Benim için çok güneşli bir gündü güneşe baktım ve babama "Merhaba baba" dedim.Önce biraz koştum sonra Hephaistos kulübesinden sesler geldiğini işittim bütün kuzenlerim dışarıdaydı bende kulübeye gittim kapıyı tıklattım kapıyı açan Elena idi,"Selam" dedim ve "Ne yapıyorsun?" diye sordum.Bana,bir oyun aleti yaptığını söyledi ona sordum "Lotus Kumarhanesi'nde ki oyunlardan daha mı bağımlı kalıcağız?" diye sordum.Bana "Evet" dedi.Anlaşılan oraya daha önce gitmemişti ona sordum ve tam tahmin ettiğim gibi gitmemişti ona hazırlanmasını söyledim çantasına bir şeyler doldurdu eminim ki Afrodit kızları gibi ruj almamıştı ama fazla takmadım pegasus ahırlarına gittik.Ben Kara Şimşek'i o da Troya'yı aldı birlikte yola çıktık yolda ona "Eğer sana Lotus Çiçeği ikram ederlerse sakın alma alırsan sonsuza dek orada kalmak isteyebilirsin" dedim.Bana hafif alaycı bir gülümsemeyle ben o kadar aptalmıyım bakışı attı.Uzun bir yolculuk sonunda oraya vardık pegasuslarımızı çatıya indirdik ve aşağıya indik oraya daha önce gitmiş olmama rağmen hala bana muhteşem bir yer gibi geliyordu dolaşırken kadının biri bize sordu "Lotus Çiçeği istermisiniz acaba" diye sordu Elena iki tane aldı ona bakıyordum ısırırsa durduracaktım ama o ısırmadı aldı ve çöpe fırlattı harika bir taktikti oyunları gezmeye başladık oyunların her birine baktıkça iyice büyüleniyordu ama mecazı anlamda en sonunda bana "Haklıymışsın" dedi,ve çantasından kağıt kalem çıkarıp notlar almaya başladı.