Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Nidia Rawoniex

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Rinascita Faora Kimberley
Ares'in Çocuğu
Ares'in Çocuğu
Rinascita Faora Kimberley


Mesaj Sayısı : 23
Kayıt tarihi : 28/03/11

Nidia Rawoniex Empty
MesajKonu: Nidia Rawoniex   Nidia Rawoniex Icon_minitimeSalı Mart 29, 2011 7:56 am

Bir Kabus gördüm, uçan bir şey vardı...sanırım...sanırım o bir attı. Ama nasıl dev kanatları olabilirdi? Ayrıca bu kanatlar devasa büyüklükteydiler. Rüzgarlı havada kanatlarını açmış hareketsizce süzülmesiydi. Onun burada olması ban huzur vermişti. Her şey sanki unutulmuştu. En güzel anılarım kafamda birer birer tekrarlanıyordu. En kötüleri ise... silinip gitmişti. Kafamı istemeden çevirdim. Onun üzerinde de bir insan biçimi vardı; ama bu gördüğümden sonra onun insan olmadığına eminim. Ama sonra birden görüntü değişti. Karanlıkta, bir mağaranın içindeydim sanırım. Buz gibi ve donmuş zehirli sarmaşıklarla dolu bu ürkütücü yer, kesinlikle bir mağaraydı! Bir dakika, sarmaşığın zehirli olduğunu nereden biliyordum? Dışarıya çıkmam için en ufak bir ışık yoktu. Çıkışı bulmam için amaçsızca bütün mağarayı dolaşmam gerekti. Sanırım en başta olduğum yere geldiğimde ışığı görebildim. Tanrım! En başta burada değildi! Lanet olsun! Daha fazla vakit kaybetmeden dışarı çıktım. Burada zamanımın olup olmadığı hakkında hiç bir fikrim yoktu aslında. Offf... Kafam çok karışmıştı! Dışarısının da mağaradan pek bir farkı yoktu. Sadece ay ışığı sayesinde etrafımı görebiliyordum, o kadar. O sırada sanki aceleyle bir işe yetişmek istermiş gibi bir o yana bir bu yana uçuyordu. Ayaklarındaki kanatlar onu nasıl düz bir çizgi gibi ilerletiyordu acaba? Bunun üzerinde fazla durmadım. Onun bu halini izlemem bir süre böyle devam etti. En sonunda onun bakışlarını üzerimde hissetim. Gözlerimi, onunkilere bakmaya zorluyordu sanki... Karşı konulmaz derecede bir güç vardı etrafında. Gözlerine baktığımda onun mutlu,parlak gözbebeklerinden başka bir şey göremedim. Birden yanıma indi ve elini yüzüme dokundurdu. Çekilmek istiyordum ama bunu yapamıyordum. Işık patlamasından önce son bir kez ona baktım: "Kimsin sen?"

