Ben Donald Malvin. Arkadaşlarım Don der. Babamı hiç tanımadım. İşin Garip tarafı Bazen Etrafımda ürkütücü yaratıklar görüyorum.
Annem beni okul tiyatrosuna katılmaya zorlamıştı. O yüzden gösteri için sabahın erken saatinde uyandım. Kahvaltıda annemin omlet yaptığını görünce sevindim. Annem ‘’Heyecanlımısın? ‘’ dedi. ‘’Pek sayılmaz anne’’ dedim. Omletimi elinden geldiğince çabuk bitirmeye çalıştım. Çünkü Bay Bancroft Saat sabah altıda orada ol demişti. Ama saat altıyı yirmi geçiyordu. ‘’Geç kaldım anne’’ dedim ve hemen montumu aldım. Tam kapıdan çıkacaktım ki ‘’ Şemsiyeyi al! ‘’ dedi annem. Okulum yakın olduğu için yürüyerek gidiyorum Herneyse. Bugün yine o canavarlardan birini gördüm. İMDAT!! Diye bağıramazdım çünkü bağırdığımda beni deli sanıyorlardı. O yüzden adımlarımı hızlandırdım. Onu fark ettiğimi anlayınca başka bir sokağa girdi. Hemen okula girdim.
Aşağıya tiyatro salonuna gittim. Bu saatte görevlilerden başka kimse olmaz. Ha birde tiyatroda oynayanlar. Salon bomboştu. ‘’ Kimse Yokmu ? ‘’ diye bağırdım. Sahne arkasına gittim. Karşımda Bay Bancroft vardı. ‘’ Hoşgeldin Donald ‘’ dedi Bay Bancroft. ‘’ Herkes nerede? ‘’ dedim. ‘’Sadece biz varız’’ dedi ve suratında bir gülümseme oluştu. dışarıda gördüğüm yaratığa dönüşmeye başladı. O sırada Bay Bancroft’un Kafasına arkadaşım Jack Bir sopa ile vurdu. Jack yanıma koştu ve beni çekmeye başladı. O sırada ‘’ Kaç Don Kaç! ’’ diyordu. Bayağı bir koştuktan sonra durdum ve Jack’te bir farklılık gördüm. Jack’in Bedeninin yarısı keçi yarısı insandı. ‘’ N’oluyor burada! ‘’ dedim. ‘’ Don yunan mitolojisini biliyormusun?’’ dedi. ‘’Minotor ve Hidra mı? ve Furialar ve sirenler ve..’’ ‘’ KES ŞUNU!! Canavarların bizi çiğ çiğ yemesini istemiyorsan kes sesini!!... Onlar gerçek.’’ Acayip sevinmiştim. Çünkü artık deli olmadığımı biliyordum. ‘’ Seni melez kampına götürmeliyiz. ‘’ dedi. Bir dakika Melez kampıda ne? ‘’Neresi dedin?’’ dedim ama cevap veremeden Bay Bancroft’un sesini duymaya başladık.Jack Koşmaya başladı. Bende peşinden koştum. Birkaç sokak koşarak izimizi kaybettirdik.’’Anneme söylemeliyim’’ dedim. ‘’O biliyor’’ dedi Jack. Annemin O kadar şey bilmesine rahmen bana söylememesine üzülmüştüm.
Taksinin gelmesi için 10 dakika bekledik. Takside çıt çıkmıyordu. Jack bir yerde taksiyi durdurdu. Şöföre parasını verdi ve indik. Yürümeye başladık. Bayağı bir yürüdükten sonra yaz kampı gibi bir yere geldik. Tabelayı Disleksi yüzünden kırk saatte okudum. ‘’Melez Kampımı?’’ dedim. ‘’ evet...Yeni yuvan.’’