Kampa yeni gelmiş bir melezdim.Melez...Hala bu terime alışabildiğim söylenemez ama burdaki onca kişi alıştıysa bende fazlasıyla alışırdım değil mi?Hem burayı sevdim sanırım.Sürekli antrenman yapabileceğim yerler var.Okula gittiği zaman yapamadığım alıştırmaların telafisini burada yapabilirim.
"Gez,dolaş,gez gez gez,dolaş..."
Yeni gelmiş biri olarak yapabileceğim şey şimdilik etrafı tanımaya çalışmaktı.Gidebildiğim her yere gitmeye çalışıyordum.Bütün antrenman yapabileceğim yerleri kafama kazıyor,canım sıkıldığında uyuyabileceğim ağaçların yerlerini iyice bellemeye çalışıyordum.Bir süre sonra nerede olduğumu bile anlayamadım.Etrafa bakınırken açık kapılı bir yer gördüm.Etrafa iyice bakınıp içeriye girdim emin olmayan adımlarla.Baştan söylemeliyim sanırım.Ben bir hırsızım ama hayır amacım sadece incelemek bir şeyleri yürütmek falan istemiyorum.
İçerisi biraz karanlık gibiydi.Karanlık...Poff hiç hoşlanmam çünkü gece körlüğü gibi bir şey var bende!Bir dövüş yada savaşın ortasında değilsem geceleri gördüğüm şeyleri birbirine karışıtırabiliyorum.İçerisi de şuan gözüme gayet ürkünç gözüküyordu tabi.Kocaman kapılar,gelen ürkünç sesler falan.Ama bu beni daha çok içine çekiyordu o yerin.Kapıların içersini pek göremiyordum ama kıpırtılar hissediyordum bu da beni daha yavaş ve saklanarak ilerlememe sebep oluyordu.Acaba kamptaki bir grubun üssüne falan mı gelmiştim?Kapıların ardında üstüme atlayabilitesi yüksek olan köpecikleri mi vardı?Yada bu dünyada bekçi köpeklerini karşılayabilecek mitolojik yaratıkçıklar."Niha!Araştırmaaaa!"Sessiz çığlık atmak olduğum yerde daha mantıklıydı.Üstüme ne olduğunu bile bilmediğim bir mitolojik yaratığı çekmek istemiyordum.
Klübemsi şeyin en uçlarına doğru gittiğimde hiçbir şey olmamıştı.Kimse de gelmemişti.Hayal kırıklığı içinde geri dönmeye karar verdiğimde yanımdaki kapılardan birinin sarsılmaya başladığını fark ettim.Harika!Şom ağızlı bir melezin tekiyim ben!Ama bu beni olduğum yerden sadece bir adım uzaklaştırmıştı ki bunun sebebi kapının üstüme düşmemesini istememdi.
Kapı hemen önüme düştüğümde ürkünç sesler çıkaran kocaman karanlık bir yaratık üzerime doğru gelmeye başladı.E bu neydi şimdi?Kaçsa mıydım?Saçmalıyorum.Olduğum yerden iki adım daha uzaklaşıp kocaman şeyin bana biraz daha yaklaşmasına izin verdim.O şey gittikçe bana yaklaşıyordu ama artık ilk gördüğüm kadar kocaman değildi.Hey yoksa bu?..Emin olmak için bir kaç adım daha geri gitim ve yaratığı ışığa çektim.
"Tanrım sen bir pegasussuuuuuuuuuuuuun!"
Hızla bana aksi aksi bakan siyah suratlı kırmızı gözlü şeye yaklaştım ve elimi kulaklarının arasına doğru uzattım.Ama yapmaz olaydım.Bir anda ona uzattığım elimi kaptı.Tanrım pegasuslar ısırır mıydı yoksa bu karşımdaki varlığa özel bir şey miydi!Hızla elimi çektim.Siyah pegasus iyice üstüme doğru geldiğinde kanatlarının kırmızı olduğunu fark ettim.Kanatlarının uçları şerit şerit kırmızı siyah şeklinde gidiyordu."Büyüleyici!"Aklımdaki şeyi sözlere yansıttım.Karşımdaki şey cidden büyüleyici bir şeydi.Pegasus aksi bir şekilde yüzüme hapşurdu."Ah tanrım!Bu çok ayıp bir davranıştı!"dedim sinirli bir ses tonu takınarak ve suratımdaki damlaları sildi.O sırada pegasusun geri geri çekildiğini fark ettim.Aaah hadi amaaa!Bir anda üstüme doğru koşmaya başladı ve gögsüme doğru sert kafasıyla vurup beni ileri savurdu.Cidden harika bir pegasus!Acıdan birazcık kıvranarak tutunacak bir yer aradım ve yerden destek alarak kalktım.Pegasusun tekrar bir hamle yapmaya hazırlandığını fark ettim ama artık yeter!
"Bana bak seni aksi şey!Bir daha.Sakın.Bana.Vurmaya.Kalkma.Anladın mı beni!Bana bir daha yaklaşırsan bu sefer karşılık veririm emin ol!"
Pegasusun gözlerinden tereddüt ettiğini fark ettim.Beni anlıyordu.Güzel aferin sana.Anlıyordu ama pek takmıyordu sanki.Bana doğru tekrar hamle yapmaya kalktığında en öfkeli sesimle konuşmaya başladım.
"Sana ne diyorum!Beni anladığını biliyorum!Ve sana yemin ediyorum bir daha bana saldırmaya kalkarsan karşılık vereceğim!Kaburgalarımı kırmana göz yumacak falan değilim!"Kollarımı salladım,ellerimi yumruk yapıp açtım ve parmaklarımın arası bıçaklarla doldu.Pegasus'a göstererek konuşmaya devam ettim."Yiyosa gelsene!"Pegasus sakinleşmiş görünüyordu ve gözlerime dik dik bakmaya başladı.Bir anda sanki kahkahalarla gülermiş gibi gülmeye başladığımda zihnime yine baş ağrısı etkisi yaratan sesler girdi.
"O artık senin.Dikkat et sadece senin!"
Pegasusa baktım.Ah harika o pisikopat mı artık benimdi yani?Bıçakları tek tek kolumdaki yerlerine soktum ve yavaşça ona yaklaştım.Bu sefer sakindi ve gelmemi bekliyor gibiydi.Ona yaklaştığımda kendiliğinden kafasını uzattı.Biraz çekinerek bende ona uzandım ve kafasını okşadım."Aferin sana güzel kız.Sanırım benimmişsin he?"Pegasus anlayış dolu gözlerle kafasnı benimkine doğru çevirdi.Gülümsemeden kendimi alamadım."Taaamam!Sana bir isim bulalım.Hımm...lux?"Pegasus huzursuzca kıpırdandı."Ah pekala beğenmedin.Imm.Magie nasıl?"Aynı huzursuz tavırla karşılaştığımda aklıma birden bir isim geldi."Aaaah tamam buldum!Rebelle.Madem fazla asi bir kızsın isminde asi olsun ha?"Pegasus bu sefer huysuzlanmadığında bu ismi sevdiğini anladım.
Bir süre daha onun yanında oyalandıktan sonra dışarıya kapıyı tamir etmeye birini bulmaya gittim.