| Sırada ne var? | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Thalia A. Carter Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 2000 Kayıt tarihi : 02/02/11
| Konu: Sırada ne var? Perş. Şub. 24, 2011 8:17 am | |
| Zorlu bir görev için başvurmuştum ve benle birlikte gelecek kişi : Nicole.Ares ve Afrodit kızı işbirliğinde..Aslında eğlenceli olabilirdi.Yeraltına inmemiz gerekiyordu fakat ne yapmam gerektiğine dair hiç bir fikrim yoktu desem yeridir.Yanıma dibi olmayan küçük çantamı ve her zamanki gibi kılıca dönüşen bileziğimi almıştım.Kıyafetimi tanımlamam gerekirse ; siyah bir kot pantolon üstüne lacivert kalpli bluz ve siyah bir kolye ile ceket.Eh yeraltı modası benden sorulur.Saçıma da fön çektikten sonra at kuyruğu yapmıştım.Adaşımın ağacının oraya gidip Nicole'i beklemeye başladım.Gelmişti.Ama dikkatimi ilk çeken şey kıyafetiydi çünkü asker pantolonunun üstüne kiremit rengi bir tişört giymişti.Değişik ama uyumlu bir tarz yakalamıştı doğrusu."Hey Nicole çabuk ol!" dedim ve Melez Kampı'nda keşfetmiş olduğum yeraltına giden tünele atladım.Nicole de peşimden geliyordu.Aşağı doğru iniyorduk.Su damlaların sesi bile ürkünçtü açıkçası.Fakat korkmuyordum.Çünkü yapmayı kendim istemiştim ve buranın sonunda her ne varsa ona hazırdım.Nicole önüme geçip , daha doğrusu geçit dar olduğundan üstüme çıkarak önüme geçip , "Sen arkada kal ben önden gideyim en iyisi biraz yavaşsın." dedi hafif bir alay tonuyla.Ama ses çıkarmadım sadece derin bir nefes aldım.Tünel gittikçe karanlıklaşıyordu.Çantamın dibinden bir meşale çıkardım ve onu yaktım[Evet çantam dipsiz anlayın].Nicole'e uzattım ve yolumuza devam ettik. | |
|
| |
Terra M. Winchester Hestia Rahibesi/Kılıç Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 749 Kayıt tarihi : 18/02/11
| Konu: Geri: Sırada ne var? Perş. Şub. 24, 2011 9:46 am | |
| Geçen gün, gözü pek bir Afrodit kızı olan Thalia, aldığı zor bir görev için ona eşlik etmemi teklif etmişti. Ben de kabul etmiştim. İlk kez göreve çıkıyordum. Yeraltına inecektik ama ikimiz de ne yapacağımızı bilmiyorduk.
Şu anda hazırlanıyordum. Üstüme kiremit rengi bir bluz, altına da asker pantalonu giymiştim. Uyumlu olmuştu. Yanıma gözüm gibi baktığım hançerimi ve kılıcımı aldım. Kılıç olmadan olmazdı. Kendimi inceledim. Tam olmuştum. Kulübeden çıkıp Thalia'nın beni bekleyeceğini söylediği Zeus kızı olan Thalia'nın ağacına doğru yola çıktım.
Oradaydı işte. Beni bekliyordu. Ben görününce Thalia "Hey Nicole çabuk ol!" dedi ve bir tünele atladı. Onu takip ettmeye başladım. Galiba aşağıya doğru gidiyorduk. Su damlaması sesi geliyordu. Ama korkmadım. Ufak bir su damlası beni korkutamazdı.
Thalia'nın önüne geçtim. "Sen arkada kal ben önden gideyim en iyisi biraz yavaşsın."dedim alaycı bir sesle ona. Biraz da o beni takip etsindi, değil mi? Şaka bir yana Thalia gerçekten yavaştı. Galiba bir yerden cehennem tazısı fırlamasını falan bekliyordu.
Bu sırada Thalia çantasından bir meşale çıkarıp yaktı. Bana verdi. Buna şaşırmıştım? Niye bana veriyordu ki?
