Çok canım sıkıldı. Ben de gizlice aldığımız TV'nin başına geçtim. Ama hayır. Bu böyle olmayacaktı. Kola ve cips lazımdı. Markete uğramalıydım. Ama en son bir saat önce uğramıştım. Olsun yinede bir Hermes çocuğu hırsızlıktan bıkmamalı. Ben de alışveriş listemi (hırsızlık planımı) tamamladıktan sonra hemen birkaç çuval aldım. Markete doğru yürümeye başladım. Yanımda tabii kide babamın bana verdiği Gölge vardı. Bu beni ve nesneleri görünmez yapabilen ayrıca on tane nesnenin konabildiği bir kolye. Her neyse markete girmek çok kolay oldu. Market görevlisi harıl harıl uyuyordu. Hemen kolyemden ilk çuvalı çıkartıp cips paketlerini doldurmaya başladım. İşim bitince çuvalı yine Gölge'ye koydum. Sıra kolalardaydı. Onları da halledince doğru çikolataların yanına koştum. T-sörtleri ve dergileri de topladıktan sonra kapıya yöneldim. Görünmez bir şekilde dışarı çıktım ama çıkmadan önce yerde gördüğüm çöpü market görevlisinin kafasına atmayı ihmal etmedim. Kulübeye dönerken gülüyordum. Kampçılar etraflarına bakmaya başladılar. Sonuçta beni göremiyorlardı. Kulübeye döndüğümde hemen hasılatı yere saçtım. Bu seferki temizleme görevlisi bana fena halde kızacak. Olamaz! Hiç fındıklı çikolata almamışım