Kirkenin adasından zor kurtulduktan sonra adayı baz alarak kafamda bir harita çizdim böylece siren körfezini bulmak zor olmayacaktı. Pegasusumla batıya doğru uçuyorduk. Tahminen yaklaştığımızı anladığımda kulağıma yanımda getirdiğim kulak tıkaçlarını tıkadım. Sesi %96 oranında engelliyorlardı. Böylece sirenlerin büyüsüne kapılmadan onlarla savaşabilecektim. Siren körfezine yaklaştığımda pegasusumu durdurup suya atladım. Beni beklemesi için komut verdikten sonra yüzmeye başladım. karaya çıktığımda karşımda duran şarkı söyleyen sirenleri gördüm. Şarkılarıyla büyülemedikleri zaman ne kadar çirkin olduklarını anlamıştım. Dört tanesi oradaydı. Büyülerinden etkilenmiş gibi onlara doğru yürümeye başladım. Bu çok riskli bir hareketti. Heran kulaklıklarımı görüp bana saldırabilirlerdi. Şanslıydım ki hiçbiri farketmedi. Aramızda az bir mesafe kala elimi yavaşça sırtıma götürüp kılıcımı çektim ve sirenlerden birsinin kafasını kestim. Diğer sirenler şaşırmıştı ancak hızla bana saldırdılar. Kılıcımı dçndürdüğüm gibi başka bir sirenin karnına sapladım. İki tane daha öldürdükten sonra etrafıma bakındım başka yok gibi duruyordu ancak başka sirenlerin gelmesi an meselesiydi. Biran önce işimi halletmeliydim. İlerideki sandık gözüme çarpmıştı. İşte aradığım şey bu olmalıydı. Sonunda tanrı Poseidonun isteğini yerine getirmiş olacaktım. Sandğı açtığımda etrafda birsürü siren belirdi. Sandığın içindeki büyük deniz kabuğunu alarak hızla koşmaya başladım iğrenç sirenler benim koşmamdan çok daha hızlı sürünğyorlardı. Birkaçtanesini fırlattıktan sonra. Sonunda denize gelmiştim. Ancak bunların benden daha hızlı yüzeceğini biliyordum. Umutla bağırdım. "İstediğin elimde Tanrı Poseidon biraz yardım hiç fena olmaz." Poseidon sesimi duymuş olmalıydı ki deniz ikiye ayrılarak geçmeme izin verdi bir süre yürüdükten sonra arkamdan kapanan suyun altında kalan sirenlere bakarak. "Sağol" dedim ve yüzmeye koyuldum. Deniz krallığına kadar uzun bir yolum vardı.