Thalia'yı takdir etmeye başlamıştım. Bir Afrodit kızı olsa da zekiydi. Ama ben daha zekiydim tabii. Ama nasıl olup ta bir ışık kaynağı almayı akıl edemediğimi anlayamıyordum.
Brden yolumuza karanlık bir şey çıktı. Ne olduğunu anlayamamıştım ama korktuğumu hissettim. Bu sırada elinde olmadan Thalia çığlığı bastı. | |
|
| |
Thalia A. Carter Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 2000 Kayıt tarihi : 02/02/11
| Konu: Geri: Sırada ne var? Cuma Şub. 25, 2011 10:29 am | |
| Hayatımda ilk defa çığlık atmıştım.Eh bir canavar beni yakalayıp havaya kaldırmasaydı atmazdım da zaten! O kadar çok yaratıkla savaşmama rağmen hiç böylesini görmemiştim.Dişleri en az 20 santimdi ve olabildiğince sivriydi.Çamurdan yapılmış gibi duruyordu fakat çamur insanın canını bu kadar acıtmazdı.Gittikçe enerjim azalıyordu.Her an bayılabilirdim.Gittikçe de sıkıyordu.Dayanamıyordum artık.Bir çığlık daha attım ama bu sefer kokudan değil acıdan.."Nicole,sen git!Bırak kendini kurtar" dedim ama boşuna çünkü kılıcıyla canavara saldırmaya çoktan başlamıştı.Ama her bir kılıç savuruşunda canavar yılmıyor aksine daha çok güçleniyor ve büyüyordu.Gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlıyordu.Elimden geldiğince yardım etmem gerekirdi fakat çığlık atmak dışında ağzımdan ses çıkmıyordu.Deniyordum ama sıfır,sesim çıkmıyordu!Ellerim hissizleşmeye başlıyordu.Sol elim kaskatı kesilmişti!Bu yaratık da neyin nesiydi öyle?Nicole kendini kurtarmalıydı.Ancak beni bırakmaya niyeti yokmuş gibi kılıç savurmaya devam ediyordu.Sağ elimden bileziğimi çıkarmayı başardım daha doğrusu bilezik doğruca elime kaydı ve kılıç halini aldı.İçimden 'Haydi azap çektiren göster gününü ona' dedim ve kılıcı kalbi olması gereken yere sapladım.Kılıç orada kalmadı,canavarın vücudundan aşağı kaydı.Sanki bu canavar bir sıvıydı da...Nicole artık endişelenmeye başlıyordu... | |
|
| |
Terra M. Winchester Hestia Rahibesi/Kılıç Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 749 Kayıt tarihi : 18/02/11
| Konu: Geri: Sırada ne var? Paz Şub. 27, 2011 4:18 am | |
| Thalia çığlık atar atmaz hızla arkama döndüm. Arkaya dönmemle donup kalmam bir oldu. Daha önce hiç görmediğim ve duymadığım bir canavar Thalia'yı havaya kaldıurmıştı. Hemen kılıcımı çekip saldırıya geçtim. Ama yaratık toz olması gerekirken kılıç içinden geçiyor, bu arada da yaratığı daha da büyütüyordu. Belki de Melez Kampı'na geldiğimden beri ilk kez koktum. Nasıl baş edecektik bu yaratıkla?
Bu arada canavar Thalia'yı gittikçe sıkmaya devam ediyordu. Thalia bir çığlık daha attı. Canının yandığına hiç şüphe yoktu.
"Nicole,sen git! Bırak kendini kurtar" dedi Thalia ama tabii ki onu dinlemedim. Yaratığa kılıçla vurmaya devam ediyordum. Dur, bir saniye. Kılıç mı? Neden hala kılıçla dövüşüyordum? İşe yaramadığını anladığım halde? Yoksa yaratık bedenimin kontrolünü mü ele geçirmişti?
Thalia'nın çığlıklarını artık duymuyordum. Ölmüş müydü yoksa? Kafamı kaldırıp ona baktım. Gözleri açıktı ama kapanmak üzere gibiydi. Nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde kılıcını eline aldı ve canavarın kalbine -en azından ben öyle sanıyorum- sapladı. Ama tabii ki kılıç canavarın içinden geçti.
