Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Stella Fabiano
Hades'in Çocuğu
Hades'in Çocuğu
Stella Fabiano


Mesaj Sayısı : 915
Kayıt tarihi : 20/08/10

Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla  Empty
MesajKonu: Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla    Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla  Icon_minitimePtsi Eyl. 06, 2010 8:57 am

Artık Olimpos'a gidişlerimiz sıradan bir hal almıştı. Eskiden yaşasın, işte yine Olimpos'u basıyoruz diye düşünürdük ama artık haftada en az bir kere Olimpos'u ziyaret ettiğimiz için işin eğlencesi kaçmıştı. Gölge yolculuğu yapacaktık ama babam yerimi öğrenir diye korkmuş ve pegasuslarımıza binmeye karar vermiştik.

Siyah İnci'nin sırtına bindiğimde nereye gideceğimizi bil söylemedim. Eğer Olimpos bir internet sayfası olsaydı sık kullanılanlar listemin başında olurdu. Neyse, gelelim Olimpos'a vardığımızda başımıza gelenlere.

"Naber Frank" dedim resepsiyoniste.

"Stella! Zeus'un ne yaptığı konusunda sana söyle..."

"Gerek yok Frank, ben olanları biliyorum. Yani şu anda Olimpos tanrıçalarından birinin daha önünde duruyorsun. Bir an önce kapıyı açmaya ne dersin?" dedim. Frank benimle ilk karşılaştığındaki gibi korku dolu gözlerl bana bakıyordu. Dediğimi ikiletmedi ve hemen kapıyı açtı.

Oimpos'a vardığımızda derin bir nefes aldım. Aslında nefes almama gerek yoktu, zate ölümsüz olmuştum. Ama alışkanlık işte.

Zeus'un karşısına dikilmek hayatıma yaptığım en harika deneyimdi. Bana bakan ve gerçekten korkuyla dolan gözlerini görmeliydiniz.

"Merhaba eski dostum. Madem beni ölümsüz yaptın, bir karşılşmaya ne dersin?" dedim ve olduğu gibi Zeus'un üstüne saldırdım. Zaten Zeus, Poseidon ve Ares'ten başka hiçbir tanrı yoktu konseyde. Zeus'a neler yapacaktım, bilmiyordum. Ama gerçekten iyi şeyler yapabileceğimi hissediyordum
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla  Empty
MesajKonu: Geri: Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla    Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla  Icon_minitimePtsi Eyl. 06, 2010 9:06 am

Stell'in hızına yetişmekte zorlanmıştım. Ölümsüzlük ona sanki daha bir özgüven vermiş gibiydi. Korkusuzca Tanrıların Tanrısı'nın karşısına çıkmış ve ona meydan okumuştu! Ben de takdir eden bakışlarla onu izliyordum. Ve Poseidon da bundan büyük keyif alıyor gibi, sadece olanlara bakıyordu. Ama Ares...

Ares konsey salonuna girdiğim andan beri gözlerini üzerimden ayırmıyordu. Onunla yaşadıklarımız olaylar -ki hepsi normal bir insanı tımarhanelik yapar- tek tek gözlerimin önünden geçmeye başladı. Derin bir nefes aldım. Madem karşımızda üç tanrı duruyordu, en güçlü olanla Stell ilgilendiğine göre, Ares ve Poseidon bana kalmıştı.

Athena kızı olmanın getirisi zekamdan yararlanarak, Tanrı Poseidon'un önünde saygıyla eğildim. O da bana başıyla selam verdi. Tamam, bu yeterli bir işaretti, Poseidon bize karşı cephe almayacak, sadece izleyecekti. Konsantrasyonumu toplamaya çalışarak tahtından kalkmış, üzerime doğru gelmekte olan Ares'e döndüm.

"Bir yıl oldu, Lucianna." dedi. Öfke saçan bakışları bana aynen şu mesajı veriyordu: 'sana yol göründü.'

Tabii, geçen düellomuzda stratejik bir performans sergileyerek, sadece vakit kazanmaya odaklanmış, güvende olduğumuzdan emin olunca da düelloyu bırakmıştım. Bu sefer, savaşırken tek amacım kazanmak olacaktı. Tanrı Ares beni kolay lokma sanıyordu ve bu benim için büyük bir avantajdı.

Başlamadan önce göz ucuyla Stell'e baktım, onun tarafında işler yolunda gidiyor gibiydi. Kabusuma dönerek şöyle söyledim:

"Her gün bu anın özlemiyle yanıp tutuştum... bir yıl boyunca."

Sonra sinsice gülümsedim. Evet, Hades kızı Stell kesinlikle kişiliğime birşeyler katıyordu.

Ve... kapışma başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Stella Fabiano
Hades'in Çocuğu
Hades'in Çocuğu
Stella Fabiano


Mesaj Sayısı : 915
Kayıt tarihi : 20/08/10

Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla  Empty
MesajKonu: Geri: Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla    Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla  Icon_minitimePtsi Eyl. 06, 2010 9:32 am

Zeus'a saldırmamla kendimi yerde bulmam bir oldu. Tabi bu doğaldı, o üç metre boyunda, ben ise sadece 1.50'ydim. Ama eğer bir tanrı olduysam, onun kadar uzun olabilme yetneğim de olmalıydı, değil mi?

"Beni ölümsüz yapmak hayatına mal olacak Zeus" dedim ve gözlerimi kapattım. Gözlerimi tekrar açtığımda yerden çok yüksekteydim! Başarmıştım! Tanrı boyutuna gelmiştim!!

Lucy şaşkınca bana bakıyordu, öyle ki neredeyse Ares onu öldürecekti. Neyse ki kendisini çabuk toperladı ve Ares'in hamlesini savuşturdu.

Zeus bana şimşeğiyle saldırınca gülümsedim. Neyseki boyumla beraber kılıcım da büyümüştü.

"Ölümsüz olmanı baban istedi" dedi Zeus. Artık güçlerimi çok daha iyi kullanabiliyordum. Kıyamet'ten çıkan simsiyah bir duman Zeus'un etrafını sardı ve Zeus olduğu yerde öksürmeye başladı. Bu halinden yararlanarak üzerine saldırdım ve Zeus'un omzunu yaraladım. Çıkan altın sarıs kana baktım ve Zeus'a dönüp gülerek:

"Upss, sanırım yanlışlıla omzunu kesiverdim" dedim. Zeus çok kızmıştı. Yerinden kalktığında beni şimşeğiyle çarptı. Ama daha önce hiç bu kadar çok elektrik vermemişti, dolayısıyla olduğum gibi yere düştüm. Eğer bir melez olsaydım tamamen küle dönüşmüş olurdum. Bu halimden nefret ettiği halde ölümsüzlüğüme şükrettim.

"Dostum, bu harika bir numaraydı! Sıra bende" dedim kendimi toparladğımda. Kıyamet'i sol elime alıp Fırtına'yı çıkarttım. Sevincimden oynayacatım, şimşeklere hakim olabilen tek tanrı o değildi. Üstelik Fırtına bana hediye olduğu için artık Zeus'un onu kullanma yetkisi de yoktu. Fırtına'yı açtığım gibi bende çarpabileceğim kadar Zeus'u çarptım. Zeus olduğu yere düşünce de Kıyamet'i sırtına sapladım.

"Bugünü asla unutmayacağım Zeus, sağol kanka" dedim ve kılıcımı çektim. Ben çok tehlikeli bir ölümsüz olmuştum.

Tekrar kendi boyuma döndüğümde Lucy'ye baktım. Amanın! Ares kendine çok güçlü bir rakp seçmişti ve hala rakibinin gücünü anlayamamıştı. Şaşkın mıydım? Hayır, biraz sonra Lucy'nin ypacaklarını tahmin ederek eğlenmeye şimdiden başlamıştım...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla  Empty
MesajKonu: Geri: Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla    Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla  Icon_minitimePtsi Eyl. 06, 2010 9:53 am

Kahkaha attım. Taktiğim işe yaramış, Ares benim güçsüz bir kız olduğumu sanmıştı. İlk hedefimin onu yormak -daha doğrusu sabırsızlaştırarak daha tekinsiz hamleler yapmasını sağlamak- olduğunu anlayamamıştı. Bir süre beni oraya buraya savurmasına, kılıcımla son anda karşılık verdiğim hamleleriyle mutlu olmasına izin verdim.

Eh, son gülen iyi gülerdi ama ben şimdiden dudaklarıma hakim olamıyordum. Bir ara Stell'e baktım, bir de ne göreyim! Tıpkı diğer tanrılar gibi devasa bir boyuta gelmişti! Anlık şoku çabuk atlatıp Ares'e geri döndüm. Stell, şey... gerçekten... beni bile korkutmuştu.

Bir ara yere çakılma sesi duyup dostumun işinin bittiğinden endişelendim ve arkamı döndüm. Yere düşen Tanrı Zeus'tu! Bunu gören Ares'in konsantrasyonu dağılmıştı ve işi bitirme sırası bende olduğu için onun bu halinden yararlanmaya, oyunu daha fazla uzatmamaya karar verdim.

Ölümcül hamleler yapmaya başladım. Bir yandan da ataklarını önceden öğrenebilmek için zihnimi Ares'in beynine yönlendirmiştim. Tabii ki bir Tanrı'nın düşüncelerini tam olarak okuyamıyordum ama böyle hareketli oldukları durumda, zihinlerinde bir sonraki hamlelerinin görüntüsü az da olsa beliriyordu işte.

Ares, bir yandan da onu oyuna getirdiğimi fark edip iyice sinirlenmişti. Sinirlenmesinin daha çok işime yarayacağını bildiğimden, tek elimle boynumda asılı duran kolyenin ucundaki amblemi işaret ettim.

"Ne? Sen kılıç eğitmeni misin?" diye kükredi.

Çok geç olmadan, bunu yapmakla hata ettiğimi anladım. Bir anda elimdeki kılıç yok oldu -yani bileklik haline geri döndü- ve yerinde bir mızrak belirdi. Ares'in elinde de aynısı vardı. Mızrağıma hayranlıkla baktım. Elektrik benzeri ışıklar saçıyordu, kıpkırmızıydı ve kesinlikle ölümcül görünüyordu.

O an, daha önce hayatımda hiç mızrak kullanmamış olmamın bir önemi yoktu. Savaş Tanrısı'na şöyle söyledim:

"Sen yenersen beni öldürürsün, ben yenersem de mızrak bende kalır. Kabulse, Styks Nehri üzerine anlaşmadan caymayacağına yemin et."

Korkunç bir kahkahanın ardından, ciddiyetle yeminini etti ve tekrar kapışmaya başladık. Bu sırada Tanrı Zeus, Tanrı Poseidon ve Stell bizi izlemekteydi ama umursamadım. Her ne kadar Athena kızı olsam da, annemin bilgelikten çok savaşçı özelliklerini aldığımı düşündüğüm o anlardan birindeydim. Tanrıça Athena yenilmezdi, onun kızı olarak ben de bu Tanrı'ya yenilmeyecektim.

Mızrak, daha önce hiç kullanmamış olsam da, aramızda bir bağ olduğunu hissettiğim savaş aletlerinden biriydi. Onu kolayca kavramış ve rahatça rakibime karşı kullanmaya başlamıştım. Annemin sembolü, sanki benim yeni sahibi olmamı istercesine aklımdan geçen her hamleyi başarıyla uyguluyordu.

Ares'in sabrı iyice taşmıştı. Düşüncelerinden anladığım kadarıyla, burayı terk etmeye hazırlanıyordu. Buna izin veremezdim. Sol bileğimdeki bilekliğin, kalkanım Aegis'e dönüşmesini sağladım. Üzerine hücuma geçmişken, Ares'in aklından net bir düşünce zihnime geldi:

"Tıpkı Athena gibi duruyor..."

"Sadece durmadığıma emin olabilirsin Ares." dedim.

Hazır Tanrı düşüncelerini duyuyor olmamın şokundayken, mızrağımı nazikçe yere bıraktım ve Nefesalan'ı tekrar elime alarak, yere düşürdüğüm Tanrı'nın boğazına dayadım. Nefes nefese kalmıştım ama buna değerdi. Düşünsenize, Ares karşımda öfkeden deliye dönmüş bakışlarıyla beni süzmekteydi!

"Neyse, bugünlük bu kadar yeter. Ama... sanırım bu son karşılaşmamız olmayacak." dedim. Bakışlarıyla sözlerimi doğruluyordu.

Stell'e döndüm, sanırım artık buradan gitme vaktimiz gelmişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Stella Fabiano
Hades'in Çocuğu
Hades'in Çocuğu
Stella Fabiano


Mesaj Sayısı : 915
Kayıt tarihi : 20/08/10

Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla  Empty
MesajKonu: Geri: Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla    Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla  Icon_minitimePtsi Eyl. 06, 2010 10:00 am

(RpOut: Lucy, istersen Styks nehrineki başlığı sen aç Very Happy )
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla  Empty
MesajKonu: Geri: Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla    Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla  Icon_minitimePtsi Eyl. 06, 2010 10:03 am

(Tamam Very Happy)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Zeus'a Haddini Bildiriyorum, hemde fazlasıyla
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Olimpos :: Empire State Binası/Olimpos-
Buraya geçin: