Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Amphitrite'nin incileri

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Cornelia Fackrell
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Cornelia Fackrell


Mesaj Sayısı : 871
Kayıt tarihi : 03/10/10

Amphitrite'nin incileri Empty
MesajKonu: Amphitrite'nin incileri   Amphitrite'nin incileri Icon_minitimeCuma Şub. 25, 2011 6:28 am

Sonunda okuldan vakit kardeşlerim ile konuşmuş ve kampa geri gelmiştim. Kardeşlerimin kulübede olduğunu umut ederek içeri girdiğim de kardeşim April ve Step'i gördüm. Onları gördüğüme o kadar çok seviniyordum ki anlatacak durumda bile değildim. Koşarak ağabeyimin yanına gittim ve sarıldım. O da sarıldıktan sonra saçlarımı karıştırması üzerine kızgınlıkla ona baktım. Onun cadısıydım ve huy bakımından hiç değişmemiştik. Gelir gelmez saçlarımı karıştırarak sinir etti beni. Sinirle ona bakmaya çalışırken saçlarımı düzelttim ve yeni gelen kardeşim April'e dönerek ona da sarıldım. Onu çok iyi tanımıyor, uzun süredir birbirimiz ile konuşmuyorduk. Bu üzücü olsa bile artık beraberdik ve beni çok mutlu etmişti tekrar bir araya gelmemiz. Gülümseyerek Aprilden de ayrıldım ve "Sizi çok özlemişim kardeşlerim." dedim ve eşyalarımı odama, yatağımın yanına götürdüm. Odamı görünce özlemle iç çektim. Rose ile beraber kalıyorduk ama onunla uzun zamandır konuşamıyorduk. En son ona haber vermek için arasamda buluşmamıştık ne kadar zamandır. Ben bunları düşünürken içeriden "Lia?" diye ses gelince odamdan çıkarak içeriye girdim. İkisi de koltuğa oturmuş sohbet ediyorlardı. Aralarına geçerek bende oturdum ve konuşmaya katıldım. Böyle oturup muhabbet etmeyeli o kadar uzun zaman olmuştu ki.. Biz konuşmaya daldığımız zaman kapı aralandı ve hepimizin gözleri kapıya yöneldi. Acaba kim gelmişti? Rose mi? Bells mi?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
April Diana Lancaster
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu
April Diana Lancaster


Mesaj Sayısı : 115
Kayıt tarihi : 23/01/11

Amphitrite'nin incileri Empty
MesajKonu: Geri: Amphitrite'nin incileri   Amphitrite'nin incileri Icon_minitimePtsi Şub. 28, 2011 5:22 am

Gelen Bells'ti. Yüzündeki gülümseme bizi görünce daha da büyümüştü. Hepimiz oturduğumuz koltuktan ayağa kalkıp sırayla sarıldık kardeşimize. Bells'i karşıladıktan sonra tekrar koltuklara oturduk ve koyu bir sohbete daldık. Dur durak bilmeden konuşuyorduk. Görüşmeyeli konuşacak çok şey birikmişti. Bir süre konuştuktan sonra Lia ayağa kalktı ve "Size bir sürpriz hazırlayacağım. Buna bayılacaksınız!" diyerek mutfağa yöneldi. Bells ile ben tam ona yardım için ayağa kalkıyorduk ki Lia'nın mutfaktan gelen sesini duyduk. "Sakın yerinizden kalkmayın, ben hallederim." Yaklaşık yarım saat süren merak ve heyecan dolu bir bekleyişten sonra Lia elinde koca bir tabakla içeri girdi. Tabakta ağız sulandırıcı bir pasta duruyordu. Hepimiz pastaya gözlerimizi dört açmış bakarken Lia "Ne duruyorsunuz? Gidip meyve suyunu, çatalları falan alsanıza." dedi halimize gülerek. Bunun üzerine üçümüz de mutfağa yöneldik. Step çatalları, ben bardakları, Bells de meyve suyunu getiriyordu. Biz Step'le getirdiklerimizi masaya koymuştuk ki Bells'in sesiyle irkildik. Hemen arkamızı döndük. Bells yerdeydi. Biz onu kaldırmak için yanına koşarken "Bu da ne böyle?" dedi Bells yüzünü buruşturarak. O sırada küçük, bilye şeklinde bir şeyi işaret ediyordu. Doğrusu bunun ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Yavaşça Bells'i ayağa kaldırdık ve iyi olup olmadığını sorduk. Ondan olumlu cevap alınca Lia yerdeki şeyi eline aldı ve incelemeye başladı. Bu bir inciydi sanırım. İlk önce inciye kafası karışmış bir halde bakarken yüz ifadesi şekil değiştirmeye başladı. Artık inciye ne olduğunu bildiği bir şeymiş gibi bakıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Joseph M. Masen
Persephone'nin Çocuğu
Persephone'nin Çocuğu
Joseph M. Masen


Mesaj Sayısı : 215
Kayıt tarihi : 16/12/10

Amphitrite'nin incileri Empty
MesajKonu: Geri: Amphitrite'nin incileri   Amphitrite'nin incileri Icon_minitimePaz Mart 06, 2011 5:09 am

Herkesin ağzı açık bir halde bakıyordu. Ama neye? Onların yanına giderek eğildi. Bir inciydi... Anlamını bilemiyordu. Tamam, onlar melezdi ama yerde bir inci görmeleri daha tuhaftı. Büyük bir ihtimalle sahteydi. Stephan sinirleniyordu. Biri ona ne olduğunu anlatmayacak mıydı? Dikkatle inciye baktı. Bu sıradan bir şey olamazdı. Yani Stephan öyle tahmin ediyordu. Mitolojiyi hatırlamaya çalıştı. İnciler...? Öyle bir şey geçtiğini sanmıyordu mitolojide. Lia'nın yüzüne baktı. Ne olduğunu anlamıştı sanırım. Amphitrite... Aklında durmadan bu isim dolaşıyordu. Bir bağlantısı olmalıydı. Bu olay gittikçe tuhaflaşmıştı sanırım. Stephan, ortalıkta ki gergin havayı sonlandırmak için ayağa kalktı ve yüksek sesle konuşmaya başladı. "Ee Bells, iyi misin?" Bir konu bulmalıydı çabucak. Sessizlik devam ediyordu. Sanırım kimse onu takmayacaktı. "Daha iyi olduğum zamanlarda olmuştu." dedi Bells kolunu ovuşturarak. Şimdi herkes dikkatini yerde duran inciye vermişti. Amphitrite kim oluyordu? Daha önce bu ismi duymuştu. Efsaneleri hatırlamaya çalıştı. Deniz dibi tanrıçası. Evet, Poseidon'un eşi! Ama bunun inciyle ne alakası vardı. Sonunda Lia, inciyi eline alarak ayağa kalktı. Yüzünde endişe vardı. "Ne oluyor Lia?" diye sordu sakince. Sadece bir inciydi. Daha büyültülecek ne vardı ki? Lia endişe ile konuşmaya başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.percyjacksonrpg.forume.biz/
Cornelia Fackrell
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Cornelia Fackrell


Mesaj Sayısı : 871
Kayıt tarihi : 03/10/10

Amphitrite'nin incileri Empty
MesajKonu: Geri: Amphitrite'nin incileri   Amphitrite'nin incileri Icon_minitimePaz Mart 06, 2011 5:56 am

Herkes yerdeki inciye bakıyor, bu da etrafın gerilmesine neden oluyordu. İnci.. İnciyi elime alarak bakmaya başladım. İlk başta sahte olabileceğini düşünsem de bu sahte olamayacak kadar güzeldi. Ama o inciyi kim nereden bulmuş olabilirdi ki? Bunları düşündükçe daha kötü oluyor, endişeleniyordum. Derin nefes aldım ve Stephan'ın sorusuna yanıt vermek için gözlerimi inciden ayırarak kardeşlerime baktım. "Bu inci gerçek..." diye söze başladım ama sesimin çok endişeli çıktığını fark ederek sustum. Bir iki defa derin nefes aldıktan sonra kardeşlerime hafifçe gülümseyerek sözüme onları sakinleştirerek başladım. "Merak etmeyin, kötü bir durum yok ortada." dedim ve kardeşlerimi inceledim. Hepsi daha çok sakinleşmişlerdi ama hepsi neler olduğunu merak ediyordu. Aslında bunu bende merak ediyordum ama aklımdaki düşünceleri kardeşlerime söylemem gerektiğini fark ettim. Ne de olsa aralarında bunu bilebilecek kadar çok duran ben vardım ve neredeyse düşüncelerimden de emindim. "Bu inci Amphitrite'nin olmalı. Amphitrite kim derseniz 'saygı değer' babamızın müstakbel tanrıça eşi. Saraylarında beraber yaşarlar ve babam bizi atışmalarımız ile bilir. Neyse, bu inci onun olmalı. İncinin ne işe yaradığını soracak olursanız üzerine basıldığında istediğiniz yere gitmenizi sağlar, ama sadece bir kereliktir." Kardeşlerim söylediklerimi kafalarında işlemeye, ne olduğunu anlamaya çalışırken bende bunu kendi içimden bizim kulübede ne aradığını soruyordum. Tabi bunun hakkında hiçbir fikrim yoktu. Aklımdaki bu düşünceden birisinin konuşmasıyla daha doğrusu sorusuyla kurtuldum ve dinlemeye başladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
April Diana Lancaster
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu
April Diana Lancaster