***

Aniden gözlerimi atçım. Yüksek sesle nefes alıyordum ve durmak bilmiyordu göğüsüm. Gözlerim sonuna kadar açıktı ve sanki yuvalarından çıkmışlardı. Kendime gelmeye çalışmalıydım. Derin bir nefes aldım ve soluk alışverişlerimi düzeltmeyi denedim. Yatağımdan kalktım ve saate baktım. Daha 2 buçuktu. Yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Buz gibi suyla yüzümü yıkadım ve 1. kata indim. Sersem sersem mutfağa yöneldim. Buzdolabından meyve suyu kutusunu aldım ve en sevdiğim kupama doldurdum. Bu kupa, beni kâbuslarımdan uzaklaştırırdı; ama bu kez başıma sadece feci bir ağrının saplanmasına yol açtı. Karşı koymaya çalıştım ama boşunaydı: ağrı gittikçe şiddetleniyordu! Mutfaktaki o turuncu pufa attım kendimi. Bacağım kırıldığında bile bu kadar acı hissetmemiştim. Kendimi sıktıkça sıktım. Ta ki elimdeki kupayı sertçe fırlatarak büyük bir çığlık atana kadar. O zaman tek duyduğum ses annemin bana bağırışlarıydı.
Gözlerimi hastanede açtım. Annem elimi tutmuş ağlıyordu. Hafifçe kıpırdandım ve diğer elimi annemin elinin üstüne koydum. Bunu gören annem yavaşça gözlerini bana döndürdü. Beni görür görmez bana sıkıca sarıldı. “Anne, tamam, ben iyiyim. Ne oldu? Buraya nasıl geldim?”
Annem iyice sersemlemişti. “Asıl sana ne oldu? Ben sadece o sesi ve çığlığını duydum ve aşağıya indiğimde sen…” derin bir nefes aldı ve devam etti. “...nefes almıyordun.” Suratı bembeyaz olmuştu. Ben de kendimi öyle hissediyordum, özellikle de kalbimin durması… Ve hala yaşayabilmem… Anneme kabusumu anlatmamın vakti gelmişti. “Anne… Olaydan önce…Sana anlatmam gereken bir şey var…-“ O sırada içeri hemşirelerden biri girdi. “Ooo… Bakıyorum da hastamız uyanmış? İzin verin Bayan Rawoniex, onu muayene etmeliyim.” Annem önce bana baktı ve endişeyle odadan çıktı. Hemşire bana baktı ve gülümsedi. Bir an için dilinde tıpkı bir yılanınki gibi bir dil gördüm sandım. Gözlerimi kapattım ve kafamı salladım. Hayır, ben sadece bu şeyin etkisi altındayım. Kesinlikle kafayı yedim, diye düşündüm ve tekrar gözlerimi açtığımda karşımdaki yılanımsı şeyi, bana sırıtırken buldum. Ağzımı çığlık atmak için açtım ama ses çıkmamıştı. Sanki bu da bir tür karabasandı. Her şey bir yanılgı olabilirdi. Peki, o zaman neden koluma aldığım pençe canımı acıtmıştı? Elime aldığım ilk şeyi yaratığın üzerine fırlattım. Yaratık onu bir köşeye atar atmaz işim bitti, diye düşündüm. O sırada uyuşturucu iğneleri gördüm. Hızla iğnelerin oraya ilerleme bir tür karabasandı. Her şey bir yanılgı olabilirdi. Peki, o zaman neden koluma aldığım pençe canımı acıtmıştı? Elime aldığım ilk şeyi yaratığın üzerine fırlattım. Yaratık onu bir köşeye atar atmaz işim bitti, diye düşündüm. O sırada uyuşturucu iğneleri gördüm. Hızla iğnelerin oraya ilerlemeye başladım. Dışarıdan seslerin nasıl geldiğini, annemin nasıl endişelendiğini hissediyordum. Ve amacıma ulaşmam pek de kolay değildi. Yaratık sanki beni yemeye çalışıyordu! İğnelerden birini açar açmaz yaratığa fırlattım. Bir kolu uyuşmuştu. Aklıma bir fikir geldi: Eğer kuyruğuna nişan alırsam-ya da her neresiyse- hareket edemezdi! İşte bu! Yeni bir iğne açtım ve tam oraya fırlattım. Yaratık yere hemen yapışmadı, bana saldırmak için atıldı ama ben ondan önce davrandım ve yatağın sivri bir köşesine kaçtım. O da oraya yöneldi ve bir anda tam düşündüğüm gibi yaratığın karnından yatağın baş köşesi göründü. Tam o sırada annem kapıyı kırarak içeri girdi. “Nidia! Ne oldu? O sesler de-“ yaratığı görünce ağzı açık kaldı. “Buradan gitmeliyiz. Hem de hemen! Melez kampı senin için güvenli olacaktır.” “Anne, sakin ol, ne diyorsun? Ne Melez Kampı? Anlamıyorum. Bu şey de ne?” diye bağırdım anneme. “Öğreneceksin… Ama şimdi gitmeliyiz.” Hastaneden çıkar çıkmaz bir taksiye atladık ve hiç bilmediğim bir ormanlığa saptık. Annem endişeli görünüyordu; ama yol boyunca ses çıkarmadım. Bana, oradakilerin bana her şeyi anlatacaklarını söylemişti…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

Nidia Rawoniex Empty
MesajKonu: Geri: Nidia Rawoniex   Nidia Rawoniex Icon_minitimeSalı Mart 29, 2011 8:15 am

Rp puanı: 95, tebrikler.


/Admin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
 
Nidia Rawoniex
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Nidia Rawoniex

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: