Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Uykucu ve Büyücü | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Nemia Stacy Gresean Küçük Tanrıça
Mesaj Sayısı : 148 Kayıt tarihi : 06/02/11
| Konu: Uykucu ve Büyücü Salı Mart 22, 2011 5:57 am | |
| Kamptan çıktığımızda nereye gideceğimizi bilmiyorduk. O yüzden bizi bir yerlere götürme görevi ayaklarımıza düştü. Bir süre yürüdükten ve ortalıkta boş gezenin boş kalfası gibi dolaştıktan -tüm "tip" bakışları üzerimize çektikten- sonra şehrin kalabalığından uzaklaştık. En sonunda , önü bahçe cüceleriyle, pardon , bahçe heykelleriyle dolu bir yere geldik. Burada bir sürü heykel vardı. Hepsi taştandı ve ne kadar harika oyulmuş olsalar da yüzlerinde dehşet ifadeleri taşıyorlardı. Sonra, gözüme bir tabela çarptı. Üzerinde Me Yzeet'inn Haçeb Ülircece Sağmıaz gibi bir şey yazıyordu. Ne demekse artık. | |
| | | Alexia Sophie Russell Hypnos'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 654 Kayıt tarihi : 26/01/11
| Konu: Geri: Uykucu ve Büyücü Salı Mart 22, 2011 9:00 am | |
| Ah, hayır! Koskoca şehirde ayaklarımızla gide gide Em Teyze'nin Bahçe Cüceleri Mağazası'na mı gitmiştik yani!? Nemia tabelayı okuyamamıştı anlaşılan, çünkü şaşkın bir surat ifadesiyle gözlerini kısmış, tabelaya bakıyordu. Aslında ben de okuyamamıştım, ama daha önce Medusa'yı ziyaret etmiştim. İçimden 'Ne yani, hırsız Medusa mı?' dedim ve "Mia, burası biraz-" derken yüzünde peçe olan bir kadın "Ah, küçük müşteriler!" diyerek yaklaşmaya başladı. Anında tanımıştım: Bu Medusa'ydı. Hançerimi çekemeden Mia "Merhaba, biz şöyle bir bakıyorduk da..." dedi. Ben şaşkınlıkla ona bakarken Medusa "Öyle mi? İçeri gelin, oradakiler çok daha güzel." dedi. Bu arada gözlüklerinin altından bana pis pis baktığını biliyordum. Eh, maceramız unutulacak gibi değildi sonuçta! Sert bir ses tonuyla "Arkadaşımın da dediği gibi sadece bakıyorduk. Şimdi gidiyoruz, değil mi Mia?" dedim. Bu ani çıkışıma şaşıran Mia "Ama neden?" diye sordu. Medusa da bu fırsatı değerlendirip "Hadi kızlar, yorgun görünüyorsunuz. Size içecek bir şeyler vermeme ne dersiniz? Müesseseden!" dedi. Saçlarına doladığı örtü ve gözlükleriyle Mia'yı kandırmış olabilirdi, ama ben yutmazdım. "Lütfen Lexi! Gerçekten de yorulduk. Biraz dinlenmekten zarar gelmez ki!" diyerek mağazaya doğru yürümeye başladı. Gözlerimi devirdim ve "Pekala, hançerim ve ben arkandayız çaylak." diye fısıldayarak peşinden gittim. | |
| | | Nemia Stacy Gresean Küçük Tanrıça
Mesaj Sayısı : 148 Kayıt tarihi : 06/02/11
| Konu: Geri: Uykucu ve Büyücü C.tesi Mart 26, 2011 6:10 am | |
| Peçeli bayanın -ki onun Em Teyze olduğunu anlamıştım- arkasından ilerlemeye başladık. Laxis'in neden huysuzlaştığını bilmiyordum ama sormayacaktım da. Çünkü eli hançerinde, dik dik bakışlar atarak yürüyordu. Sonra bakışlarının Em Teyzeye odaklı olduğunu farkettim. Sanki küçük bir yanlışında onu öldürmeye hazır gibiydi. Sonra Em Teyze'ye baktım. O da huzursuzdu.Sırtı dikti. Bir süre tuhaf insan heykelleri arasında ilerledikten sonra bir masa gördüm. "Siz geçin oturun. Ben de size bir şeyler hazırlayayım." diye şakıdı Em Teyze bize dönüp. Bize diyorum ama gözlerini Lexi'ye dikmişti. Neydi bu aradaki soğuk elektrik çözebilmiş değildim. Em Teyze mutfağa geçince biz de