Davetsiz misafirler .

Hypnos masasına oturmuş uzaktaki bir ağaca kendimi geliştirmek için bıçak fırlatmaya dalmışken Kheiron'un yanıma gelip beni izlediğini fark etmemiştim . Tam ağaçtan bıçaklarımı almak için kalktığımda Kheiron " Seninle acil bir şey konuşmamız beş dakika sonra ofisime gel . " dedi . Hızlı bir şekilde yanımdan uzaklaştı . Şaşırmıştım Kheiron bana benim gibi acemi bir melez ile acil bir konu hakkında konuşacaktı . Sabırsızlanıyordum kalkıp ağacın paramparça olmuş gövdesinden bıçaklarımı alıp bilekliğime taktım . Ağır ağır Kheiron'un ofisine doğru ilerlemeye başladım . Kapıdan kafamı uzattığımda Kheiron ve daha önce birkaç kere gördüğüm güzel bir kız vardı . Kheiron bana " Çekinme , gel . " dedi . " Prokrustes görevinden sağ çıkabilir misin ? " diye sordu kız . " Pro ney ? " şeklinde saçma bir soru yönelttim . " Prokrustes . " diye yeniledi kız . " Basitçe aşırı misafirperver ölümcül bir dev . " diye açıkladı Kheiron . Bir görev ! Sonunda gerçek bir göreve çıkabilecektim . " Ahh ! Evet tabiki sağ kurtulurum . " dedim tedirgin bir şekilde . Kheiron hafifçe gülümsedikten sonra kıza " Tamam , artık bir görev partneri buldun Eliesha ! " Akşama yola çıkıyorsunuz . " dedi bize . Kheiron'un ofisinden kızla birlikte çıktık . " Neden beni seçtin ? " dedim Eliesha'ya . " Hypnos kulübesinden melezlerle çalışmayı seviyorum . " dedi sevecen bir şekilde . " Haydi ! Toparlan akşam olmadan Los Angeles'a varalım . " dedi . Eliesha " Yarım saat sonra pegasus ahırında buluşalım . " dedim . Onaylarcasına başını aşağı yukarı salladı .

Kulübeme girip eşyalarımı hazırladım . Flüdüm , bilekliğim ve diğer ıvır zıvırlar . Hepsi hazırdı . Saate bakınca daha yirmi dakikam olduğunu gördüm . Biraz kestirsem hiç fena olmazdı . Gözlerim yavaşça kapandı . Birinin beni sarsmasıyla uyandım . Bu Eliesha'ydı . " Hadi kalk uykucu . " dedi bana . Pegasus ahırlarına kadar birlikte yürüdük . Pegasusuna " Hadi gidiyoruz Alexsis . " dedi . Bu kız ya Poseidon yada Amphitrite cocuğu olmalıydı . Bende Karamele bir draje verdikten sonra Los Angeles'e doğru uçmaya başladık . Yolda ona " Eliesha , senin ilahi ebebeynin kim ? " dedim . " " Amphitrite " dedi kendinden gurur duyarmış gibi bir ifadeyle. " Bu arada ben Era ! " dedim . " Evet biliyorum . Hypnos kulübesinde en az uyuyan melez . " dedi . " Şey ... Sadece 17 " saat dedim gülerek .

Ufukta Los Angeles'i görmüştüm sanrım ...

Los Angeles'e doğru uçmaya başladık pegasuslarla. Göreve kendim seçmiştim bu sefer arkadaşımı ve bu da güzel bir şeydi. Hala Era'yı seçip seçmemekte doğru olanı yaptım mı bilmiyordum ama bu yolculuk en azından onunla arkadaş olmamızı sağlayacaktı. Bir süre hava da ilerledikten sonra Los Angeles'in güzelim ışıkları ve görüntüsü önümüzde belirdi. Burayı çok seviyordum ve bir gün gezmek için geleceğime de kendi kendime söz verdim. Sonunda gideceğimiz mağazayı görünce Era'ya dönerek "İşte orası, insanların az olduğu bir yere iniş yapalım." dedim ve alışveriş merkezinin iki sokak gerisine iniş yaptık. Pegasusları iyi bir yere bıraktıktan sonra Era'ya "Buraya neden geldiğimizi biliyor musun?" diye sordum. "Hayır." cevabını almam üzerine anlatmaya başladım. "Bak su yatağı bakıyormuş gibi içeri gireceğiz, dikkat et su yataklarında tuzak var sakın yatma. İşte onu yatıracağız ve yatağın tuzağı çalışıp onu bağladığında öldürüp gideceğiz. Neden öldüreceğimizi sorma benimde bir fikrim yok, Kheiron öyle istedi." dedim ve mağazaya doğru ilerlemeye başladık. Bir süre yolda sessizce ilerledikten sonra sonunda mağazaya geldiğimizde duraksadım. Bu sırada da Era'yı dinliyordum.

Mağazanın heybetli görüntüsü altında kendimi çok küçük hissetmiştim . Eliesha'ya " Bu işi çabuk halledelim . " dedim . Sakince onayladı . " Bir planım var . " dedim ve anlatmaya başladım " Öncelikle onu bizim dost olduğumuza ikna etmeliyiz . " hemen Eliesha atıldı " Bunu ben hallederim . " dedi . " Gerisi ? " diye sordu Eliesha bana . Hiç bir yanıt veremedim . Yüzüm kızarmıştı . " Bilmem " dedim masum bir tavırla .

Tam kapıdan girerken " Hey ! Ell yatak almak için fazla oyalanmayalım . " yatak almak isteyen bir müşteri edasıyla . " Ahh ! Tamam fazla uzatmam . " dedi Ell . Dev bizi gördüğünde çok sevinmişti sanırım bizi öldüreceğini düşünüyordu . " Merhaba ! " diye bağırdım devin duyması için . " Merhaba ben bu mağazanın sahibi Kabuklu ! " dedi sanki normal bir satıcıymış gibi . " Hmm . Demek adınız Kabuklu değişik bir isim . " dedim hafifçe gülümseyerek . " Oh ! Gerçek adım Prokrustes . " diye homurdandı Kabuklu . " Biz su yatağı almak istiyoruz . " diye lafa atıldı Ell . " Bu yataklar çok büyük daha küçük yataklarınız var mı ? " dedim sakince . Sanki amacımızı anlamış bir şekilde pis pis gülümsedi . " Eğer boyunuz yeterince uzun değilse sizi uzatabilirim . " . Tam nasıl diye sormak üzereyken " Daha fazla soru sorma . " diye uyardı beni Ell sessizce . " Tamam hadi şu işi bitirelim . " dedim sessizce . Dev sanırım duydu ve " Efendim ? Bir şey mi dedini ? " dedi tehdit eder gibi . Ell " Yo ! Hayır sadece biraz hızlı davranalım daha almamız gereken eşyalar var . " dedi . " Durumu iyi kurtardın . " diye fısıldadım Eliesha ya .

Sanırım gerçekten bir görev için yeterince deneyimli değildim .

Derin nefes aldım ve durumu toparlamaya çalışıyordum. Era'nın tek unuttuğu Kabuklu'nun neredeyse her şeyi duyabildiğiydi. Derin nefes aldım ve mavi rengindeki yatağın ucuna oturdum. Kabuklu daha önceki konuşmayı unutmuş gibi gözüküyordu. Hemen yataktan kalktım ve Prokrustes'e dönerek "Bu yatak biraz rahatsız gözüküyor, ama en sevdiğim renkte mavidir. Yatağa yatar mısınız? Karşıdan nasıl olduğuna ve nasıl olduğuna bakacağım." dedim. Bir süre Prokrstes kararsız gözükse de en masum gülümsememi takınarak ona baktım. Sonunda o da başıyla onaylayıp yatağa uzandı.. "Bakın çok rahattır bu yatak. İsterseniz bir de siz deneyin." diyip tam kalkacağı sırada hemen elimle onu durdurarak "Bir de yan yatar mısınız acaba?" dedim. Aslında karşımdaki başka canavar olsa şimdiye kadar ölmüş olurduk. Ama kabuklu hiçbir şey anlamamış gibi sağa döndü. "Evet çok güzele benziyor değil mi?" dedim Era'ya dönerek. Bir an ne yaptığımı anlamamış olsa da başıyla onaylayarak "Evet evet." dedi. Gülümsedim ve yatağın tuzağının çalıştığını ve devi sardığını görünce gülmem büyüdü. "Sonunda! Ne kadar da uzun sürdü bu yatağın tuzağının çalışması." diyerek kılıcımı çektim. "Sende kimsin?!" dese de Prokrustes yatak boyu küçültme çalışmalarına başlamıştı bile. O sırada dev çırpınıyor, bırakın beni diye bağırıyordu. Derin nefes aldım ve Kabuklu'nun yanına giderek kılıcımı ona saplamadan önce "Amphitrite'nin kızı." dedim. O sırada kılıcı batıracaktım ki Era bunu bende önce başarmıştı. Gülümseyerek "İyi işti." dedim ve çıkışa doğru ilerlemeye başladım. Artık rahatça kampa dönebilirdik.

RP BİTMİŞTİR!