Parti burada(Sadece hephaistos kulübesi)

Aynı gün içinde kulübemize üç yeni kardeşimiz gelmişti hemde bugün Julia'nın doğum günüydü ben ne yapacaktım şimdi. Çabuk düşünmeliydim aklıma tamda o sırada bir şey geldi Julia'yı yeni kardeşlerimizi gezdirmesi için dışarı yollardım Pers'le birlikte içeriyi hazırlardık. İyi fikirdi direk Julia'nın yanına gittim "Hadi Juju git ve kardeşlerimize kampı gezdir" ve onu evden çıkardım arkasını döndü bana şaşkınlıkla baktı " Ama ama bugün benim... offf boş ver nede olsa kimsenin umurunda değilim" diye bana kızdı ve Derew'le Kevın'ın ve Jimmy'nin yanına gitti onların kollarından sıkıca tutarak sürüklercesine yürütmeye başladı. Bende direk içeri Pers'ü uyandırmaya gittim onu sarstım ve kendini korkuyla yataktan attı gülmeye başladım. "Hadi kalk parti var" dedim bana uykulu ve şaşırmış bir şekilde baktı "Benim uykum var" beni kızdırıyordu mutfağa gittim bir sürahi suyu aldım yatağına gidip bacak arasına döktüm "Hemen kalkmazsan Perseus altına yaptı diye kampta söylenti çıkarırım ve bu benim için eğlenceli senin için kötü olur hadi kalk" dedim ve bana kızgın bir şekilde baktı ve ayağa kalktı "Bunun acısını senden çıkaracağım Tyl bunu sakın unutma" dedi ve üstünü değiştirmeye gitti o gidince bende kendi üstümü değiştim iyi giyinmeye çalıştım ama modaya hayatta ayak uyduramazdım benim şık giyimim yağ ve kir içinde olduğum haldi Pers ise bu işi biliyordu. Neyse biz parti hazırlıklılarına başlayalım önce aklıma işimizi kolaylaştıracak bir iki şey geldi bir iki robot yapardık ve onlar işin zor kısmını yapardı. Pers ben yaparım dedi ama onu dinlemedim o 15 dakikada yapacakken benim 5 dakikamı almıyordu güçlerimi kullanıp ortaya son model 2 robot çıkardım. onlara "Parti süslerini sen, etrafı da sen hazırlayacaksın" dememle harekete geçmeleri bir oldu bizde Pers'le birlikte mutfağa yiyecekleri hazırlamaya gittik bu işte iyi değildik en sonunda aklımıza bir şey geldi yatağımın altındaki gizli drahmilerden 1 tane aldım çeşmedeki suyu açtım ve bir yemek kanalını istedim biraz saçma bir istekti ama işimize yarardı orada çıkan bir iki şeyi yaptık artık ne kadar güzel olduysa malzemelerimiz azdı en sonunda bir şeye karar verdik bir Hermes çocuğunu çağıracak ve ona biraz drahmi karşılığında mutfaktan bir şeyler aşırmasını isteyecektik şansıma pencereye çıkınca bir Hermes çocuğu gördüm dediğimi hemen kabul etti şaşırtıcı ama 2-3 dakika sonra bir kucak dolusu yiyecekle gelmişti. iyiki robotlar vardı içeri hazırdı tek sofrayı dizmek kalmıştı tek anlamadığım tavanda asılı duran disko topunu nereden bulmuşlardı aman kimin umurunda ışıkları kapatınca çok güzel olacağı kesindi.


(ya bazı yerleri saçma oldu ama 30 dkda anca bunu yaptım )(bide yeni kardeşimiz Jimmy var onu yeni gördüm hemen editedim )

Sabah güneşin doğuşu ile beraber kalktım.Ah doğru ya bugün benim doğum günümdü.Salona doğru ilerledim ve yeni kardeşlerimi gördüm.Daha odaları olmadığı için salonda kalıyorlardı.Hemen birine şaka yapmak istiyordum.Ve bu en küçüğümüze olacaktı Jimmy.Daha gece gelmişti.Hemen mutfaktan bir tabak krem şantiyi (Elena ben ve Tyl hazırlamıştık)aldım ve Jimmy'nin yanına gittim.Tüy bulamadığım için uzun saçlarımı burnuna sürttüm.Krem şantiyi uyandığı anda yüzüne yapıştırdım ve güldüm.O da ``Hey sen abla sen bittin´´diye beni evde kovalıyordu.Hemen Tyl'ın odasına girip kapıyı kilitledim.Tyl uyandı o sırada ``Günaydın Juju´´dedi.Bende sanada dedim ve o muhteşem gülücüklerden birini attım.Tyl kalktı ve bende ona ``hadi kalk Tyl bugün çok güzel bir gün´´dedim.Tyl bana anlamsız gözlerle bakıyordu.Birden heyecanla kalktı ve kapıyı açtı.Kapıda krem şantiden yüzü görünmeyen Jim vardı.Tyl bana ``Sen değil mi?´´dedi.Bende evet dercesine başımı salladım güldü.``Juju hadi diğer kardeşlerini de al kampı gezdir ne de olsa sen her yeri biliyorsun´´dedi.Ben daha hiç bir şey söylemeden kapının önünde buldum kendimi.Hızlıca giyindim ve biz dört kardeş çıktık.Tyl şu an ölebilirdi hem de benim tarafımdan...

Bugün Julia'nın doğum günüydü ve ben daha hedye alamamıştım. Son günlerde birçok göreve gitmiştim ve sonra alırım sonra alırım demiştm. Şimdi ne yapacağımı kara kara düşünüyordum. Sabahın ilk saatleriydi. Güneş yeni doğuyordu. Camdan dışarı bakarak Julia'yaya ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Çok geçmeden alıma süper bir fikir geldi. Sessizce odamdan ıktım ve salona gittim. Herkes uyuyordu. Kardeşlerimi uyandırmadan kulübeden çıktım ve demir ocağının yolunu tuttm. Orada rahat rahat çalışabilirdim. Demir ocağıına varır varmaz işe başladım. Julia'yaya bir kolye yapıyordum. Bu kolye robot şeklindeydi ve görünmeyecek kadr küçük bir düğmesi vardı. Bu düğmeye basınca elektrik veriyordu. Bu elektriği erkek kardeşlerimize karşı kullanmak süper olurdu. Kolyeyi tamamladığımda sabakh olduğunu fark ettim ve hızlıca kulübeye gittim. İçeri girer girmezde şok oldum. Pers ve Tyl kulübeyi süslemişlerdi ve bayağı güzel olmuştu. Kısa sürede nasıl yaptıklarını anlayamadım ama sonra salonun ortasında iki tane robot görünce jeton düştü. Gülümseyerek "Harika olmuş." dedim. Pers "Ee, hem doğum günü kutlayacağız hem de yeni gelen kardeşlerimizi. Sen neredeydin?" diye sordum. Yaptığım kolyeyi göstererek "Hediye yaptım." dediğimde Tyl'la Pers gözlerini devirdiler. Güldükten sonra hazırlanmak için odama gittim.


Hediyem

Spoiler:

Küçük kaardeşlerimizi gezdiriyordum.Onlarla gezerken sürekli onlar ile uğraşıyordum.Kafalarına vurup duruyordum.Ama içimde hala bir burukluk vardı çünkü doğum günümü kimse hatırlamamıştı.Kulübemize dönmeye karar veridk çünkü yavaş yavaş hava kararıyordu.Kulübemizin önünde durduk.Arkamı döndüğümde eline bir çanta ile çocuk gördüm.Bu KArl'dı.En küçüğümüz.Sanırım bneden çekinmişti.Ben elimle gelmesini işaret ettim.Çekinsede geldi.Onu kucakladım ve kocaman bir Hoşgeldin Kardeş! dedim.O da bana gülümsedi ve içeri girdik.Aman Tanrım!Seus,Tyl,Ed,Alex,Elena herkes yemek dolu olan masanın başında İyi ki Doğdun Juliet!diye bağırıyorlardı.Her şey mükemmeldi...

Sabahın erken saatlerinde ablam Juliet tarafından kötü bir şakayla uyanmıştım.Çok sinirlenmiştim,uykuda rahatsız edilmek bile beni deli ederdi.Bir süre onu kulübenin içinde kovaladım fakat sonra kendini odalardan birine kilitledi.Bir kaç kez kapıyı açmaya çalıştım fakat olmadı.Juliet içeriden kahkahalar atıyordu.Sonra birisiyle konuştuğunu duydum.Kaşlarımı çatarak tuvalete gittim ve yüzümü yıkadım.Ardından her zamanki gibi üzerime hafif ilahi bronz geçirmez deri zırhımı giydim.Üstünede bir kot pantolon ve siyah bir tişört geçirdim.Sonra yatağıma gittim ve saate dönüşmüş arbaletimi aldım ve koluma taktım.Kulübeye baktım,sanki herkezin gizlemeye çalıştığı bir heyecan vardı.Az sonra Juliet odanın kilitini açtı ve dışarı çıktı.Az sonra üç diğer iki kardeşimde yanımda olarak Juliet bizi kampta gezdirmeye başladı.Aslında kampı yeterince görmüştüm,fakat daha yeni geldiğimden karşı gelmekten biraz çekiniyordum.Az sonra Juliet ''kulübeye dönelim'' dedi Juliet,bende hevesle evet dedim.Böylece kulübeye döndük.İçeride tam bir parti hazırlanmıştı.Yemek dolu masanın başlarında geriye kalan Hephaistos çocukları oturuyorlardı.Hep bir ağızdan İyi ki doğdun Juliet diye bağırdılar.Demek bu gün Juliet`in doğum günüydü.Herkez masanın başına oturdu.Ben ses çıkarmıyordum fakat masadaki yemekler çok lezizdi.Bu yemekleri kim yaptı diye soracak oldum fakat sustum,hala biraz çekingenlik ediyordum.Uzun süre yemek yendi herkez birbiriyle konuşuyordu.Tabii ben hariç ben sandalyemde arkama yaslanmış oturuyor ve kendime yapacağım yeni zırhı düşünüyordum.Az sonra Juliet için bir hediye yapmayı düşündüm ve masadan kalktım.Yatağımın kenarına gidip düğmelerden birine bastım.Bu arada kimsenin görmemesi için sessiz davranıyordum.Hemen saatimdeki bir düğmeye bastım,babamın verdiği Spark adlı sihirli çekicim ortaya çıktı.Çekici havaya kaldırdım,aklımda ona her şeyini taşıyabileceği sihirli zümrüt bir kolye vardı.Bu imkansız gibi görünsede çekicim gerekli her tür malzemeyi yaratabilirdi.Az sonra bu tür bir zümrüt yarattım.Ardından hem koruma amaçlı kullanır diye ince ilahi bronz bir zincire geçirdim zümrütü.Kolyeyi cebime koydum ve masaya gidip sandalyeme oturdum.Herkez konuşuyordu,kimse farketmemişti.Az sonra hediyemi veririm diye düşündüm ve sessizliğimi bozmadım.Az sonra yemek bitti ve herkez masadan kalktı.

Yemekleri yedikten sonra hep beraber masadan kalktık.HEdiyeleri açacaktım falan falan.Önce tabii ki Elena'nın hediyesini açtım.Robot şeklinde kolye çok güzeldi.Sevgili kardeşlerim Seus ve Tyl bir şey almamışlardı ama farkeden bir şey yoktu çünkü partiyi onlar dizayn etti.Sonra Jimmy'nin hediyesini aldım.Bu ilahi bronz bir zincire geçirilmiş bir zümrüt kelebek şeklinde bwen ``Kardeşim seni çok seviyorum bu en güzzel hediye´´dedim ve sarıldım.Sonra birden kapı çaldı Tyl ``Birini mi bekliyoruz Juju ´´Ben ``Aslında evet kamp içinde görmüşsünüzdür fakat benim arkadaşım olarak ilk dfa tanışacaksınız´´dedim ve kapıyı açtım.Elinde hediye paketi ve bir demet gül ile şeker çocuk Artius duruyordu...

Kapıyı çaldım. Biraz bekledikten sonra kapı açıldı. Bu gül ormanında pek bir şey göremesemde asıl güzel şeyler hep önde gözükürdü. Gülleri indirdim ve gülümsedim Selam Oda bana gülümsedi ve Selam dedi. Birkaç saniye öyle durup bakıştık. Sonra içeriden ne olduğunu yoklamak istiyen bir ses geldi. O anda kendime geldim ve gülleri tek elime alarak elimi cebime soktum ona baktım Sana bir hediye aldım... Pek şaşırmışa benzemiyordu aslında hatta heyecanlı gözüktüğünü bile söyliyebilirdim. Elimi cebimden çıkardım ama avucumu açmadan ona baktım Sen kaç yaşına gelmiştin ? sırıttı ve On altı dedi. Bu iyi haberdi çünkü aldığım hediye eğer 16 olmasaydı hiçbirşeye yaramazdı. Avucumu açtım ve onun eline elimdeki anahtarları uzattım. Bir an bana baktı ve şok olmuş biçimde bana döndü Hayır... anahtarları avucunun içine koydum ve avcunu kapattım ona sarıldım ve Doğum günün kutlu olsun dedim. Hala şaşkın bir şekilde bana bakıyordu ama birşey demesine fırsat bırakmadan Eee içeriye girebilir miyim ? dedim sırıtarak...