Büyük gün gelmişti sanırım. Bayrak kapmaca yarışları hakkında birçok şey duymuştum. Kamptaki herkes bir yarışmada mutlaka harika bir anı yaşamışlardı ve bunu anlatmaktan zevk alıyorlardı. Hatta bazıları zamanla kendilerini kahramanlaştırararak anlatıyorlardı. Bunun üzerine ben de bir sonraki Bayrak Kapmaca yarışına katıldım. Kulübe liderimiz olan Yon'un kararıyla Apollon kulübesi olarak Kırmızı takım tarafındaydık. Birkaç Artemis Avcısı da Sat sayesinde bizim takımdaydı. Yani harika bir defansımız vardı. Bu yüzden birkaç savunmacıyı saldırı görevine alma kararı aldılar. Tabi ki ben de yerimde durmadım ve bu küçük mangaya katıldım. Taktiğimiz şuydu; yanımızda olan Hephaistos çocukları ve Zeus çocukları bayrağı ele geçirmek için dikkat dağıtma mantığıyla hareket edeceklerdi. Bu sırada ben, Tiff ve Veronica da oklarımızla ilgiyi başka tarafa çekecektik. Yani dikkat dağıtma üzerine kurulu bir planımız vardı. Savunmadaysa Apollon çocukları ve Artemis Savaşçıları varken sırtımızın yere gelmeyeceğine emindim.
Taktiğimiz çok güzel işliyordu. Savunmadaki melezler gerçekten güzel kamuflaj yapmışlardı. Bazen onları gözden kaçırdığım zaman uzun süre arıyordum. Ama harekatımızı başlatan işareti aldığımız zaman her şey tam tıkırında işledi. Farklı konumlara yerleştirilmiş okçular farklı yerlere atış yapmaya başladılar. Bu yüzden savunma afalladı. Ama dikkatlerini topladıkları anda hemen defans hallerini aldılar. Bu sırada iki kırmızı takımlı melez hızla koşmaya başladılar. Savunma da hemen karşı atağa koştu. Bu sırada birkaç melezi saf dışı bıraktık. Arkadan gelen geri kalan kırmızı takımsa bayrağı kaptılar. Tam bu sırada ağzımı sıkı sıkı sıkan bir baskı hissettim. Biraz geç de kalmış olsalar da mavi takım planımızı fark edip bizi yakalamıştı. Bu yüzden gülmeye başladım. Beni tutan melez bir an neye uğradığını şaşırdı. Bu fırsattan istifade ederek Roloi'deki hançerlerimden birini çıkardım ve beni tutan ele küçük bir çizik attım. Melez ufak bir çığlıkla geri çekildi. Ben de gülmeye devam ederek oradan uzaklaştım. Bayrak alanımıza geldiğimde kutlamalar başlamıştı bile!
O gün ormandaki gülmemi duyanlar bana aynı gözle bakamadılar. İlk başlarda benden korkuyorlardı, daha sonra kişiliğimin böyle olduğunu öğrenince onlar da güldü. İşte ben de bu hikayeyi abartarak anlatmaya başladım.