Karşımda duran Will'di. Beni tanıyamamasına hayli bir şaşırmıştım. Tanıyamamısının sebebini kafasının dalgın olmasına vererek " Hoşgeldin Will. İnanamıyorum beni tanıyamadın mı? " diye cevap verdim. Tamam Will'le çok konuşmuşluğumuz, görevlere, maceralara çıkmışlığımız yoktu ama ben onun nası Athena çocuğu Will olduğunu biliyorsam onunda beni tanımasını beklerdim. Will ben bunu söyleyince beni hemen tanıdı ve kafasına dokundu. " Ahh tabi ya çok özür dilerim Clay. Kafam çok karışık şu aralar birden çıkınca karşıma tanıyamadım. " Bir iç çekerek " Neyse önemli değil. " dedim ve konumuza döndüm. Will, buraya Ashland'la birlikte ders almaya gelmişti.
Ashland'ın yanına gidip onu biraz okşadım. Kül renginde ki tüyleri herzaman ki gibi bugünde harika gözüküyordu. Onu okşayınca sevinmesini belli etmek için sevimli bir şekilde kişnedi. Buraya geldiği için biraz heyecanlı gibiydi. Gerçi buraya gelipte heyecanlı olmayan bir pegasus daha görmemiştim ya neyse. Will'e dönerek " Hadi o zaman dersimize başlayalım. " dedim. Sonra ilerdeki açıklık alanı göstererek konuşmaya devam ettim: " Gelin oraya gidelim orda daha iyi çalışabiliriz. " Üçümüz çalışmak için açık olan alana yürümeye başladık.