O gün erkenden dışarı çıktım ve kardeşlerimle biraz konuştuk. Tabii ben her zamanki gibi Zell'in kulübesine bakıyordum. Zell dışarı çıktığında bizi gördü fakat görmemiş gibi uzaklaşmaya çalıştı. Biraz bozulmuştum aslında. Fakat daha ben seslenmeden bir kardeşim " Aa , bu Zell değil mi ? " dedi ve güldü. Bütün kardeşlerim bize bakıyorlardı ve gülüyorlardı. Aslında dalga geçiyorlardı ama benim için sevindiklerinden emindim. Ne de olsa biz kardeştik. Zell de kardeşimin sesini duyup " Merhaba aşkım. Bende tam spor yapıyordum. Kilo almak istemeyiz." dedi gülerek. Birilerinin yanındayken utanmıyorduk artık. Zaten çıkmaya başladığımızı bütün kampın önünde söylemiştik. ' Zell bugün çok şık giyin. Seninle bir yere gideceğiz.'' dedim. Aslında aklımda pek birşey yoktu ama Zell ile bir araya geldiğimizde mutlaka güzel vakit geçiriyorduk. Yanağından öptüm ve kulübesine doğru yürümesini izledim. Bazı kardeşlerim hafifçe sırtıma vuruyorlardı. Hep beraber muhabbet etmeye devam ettik. Akşama doğru ise kulübenin camının önüne geçmiş Hestia kulübesine bakıyordum. Bir süre sonra Zell çıktı kulübeden. Aman tanrılarım ! Gerçekten çok güzel olmuştu. Ben de hemen kulübemden fırlayıp Zell'in yanına gittim. Zell meraklı gözlerle bana bakıyordu. Ona sevecen bir bakış attım ve el ele yürümeye başladık. Hiç konuşmuyorduk çünkü zaten birbirimize baktığımız anda birbirimizi anlıyorduk. Aslında gece vaktiydi ve harpyalar bizi yakalarsa fena olurdu. Yine de umurumuzda değildi ki ! Gerekirse ölürdüm Zell için. Sessizce yürümeye devam ederken bir süre sonra plaja geldik. Kumlara uzandık ve dipdibeydik. Yıldızları izliyorduk. Sonra bir anda yüzüm parıldamaya başladı. Zell'e yarı şeytani yarı sevimli bir gülümsemeyle "Acaba Hestia'nın kızı bu saatte denize girer mi ? " dedim. Zell çok şaşırmıştı ve bana bakıyordu. Ben ise gülüyordum , gülüyordum , gülüyordum ...