Melez kampında iyi vakt geçiriyordum. Evet. İyi vakit"ler." Büyükannem benimle iletişim haline geçmeden uyumuyordu. Buradaki bir çok melez bana ailemi sormuştu. Annem, Symfony Asylum Williams, babam ,Tanrı veya Zeus bilir, hepsini saydım. Beni çok kızdıran bir Apollon çocuğuna bağırırken kızgınlığım omzumun üzerine Ares Amblemi kazındı. Açıkçası ben İskelet bekliyordum. Ama şirin bir şeydi. Eşyalarımı Hermes kulübesinden alırken bunları düşünüyordum. Drew görevdeydi yada hangi cehennemdeyse. Her gece Hermes kulübesinde onun yüzünü görmek beni çılgına çeviriyordu. Bana aşık olmadığını söylediğinde gerçekten kızmıştım. Afrodit kızları bana aşkın gücünün bende hasılat rekoru kırmasıyla ilgili bir şey söylediler. Öyle bir şey. Afrodit Kızı olmaya çok yakınmışım. Eşyalarımı Ares Kulübesine taşıdım. Kulübe boştu.
Tüm bu insanlar nerede? Eşyalara baktım. Aes çocuklarının pek toplu olduğu söylenemezdi.
Ahırda. Bu ses beni yerimden zıplattı. Karşımda bir çocuk, yada bir genç benim yaşlarımda saçları özensizce taranmış yada taranmamış, gülümsüyordu.
Şeyy... Selam. Ares Kulübesinde olduğumu öğrendim ve ben tanışacak kimse yok mu?Biraz fitlikten kırılan bedenini gösterdi. Bu çelimsiz ama yakışıklı çocuğu sevmiştim. Zeus adına! O benim kardeşimdi!
Adın Raney galiba. Beni tanıyordu. Tabiki.
Ben Steven. Elini uzattı. Elini tutup sıktım.
Merhaba Steven.Bana Steve diyebilirsin. Ahıra gitmeliyiz. Bir pegasus edinmelisin Ares kızı.Tanıştığıma memnun oldum Steve. Bana Ran veya Rannie diyebilirsin. 2. olarak kardeş değil miyiz?Ben Apollon Kulübesindeyim. Buraya Ares Kulübesinden Milan bir tırpacak istedi diye geldim. Pegasusuna çok özen gösterir. diye ekledi nazikçe. Sarı saçları bana birisini hatırlattı.
Elimden eşyaları çekip çelimsiz vücuduyla tezat oluşturacak bir şekilde hızla eşyalarımı yerleştirdi. Sonra beni çekiştirdi ve hızla tepeden indirdi.
***
Hiç görmediğim kadar melez bir odaya tıkılmıştı. Pegasuslar kanatlarını gevşetip sahipleriyle konuşuyordu.
İşte burası, dedi Stev.
Belki bir Pegasusun olur. gülümsedi. Bende karşılık verdim. Bir Pegasus fikri beni korkutuyordu. Uçmaktan zyade karada durmayı tercih ederdim. İçimden, şu kanatlara bak!, diye geçirdim. Aerodinamik kanatlar bir rüzgar gibi yüzümde esti.
Kimse bakmıyor. Kimse bakmıyor. Kimse bakmıyooooooorrr! Stev bakmıyor. Kaçççç!
Topuklarım kıçıma değene kadar koştum...ve takıldım.
Stev yanıma gelip
Ran! Birşey mi oldu? Nefes aldım ve histerik bir biçimde verdim. Göz ucuyla etrafıma baktım.
Evet oldu! Birsi benim omuzuma çarptı. Hemde çok hızlı bir şekilde! Omzumu ve düştüğümde kotumda oluşan kanlı tırtığa baktım. Pegasus pisliği bulaşmamıştı. Burası temizdi. Ve ben çayırlığa yakın kısımlarda düşmüştüm.
Sanırım sana kim vurdu biliyorum. Melezler hala pegasuslarıyla ilgileniyordu.
Purgatoire!Purgatoire?
Önümde bir Pegasus belirdi. Gece diyeceğim kadar siyah, gündüz diyeceğim kadar parlaktı. Ama hiçbir renk olamazdı. Araf gibiydi. Küllerden çıkmış gibi kirli gözüküyordu ama tüyleri o kadar parlaktı ki kir olmadığına inanmak için sadece bakmak yeterliydi.
Stev bana döndü.
Ran. Bu Purgatoire. Fransızca Araf demek. Sana çarpan buydu. Gerzek pegasus!Azından çıkana tepkim ilk
Sus, oldu.
Bu çok güzel. Ayağı kalkıp Purgatoire'yı sevdim. Genizden gelen sesi beni etkiledi ve ortadan kayboldu. Biraz sonra arkamda belirmişti. Onu sevmek için bu sefer yavaş gittim. Yavaş yavaş ilerledikten sonra Harry Potter Azkaban Tutsağındaki Harry gibi eğilsem mi, bilemedim. Ama sonunda Purgatoire kaçmamıştı. Onu sevdim ve Stev'e dönüp -bana şaşkın bakan gözlerini görmezden gelerek-
Böyle bir hayvana Araf diyemezsiniz! Tatlı tatlı güldü. Stev açıklamaya çalıştı.
Aslında o Artemis Avcılarının pegasusu. Sadece onları bindiriyor ama garip hani seni sevdi. Neden senin olmasın ki?Bu fikre güldüm. 5 dakika önce uçmaktansa öleceğimi düşünüyordum.
Pear nasıl?diye sordum. Adını beğenmediğini gösterirsesine homurdandı.
Snooki nasıl? hayır dedi.
Shadow peki? Gölge demek. Gölge gibi geçtin. Ayrıca beni yaralaman sükunetin oldu. Beğendim dercesine başını salladı.
Ama o Purgatoire! Artemisler hem kızacak hem etkilenecek! Bu inanılmaz! Hemde Pegasusunu bir Ares kızı aldığını öğrenince!Birşey olmaz dedim içimden. Yanıma bakınca Shadowun olmadığını gördüm. Çayırlıkta gölgesini görünce yanına koştum.
Üstüme bin Patron! Bu ilk uçuşumuz! dedi Shady.
Üstüne bindim ve o zaman anladım. Shadow bir erkekti! Bu fikirle çok utandım. Ama ona onun bir kız olduğunu düşünerek bu ismi verdiğimi açıklamadım.