlikede olsak da bu durum hiç hoşuma gitmiyordu.Üstelik bir de şu an en çok desteğine ihtiyacım olan kişi hiç konuşmuyordu.Pegasusların gelmesini beklerken sürekli Alexis'i inceliyordum.Diyeceği tek kelime için ağzına bakıyordum sanki.Yine sessizliği bozan ben olmuştum.''Kaliforniya'ya nasıl gideceğimiz hakkında bir fikrin var mı ?'' diye sordum.Alexis ''Az çok bir şeyler biliyorum.Net bir yol bilmesem de orayı bulacağıma eminim.'' dedi.Başımı sallamaktan başka bir şey yapmayarak sakin bir ses tonuyla sordum.''Alexis sen iyi misin ? '' Alexis bana bakarak oldukça tatlı bir şekilde gülümsedi ve ''Anlarsın işte, sadece heyecanlıyım o kadar.'' dedi.Peki dercesine ona gülümsedim ve hiç değilse bir şeyi olmadığı için mutlu oldum.En kısa zamanda eski neşesine kavuşur nasıl olsa diye içimden geçirdim.Uzaktan gelen kanat sesleriyle pegasusların yaklaştığı anlaşılmıştı.Kısa zaman içerisinde bütün ihtişamlarıyla iki kanatlı at önümüzde belirmişti.Zaman kaybetmeden pegasuslarımızın sırtına binerek yükselmeye başladık.Yeterince yüksekte olduğumuza karar verince sabit bir yolda ilerlemeye başladık.Yol konusunda Alexis'e güvendiğim için onu takip etmekle yetiniyordum.Yaklaşık yirmi dakika boyunca konuşmadan yolculuk yapmıştık.Alexis solgun görünüyordu üstelik de ıslaktı.Güçlü bir bünyesi olduğunu umarak onun için endişelenmemeye çalıştım.Kendimi yüzümü yalayan rüzgarın serinliğinin verdiği huzura bırakmaya çalışıyordum.Metanetimi korumalıydım, korumalıydık.Pegasusumla Alexis'e yaklaşarak meraklı bir şekilde sordum.''Diablo Dağı'na kadar pegasuslarla mı devam edeceğiz ? '' Her ne kadar önüme bakmaktan Alexis'i fark edemesem de kaşlarını çattığını görebiliyordum.Biraz düşündükten sonra ''Bu fazla riskli olur.Dağa kadar pegasuslarla gidersek kolayca fark ediliriz ki bu da tehlike demek.Yani şu anda ihtiyacımız olan son şey.Şu an Kaliforniya'ya vardık zaten.Dağa biraz daha yaklaştıktan sonra inişe geçeriz.'' diye cevap verdi.Onun kararına güveniyordum.Mantıklı bir yol izleyeceğini bildiğim için söylediğini hiç sorgulamadan onun arkasından gitmeye devam ettim.Yaklaşık beş dakika sonra Alexis geldiğimizi gösteren işareti verince yavaş yavaş alçalmaya başladık.Gözlerimiz boş bir arazi ararken Kaliforniya'yı inceleme fırsatı bile bulamamıştım.Buraya daha hiç gelmediğim için merak ediyordum tabii ki.Şimdi bunun sırası olmadığına karar vererek gözüme çarpan yeri göstererek pegasusumu oraya yönlendirdim.Alexis de arkamdan gelirken alana iniş yapmıştık.Pegasusları geri gönderdikten sonra yolumuzda ilerlemeye koyulduk.Bu gerçekten heyecanlı olacaktıç.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexis Kwon
Artemis Avcısı
Artemis Avcısı
Alexis Kwon


Mesaj Sayısı : 1315
Kayıt tarihi : 30/12/10

Kaosun Uyanışı - 3 (Kurgu 3) Empty
MesajKonu: Geri: Kaosun Uyanışı - 3 (Kurgu 3)   Kaosun Uyanışı - 3 (Kurgu 3) Icon_minitimeSalı Nis. 19, 2011 8:58 pm

Yol boyunca hiç konuşmamıştım. Haliyle havada gerginlik hakimdi ama şu an bunları düşünemezdim. Benim düşündüğüm gerçekten Gaia'nın uyanıp uyanmıyor olduğuydu. Eğer uyanıyorsa buradan sağ çıkabilecek miydik, eğer uyanmıyorsa bunca tehlikeye girerek boşuna buralara gelmiştik. Bir süre sonra pegasuslarımızdan indik ve Diablo Dağı'nın eteklerine doğru yürümeye başladık. Bu dağın ismi bana çok hoş şeyler anımsatmıyordu ama şu an düşünmem gereken bu değil, buradan nasıl sağ çıkabileceğimizdi. Durdum ve Andy'e "Seni de bu işe karıştırarak aptallık yaptım." dedim. Andy de bana çıkışarak "Beni sen katmadın ki, ben kendim dahil oldum. Ve Lexi, eğer burada başımıza herhangi bir şey gelirse, bil ki seninle birlikte geldiği için mutluyum." dedi. O an öyle bir duygu seli yaşıyordum ki neredeyse gözyaşlarımı tutamayıp dağı inletircesine ağlayacaktım ama soğukkanlılığımı korumalıydım. Andy'e sıkıca sarıldım ve "Ben de kardeşim." dedim. Andy kendimi zor tuttuğumu fark etmiş olacaktı ki bu havayı dağıtmak istercesine ileriye doğru yürüdü. Ben de onu takip etmeye başladım. Ama bir gariplik hissediyordum, sanki yürüdükçe ayağımız toprağa batıyordu. Etrafta çamurdan eser hiçbir şey yoktu ama sanki çamurda yürür gibi ayağımız batıyordu. "Aman tanrılarım, bu Gaia'nın belirtisi olsa gerek." dedim. O an içimden "Tamam, Gaia'nın belirtilerini bulduk, hadi şimdi eve dönelim." demek geliyordu ama artık geri dönemezdik, bu korkaklık olurdu. Andy'nin endişeli bakışlarına ben de aynı şekilde cevap verdim ve sanki Andy düşüncelerimi okurmuşçasına "Devam etmeliyiz Lexi, biliyorsun değil mi ?" diye sordu. Başımla onayladım ve cesaretimi toplamaya çalıştım.

Nihayet dağın zirvesine yaklaştığımızda önümden giden Andy'nin dehşete düşüş bir şekilde kaldığını fark ettim. "Ne oldu Andy'm?" diye sorunca cevap vermeden eliyle karşıyı işaret etti. İşaret parmağının gösterdiği yere bakınca bir futbol sahası büyüklüğünde yeşillik bir alanın ortasına bir gigantın kamp kurduğu gördüm. Gigantın önünde koca ağaç kütüklerinden yakılmış mor renkli bir alev yanıyordu. Gigant yaklaşık altı-yedi metre boyundaydı, belden yuklarısı insanımsıydı ama belden aşağısı sanki...ejderha gibiydi. Bütün bu ürkütücülükler yetmiyormuş gibi gözlerinden beyaz bir ışık çıkıyordu ve beline kadar örülmüş saçlarından kemikler sarkıyordu. Şu an ne yapacağımı o kadar bilmez durumdaydım ki Andy'nin doğal strateji becerisine güvenerek "Planımız ne Athena kızı Andrea ?" diye sordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Andrea Grace Harvey
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Andrea Grace Harvey


Mesaj Sayısı : 609
Kayıt tarihi : 18/01/11

Kaosun Uyanışı - 3 (Kurgu 3) Empty
MesajKonu: Geri: Kaosun Uyanışı - 3 (Kurgu 3)   Kaosun Uyanışı - 3 (Kurgu 3) Icon_minitimeC.tesi Nis. 23, 2011 8:38 am

Dağın zirvesine doğru ilerlemeye başlamıştık.Her ne kadar Alexis hakkında endişem devam etse de şu anda odaklanmam gereken şey bu değildi.Diablo Dağı'nın zirvesinde neyle karşılacağımı tahmin bile edemiyordum ama beni güzel bir şeyin beklemediği kesindi.Sessizce yürümeye devam ederken toprağın yumuşadığını hissedebiliyordum.Görünüşte oldukça kurak ve çorak olan bu toprağa basar basmaz yumuşak çamurun içerisine gömülüyordu ayakkabılarımız.Mantıklı bir açıklama getiremediğim bu durumun tek bir nedeni olabilirdi: Gaia.Her ne kadar bunu yüksek sesle söylemeye cesaret edemesem de Alexis'in de benimle aynı tahminde bulunduğuna emindim.Zorlukla ve çaresizce yutkunarak Alexis'e doğru bakmaya başladım.Buradan bile gerildiğini hissedebiliyordum.Her ne kadar ben de onun kadar savunmasız hissetsem de olabildiğim kadar olgun davranarak onu cesaretlendirmeye çalıştım.Devam etmemiz gerekiyordu, şu anda kontrol edebileceğimiz tek şey zamanımızdı ne de olsa.Hafifçe Lexi'nin sırtına vurduktan sonra çamura bata çıka yürümeye devam ettik.

Uzun bir yürüyüşten sonra dağın zirvesindeydik.Ne görmemiz gerektiğini bilmiyordum ya da ne bulmamız gerektiğini.Bilgelik Tanrıçası Athena'nın kızı olmanın verdiği merak güdüsüyle önden ilerlemeye başlamıştım.İşte o an, içimdeki bu meraka lanet etmiştim.Kalp atışlarım duyulacak kadar hızlanmıştı.Yavaş yavaş geri çekilirken Alexis halimi fark ederek yanıma koşmuştu.Alexis bana ne olduğunu sorduğunda kendimde konuşacak gücü bulamadığım için elimle gigantın bulunduğu yeri işaret ettim.Alexis gördüğü manzara karşısında dehşete düşmüştü.Altı - yedi metre uzunluğunda bir gigantın oldukça geniş bir yeşillik alan içerisinde kamp kurduğunu gören her melez dehşete kapılırdı herhalde.Gigant alanın ortasındaki mor, pembe renkli alevin önünde oturuyordu.Oldukça korkutucu bir görüntüsü olan giganta daha fazla bakmaya dayanamayarak kafamı çevirdim ve "Planımız ne Athena kızı Andrea ?" diyen Alexis'e bakmaya başladım.Böyle durumlarda herkesin Athena çocuklarından medet ummasından nefret ediyordum.Gigantı görür görmez dilim tutulmuştu zaten, mantıklı bir strateji oluşturamayacak kadar gergindim.Ama ben bu işe yarıyordum değil mi ? Hemen beyin fırtınası yaparak bir şeyler düşünmeye başlamıştım.Aklıma gerçekten bir şey gelmiyordu.Zevzeklik yaparak ''Arkamızı dönüp kaçmak iyi bir fikir bence, ne dersin ?'' dedim.Alexis sessizce kıkırdamaya başlamıştı.Daha sonra ciddi bir şekilde ''Özel gücümü kullanabilirim.'' dedim.Alexis 'hayır' manasında kafasını sağa sola sallayarak ''Nereus'u etkilerken oldukça güç harcadın zaten, bunu kaldırabileceğine emin misin ?'' dedi.Kararsız kalmıştım çünkü Alexis haklıydı.Özel gücümü beni bir hayli zorlayan Nereus üzerinde kullanmak çok yıpratıcıydı.Kendimi toparlamam için zamana ihtiyacım vardı, yani şu an pek de sahip olmadığımız şeye.Çaresizdim.''Denemekten bir şey olmaz.Hem beni zorlayacağını zannetmiyorum.'' dedim Alexis'i endişelendirmemeye çalışarak.Alexis dudağını ısırarak ''Peki.'' dedi.Derin bir nefes aldıktan sonra arkamdan beni takip eden Alexis'le beraber giganta doğru ilerlemeye başladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kaosun Uyanışı - 3 (Kurgu 3)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kaosun Uyanışı - 2 (Kurgu 3)
» Kaosun Uyanışı - 1 (Kurgu 3)
» İçimdeki Gücün Uyanışı
» Kurgu Yardımı
» Kurgu 3 ~ Uyanış

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Kamp Dışı :: Kaliforniya :: Diablo Dağı-
Buraya geçin: