Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Theodore Will

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Richard Jaden Russell
Herakles Savaşçısı/Kulübe Lideri
Herakles Savaşçısı/Kulübe Lideri
Richard Jaden Russell


Mesaj Sayısı : 268
Kayıt tarihi : 16/02/11

Theodore Will Empty
MesajKonu: Theodore Will   Theodore Will Icon_minitimeSalı Mart 01, 2011 6:39 am

..Manhattan'da yine sıkıcı bir gündü. İğreniyordum bu şehirden. Duygularımı söndüren bir şehirdi burası. Annemle bir sene boyunca San Francisco'da yaşamıştık. Tanrılar aşkına ! Orası gerçekten güzel bir şehirdi ama eğer melezseniz sizin için hiçbir yer güvenli değildir. En azından o zamana kadar öyle sanıyordum.

**

..Annemle birlikte Manhattan'a geldik. Annemi seviyordum. O ne olursa olsun bana her zaman yardım etmeye çalışmıştı. Benim nefretim yaşadığım hayataydı. Sorumsuz insanlaraydı bazen de. Yine böyle nefretimin kabardığı bir günde okuldan çıkıp eve gitmiştim. Okulda başıma yine gelmedik kalmamıştı. Çocuklar kafamı klozete sokmuşlardı ve öğretmenlerin arabasını çizip suçu bana atmışlardı. Gözlerim ağlamaktan şişmişti. Nefret ettiğim için ağlıyordum , kızdığım için ağlıyordum , intikam için ağlıyordum... Artık hiç uygulamaya koymadığım bir planı hayata getirmem gerekiyordu ; "kaçmak. Okula koşar adım gittiğimde evde kimse yoktu. Annem işteydi ve bütün gün çalışıyordu. Sırf beni okutmak ve büyütmek için. Babamsa ne mi yapıyordu ? Bilmiyorum ... Asla da bilemeyeceğimi düşünüyordum. O adam muhtemelen ayyaşın tekiydi. Ben doğduğumda bizi bırakıp gitmişti. Annemse bunun tam tersini söylerdi hep. "O çok farklıydı Theodore. O gökyüzünde parıldayan bir güneş gibi parlardı. Dünyanın en yakışıklı adamıydı. Ama bizi bırakması gerekiyordu. Bu belki de hayatında yaptığı en zor işti. " derdi. Ben ise onu anlamazdım. O adam bizi bırakıp gitmişti ve hayatımızı berbat etmişti. Ama o günden sonra anneme yük olmayacaktım. Herşeyi geride bırakıp kaçacaktım o gün. Kafamdaki tek şey buydu. Eve gittiğimde hemen çantama biraz kıyafet ve para , yiyecek gibi şeyler koydum. Tam o sırada kapının sesiyle irkildim. Annem gelmişti. Bütün planlarımda değişiklik yapmam gerekecekti. Hemen yatağımdaki çarşafları birbirine bağladım. Uzundu ve beni taşıyabileceğini sanıyordum. En azından umuyordum ve çarşafın bir ucunu yatağımın ayaklarından düğümledim ve kendimi pencereden sallandırdım. Yavaş yavaş aşağı doğru iniyordum. Çok heyecanlıydım fakat tam yolu yarılamışken kulağıma bir yırtılma sesi geldi. Sonra da kendimi yerde buldum. Kaburgalarımdan gelen müthiş acıydı bayılmamı engelleyen. Muhtemelen de sağ kolum kırılmıştı. Zar zor ayağa kalktım ama eve dönmeyecektim , kararlıydım. Ama bayılmak üzereydim ve kaçmam gerekiyordu. Kırık koluma bütün gücümle yumruk attım. Ne kadar ağzımı tutsamda küçük bir çığlığı tutamadım. Kolumdan yayılan acı bayılmamı engellemişti ve kaçıyordum işte , önemli olan da buydu. Tam birkaç metre gitmiştim ki karşıma üç kişi çıktı. Bunlar benim yaşlarımda çocuklardı ve bana çok dikkatle bakıyorlardı. Birini tanıyordum. Bu bizim okulumuzdaki sakat çocuktu. Adını hatırlamıyordum ama benim için orada olduklarıma adım gibi emindim. Yüzlerinde sinir yoktu , veya herkesin bana baktığı gibi nefretle bakmıyorlardı. Bir an beni anladıklarını düşündüm. Çocuklar yanıma yaklaştığında artık dayanamıyordum ve yere düştüm. Çocuklardan biri hemen beni tuttu ve yatırdılar. Ağzıma birşey tıkıştırdılar. Tadı çok garipti. Bunu tarif edemem çünkü hiçbir ölümlü yiyeceğine benzemiyordu. Yiyecek ağzımda parçalandı ve bedenime sıcaklık geldi. Kendime gelmiştim ve ayağa kalktım. Çocuklara bakıp "Kimsiniz siz , benden ne istiyorsunuz ? " dedim. Çocuklar birbirlerine endişeyle baktılar ve kolumdan tutup götürmeye çalıştılar. Ama ben neler olup bittiğini anlamadan adımımı bile atmazdım. " Lütfen söyleyin , siz kimsiniz ? Daha doğrusu ben kimim ? " dedim. Bunu adeta yalvarır gibi söylemiştim ve çocuklar da bana acımış olacaklar ki anlatmaya başladılar. "Bak Theodore , biz seni birkaç gündür takip ediyorduk ve maalesef şüphelerimiz doğru çıktı. Sen babanı hiç tanımadın değil mi ? Sanki yer yarıldı da içine girdi." dedi. Bu beni sinirlendirmişti. Babam hakkında birilerinin konuşmasına tahammül edemezdim. "Bak dostum , bu seni hiç ... " derken lafım kesildi ve çocuk konuşmaya devam etti. " Bak dostum , şu antik yunan mitleri , tanrılar falan varya. İşte onların hepsi gerçek. Senin babanda işte bu tanrılardan biri." dediğinde çok üstüne çok geçiriyordum. Bu komikti ve çocuk benle dalga geçiyordu. Ama hiçte dalga geçer gibi bir hali yoktu. Şüphelenmeye başlamıştım. "Bak dostum , anlamıyorum. Neyim ben yani mutant falan mı ? Dediğiniz doğruysa sanırım ben bir yarı tanrı gibi bişeyim. Peki bu ne demek oluyor , ölecek miyim ? " dedim. Çocuk yorgun ve tedirgin gözlerle bana baktı. " Bilmen gereken şeyler var. Fazla zamanımız yok ve evet sen bir melezsin. Yani bir yarı tanrı. Bu da sadece bela demektir." dedi. İşler ciddileşiyordu ve benim elimde olmayan işelr dönüyordu ortada. Tam soru sormaya devam edicektim ki müthiş bir çığlık koptu. Bunun bir inleme mi yoksa savaş narası mı olduğunu anlayamamıştım. Sesin geldiği yöne dönüp bir saniye baktım ve kusmaya başladım. Evet bu iğrençti ama bugün çok şey yaşamıştım ve bu kadarı fazlaydı. Karşımda iğrenç bir yaratık duruyordu. O iğrençliğe ve o gün yaşadıklarıma dayanamayıp kusmaya devam ettim. Çocuklardan biri "Onu buldular , acilen kampa gitmesi gerek ! " dedi. Kusmayı bıraktım ama bilincim kapalıydı sanki. Olayları dışarıdan izliyordum. "Tamam , biz furiaları hallederiz. Satir , sen çocuğu annesine götür. Orada bizi bekleyin. Annesine gitmemiz gerekeceğini de söyle. Çocuğun güvende olmasını sağla. " dedi. Bu çocuklar benim için gerçekten endişeleniyor olmalılardı. Satir dedikleri çocuk ise pantolonunu çıkarıyordu. Düşünmeye başladım. Satir neydi ki acaba ? Evet , hatırladım ! Ama o olamaz , satirler keçi adam gibi bişeylerdi. Bu sadece sakat bir ... " Aaah ! Sen de nesin be ?! " diye çığlık attım. Çocuğun belinin altı keçi gibi ve kıllıydı. Yani her zaman görmek istemeyeceğiniz bir manzaraydı. Ama çocuk pek aldırmış gibi görünmüyordu. "Hayır dostum , ben gerçekten satirim. Ama bunu tartışacak zamanımız yok. Haydi yürü , eve gidiyoruz." dedi. Göz ucuyla savaşan çocuklara baktığımda durumlarının pekte iyi olmadığını gördüm. Biri yaralanmıştı ama durumu idare edebileceklerini düşündüm. Nedense onlara kanım ısınmıştı. Onlar filmlerde oynayanlar gibi değillerdi. Onlar gerçek birer kahramanlardı. Eve vardığımızda annemin gözleri ağlamaktan şişmişti. Beni görünce şaşkın şaşkın bana bakmıştı. Bana sarılacağını ve hasret gidereceğimizi sanıyordum. Bunun yerine yüzüme sert bir tokat indi. "Ne yaptığını sanıyorsun sen ?! Kendini öldürmeye mi çalışıyorsun ?! " dedi. Fakat satir çocuk bizi hemen ayırdı. Yolda adının Jack olduğunu söylemişti. "Hey Sally ! Çocuğu buldular. Onu hemen kampa götürmemiz gerekiyor." dedi. Annem şaşkınlıkla bakmaya başladı