Rüyamın ortasında yumruklanan kapıyla homurdanarak kalktım. Kulübe lideri olarak kapıyı açmak hep bana düşüyordu. Önemli bir şey olmadıysa, beni uyandıran o densize yapacaklarımı planlaya planlaya merdivenleri inerken az daha düşüyordum.
Bu sırada kapı tekrar yumruklandı. "Geldim!" diye bağırdım ve kazasız belasız kapıyı açtım. Karşımda 12-13 yaşlarında bir çocuk duruyordu. Gözlerimden ateş fışkırtacak kadar sinirliydim, güzelim uykumu neden bölmüştü bu!?
"Beni uyandırmak için geçerli bir sebebein yoksa seni öldürürüm." dedim. Aslında daha çok tıslamıştım sanırım, çünkü melez korkuyla bir-iki adım geriledi. Normalde oldukça sakin olan ben, son zamanlarda sinirden uçuyordum.
Çocuk kendini toparladı ve "Ben Diatrisi Hypnos'un oğluyum." dedi. Şaşkınlık, sevinç ve hafif utançla "Ben Alexis Hypnos kulübesinin baş danışmanıyım aramıza hoşgeldin." dedim.
Yeni kardeşime daha ilk günden korkunç görünmüştüm. Gülümseyerek "İçeri gelsene, neden kapıda duruyorsun?" dedim ve girmesi için kapıyı iyice açtım. O da gülümsedi ve içeri geçti.
"Deminki davranışım için özür dilerim. Uyandırılınca gerçekten korkunçlaşıyorum, yakında sen de anlarsın. Bu kulübe insanın uykusunu getiriyor." dedim.