Tamam! Bu kadar yeter! Kılıcı bırakıp hançerimi aldım. Bu işe yaramalıydı. Daha etkili olması için hançeri kalbine saplamam gerekiyordu. O kadar yükseğe nasıl zıplayacaktım ama?
Kenarlarda basamak gibi taşlar vardı. Hiç denemediğim kadar hızlı bir şekilde o taşların üstünden zıplayarak yaratığın dikkatini çekmeye çalıştım.
Yerden bir taş alarak yaratığın kafasına attım ve "Hey, domuz kafalı sığır! Buraya bak!" diye bağırdım. Açıkçası 'domuz kafalı sığır'ı nereden uydurduğumu bilmiyordum ama söylenişi hoşuma gitmişti.
Yaratık bana döndü. Yüzünde hiddetli bir ifade vardı. Thalia'yı bırakarak ellerini boynuma doğru uzattı. Hançeri elimde hazır tutuyordum. Yaratığın bana yeteri kadar yaklaştığına kanaata getirince şaşırtmaca yaparak kalbine saplayacaktım! ŞİMDİ!
Yaratığın elleri tam boynumu tutacakken elimden geldiği kadarıyla aşağıya eğilerek hançeri kalbi olduğunu sandığım yere sapladım. | |
|
| |
Thalia A. Carter Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 2000 Kayıt tarihi : 02/02/11
| Konu: Geri: Sırada ne var? Paz Şub. 27, 2011 4:31 am | |
| Nicole kılıcını yere atıp hançerini çıkarmıştı, ama nedenini anlayamamıştım.Zaten beynimin durmaya başladığını,kalp atışlarımın yavaşladığını hissediyordum.Düşünemiyordum bile!Sadece olanları izliyordum.
Nicole, canavarın kafasına taş atıp "Hey, domuz kafalı sığır! Buraya bak!" dedi.Nereden uydurmuşsa artık bu lafı...Canavar beni yere fırlattı.Artık acıyı hissetmiyordum ama yere düşmenin sarsıntısıyla kendimi kaybediyordum.
Gözlerim kapanıyor bense inat edip gözlerimi açık tutmaya çalışıyordum.Yaratık Nicole'e yaklaştı tam onun boynunu tutup boğmak üzereyken Nicole elindeki kılıcı canavarın kalbi olması gereken yere sapladı.Hançer kaymadı.Canavar insanı sağır eden bir şekilde inledi.Yavaş yavaş erimeye başladı.
Tam kalkmaya çalışıyordum ki gözlerim kapandı ve yere yığıldım. | |
|
| |
Terra M. Winchester Hestia Rahibesi/Kılıç Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 749 Kayıt tarihi : 18/02/11
| Konu: Geri: Sırada ne var? Paz Şub. 27, 2011 5:05 am | |
| Planım yeterince işe yaramıştı. Hançerim yaratığın kalbine saplanır saplanmaz canavar acıyla inlemeye ve yavaş bir şekilde erimeye başladı. Canavar erirken bile iğrençti.
Merdiven gibi taşların üzerinden aşağıya inip Thalia'ya baktım. Kalkmaya çalışıyordu. Ama kalkamadan tekrar bayıldı. Hemen onun yanına eğildim. Ambrosia'ya ihtiyacı vardı. Hay Allah. Yanımda çok az Ambrosia vardı. Oysa ben hepsinin bitmesini istemiyordum. Çaresiz ona bütün ambrosia'yı içirtmek zorunda kaldım.
Ambrosia bittikten sonra kalp atışlarını kontrol ettim. Kalbi normal hızda atıyordu. Gerçi pek güvenilir bir hemşire değildim ama ne yaparsınız. Nabzı da normal gibiydi. Ona biraz su içirsem fena olmazdı. En azından ayılmasına faydalı olurdu.
Şişenin kapağını açıp Thalia'nın ağzını zar zor açık tuttum ve şişeyi dökmemeye çalışarak şişeyi ağzına dayadım. Ama ne yazık ki bu konuda pek başarılı değildim. Suyun birazını Thalia'nın üstüne dökmüştüm ama birazını da içirmeyi başarmıştım. O sırada Thalia'nın öksürdüğünü duydum, sanırım su boğazına kaçmıştı. Gözlerini açtı ve yarı oturur bir pozisyona gelerek bana baktı. | |
|
| |
Thalia A. Carter Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 2000 Kayıt tarihi : 02/02/11
| Konu: Geri: Sırada ne var? Paz Şub. 27, 2011 5:10 am | |
| "Teşekkürler Nicole" dedim gülümseyerek.
Sonra üstüme bakıp "Ama üstüme dökmesen daha iyi olurdu" dedim kıkırdayarak.
"Önemli değil" dedi Nicole.
"Haydi yola devam" Haklıydı.Bu kadar şeyden sonra geri dönmek olmazdı.Ayağa kalkmaya çalıştım kalkamayınca Nicole elimden tutup yukarı çekti.Yola devam ettik.Başka bir kibrit daha çıkarıp meşaleyi yaktık.İçerisi gittikçe kötü kokmaya başlıyordu.Takırtılar insanı rahatsız edecek kadar fazlaydı.Gücüm hala tam olarak yerine gelmemişti ama yürümek için çabalıyordum.Benim yerimde normal bir insan olsaydı şimdiye ölmüştü bu acıdan.
İkide bir arkama bakıyordum çünkü biri peşimizden geliyor,bizi izliyor gibi oluyordu.Fakat ne zaman arkamı dönsem kimseyi göremiyordum.Nicole de bakınıyordu.O da sezmişti herhalde bir şeyler olacağını.Adımlarımızı hızlandırdık.3 tane girişi olan bir yere gelince durduk.
| |
|
| |
Terra M. Winchester Hestia Rahibesi/Kılıç Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 749 Kayıt tarihi : 18/02/11
| Konu: Geri: Sırada ne var? Paz Şub. 27, 2011 6:20 am | |
| "Teşekkürler Nicole" dedi gülümseyerek Thalia. Sonra üstüne baktı. Kesin kızacaktı şimdi. Kıyafeti mahvoldu ya. Ama kızmadı. Onun yerine "Ama üstüme dökmesen daha iyi olurdu." dedi kıkırdayarak.
"Önemli değil" dedim. Başka biri olsa 'Sana su içirdiğime şükret.' ya da ona benzer bir şey derdim ama bu kızı seviyordum ya. Ama artık devam etmeliydik. Maceraya susamıştım resmen.
"Haydi yola devam" dedim. Thalia ayağa kalkmaya çalıştı ama kalkamayınca elinden tutp kalkmasına yardım ettim. Mealenin ışığı azalınca başka bir kibrit çıkarıp meşaleye dokundurduk. Ama bu ateş içimdeki huzursuzluğu sözdürmeye yetmiyordu. Sürekli dönüp arkaya bakıyordum. Thalia da öyle. Daha hızlı gitmeye başladık. Üçlü bir yol ayrımına gelince durduk.
"Hangisine gideceğiz?" diye sordu Thalia.
"Bence sayıştıralım." dedim. Sonra saymaya başladım. "Bir kedi varmış... kalmış... 8-9-10." dedim. 10 deyince parmağım soldaki geçitteydi. "Soldan gidelim."
Thalia bir şey söyleyecek gibi ağzını açtı ama sonra tekrar kapattı ve soldaki yola saptık. Başladığımız noktadan bayağı uzaklaışınca ruhların çığlıklarına benzer bir şeyler duyduk. Ürperdim. Keşke buraya girmeseydik. O seslerin ne olduğunu tahmin edebiliyordum. Ama artık çok geçti.
| |
|
| |
Thalia A. Carter Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 2000 Kayıt tarihi : 02/02/11
| Konu: Geri: Sırada ne var? Paz Şub. 27, 2011 6:33 am | |
| Burası Ceza Tarlalarıydı! Elsiyum'un zıttı! Acı çeken ruhlar buradaydı!
"Aman tanrım" dedim.Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.Nicole'e bakınca onun da benden pek bir farklı durumu olmadığını sezdim.Arkamı döndüm fakat kapı yok olmuştu.Şimdi ne yapacaktık? Sonra Nicole aşağı baktı ve
"Thalia nerde durduğumuza bir bak" dedi.Aşağı baktım.Şaşırmıştım çünkü hiçbir şeyin üstünde değildik.Kafama bir şey çarptı o sırada.Arkamı dönüp baktım.Bu bir saatti.
"Bunlar unutulmuş eşyalar" dedi Nicole saati eline alınca.
"Onu bunu bırakıp buradan nasıl çıkacağımızı düşünsek daha iyi olmaz mıydı,unutulmuş eşyalar bir işe yaramıyor ki ?" Nicole arkasına baktı ve kapının orda olmadığını gördü.
"Tabii çıkmanın bir yolu varsa" dedi etrafına bakınarak.Şimdi burada mı kalmıştık?Bizim ölmediğimizi anlamaları uzun sürmeyecekti.Bizi Cerberus'a yedireceklerdi en iyi ihtimalle. | |
|
| |
Terra M. Winchester Hestia Rahibesi/Kılıç Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 749 Kayıt tarihi : 18/02/11
| |
| |
Thalia A. Carter Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 2000 Kayıt tarihi : 02/02/11
| Konu: Geri: Sırada ne var? Ptsi Şub. 28, 2011 9:51 am | |
| "Bir dakika ya dalga geçmeyi kes de planı söyle komutanım" dedim taşı ona fırlatmaya çalışarak.
"Çok kolay prenses,,Bizim ölü olmadığımızı anladıkları zaman Kerberus'a atacaklar, Kerberus'u bir şekilde atlatıp -artık öper miyiz ağlar mıyız nasıl yaparız bilmiyorum ama- Hades'in taht odasına gideceğiz" dedi.Yok artık! Bu kesinlikle deliceydi ama yapmamız gerekiyordu,zaten başka şansımız da yoktu.
"Peki bunu nasıl yapacağımızı düşünüyorsun güzelim?" dedim.Güzelim dememle taşı ona fırlatmam bir olmuştu.Afallamıştı.'Yaşasın taş sende güzelim' diye düşündüm.
"Ah,ayrıntıları düşünme.Biz uygulamaya başlayalım,zaten gerisi gelir" dedi.Bu şu demek oluyordu ; onun da hiç bir fikri yoktu...Tam o sırada bizi biri -cinsiyetini bile anlamadığım bir varlık- fark etti.Ve ateş püskürterek peşimize düştü.
"Nicole ne yöne gideceğimizi bilmiyorum ama KAÇ!" diye bağırdım.O da kaçmaya başladı bana uyarak.Onun peşinden koşmaya başladım.Sanki başladığımız yere gere dönüyormuşuz gibi hislere kapılıyordum fakat hiç bir yere dönmüyor sadece dümdüz devam ediyorduk artı yaratık peşimizden geliyordu hala.
Nicole o sırada durup "Niye kaçıyoruz ki?" dedi."Savaşalım" Olabildiğince haklıydı.Hemen kılıcımı çıkardım.Ve canavara doğrulttum. | |
|
| |
Terra M. Winchester Hestia Rahibesi/Kılıç Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 749 Kayıt tarihi : 18/02/11
| Konu: Geri: Sırada ne var? Çarş. Mart 02, 2011 9:00 am | |
| Thalia meraklandı. "Bir dakika ya dalga geçmeyi kes de planı söyle komutanım." dedi taşı bana geri fırlatmaya çalışarak. Ama bende o taşa hedef olacak göz var mı?
"Çok kolay prenses, Bizim ölü olmadığımızı anladıkları zaman Kerberus'a atacaklar, Kerberus'u bir şekilde atlatıp -artık öper miyiz ağlar mıyız nasıl yaparız bilmiyorum ama- Hades'in taht odasına gideceğiz." diye cevap verdim. Planı düşündükçe karnıma sancılar giriyordu ama bunu belli etmedim.
"Peki bunu nasıl yapacağımızı düşünüyorsun güzelim?" diye sordu Thalia. Güğzelim sözcüğüyle birlikte taşı bana atmıştı. Şşaırdım, böyle bir hamle beklemiyordum. Ben de eldeki tek seçeneği denedim -yani taşın altından kalkmayı.
"Ah, ayrıntıları düşünme. Biz uygulamaya başlayalım, zaten gerisi gelir." diye kaçamak bir cevap verdim. Ben de nasıl yapacağımızı bilmiyordum açıkçası. O sırada tuhaf bir ışık fark ettim. Kafamı çevirdiğinde tuhaf bir cinsi olan yaratık bize ateş püskürterek koşuyordu. Demek gördüğüm ışıltı ateşti. Ben yerimde sap gibi dururken Thalia kaçmaya başlamıştı. Bense hala yerimde kök salarak yaratığın zayıf noktasını bulmaya çalışıyordum.
"Nicole ne yöne gideceğimizi bilmiyorum ama KAÇ!" diye bağırdı. En sonunda yaratığın bana iyice yaklaştığını fark ederek kaçmaya başladım. Orada bir saniye daha dursam yaratığın alevleri beni çok pişmiş et pirzolaya çevirecekti. Bu arada nereye koştuğumuzu da bilmiyordum. Başladığımız yere geri dönüyor gibiydik ama.
O sırada durdum. Niye savaşmıyorduk ki? Hem ben bir Ares kızıydım. Benim işim kaçmak değil savaşmaktı.
"Niye kaçıyoruz ki? Savaşalım." dedim Thalia'ya. O da bana hak verdi ki durup kılıcını çektim. Ben de öyle.
Saldırmak için yaratığın üstümüze gelmesini bekledim. İlk hamle canavardan gelse daha iyi olurdu. Şimdilik savunmada durup canavarın hamlesini bekledim. Ve o hamle çok geçmeden geldi. Canavar yaklaşıp bana doğru koştu ve koşarken ateş psskürtmeyi de ihmal etmedi. Çevik bir hareketle yana çekilip canavarın üstüne atlayıp kılıcımı derisine batırdım. O sırada inanılmaz -aslında eskiden olsa inanılmaz olurdu ama artık alışmıştım- bir şey oldu. Kılıcım canavarın derisine değer değmez ucu erimeye başladı. Erimek mi? Dur bir saniye. Bu nasıl olurdu? Kılıç ilahi bronzdandı. Ve ilahi bronzu eritebilecek yok denebilecek kadar az şey vardı. O halde nasıl olmuştu da kılıcın ucu eriyebilmişti. Ben bunları düşünürken canavar da hareket halindeydi tabii. Onu fark edemeden beni bir pençe darbesiyle yere yıktı. | |
|
| |
Thalia A. Carter Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 2000 Kayıt tarihi : 02/02/11
| Konu: Geri: Sırada ne var? C.tesi Mart 05, 2011 10:05 am | |
| "Nicole!" diye bağırdım ve ona koştum.Büyükonuş yeteneğimle canavara gitmesini söyledim fakat canavar kıt değildi hani,iki dakika sürmeden geri gelecekti.
Çantamı açtım ve içinden biraz ambrosia çıkardım.[Az olması gerekiyordu ama azlığın miktarı yoktu bu yüzden göz kararı 'biraz' çıkardım.] Nicole'e biraz yedirdi.Gözleri hemen açıldı ilk başta ses çıkarmadı fakat sonra "Ahhh!" diye inledi."Merak etme güzel kız biraz yatabilirsin" diye dalga geçtim onla.
Canavar yine göründü, üstelik bu sefer daha bi' parlaktı ateşi."Nicole ayağa kalkabilecek durumun varsa savaşalım daha az gücün varsa yavaş yavaş koşalım,ama bence koşmak kötü bir fikir,peşimizi bırakacağını sanmıyorum" dedim fısıltıyla."Kaçmak benim kitabımda yazmaz kızım" dedi ayağa kalkarken.İtiraf etmeliyim ki kendini çok çabuk toparlamıştı.