Jack'e. Ama ben ondan daha da şaşkındım. Bir kere bu kampta neyin nesiydi ? İkincisi Jack denen çocuk annemi nereden tanıyordu ? Ben bile onunla bugün tanışmıştım. Annem konuşmaya başladı. "Tamam Jack. Theo'nun başka şansı olmadığını biliyorum. Theo , Jack senin koruyucun. O seni kampa götürecek. Orası senin gibi melezler için tek hayatta kalma yeri. Seni özleyeceğim oğlum. Ama inan bunlar senin için." dediğinde dünya sanki yıkılmıştı benim için. İki çocuk eve varmıştı ve kapının önünden korna çalıyorlardı. Jack "Sally , ayrılık vakti geldi. Artık gitmesi gerek." dediğinde annem bitkin görünüyordu. Sanki on dakikada on yıl yaşlanmıştı. Omuzları çökmüştü ve bana bitkin gözlerle bakıyordu. "Oğlum , seni her zaman korumaya çalıştım. Artık benim bile koruyamayacağım yaştasın. Git ve bir kahraman ol. Haydi , seni göndermekten vazgeçmeden önce git ! " dedi. Anneme son kez sarıldım ve kampın yolunu tuttum. Arabaya bindiğimde kendimi sorguluyordum. Bir ucube mi olacaktım ? Yoksa Herkül veya Aşil gibi bir kahraman mı ? Bunları düşünürken uykuya dalmıştım. Uyandığımdaysa araba sallanıyordu ve Jack bana "Hadi dostum uyan , inmemiz gerek ! " dedi. Arabadan apar topar indik ve neden kaçtığımızı gördüm. Bunlar üç tane tek gözlü canavardı. Çok irilerdi ve çok hızlı koşuyorlardı. Hemen ormanın içine daldık ve kovalamaca başlamış oldu. Çocuklardan bir tanesi "Eğilin ! " diye bağırdığında kendimi yere atmamla kafamın üstünden devasa büyüklüklerde bir kayanın geçmesi bir oldu. Hemen ayağa kalkıp kaçmam bir oldu. Ama diğerleri eğilirken ben kendimi yere atmıştım. Bu da bana zaman kaybettirmişti ve kiklopların bana çok fazla yaklaşmasına sebep olmuştu. Kiklopun hırıltısını duyuyor ve iğrenç nefesinin kokusunu alıyordum. Artık kaçamayacağımı anlamıştım. "Bu kadar koşuşturmacadan sonra ne kadar saçma bir ölüm." diye düşündüm kendi kendime. Kiklop bana vurduğunda metrelerce uçtum ve bir ağaca çarptım. Kiklop anında yanıma yetişti ve beni yere yatırdı. Üstüme çıktı ve tam devasa yumruğunu suratıma indireceği sırada Jack "Bırak onu seni kokuşmuş tek göz ! " diye bağırdı ve canavarın üstüne atladı. Canavar şaşırmıştı ama bu şimdi de Jack'i altına almıştı. Onu öylece bırakamazdım ! Yardımına koşmam gerekiyordu ama yanımdaki çocuk beni tuttu. "Bak Theodore , o bir satir ve görevi seni korumaktı. Onu geride bırakmalıyız. Şimdi çabuk koşalım da Jack'in hayatı bir hiç uğruna bitmiş olmasın. " dediğinde kendimi bin kat daha kötü hissettim. Ama koşmaya devam ettim. Kamp sınırına geldiğimizde çocuklar resmen beni kucaklarında taşıyorlardı. Kampa girdiğimizde kendimi çok farklı hissetmiştim. Yalnız değildim ve bu melezlerin beni seveceğini düşünüyordum. Fakat çok yorgun olduğum için yere düştüm. Melezler beni apar topar revire götürdüler ve yanıma sakallı bir adam geldi. Ama asıl şok edici olan adamın belden aşağısı attı ! Artık delirdiğimi düşünüyordum ama aklıma Aşil'in öğretmeni geldi. "Ben Kheiron. Birazdan iyileşirsin , o zaman konuşuruz." dedi. Ama ben hala Kheiron'un "at" olan kısmına bakıyordum. O da bunu anlamıştı ve "Evet , ben bir sentorum. Neyse , biraz dinlen. Yeni evine hoşgeldin evlat. Melez Kampı'na hoşgeldin. dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

Theodore Will Empty
MesajKonu: Geri: Theodore Will   Theodore Will Icon_minitimeSalı Mart 01, 2011 11:39 pm

Rp puanı: 100, tebrikler.


/Admin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
 
Theodore Will
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: