"Ryz... Ryz!"
Sabah ablamın sarsması ile uyandım. Saat çok geç olmuştu bu yüzden beni uyandırmıştı. Üstümü değiştirdikten sonra hava almak için dışarı çıktım. Sıkıntıdan patlıyordum. Yapacak hiçbir şey yoktu. Kamptaki çoğu yeri gezmiştim. Kamp meydanında boş boş dolaşırken gözüme Kamp Girişi olarak bahsettikleri yer geldi. Orayı gezmemiştim. Fazla ilgi çekici gözükmüyordu ama yapacak bir şeyim yoktu. Bu yüzden oraya doğru yürümeye başladım
"Tanrı aşkına neredeyiz biz?"
Donup kalmıştım. Çam ağacının bir kaç santim ötesinde iki adam duruyordu. Bunlar yanık tenli turist şapkası giymiş iki 25 yaşlarındaki erkeklerdi. Birinin üzerinde mavi sarı ve siyahlı bir tatil gömleği diğerinin üzerinde ise siyah bir ceket ve kot pantolon vardı. Bana ve kampın olduğu yere hiçbir şey yokmuş gibi bakıyorlardı. Siyah ceketli adam "Mark,hadi gidelim yanlış yoldayız işte..." diye söylendi. Diğeri doğrulup başı ile onayladı ve arkadaşına döndü. Birkaç adım attıktan sonra siyah ceketli adam bana dönüp göz kırptı.
"Tanrılar adına..."Diye düşünerek oradan uzaklaşmaya başladım...Ama dayanamayıp arkalarından tekrar baktım. İkisi de çoktan kaybolmuşlardı. İç çekerek geri döndüm ve kulübeme doğru yürümeye başladım.
Ve kampın güç sınırlarını öğrenmiş oldum