Mesaj Sayısı : 115
Kayıt tarihi : 23/01/11

Amphitrite'nin incileri Empty
MesajKonu: Geri: Amphitrite'nin incileri   Amphitrite'nin incileri Icon_minitimePaz Mart 06, 2011 8:06 am

"Peki biz şimdi bu inciyi ne yapacağız?" diye sordum merakla. Bir yandan da incinin buraya özellikle mi konulduğunu, yoksa bunun sadece bir tesadüf mü olduğunu anlamaya çalışıyordum. Lia, bir süre düşündükten sonra cevap verdi. "Ben... bilmiyorum." Kendimi çözülemeyen bir cinayet vakasının ortasında gibi hissediyordum. Gözlerimi kulübede gezdirip incinin neden burada olduğu hakkında ipuçları aramaya başladım ama bir gariplik sezmedim. Gerçi bir gariplik olsa da anlayabileceğimi sanmıyordum. Yeni yeni alışıyordum ne de olsa. Ben yine düşüncelerimle boğuşmaya dalmışken Stephan'ın sesiyle irkildim. "Hey, şuna bakın!" Stephan'ın işaret ettiği yere baktığımda havada bir görüntü oluşmaya başladığını fark ettim. Şimdi kafam iyice karışmaya başlamıştı. Lia hayretle, "Bu bir İris mesajı!" dedi. Benim şaşkın bakışlarımı fark edince de "Tanrı, Tanrıça ya da melezler birbirleriyle haberleşmek için çoğunlukla bu yöntemi kullanırlar." diye açıkladı. Bu iş gittikçe garipleşiyordu. Tekrar görüntüye odaklandım, ama görüntü hala bulanıktı. Stephan, gözlerini kısmış görüntüyü anlamaya çalışıyordu. "Acaba bize bu mesajı gönderen kim?" diye sordu. Oldukça sabırsız görünüyordu. Gerçi benim de ondan aşağı kalır yanım yoktu. İkimiz de Lia'ya döndük. Lia da önce görüntüyü çözememişti ama birkaç saniye sonra görüntü iyice belirginleşti. "Bu babamız!" diye bağırdı Lia. Birden içimde babamı görecek olmanın heyecanı belirdi ve başımı hemen görüntüye doğru çevirdim. Babam, aynı hatırladığım gibiydi. Hiçbir değişiklik yoktu. Yalnızca, yüz hatları biraz daha sert gibiydi. Babamız birkaç saniye bekledikten sonra konuşmaya başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Isabelle Coco Franke
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu
Isabelle Coco Franke


Mesaj Sayısı : 315
Kayıt tarihi : 01/09/10

Amphitrite'nin incileri Empty
MesajKonu: Geri: Amphitrite'nin incileri   Amphitrite'nin incileri Icon_minitimeSalı Mart 08, 2011 1:05 am

