Sabah kahvaltımızı yaptıktan sonra cephaneliğe gittim. Uzun süredir bir arkadaşıma sürpriz yapmayı planlıyordum ve kendi yapımım olan kılıçlar bölümüne gittim. Pierres, Olympos, Ray, Fedp… Hiç biri ona layık değildi. Sonra üst raflarda bulunan Klepton’u gördüm. Evet bu tam ona göreydi. Sadece üzerinde biraz daha uğraşmam lazımdı. Bu da 2 saatten fazla sürmezdi. Oldukça yüksekteydi kılıç. O yüzden masanın üzerine çıktım ve kılıca doğru elimi uzattım. Sonra masa kaydı ve tüm dolap yana doğru devrildi. Ahh. Yüzlerce kılıç yerdeydi. Hemen kimse gelmeden toplamalıydım burayı. Dolabı düzelttim ve kılıçları raflara dizmeye başladım. Kimse gelmemişti şimdiye kadar. Çok az kılıç kalmıştı. Hepsini dizdiğimden emin olduktan sonra Klepton’u aldım ve cephanelikten çıktım. Neyse ki durumu düzeltmiştim. Tam kapıyı kapattığımda İçeriden gelen sesleri duydum. Hemen kapıyı açtım ve dolabın tekrar devrildiğini gördüm. Uzun bir süre uğraştıktan sonra işimi bitirdim. Kılıçlar devrilmediği için mutluydum. Hızlıca cephanelikten çıktım ve kulübeme doğru ilerledim.