Canavar ateşlerini fırlatmaya başlamıştı yine.Sağa ve sola doğru yöneliyorduk ateşlerden kaçmak için ama canavarı da elimizde kılıç bekliyorduk.Pes etmiyorduk.Ama canavar yaklaştıkça daha da sıcak basıyordu ve ben şu an sıcaktan patlamak üzereydik,işte ceza tarlaları böyle ; buraya gelirseniz ve ölü değilseniz,ölürsünüz.Sıcaktan veya acıdan fark etmez.Ama benim sonumun böyle bitmesini istemiyordum.Ateş toplarından kaçmak yerine canavara doğru koşmaya başladım.Ne düşünüyordum bilmiyorum ama yine de koşuyordum... | |
|
| |
Terra M. Winchester Hestia Rahibesi/Kılıç Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 749 Kayıt tarihi : 18/02/11
| Konu: Geri: Sırada ne var? Paz Mart 06, 2011 6:12 am | |
| Canım yanıyordu. En son hatırladığım canavarın beni pençelediğiydi. Sonra-sonrası yok. Thalia'nın "Nicole!" diye bağırdığını duyabiliyordum ama tepki veremiyordum. Ağzımı bile açamıyordum ki. Ağzımı açsam hiç durmadan çığlık atacakmışım gibi geliyordu.
Bana bir şey yedirdi. Galiba ambrosia'ydı bu. Gözlerim hemen açıldı ama konuşamadım. E sonunda ağzımı açmaya cesaret edebildiğimde "Ahhh!" diye bir inilti çıkardım. Ne kadar zavallıca görünüyordum kim bilir?
"Merak etme güzel kız biraz yatabilirsin" diyen Thalia'nın alaycı sesine cevap veremedim. Yoksa daha da gülünç bir duruma düşecektim. Sanki yeterince gülünç durumda değildim de.
Yan tarafımda gelen bir parıltı dikkatimi çekti. Kafamı oraya doğru çevirdiğimde canavarın orada durduğunu gördüm. Daha demin neredeydi acaba? Aman, nerede olduğundan kime ne? Bir o eksikti zaten.
"Nicole ayağa kalkabilecek durumun varsa savaşalım daha az gücün varsa yavaş yavaş koşalım,ama bence koşmak kötü bir fikir,peşimizi bırakacağını sanmıyorum." dedi Thalia ben ayağa kaldırmaya çalışırken. Kaçmak mı? Ben kaçmazdım. Ben Ares kızıydım. Savaşmak benim doğamda vardı.
"Kaçmak benim kitabımda yazmaz kızım." dedim ayağa kalkarken. Hemen yerden kılıcımı aldım. Bu arada canavar tekrar ateşlerini fırlatmaya başlamıştı. Ateşten kaçmak için sağa sola yöneliyorduk ama etraf çok sıcaktı. Yaratığın elinde ölmesek bile sıcaktan kavrularak ölürdük. Biz de gelecek en iyi yeri bulmuştuk yani: Ceza Tarlaları. Neden Elysium Tarlaları'na falan gidememiştik ki sanki? Orası büyük ihtimalle buradan daha iyiydi.
Bu arada daha demin sıcak olduğunu mu söylemiştim? Öyleyse yanılmışım. Şimdi sıcaktı. İtiraf etmeliyim ki o savaş ruhum kaybolmaya başlamıştı. Bu canavardan nasıl kurtulacaktık. Göz ucuyla Thalia'ya baktım.
Ama Thalia orada değildi. Kılıcını kaldırmış, canavara doğru koşuyordu. Al işte! Sonunda sıcak beynine vurmuştu. Kesinlikle o canavarın üstüne koşmak için delirmiş olmalıydı. Ama ben henüz o kadar delirmemiştim.
"Thalia! Geri dön salak kız!" diye hırladım ama o beni dinlemedi. Sanki motora bağlamış gibi hala canavara doğru koşuyordu. | |
|
| |
| Sırada ne var? | |
|