Okul otobüsünden inerken bir yandan otobüsün kırık basamağına takılmamamaya bir yandanda servisteki çocukların benimle dalga geçmesini duymazdan gelmeye çalışıyordum.Eve girdiğim zaman çantayı kenara atmamla askılıktan antreman çantamı aldığım gibi dışarı fırladım ve yeni almış olduğum bisikletime atlayıp spor salonuna doğru yola koyuldum.
Yoldayken antrenörüm Bay Geer'ın benimle önemli bir konuda konuşmak için beni erkenden spor salonuna çağırdığı aklıma geldi.Bu konu oldukça kafamı kurcalıyordu çünkü Bay Geer'ı 5 yıldır tanıyordum ve bugüne kadar beni hiç önemli bir konu konuşmak için yanına çağırmamıştı.İçeri girdiğim zaman James'ın suratından birşeylerin ters gittiğini anlamıştım ve bu benim hiç hoşuma gitmemişti.James yanıma geldi ''Bay Geer işi bıraktı Chris.'' dedi ve benim az önce girmek için araladığım kapıdan o dışarı çıktı.Şimdi spor salonunda sadece ben ve ringde beni beklermişcesine bana bakan bir adam duruyordu.Beni yanına çağırdı ve bana ''Bay Geer işi bıraktı artık onun yerine ben bakıyorum Chris.'' dedi.''Neden beni çalıştırmayı bıraktı ? Hemde hiçbir şey söylemeden.'' dedim.Buna inanamıyordum,5 yıllık antrenörüm nasıl olurda bana hiçbir açıklama yapmadan beni bırakıp gidebilirdi.''Bu işin artık onu fazlasıyla yorduğunu ve devam edemeyecek kadar yaşlandığını söyledi.Neyse ben Richard ve bundan sonra birlikte çalışıcağız Chris,biraz antremana hazırmısın bakalım ?''dedi. Her ne kadar sinirlensemde kafamı toplamak zorundaydım çünkü bu işe çok değer veriyordum ve birinin beni bırakması yüzünden bu işten vazgeçmeyecektim.''Tabi efendim.''dedim ve hazırlanmak için soyunma odasına doğru yola koyuldum.Yeni antrenörümü sevmiştim,1.90 boylarında yaklaşık 95 kilo,iri yapılı ve keskin yüz hatlarına sahip idi.Hemen hazırlandım ve ringe çıktım,Biraz çalıştıktan sonra reflekslerimin gayet iyi olduğunu söyledi.Açıkcası DEHB sadece burada işe yarıyordu.2 saate yakın beni çalıştırdıktan sonra ''Bugünlük bukadar yeter sanırım gidebilirsin.'' dedi. ''Peki,efendim'' dedim ve hazırlanmak için soyunma odasına gittim.Soyunma odasına doğru giderken çok garip bir ses duydum ve arkamı dönmemle başıma çok kötü şeylerin geleceğini anladım.Antrenörüm Bay Richard gitmiş yerine 4 metre boylarında kuyruğu olan garip bir canavar gelmişti,bir dakika bu yaratığı okuldaki mitoloji dersinden hatırlıyordum bu yaratık bir Mantikor'du.Ringden indiği gibi üstüme atladı açıkcası reflekslerim bukadar gelişmiş olmasaydı bu atlayış başka bir çocugu öldürebilirdi,hemen soyunma odasına doğru kaçtım ve saklanıcak bir yer aradım ama canavar umduğumdan daha hızlı hareket ediyordu hemen soyunma odasındaki dolaplardan birine vurdu ve dolap duvara çarparak paramparça oldu.Ne yapacağımı bilemiyordum,canavar bağırıyordu ''Boşuna uğraşma Chris benden kaçamazsın.''Acaba bu doğrumuydu gerçektende bugün burada ölecekmiydim.Soyunma odasındaki dolaplardan birini devirdim ki bu canavarın dikkatini dağıtmış olacaktı ki benim kaçmama karşı gelemedi,hemen kapıya doğru koşmaya başladım ama canavar beni gene şaşırttı atik bir hareketle kuyruğunu salladı ve kendimi yerde buldum,belli etmemeye çalışsamda bu hareket oldukça canımı yakmıştı.Canavar gülmeye başladı ''Ben sana ne demiştim çocuğum,boşuna çabalama.Benden asla kaçamazsın.''O an ölüceğimden emindim yapabilceğim birşey kalmamıştı.Kuyruğundaki iğneyi havaya kaldırdırdı ve ''Elveda,Chris.'' dedi.Tam o sırada yüzündeki gülümseme yerini öfke ve acıya bıraktı ilk başta ne olduğunu anlayamadım fakat sonra arkama bakınca anladım ki ikiz kızlar vardı ikizlerden biri bana bakıp ''Merak etme kurtulacaksın.''dedi ve Mantikor'un omzuna ve karnına 2 tane altın rengi ok saplandı.Mantikor öyle bir bağırdı ki spor salonu üstümüze yıkılıcak sandım.İkiz kızlardan biri bana KAÇ! dercesine bir bakış attı ve olduğum yerden fırlayıp kızlarla birlikte spor salonundan çıktık.Açıkcası bu kızları başka bir zaman görsem çok etkilenebilirdim ama şimdi buna bile zamanımız yoktu.Kızlardan biri ''Yetiştiğimiz için şanlısın genç melez.'' ''dedi.''Efendim ?Melez mi?O da ne demek? ''dedim ''Şimdi sırası değil bizimle geliyorsun.'' Yoldaki taksilerden birini çevirdi ve ''Long Island lütfen '' dedi.