masaya oturduk. "N'oluyor ya? Niye birbirinizi boğazlayacakmışsınız gibi bir his var içimde?" diye sordum. Lexi ise omuz silkmekle yetindi. Bir süre mutfaktan gelen cızırtıları dinledikten sonra sordum. "Em teyze, bu heykelleri sen mi yaptın?" "Onlar mı? Evet şekerim ,ben yaptım onları." diye karşılık verdi. "Neden? "Satıyorum ben onları. İnsan heykelleri isteyen okadar çok kişi var ki!" "Yalnız mısın? Zor olmuyor mu tek başına?" "Bir zamanlar kardeşlerim vardı. Ama artık tek başımayım. Kötü bir kadın yüzünden bunların hepsi. Sevdiğimden ayırdı beni." "Hah, başladı yine. Kötü kadınmış." diye homurdandı Alexis. Daha sonra Em Teyze harika kokular yayan yemekle birlikte geri geldi. Tabii ki yemeğe saldırdık. Alexis bile huysuzluğu bırakmış, yemek yiyordu. Bir süre yedikten sonra arkama yaslandım. Yemek çok güzeldi. Kızartma,hamburger falan yapmıştı. Bir süre sonra bedenim pelteleşti. Kıpırdamak istemiyorlardı. Ayrıca etrafım da bulanıklaşmaya başlamıştı. Yemekten sonra uyku bastırması dedikleri şey bu olsa gerek diye düşündüm. Daha sonra zihnimi netleştirmeye çalışıp sordum. "Em Teyze? Neden o peçeyi takıyorsun? Onunla rahatsız olmuyor musun? Çıkarsana onu." Hay o dilimi Stymphalos Kuşları yeseydi de onu demeseydim. | |
| | | Alexia Sophie Russell Hypnos'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 654 Kayıt tarihi : 26/01/11
| Konu: Geri: Uykucu ve Büyücü Perş. Nis. 14, 2011 1:23 am | |
| Medusa'nın yemeğe ne kattığını bilmiyordum, ancak ben bile dayanamayıp yemiştim. Vücudumdaki her bir kasın aniden yavaşlamasıyla kendime lanet okumaya başladım. Bu işin içinden nasıl çıkacaktık acaba!? Ben içimden söverken Mia tüm iyi niyetiyle "Em Teyze? Neden o peçeyi takıyorsun? Onunla rahatsız olmuyor musun? Çıkarsana onu." dedi. Gözlerimi kocaman açarak "Mia!" dedim. Uykum gelmeye başlamıştı ve neredeyse uyumak üzereydim. Medusa peçesini açarken "Aaaaa, Alexis... Babana ayıp etmiyor musun? Uyu biraz, biz de küçük arkadaşınla biraz konuşalım." dedi. Uyumamaya çalışarak "Konuşmak mı Medusa? Taşlaştırmak diyecektin herhalde." dedim. Mia şaşkınlıkla bana döndü. "Medusa mı!?" derken gücümün son damlasıyla "Sakın gözlerine bakma!" dedim ve yemeklere kattığı iksire daha fazla dayanamayıp uyuyakaldım. | |
| | | Nemia Stacy Gresean Küçük Tanrıça
Mesaj Sayısı : 148 Kayıt tarihi : 06/02/11
| Konu: Geri: Uykucu ve Büyücü Perş. Nis. 14, 2011 11:24 pm | |
| Lexis, uykuya dalmadan önce "Sakın gözlerine bakma!" diye haykırdı. Hemen gözlerimi sıkısıkı yumdum. Hekate'm , Medusa'ya peçesini çıkarmasını söylediğime inanamıyordum. Gözlerim kapalı dururken, tuhaf tıslamalar duydum. Medusa, peçesini çıkarmış gibi görünüyordu. Şey, duyuluyordu. "Aç gözlerini tatlım. Sence ben kötü biri olabilir miyim?" dedi, tatlı bir sesle. "Bu küçük kız, daha önce degelmişti benim yanıma, ve beni çok sevmişti. Lakin, biri onun halisünasyon görmesine neden oldu. O yüden beni Medusa sanıyor. Ah, bir bilseydi yılan sandığı saçlarımın belime kadar ulaşan, ipek gibi siyah saçlar olduğunu, saçlarımla oynamak için çırpınır dururdu. Bir bilseydi taşa çevirdiğini sandığı gözlerimin masmavi birer okyanus gibi tatlı olduğunu, onlara bakmadan duramazdı. Aç gözlerini ve bana bak tatlım, ben kötü biri değilim. Sevdiğinden ayrılmış yaşlı bir kadınımsadece. Yalnızlığını taştan heykeller yaparak gidermeye çalışan bir kadınım." Gözlerimi açmak istiyordum. Ama o tıslamalar hiç hoşuma gitmemişti. Üstelik, gözüm kapalıyken kolay yem olurdum. O yüden bekledim ve birden geriye sıçrayıp ayağa kalktım. Medusa, şaşırmış olacak ki ,tıslamalar azaldı. Ben de bunu fırsat bilerek, kendime bir kalkan yaptım. Ama sıradan bir kalkan değildi. Medusaya baksam bile, beni taşa çeviremeyecekti. Lexis'e doğru başka bir kalkan fırlattım. Kalkan baloncuk halinde onu içine aldı. Bunun üzerine Lexis kıpırdandı. Uyanmaya başlıyordu. Şaşkınlıkla bana bakan Medusa'ya döndüm. "Bir Hekate Büyücüsüyle uğraşmak neymiş göreceksin!" | |
| | | Alexia Sophie Russell Hypnos'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 654 Kayıt tarihi : 26/01/11
| Konu: Geri: Uykucu ve Büyücü Cuma Nis. 15, 2011 8:58 am | |
| Yavaşça gözlerimi açtım. Uykulu uykulu bir an nerede olduğumu anlamasam da tıslamalar beni kendime getirdi. Hemen gözlerimi yumdum. Tekrar ediyorum: Lanet olsun! Mia "Sakin ol Lexi, gözleri bizi taşa çeviremez." dedi. Şaşkınlıkla -ve kapalı gözlerle- "Nasıl yani?" diye sordum. Kıkırdamasını duyduğum anda ne diyeceğini anlamıştım "Hekate kızıyla maceraya hoşgeldin!" Gözlerimi açtım ve ben de güldüm. "Hoşbulduk. Ancak Medusa bu maceradan pek hoşlanmadı galiba." dedim. Suratıma üzgün ifadesi oturtmuştum. Medusa sinirden köpürüyordu. "Sizi küçük fareler! Taş olamasanız bile sizi öldüreceğim!" diye bağırdı ve Mia'ya doğru atıldı. Hançerimi çıkartıp üzerine atladım. Medusa bu hareketime oldukça şaşırmıştı. O daha bir şey yapamadan o güzel (!) saçlarının büyük bir bölümünü kestim. Yılanların çeyreği kalmıştı kafasında. Mia bir şeyler mırıldanıyordu. Sanırım büyü yapıyordu. Ben de Medusa'nın üzerine oturmuş kafasını kesmeye hazırlanıyordum. "Mia, sen yapmak ister misin?" diye sordum. Eh, o olmasaydı Medusa'yla göz göze oturamazdık, değil mi? | |
| | | Nemia Stacy Gresean Küçük Tanrıça
Mesaj Sayısı : 148 Kayıt tarihi : 06/02/11
| Konu: Geri: Uykucu ve Büyücü C.tesi Nis. 16, 2011 3:43 am | |
| "Ey Medusa'nın taşa çevirdiği varlıklar! Bana gelin. Ben sizin kapana kısılmış ruhunuzu serbest bırakıyorum! Bunun karşılığında bana yardım edeceksiniz! Gelin ve sizi taşa çevirerek ruhunuzu rahatsız eden Medusa'ya gücünüzü gösterin! " diye bağırdım. Ondan sonra heykellerden tuhaf sesler gelmeye başladı. İçeri hapsolmuş ruhlar, dışarı çıkmaya başlıyordu. Hepsi Medusa'ya hücum etti. Lexis, hemen sıçradı ve yanıma geldi. Gözleri kocaman olmuştu. "Ne yapıyorsun? Neden onu öldürmeme izin vermedin? Onu ruhlara teslim edemezsin! Ruhların onu serbest bırakmayacağı ne malum?" dedi. Zor nefes alıyordu ve bir eliyle diğer elinin bileğini tutuyordu. Ordan da kan akıyordu. Hemen bileğini avucumun içine alıp incelemeye başladım. Aynı doğrultuda iki küçük delik vardı. Anlaşılan Medusa'nın yılanlarından biri ısırmıştı. Elimi deliklerin üzerine koydum ve bir şifa büyüsü yaptım . Elimi çektiğimde yara kapanmıştı. Üstelik iz bile kalmamıştı. Lexis'e bakıp sorusuna cevap verdim. "Onu şimdi öldürmeyeceğim. Meşale hakkında bilgisi var. Ayrıca ruhlar onu asla bırakmaz. Düşünsene bir. Yaşamın aptal bir kadın yüzünden sona eriyor. Üstelik öbür tarafa da gidemiyorsun. Taştan bir bedenin içinde can çekişip duruyorsun." Bunu söyleyince titredi. Çığlık çığlığa tepinen Medusa'ya döndüm. Ruhlar ona işkence ediyor gibi gözüküyordu. Yavaşça ona yaklaştım. Benim geldiğimi gören ruhlar, kenara kaçıştı. Medusa'ya baktım. Ruhlar, ellerini havada tutuyorlardı. Medusa ise yere yığılmıştı. Kesik kesik nefes alıyordu.Kafasındaki yılanlardan Lexis'in kesmediği kısmı ise, suratının etrafında baygın yatıyordu. Elimi çenesinin altına koyup kafasını kaldırdım.Kalkanım, bedenimi ikinci bir deri gibi sardığından, beni taşa çeviremezdi. Gözlerini zorlukla aralayıp bana baktı. Yılanlar da kafalarını hafifçe kaldırıp duyulmayacak kadar kısık bir sesle tısladı. "Medusa," dedim tatlı bir sesle. "Meşaleyi gördün mü?" "E-evet." "Nerede? Bana onun yerini söyle." "Beni serbest bırakacak mısın?" diye sordu çaresizlikle. "Ah, Medusa." dedim. Acınacak haldeydi." Üzgünüm. Seni bırakamam. Burayı görüyor musun? Bunlar senin acı çektirdiğin insanların ruhunu hapseden heykeller. Seni bırakırsam, insanları taşa çevirmeye devam edeceksin. Çok üzgünüm. Bana meşale hakkında bildiklerini söylersen, seni çabucak ve acısız şekilde öldürürüm. Ama söylemezsen, yıllardır acı çeken ruhlara teslim ederim seni." Zorlukla yutkundu. Bir arkamdaki ruhlara, bir de bana baktı. Kolay ölümü tercih etmiş olacak ki, gözlerini yumup kafasını salladı. "Bir çocuk vardı. Senden daha uzundu. Geniş omuzları vardı ama zayıftı. Cübbesi olduğu için tam olarak göremedim, ama cübbenin içinde parlak bir şey taşıyordu. Çok özenli tutuyordu. Onu takip ettim. Durmadan ara sokakalara sapıyordu. Bir süre ilerledikten sonra onu kaybettim. Biryararı olur mu bilmiyorum ama, Los Angles tarafına gidiyor gibi geldi bana." derin bir nefes aldı." Senden bir ricam olacak. Saçımdan kesilen yılanları çekmecemdeki zarfa koyup Poseidon'a yolla." Dediğini yaptım. Şimdi sıra onu öldürmekteydi. Lexis, bana hançerini uzattı. Ama almadım. Kan falan istemiyordum. Lexis'i de çağırıp dışarı çıktım. Ardında içeriye bir büyü topu attım. Top, gitmesi gereken yere ulaştı ve ıslak bir yırtılma sesiyle işini bitirdi. Derin bir nefes aldım suratıma gülümseme yerleştirip, Lexis'e döndüm. "Eh burada işimiz bitti gibi görünüyor." dedim. Kafasını salladı. Mağazaya sırtımı dönüp, havaya baktım ve ıslık çaldım. "Sence, bir pegasusun, ahırdan senin ıslığını duyması mümkün mü?" dedi alaycı bir şekilde. "Bekle ve gör." dedim. İkimiz de havaya bakarken, bir karartı göründü. Sonra o karartı önümde durdu. "Bir çalı süpürgesi!" diye çığlığı koyverdi Lexis. "Niye bu kadar şaşırdın? Kitap okuyamamanı anlarım ama cadılar hakkında hiç mi çizgi film izlemedin?" dedim alaycı bir sesle. "İyi de ,neden çalı süpürgesi?" dedi. Süpürgenin üstüne oturdum.Sonra yine alayla cevapladım. "Çünkü elektrikli süpürge pahalı." "Ha-ha." dedi ve süpürgeye oturmaya çalıştı. Tabiiki beceremedi. "İnsanların gözlerine bakarak onları hipnotize edebiliyorsun ama bir süpürgeye binemiyorsun, öyle mi?" dedim ve oturmasına yardım ettim. Sonra havalandık. Bu arada, üstünden geçtiğimiz tüm insanlardan Lexis adına özür dilerim. İnsan ilk defa süpürgeye binince, elbette ki hava tutar.
-Lexis'in ekleyeceği bir şey yoksa rp bitmiştir.- | |
| | | | Uykucu ve Büyücü | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|