Hey!!!Bu kadarıda fazlaydı ama!!Bu melez beni çok sinirlendirmişti ve ona gününü gösterecektim...Kampa daha yeni gelmişti ve Koptirik Leon'u kızdırmıştı...Ne sanıyordu kendini bu çocuk?!Erkekti ama emindim ki benim ondan daha fazla kasım vardı.Çürük bir elmadan çıkan solucan gibi olacaktı bu görüşmeden sonra.Emindim.Ona gününü gösterecektim.Sabah kulübesine gittim ve bir kardeşine haber verdim.Saat 12 de onu arenanın tam ortasında elimde kılıcımla bekliyor olacaktım.Ya gelip rezil olacaktı ya da gelmeyip...Şansı yoktu.Büyük ihtimalle rezillik onun kanında vardı.Sinirden adını hatırlamıyordum bile.Elimde kılıcım vardı.Zaten yeterince parlak ve keskindi ama benim umrumda değildi.Sinirle kılıcımı keskinleştiriyordum.Birden Jack'i arenada altımda debelenirken düşündüm.Kılıç elimden kaydı ben onu tutmaya çalışırken sapını yakalayamadım ve ortasından tuttum.Elim kesildi.Havaya bir küfür savurdum ve elimi kılıçtan çektim.Elimi yavaşça açtım.Parmaklarımın boğumu ve avucum kesilmişti ve oluk oluk kan akıyordu.Yere bir kaç damla kan damladı.Yere baktım.Krem rengi halımın üzerimin 5 damla kan gördüm.1 damla daha elimden süzüldü ve yere indi.Neredeyse kanımın şapırtısını duydum diyebilirdim.Elimi diğer avucuma aldım ve lavaboya yollandım.Elimi buz gibi suyun altına tuttum.Kesilen yerler hala kanıyor ve acıyordu.Neyse ki soğuk su acımı biraz olsun dindirmişti.Ne şanslıyım ki olan sol elime olmuştu.Sağ elim hala sapasağlamdı.Elimi iyice yıkayıp bandajladıktan sonra odama gittim.Kılıcım hala üzerinde benim kanımla boyluboyunca yatıyordu.Krem rengi halım kan olmuştu.Lexü burayı böyle görseydi cinayet işlediğimi falan sanardı ve beni en yakın Tanrı'ya teslim ederdi herhalde.Kılıcımı ıslak bir bezle sildikten sonra saatime baktım.11.45'ti.Elimdeki bandajı iyice sabitledim,kılıcımı kınına koydum ve arenaya yollandım.Saat tam 12.00 olduğunda arenanın ortasındaydım.Elimde kılıcım vardı.Sanki önümde bir düşman varmış gibi bir sağa bir sola sallıyordum.Etrafa göz gezdirdim.Ya kardeşi ona bu haberi vermeyi unutmuştu ya da rezilliğini kabullenip gelmeyecekti...Ben tam bunları düşünürken arkanda bir çift ayak sesi duyuldu.Arkama döndüm ve hızlı bir refleksle kılıcımı öne uzattım.Jack arkaya doğru eğildi ve kılıcım burnunu sıyırdı.Ve biz böylece tek kelime etmeden kılıçlarımızı savurmaya başladık.Ben Jack'e doğru atak yapmaya çalışırken kendimi fazla kasıyordum.Sol elimdeki yaraların açıldığını hissettim.1 saniyelik bir anda bandajıma baktım.Kırmızıya dönmüştü.Jack küçümsercesine suratıma baktı ve ''Ah yazık.Domates doğrarken elini mi kestin?'' dedi.Bense bu cümlenin verdi hiddetle bir inilti çıkardım ve kılıcımı Jack'inkoluna savurdum.Üzerindeki yırtılmış,kolunda derin bir sıyrık açılmıştı.Koluna baktı ve küfretti.''Seni küçük pislik''.Ona şöyle karşılık verdim ''Ne o?Tahta kılıçla oynarken kendini mi kestin?''.Arkamdan bir ses geldi ''Annü??''.1 saniyelik zaman diliminde arkamı döndüm.Neden döndüğümü bilmiyorum zaten sadece Lexü bana böyle seslenirdi.Kafamı döndürdüm.Sol elim açıkta kalmıştı.Elime bir kılıç darbesi yediğimi hissettim.Elime baktım.Bandajım düşmüştü ve iki yaramın ortasında bir yara daha oluşmuş kanıyordu.Bir çığlık attım ve Jack'in göğsüne doğru bir tekme savurdum.Neye uğradığını şaşırmış gibiydi.Ayağımı göğsüne koydum ve kılıcımı boynuna doğrulttum.Elimden göğsündeki zırha bir kaç damla kan damladı.Lexü ardımdan koştu.Jack'in çenesine küçük bir sıyrık attım ve kılıcımı yere fırlattım.''Beni anlamışsındır umarım.'' dedim ve arkamı döndüm.Lexü bana doğru çığlıklar atıyorve üzerindeki bluzla elimi silmeye çalışıyordu ''Ah Annü çok özür dilerim ben konuşmasam böyle olmayacaktı.Çok çok çok özür dilerim.Nolur beni affet...'' diye yırtınıyordu.''Lexü sorun değil.Bak hem ilk düellomu kazandım.'' dedim.Beni zorla büyük eve götürdü.Evet...Cidden şanssız bir gündü...