Sabah çalan zilin sesiyle uyandım.Dışarıda sisli ve yağmurlu bir hava vardı.Okulun son gününden nefret eden ben yine eve kırıklarla dönücektim.İçiriden annem seslendi.''Beawulf hazır mısın?'' Çantamı hazırladım, kahvaltımı etmeden okula gittim.Havanin yağmurlu olmasına rağmen şemsiyemi yanıma almadım, her zaman böyle yapardım.Yağmurda, beni iyi hissettiren bir şey vardı.Okul eve çok uzak değildi.Yaklaşık 5 dakikada okula vardım.Geçtim ve sırama oturdum.Jack sınıfa geldi, çantasını sırasına bıraktı.Biraz gectikten sonra da yanıma geldi ve ''Naber dostum?''dedi.''İyi, her zamanki gibi okulun son günleri halleri.''dedim.Jack: '' Yapma be olum bugün işmiz var seninle.''Ne diye sordum cevap verdi ''Olayları sana annen anlatıcak çıkışta kantinin orada bekliyor olucağım.'' dedi ve gitti.Beni meraklandırmayı çok severdi pislik.Her neyse elimde berbat bir karneyle kantinin önünde beni bekleyen Jack'e bir küfür savurdum ve ''Hadi halledelim şu işi.'' dedim.Zili çaldım kapıyı annem Rechal açtı.Beni aceleyle içeriye soktu, koltuğa oturttu.''Beawulf, baban beni aradı.''Yüzümün şekli hemen değişti, benimle doğduğumdan beri bir tek kelime konuşmayıp beni görmeye gelmeyen adamdan bahsedilince sinirleniyordum.Annem devam etti.''Seni ait olduğun yere, kampa göndermemi istiyor ve bunu bende istiyorum.''Cevap verdim ''O adam benim için hiçbir şey istemesin.''dedim.Annem öyle baktıkı eşyalarımı hazırlamam gerektiğini anladim.''O da orada mı?''dedim.Annem Jack'a baktı.Jack: ''Bir nevi.'' dedi.Yağmur tüm şiddetiyle yağıyordu.Tam kapıdan çıktım ki gökler bu yolculuktan mutlu olmuş olucak ki şimşekler ardı ardına çakmaya başladı.Annemin eski ikinci el kazadan dolayi sağ önü içine çükmüş Ford arabasina bindik ve yola koyulduk.Jack bana baktı ve ''Anlatmam gerekenler var şeklinde baktı.''Ona sadece baktim.Jack başladı '' Dostum sen biz melezsin.''Konuşmama izin vermeden devam etti.''Şu mitoloji dersinden gördüklerimizin hepsi gerçek.Olum bu tanrıların alayı yaşıyor ve sende bir tanrıdan olmasın.Yani yarıtanrısın.''dedi.Ne diyorsun sen be dercesine baktım.Ama Jack çok ciddiydi konuşmaya devam etti.''Seni yarı tanrıların korunabileceği, eğitim görüceği bir kampa götürüyoruz dedi.Mitoloji dersini seviyordum.Eğer Jack'in söyledikleri doğruysa ki bundan şüpheliydim, resmen harika olurdu.Kampa doğru gitmeye devam ederken anneme baktim.Annem bu bakışların ne anlama geldiğini biliyordu.Sessizce ''Zeus'un oğlusun dedi.Jack ''Göklerin tanrısı.'' diyerek tanımladı.Sonunda kampa geldik ve arabadan indik.Anneme sarıldım annem ''Kendine dikkat et oğlum, seni seviyorum.'' dedi.''Bende seni seviyorum anne yakında tekrar görüşücez.''dedim ve Jackla kamptan içeriye girdik.Benimde pek bilgim olmadığı için Jack'i yarı tanrı sanmıştım.Kampın yöneticisi konuşmaya başladı ''Öncelikle kampa hoşgeldin.Burada kesinlikle kurallara uyucaksın, uzun konuşmayı sevmem Zeus'un oğlu olman onun kulubesinde kalabileceğin anlamına gelmez.Bunu haketmelisin ve bunu görevliler karar vericek.'' dedi.Sonra sen yerine otur satir diye bağırdı.Bana odadan çıkmamı söyledi bende cıktım.Jack'i beklemeye başladım.Yaklaşık olarak on dakika bekledikten sonra çıktı.''Olum sen satir misin?'' dedim.Başını salladı ve ''Kampa hoş geldin göklerin oğlu.'' dedi