Görüntü sonunda netleştiğinde, babam mavi gözleriyle bizlere bakıyordu. Hepimiz şaşkınlıkla ona bakarken, Lia, ''Baba?'' diye fısıldadı. Poseidon, gür sesiyle konuşmaya başladı. ''Çocuklarım, Sizlerle görüşmeyeli epey bir süre oldu. Görüşemediğimiz bu süre içinde gelişen bir takım olaylar var. Sizlerle bunu konuşmak için size bu mesajı yolluyorum. Aldığınız zaman, en kısa sürede yanıma gelmelisiniz. Durumun ciddiyetini anlayıp, gelmemezlik etmeyeceğinizi biliyorum. Dediğim gibi en kısa zamanda.. Kendinize iyi bakın.'' Babamın gür sesi ortak salonda, yankılanmaya başladı. Mesaj tekrar bulanıklaşmaya başladı ve sis haline dönüp yok oldu. Stephan bana bakıp, Lia'yı işaret etti. Hepimiz dönüp ona baktık. Yüzünu buruşturmuş, ağlayacak gibi görünüyordu. ''Lia, iyi misin?'' diye sordum yanına giderek. Lia gözlerini kırpıştırarak, yutkundu. ''İyiyim. Ama sinirliyim. Bizimle ne konuşmak istediği gayet açık değil mi?'' Stephan inciyi göstererek, ''Evet sanırım, gayet belirli.'' dedi. April yanıma geldi ve söze karıştı. ''Amphitrite hakkında konuşacak. Peki ama neden bunu mesajda söylemedi de, mesaj öncesinde bir tane inci gönderdi? Bana kalırsa milllet, bu hiç Poseidon tarzı bir hareket değil.'' ''Evet kesinlikle katılıyorum. Yani hepimizi saraya çağırdı. İncinin ipucu vermek için değil de bizi götürmek için olduğunu düşünmek isterdim ama tek bir inci hepimizi birden götüremez.'' Lia sinirli bir tonda konuşmaya başladı, ''Hayır. İnciyi babam yollamadı. Bize mesaj atacağını öğrenen Amphitrite ondan önce davranıp yollamış olsa gerek. Birimizi yanına istiyor. Anlaşılan sadece Poseidon'un konuşacak şeyler yokmuş.''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cornelia Fackrell
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Cornelia Fackrell


Mesaj Sayısı : 871
Kayıt tarihi : 03/10/10

Amphitrite'nin incileri Empty
MesajKonu: Geri: Amphitrite'nin incileri   Amphitrite'nin incileri Icon_minitimeC.tesi Mart 26, 2011 1:40 am

''Hayır. İnciyi babam yollamadı. Bize mesaj atacağını öğrenen Amphitrite ondan önce davranıp yollamış olsa gerek. Birimizi yanına istiyor. Anlaşılan sadece Poseidon'un konuşacak şeyler yokmuş.'' dedim ve sinirle nefes aldım. Babamı anlarım bizi çağırabilirdi ama Amphitrite'nin bu işin içinde olduğunu bilmek beni gerçekten sinir ediyordu. Derin nefes aldım ve sakinleşerek olasılıkları düşündüm. Büyük ihtimal bir şey olmuştu ve Amphitrite kendi çocuklarını değil, babamı kullanarak bizden yardım istiyordu. Ona yardım etmeyeceğimi babam nasıl düşünemezdi? Bir de kardeşlerimi de bu işin içine karıştırıyordu. Babamı bu yüzden daha da çok sevmiyordum. Derin nefes aldım ve gülümsedim. Kardeşlerimin hiçbir şey anlamasını istemediğim için sakin olmalıydım. Sonunda aklıma gelen tek fikri kullanarak kardeşlerime döndüm. Pek etkisi olur mu yoksa olmaz mıydı bilmiyordum ama sözümden çıkacaklarını düşünmüyordum. "Kardeşlerim babam bizi çağırdığına ve Amphitrite tek inci yolladığına göre sadece birimizi istiyor aramızdan. Bu durumda da bir kişi gideceğine göre ben gidiyorum." dedim ve kardeşlerime baktım. Hepsi bir kaç saniye düşündükten sonra tam itiraz edecekleri sırada elimi kaldırdım ve hepsini susturdum. "Hayır itiraz falan kabul etmiyorum, ben gidiyoruım. Bir şey olursa ya da sizinde gelmeniz gerekirse iris mesajı ile size haber yollarım kardeşlerim." dedim ve kulübeden dışrı doğru ilerlemeye başladım. Arkamdan gelen itirazlara ve kızgın bakışlara rağmen arkama dönüp bakmadan hızla sahile doğru ilerlemeye başladım.

RP BİTMİŞTİR! (Devamı Poseidon sarayı'nda.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Amphitrite'nin incileri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Kulübeler :: Poseidon Kulübesi-
Buraya geçin: